İster benim gibi yatılı ister gündüzlü olsun, hiç fark etmez; aynı bröveyi taşıyan ‘Erzurum Lisesi mezunu’ sevgili arkadaşlarıma ve lisemizin bugünkü sevgili öğrencilerine soruyorum:
Lisemizin şimdiki binasının (90’lardan sonra eklenen binalar hariç) 1930’ların başında Alman Mimar Lamberk tarafından zemin üzerine E ve L harflerini oluşturacak biçimde planlandığını ve öyle de inşa edildiğini biliyor muydunuz?
Ben bilmiyordum.
O köklü, o muhteşem ilim-irfan yuvasında yatılı öğrenci olarak geçirdiğim birbirinden güzel altı yılın bir tek gününde bile binanın planını kafamda oluşturup mimariye gizlenmiş sırrın, E’nin ve L’nin farkına varamadığım için şimdi kendime kızıyorum. Ne kadar dikkatsizmişim meğer.
★★
Her neyse; bu ilginç bilgiyi ben lisemizden mezun olduktan 30 küsür yıl sonra Mustafa Yılmaz Çağlayan’ın Erzurum Ansiklopedisi’nden öğrenip alıntıladım. İnternette Erzurum meraklılarına sunulan ansiklopedide ‘Erzurum Lisesi’ başlığı altında başkaca da şu bilgilere yer veriliyor:
“Erzurum Lisesi, Hastaneler Caddesinde yer almaktadır. Erzurum Lisesi’nin bu günkü binasının inşaatına 1930 yılında başlanmış ve 1939 yılında bitirilmiştir. (...) Bina, üç katlı olarak tasarlanmıştır.
‘L’ şekilli bina, yapı topluluğunun kuzeyinde bulunmaktadır. Doğu cephesinin ortasında, üzerinde saat bulunan daire şekilli bir kuleye yer verilmiştir. Dersliklerin ve idare bölümün yer aldığı ‘E’ şekilli ikinci bölüm, E harfinin kolları doğuya gelecek şekilde yerleştirilmiştir. Bu bölümün giriş kapısı, ortadaki kısa kol üzerinde bulunur.
Erzurum Lisesi, Haziran 1889 tarihinde kurulmuş, bu günkü Şair Nef’i İlköğretim Okulu binasında ‘Erzurum İdâdisi’ adıyla, Abdi Namık beyin müdürlüğünde eğitim ve öğretime başlamıştır. Lise, bugünkü binasına 1939 yılında taşınmıştır.”
★★
Bir başka kaynakta ise (erzurumportali.com) lisemizin kuruluş hikâyesiyle ilgili başka bir varsayıma ilişkin detaylar ileri sürülüyor ve deniyor ki:
“Erzurum Lisesi’nin tarihi lise binası, ‘1874 yılında’ Mektebi Askeriye Kışlası (Askeri Lise) olarak inşa edilmiş ve sonrasında askeri ortaokul ile lise olarak kullanılmış. 1925-1936 yıllarında Erzurum Müstahkem Mevkii Hastanesi olarak hizmet veren bina onarım sonrası askeri levazım hizmetleri için kullanılır. 1960’lı yıllarda toprak olan damı beton yapılır ve saç ile kaplanır. İşte Erzurum Lisesinin geçmişi…
Erzurum Lisesi, 1927 yılından itibaren Nene Hatun Kız Lisesi’nin bulunduğu binada bir dönem eğitim faaliyetlerini sürdürdü. O zamanlar binanın taban ve tavanlarının ahşap olduğu kaydediliyor. Erzurum Lisesinin bugünkü binasına taşındığı yıl olarak 1939 yılı ifade ediliyor...”
★★
Öyle veya böyle, dile kolay 1889’dan bugüne...
Ne muhteşem bir geçmiş ve ne muazzam bir kültür, bir ekol...
Bilim, sanat, spor, politika, kültür alanında sonradan ülkemizin yüz akı olacak kimler geçmemiş ki Erzurum Lisesi koridorlarından:
1924 Pasinler depremi sonrası yöreyi ziyarete gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1915 yılında bütün öğrencilerini Çanakkale’ye göndermiş ve o yıl mezun verememiş ‘Çanakkale Gazisi Erzurum Lisesi’ni 1 Ekim 1924’te özellikle ziyaret etmiş. İdadi’nin ilk müdürü Abdi Namık Bey o ziyaretten çok önce adını şeref kürsüsüne yazdırmıştı tabii; onunla birlikte Ata’nın ziyareti sonrasında lisenin ünlü öğretmenleri arasında, Ahmet Hamdi Tanpınar, Kemalettin Kamu, Fevzi Budak, Necip Çadırcı, Rahmi Aksoy gibi eğitim alanı dışında da ülke kültüründe iz bırakan çok önemli isimler yer alıyor.
Lisemizin bugünkü müdürü yeni kuşaktan çok genç bir eğitimci: Sayın Taner Aykut.
★★
Lisenin ünlü mezunları arasında ise akla ilk gelenler: Türkiye Cumhuriyeti’nin 4.Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, İstanbul Milletvekili Celal Adan, bir dönem siyasi parti kurucu başkanlığı da yapan Ahmet Tekdal, Milli Eğitim Bakanlığı’nın en uzun süre müsteşarlığını yapmış ve daha sonra Yüksek Öğretim Kurulu Başkan Vekilliğini de üstlenmiş Bener Cordan, Atatürk Üniversitesi’nin eski rektörlerinden Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz, Türk tarihine, bilhassa belge tarihine vakıf bir deha Prof. Dr. Fahrettin Kırzıoğlu, Bursa’nın eski Vali Yardımcısı Bayram Özen, akademisyenliği dışında politik kimliğiyle ve bir partinin başarılı genel sekreteri oluşuyla da lisemizin gururu olan milletvekili Prof. Dr. İsmet Kırpınar, Mersin Üniversitesi eski rektörlerinden Prof. Dr. Uğur Oral, Prof. Dr. Abdulvahap Yağanoğlu...
Geride kalan 133 yılda 40 binden fazla mezun veren, sadece Çanakkale savaşının yaşandığı yıllarda mezun verememiş bir gazi liseden söz ediyoruz. Daha nice önemli isimler var arşivinde...
Aslında şunun altını çizmek lazım ki unvanı ve statüsü ne olursa olsun ‘her mezun ayrı bir değer olarak’ bu kültüre katkı koydu ve Erzurum Lisesi’nin tarihini oluşturdu.
★★
Ve bugün...
Şimdi...
Erzurum Lisesi’nin genç ve dinamik Müdürü Sayın Taner Aykut’a sordum: Özellikle küresel salgını sonrası değişen koşullara bağlı olarak lisemizin köklü kültürünü tehdit eden bir tehlike, bir olumsuzluk var mı?
Sayın Aykut’un yanıtını noktasına-virgülüne dokunmadan paylaşıyorum:
"Salgın süreci tüm alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da etkili olmuştur. Bu kriz dönemini yönetirken okulumuz bir ekip halinde hareket etmiş ve sorumluluklarını yerine getirmeye çalışmıştır. Ancak Erzurum Lisesi'nin tarihi yapısının getirdiği bir sosyal etkileşim modeli ve ruhu vardı ki işte bu noktada okulumuz oldukça olumsuz etkilenmişti. Zira neredeyse 24 saat yaşayan bir organizma gibi olan okulumuza eski mezunlarımız, şehrimizi ziyaret eden bilim ve sanat adamları mutlaka ziyarette bulunur, öğrencilerimizle de yüz yüze iletişime geçerlerdi. Bunun yanında bir çok sosyal etkinlikler yapardık. İşte bu ve bunun gibi noktalarda okulumuz olumsuz etkilenmiş ve yeni öğrencilerimiz o tarif edilemez ‘Erzurum Lisesi ruhunu’ şimdi yeni yeni yaşama fırsatı bulmuşlardır.”
Sayın Aykut’a ‘lisemizi bugün yöresinde veya ülke çapında öne çıkaran en önemli özelliğin ne ya da neler olduğunu’ da sordum.
Yanıtı şöyle oldu:
“Ana binasından başlayarak bahçesine kadar her noktasında sinmiş tarihi anılar ve özellikler lisemizin karakteristik özelliğinin fiziksel yapısını oluşturmakla beraber; bugüne kadar yetiştirdiği öğrenciler ve görev yapan değerli eğitimciler vasıtasıyla bir kimlik oluşturmuştur. Bu kimlik aynı zamanda bir eğitim geleneğine de kapı açmıştır. Bunun en açık örneğini dünyaca ünlü Bilim Tarihi Profesörümüz Fuat Sezgin'in okulumuzdan mezun olduktan yıllar sonra doksanlı yaşlarında tekrar ziyaret etmesi ve sırasında oturarak öğrencilik yıllarını anlatmasında görebiliriz. Elbette okullar yetiştirdiği öğrencilerle varlıklarını sürdürürler; bence bu cevap her şeyi içermektedir.”
-Lisemizin bugününü nasıl değerlendiriyorsunuz peki?
"Lisemiz, 1889 tarihinden itibaren aldığı ruhu bugüne de etki etmektedir. Yani, halihazırda okuyan öğrencilerimiz ve bugüne kadar mezun olan öğrencilerimizin hepsi bu tarih ruhundan ilham almaktadır. Teknolojinin geliştiği ve eğitim öğretime de uygulandığı günümüzde lisemiz bu imkanları da sonuna kadar kullanmakta ve bir anlamda tarihle günümüzü kaynaştırmaktadır. Liseye girişlerde zaman içinde yapılan değişiklikler doğal olarak okulumuza da etki etmiş ve en son özel proje ve program uygulayan liseler kategorisine geçtikten sonra başarımız ve etkinliklerimiz daha da artmış bulunmaktadır."
★★
Nazik açıklamaları için Erzurum Lisesi’nin değerli müdürü Taner Aykut’a çok teşekkür ediyoruz.
Ve bu bölümü yine Sayın Aykut’un bir daveti ile bitiriyoruz:
“27 Mayıs 2022 Cuma günü saat 14:00’te okulumuzda, törenlerimizi gerçekleştirdiğimiz orta bahçede, geleneksel ‘Ayran Aşı Günü’ için buluşacağız. Sesimizin eriştiği bütün Erzurum Lisesi mezunlarını o gün yuvalarında görmek, lise günlerini yâd etmek ve hasret gidermek isteriz... ”
Biz mezunlara da tabii bu güzel davete icabet etmek düşüyor.
★★
Özetin özetinin özeti:
Biz Erzurum Lisesi mezunları; okulumuzla, mazimizle, en başta 1915’in Çanakkale şehidi ve gazisi olmuş kardeşlerimiz olmak üzere tüm mezunlarımızla, öğretmenlerimizle, onların başardıklarıyla, bu ülkeye kattıkları değer ve yüksek kaliteyle gurur duyuyoruz. O birikim öyle üç beş yılda oluşacak bir birikim değil elbette. Lisemizin biz mensuplarını gururlandıran özelliği de öncelikle bu kolektif tarihsel ürün.
133 yıl bu, muazzam bir tarihçe!
Mezun olup gidince, hele de mezuniyetin üstünden yıllar geçince değerini çok daha iyi anladığımız ilim, irfan yuvası; bundan sonra da ilimle, irfanla, şanla, şerefle, gururla abad olasın...
Daha nice vatan evladına yuva olasın, ışık olasın...
Lisemizin şimdiki binasının (90’lardan sonra eklenen binalar hariç) 1930’ların başında Alman Mimar Lamberk tarafından zemin üzerine E ve L harflerini oluşturacak biçimde planlandığını ve öyle de inşa edildiğini biliyor muydunuz?
Ben bilmiyordum.
O köklü, o muhteşem ilim-irfan yuvasında yatılı öğrenci olarak geçirdiğim birbirinden güzel altı yılın bir tek gününde bile binanın planını kafamda oluşturup mimariye gizlenmiş sırrın, E’nin ve L’nin farkına varamadığım için şimdi kendime kızıyorum. Ne kadar dikkatsizmişim meğer.
★★
Her neyse; bu ilginç bilgiyi ben lisemizden mezun olduktan 30 küsür yıl sonra Mustafa Yılmaz Çağlayan’ın Erzurum Ansiklopedisi’nden öğrenip alıntıladım. İnternette Erzurum meraklılarına sunulan ansiklopedide ‘Erzurum Lisesi’ başlığı altında başkaca da şu bilgilere yer veriliyor:
“Erzurum Lisesi, Hastaneler Caddesinde yer almaktadır. Erzurum Lisesi’nin bu günkü binasının inşaatına 1930 yılında başlanmış ve 1939 yılında bitirilmiştir. (...) Bina, üç katlı olarak tasarlanmıştır.
‘L’ şekilli bina, yapı topluluğunun kuzeyinde bulunmaktadır. Doğu cephesinin ortasında, üzerinde saat bulunan daire şekilli bir kuleye yer verilmiştir. Dersliklerin ve idare bölümün yer aldığı ‘E’ şekilli ikinci bölüm, E harfinin kolları doğuya gelecek şekilde yerleştirilmiştir. Bu bölümün giriş kapısı, ortadaki kısa kol üzerinde bulunur.
Erzurum Lisesi, Haziran 1889 tarihinde kurulmuş, bu günkü Şair Nef’i İlköğretim Okulu binasında ‘Erzurum İdâdisi’ adıyla, Abdi Namık beyin müdürlüğünde eğitim ve öğretime başlamıştır. Lise, bugünkü binasına 1939 yılında taşınmıştır.”
★★
Bir başka kaynakta ise (erzurumportali.com) lisemizin kuruluş hikâyesiyle ilgili başka bir varsayıma ilişkin detaylar ileri sürülüyor ve deniyor ki:
“Erzurum Lisesi’nin tarihi lise binası, ‘1874 yılında’ Mektebi Askeriye Kışlası (Askeri Lise) olarak inşa edilmiş ve sonrasında askeri ortaokul ile lise olarak kullanılmış. 1925-1936 yıllarında Erzurum Müstahkem Mevkii Hastanesi olarak hizmet veren bina onarım sonrası askeri levazım hizmetleri için kullanılır. 1960’lı yıllarda toprak olan damı beton yapılır ve saç ile kaplanır. İşte Erzurum Lisesinin geçmişi…
Erzurum Lisesi, 1927 yılından itibaren Nene Hatun Kız Lisesi’nin bulunduğu binada bir dönem eğitim faaliyetlerini sürdürdü. O zamanlar binanın taban ve tavanlarının ahşap olduğu kaydediliyor. Erzurum Lisesinin bugünkü binasına taşındığı yıl olarak 1939 yılı ifade ediliyor...”
★★
Öyle veya böyle, dile kolay 1889’dan bugüne...
Ne muhteşem bir geçmiş ve ne muazzam bir kültür, bir ekol...
Bilim, sanat, spor, politika, kültür alanında sonradan ülkemizin yüz akı olacak kimler geçmemiş ki Erzurum Lisesi koridorlarından:
1924 Pasinler depremi sonrası yöreyi ziyarete gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1915 yılında bütün öğrencilerini Çanakkale’ye göndermiş ve o yıl mezun verememiş ‘Çanakkale Gazisi Erzurum Lisesi’ni 1 Ekim 1924’te özellikle ziyaret etmiş. İdadi’nin ilk müdürü Abdi Namık Bey o ziyaretten çok önce adını şeref kürsüsüne yazdırmıştı tabii; onunla birlikte Ata’nın ziyareti sonrasında lisenin ünlü öğretmenleri arasında, Ahmet Hamdi Tanpınar, Kemalettin Kamu, Fevzi Budak, Necip Çadırcı, Rahmi Aksoy gibi eğitim alanı dışında da ülke kültüründe iz bırakan çok önemli isimler yer alıyor.
Lisemizin bugünkü müdürü yeni kuşaktan çok genç bir eğitimci: Sayın Taner Aykut.
★★
Lisenin ünlü mezunları arasında ise akla ilk gelenler: Türkiye Cumhuriyeti’nin 4.Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, İstanbul Milletvekili Celal Adan, bir dönem siyasi parti kurucu başkanlığı da yapan Ahmet Tekdal, Milli Eğitim Bakanlığı’nın en uzun süre müsteşarlığını yapmış ve daha sonra Yüksek Öğretim Kurulu Başkan Vekilliğini de üstlenmiş Bener Cordan, Atatürk Üniversitesi’nin eski rektörlerinden Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz, Türk tarihine, bilhassa belge tarihine vakıf bir deha Prof. Dr. Fahrettin Kırzıoğlu, Bursa’nın eski Vali Yardımcısı Bayram Özen, akademisyenliği dışında politik kimliğiyle ve bir partinin başarılı genel sekreteri oluşuyla da lisemizin gururu olan milletvekili Prof. Dr. İsmet Kırpınar, Mersin Üniversitesi eski rektörlerinden Prof. Dr. Uğur Oral, Prof. Dr. Abdulvahap Yağanoğlu...
Geride kalan 133 yılda 40 binden fazla mezun veren, sadece Çanakkale savaşının yaşandığı yıllarda mezun verememiş bir gazi liseden söz ediyoruz. Daha nice önemli isimler var arşivinde...
Aslında şunun altını çizmek lazım ki unvanı ve statüsü ne olursa olsun ‘her mezun ayrı bir değer olarak’ bu kültüre katkı koydu ve Erzurum Lisesi’nin tarihini oluşturdu.
★★
Ve bugün...
Şimdi...
Erzurum Lisesi’nin genç ve dinamik Müdürü Sayın Taner Aykut’a sordum: Özellikle küresel salgını sonrası değişen koşullara bağlı olarak lisemizin köklü kültürünü tehdit eden bir tehlike, bir olumsuzluk var mı?
Sayın Aykut’un yanıtını noktasına-virgülüne dokunmadan paylaşıyorum:
"Salgın süreci tüm alanlarda olduğu gibi eğitim alanında da etkili olmuştur. Bu kriz dönemini yönetirken okulumuz bir ekip halinde hareket etmiş ve sorumluluklarını yerine getirmeye çalışmıştır. Ancak Erzurum Lisesi'nin tarihi yapısının getirdiği bir sosyal etkileşim modeli ve ruhu vardı ki işte bu noktada okulumuz oldukça olumsuz etkilenmişti. Zira neredeyse 24 saat yaşayan bir organizma gibi olan okulumuza eski mezunlarımız, şehrimizi ziyaret eden bilim ve sanat adamları mutlaka ziyarette bulunur, öğrencilerimizle de yüz yüze iletişime geçerlerdi. Bunun yanında bir çok sosyal etkinlikler yapardık. İşte bu ve bunun gibi noktalarda okulumuz olumsuz etkilenmiş ve yeni öğrencilerimiz o tarif edilemez ‘Erzurum Lisesi ruhunu’ şimdi yeni yeni yaşama fırsatı bulmuşlardır.”
Sayın Aykut’a ‘lisemizi bugün yöresinde veya ülke çapında öne çıkaran en önemli özelliğin ne ya da neler olduğunu’ da sordum.
Yanıtı şöyle oldu:
“Ana binasından başlayarak bahçesine kadar her noktasında sinmiş tarihi anılar ve özellikler lisemizin karakteristik özelliğinin fiziksel yapısını oluşturmakla beraber; bugüne kadar yetiştirdiği öğrenciler ve görev yapan değerli eğitimciler vasıtasıyla bir kimlik oluşturmuştur. Bu kimlik aynı zamanda bir eğitim geleneğine de kapı açmıştır. Bunun en açık örneğini dünyaca ünlü Bilim Tarihi Profesörümüz Fuat Sezgin'in okulumuzdan mezun olduktan yıllar sonra doksanlı yaşlarında tekrar ziyaret etmesi ve sırasında oturarak öğrencilik yıllarını anlatmasında görebiliriz. Elbette okullar yetiştirdiği öğrencilerle varlıklarını sürdürürler; bence bu cevap her şeyi içermektedir.”
-Lisemizin bugününü nasıl değerlendiriyorsunuz peki?
"Lisemiz, 1889 tarihinden itibaren aldığı ruhu bugüne de etki etmektedir. Yani, halihazırda okuyan öğrencilerimiz ve bugüne kadar mezun olan öğrencilerimizin hepsi bu tarih ruhundan ilham almaktadır. Teknolojinin geliştiği ve eğitim öğretime de uygulandığı günümüzde lisemiz bu imkanları da sonuna kadar kullanmakta ve bir anlamda tarihle günümüzü kaynaştırmaktadır. Liseye girişlerde zaman içinde yapılan değişiklikler doğal olarak okulumuza da etki etmiş ve en son özel proje ve program uygulayan liseler kategorisine geçtikten sonra başarımız ve etkinliklerimiz daha da artmış bulunmaktadır."
★★
Nazik açıklamaları için Erzurum Lisesi’nin değerli müdürü Taner Aykut’a çok teşekkür ediyoruz.
Ve bu bölümü yine Sayın Aykut’un bir daveti ile bitiriyoruz:
“27 Mayıs 2022 Cuma günü saat 14:00’te okulumuzda, törenlerimizi gerçekleştirdiğimiz orta bahçede, geleneksel ‘Ayran Aşı Günü’ için buluşacağız. Sesimizin eriştiği bütün Erzurum Lisesi mezunlarını o gün yuvalarında görmek, lise günlerini yâd etmek ve hasret gidermek isteriz... ”
Biz mezunlara da tabii bu güzel davete icabet etmek düşüyor.
★★
Özetin özetinin özeti:
Biz Erzurum Lisesi mezunları; okulumuzla, mazimizle, en başta 1915’in Çanakkale şehidi ve gazisi olmuş kardeşlerimiz olmak üzere tüm mezunlarımızla, öğretmenlerimizle, onların başardıklarıyla, bu ülkeye kattıkları değer ve yüksek kaliteyle gurur duyuyoruz. O birikim öyle üç beş yılda oluşacak bir birikim değil elbette. Lisemizin biz mensuplarını gururlandıran özelliği de öncelikle bu kolektif tarihsel ürün.
133 yıl bu, muazzam bir tarihçe!
Mezun olup gidince, hele de mezuniyetin üstünden yıllar geçince değerini çok daha iyi anladığımız ilim, irfan yuvası; bundan sonra da ilimle, irfanla, şanla, şerefle, gururla abad olasın...
Daha nice vatan evladına yuva olasın, ışık olasın...