GENEL
30 Nisan 2025 - 11:56
Güncelleme: 30 Nisan 2025 - 11:59
50 yıldır sanatı susmuyor
Elazığ'ın Baskil ilçesinde yaşayan 81 yaşındaki dengbej Nurettin Abiç, sözünü yazdığı ve bestelediği türküleri 50 yılı aşkın süredir elinden düşürmediği sazıyla seslendirerek binlerce yıllık geleneği yaşatıyor.
GENEL
30 Nisan 2025 - 11:56
Güncelleme: 30 Nisan 2025 - 11:59

Yöre halkının yaşam biçimini, gelenek ve göreneklerini, dillere destan sevdalarını "stran" olarak bilinen türkülerle seslendiren dengbejler, Kürt sözlü edebiyatının temelini oluşturuyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenen, icra ettiği sanatı geleneksel aktarım yöntemleriyle öğrenen ve öğretebilen, sanatında belli bir olgunluğa erişmiş eserler ortaya koyabilen bazı dengbejler, sanatçı tanıtma kartı verilerek, "kültürel miras taşıyıcısı" oldu.
Geçmişte köy köy gezerek duygularını bu sanatla aktarmaya çalışan çok sayıda dengbej ise günümüzde dost meclislerinde veya kendilerine tahsis edilen mekanlarda bir araya gelerek türkülerini seslendirmeyi sürdürüyor.
Tutkuyla bağlandığı bu sanatı yaşam biçimine dönüştüren ve ilerleyen yaşına rağmen sürdüren dengbejlerden biri ise Baskil'in Alangören köyünde yaşamını sürdüren Nurettin Abiç.
Çocuk yaşlarda köye gelen dengbejlerden etkilenerek başladığı bu sanatı yaşatan Abiç'in 50 yıldır sazı ve sözü hiç susmadı.
Hastalar, yitirilen canlar ve kaybettiği eşi için duyduğu özlemle sözünü yazdığı ve bestelediği türküleri "en büyük sırdaşım" dediği sazı ile seslendiren Abiç'in evinden, bahçesinden, köyünden türküler yankılanıyor.
- "Gizli gizli gidip mağarada saz çalıyordum"
8 çocuğu, 33 torunu bulunan Nurettin Abiç, çocuk yaşlardayken köylerinde saz, radyo bulunmadığını, tahtalara çivi çakıp, tel gerip saz gibi kullandıklarını söyledi.
Bir arkadaşının Malatya'dan bir saz getirdiğini anlatan Abiç, "O çalmayı beceremedi. Ben de sazı alıp mağarada sakladım. Gizli gizli gidip o mağarada saz çalıyordum. Köye dengbejler geliyordu. Saz çalıp, türkü söylüyorlardı. Onlar bana çok büyük heves verdi." dedi.
Abiç, 51 yıl önce bir altın bozdurarak bir saz aldığını belirterek, yıllardır dengbejlik yaptığını anlattı.
"Eskiden radyo, televizyon yoktu. Hepimiz bir odaya toplanırdık. Sazı çalan ve söyleyenler üst düzeydeydi." diyen Abiç, acılı bestelerini daha çok ölenler için yaptığını belirtti.
Abiç, "Herkesin bir sırdaşı var, benim de sırdaşım duvarda asılı olan sazımdır." diye konuştu.
- "Bütün duygularım, sözlerim bu sazdadır"
Eşinin ardından çok beste yaptığını anlatan Abiç, şunları kaydetti:
"Eşim de vefat edince tek başıma kaldım. Kendi kendime çalıp söylüyorum. Bütün duygularım, sözlerim bu sazdadır. Sazımla, sözümle kendi kendimi teselli ediyorum. Zamanımı böyle geçiriyorum. 90 ile 100 arasında bestem var. Yaşım geçtikçe unutuyorum. Köyün en yaşlısı benim."
Abiç, geçmişte talep üzerine köylere, düğünlere giderek türküler seslendirdiğini, eskiye büyük özlem duyduğunu ancak şimdi çalışacak gücünün kalmadığını belirtti.
Dengbejlik kültürünün yok olmasını istemediğini dile getiren Abiç, "Yanıma birileri gelince çalıp, söylüyorum. Çoğu zaman da kendi kendime çalıp söylüyorum." ifadelerini kullandı.
- "Babamdaki bu merak atalarımızdan geliyor"
Oğlu Mehmet Abiç de babasının yıllardır saz çalıp, türkü söylediğini belirtti.
Babasının yazıp, bestelediği türkülerle büyüdüklerini anlatan Abiç, "Babam çok sevilen bir insan. Sazını, sohbetini herkes gelip dinliyor. Zaman oldukça dostları ahbapları geliyor, sohbet edip, saz çalıyorlar. Babamdaki bu merak atalarımızdan geliyor. Köyümüzde babam gibi türkü söyleyenler vardı şimdi ise tek babam kaldı." dedi.
AA
İlginizi Çekebilir