
SAADET NİNE
1861 yılında Erzurum Horasan ilçesinde dünyaya gelmiştir. Çiftçilikle uğraşan Şakir Çavuş ve Nazlı Abla’nın çocuklarıdır. Saadet Nine, Rus işgalinde büyük fedakârlık gösteren bir Türk kızıdır. Saadet Nine’nin hayatı, halk tarafından şöyle dilden dile anlatılır. 1877–1878 Osmanlı-Rus Harbidir ve Saadet Nine on altı yaşlarında genç bir kızdır. Dışarıda, bahçede akranlarıyla çeyiz yapacağı, örgü öreceği zamanları zülüm içerisinde geçmiştir. Kimsenin korkudan dışarıya adım atamadığı o zamanlarda Saadet Nine, annesi ve nenesiyle tandır başında ekmek pişirdikleri vakit bir anda karşılarında Rus askerlerini görürler. Ruslar, Osmanlı ordusunu mağlup etmiş ve Doğu Anadolu’yu işgal etmiştir. Saadet Nine ve yanındakileri saçlarından sürüklenerek bir ahıra getirilir. Saadet Nine korku içinde annesinin gözlerine bakarak neler olacağını anlamaya çalışır. Rus askerleri köydeki bütün kadın ve çocukları bir araya topladıktan sonra yan yana dizilmelerini söylerler. Saadet Nine, artık daha çok korkmaya başlar; çünkü ilk kurşun sesi kulaklarında yankılanmış ve gözleri önünde insanlar öldürülmüştür. Çaresiz ve savunmasız kadın ve çocuklar bir bir Rus askerlerinin silahlarından çıkan kurşunların hedefi oluyor ve oracıkta can veriyorlardı. Saadet’i etkileyen en önemli olay ise en yakınlarının gözünün önünde öldürülme anıdır. Cansız bedenler Saadet Nine’nin üzerine yıkılıyor, Saadet Nine ise onların altında kalıyordu. O kadar çok insan öldürülmüştü ki ölenlerin altında kalanlar bu şekilde ölümden kurtulmuştu. Saadet Nine, Rus askerlerinin mutluluk çığlıklarına dayanamıyor, ağzına dolan kanlardan nefes almakta güçlük çekiyordu. Rus askerleri herkesin öldüğünden emindi. Sadece bir kişi hayattaydı, o da Saadet Nineydi. Üstündeki cansız bedenlerden sıyrıldı. Sabırsızdı, annesinin ve ninesinin öcünü Ruslardan almak istiyordu. Ahırın etrafını dolanarak evine hızla koştu ve evinin duvarında asılı olan kılıcı alarak tekrar ahıra geri döndü. Rus askerlerine sinsice yaklaştı. Onlardan birini öldürebileceğini sanıyordu. Tam kılıcını kaldırırken Rus askerleri onu fark etti ve elindeki kılıcı alarak Saadet Nine’nin boynunu bir hamlede kesiverdiler. Sonunda onunda canını almışlardı. Saadet Nine’nin bu şekilde can vermesinden dolayı nine olmadığı halde onu halk onu nene olarak anmaya başlamıştır.
FAİKA HANIM
Erzurum’un düşman işgalinden kurtarılmasından sonra bölge üzerinde Ermeni istekleri bitmemiştir. Özellikle de Amerika Birleşik Devletlerini başkanı Wilson’un yayınladığı ilkeler Ermenileri tekrar hareket geçirmişti. General Harbord’un hazırladığı ve Doğu Anadolu Bölgesinde Türklerin çoğunlukta olduğu rapor bile Ermenileri bu emellerinden vazgeçirmemiştir. İşte Ermenilerin bölgede ki emellerine engel olmak amacıyla kurulan Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti erkeği ve kadınıyla vatan mücadelesini yapmıştır. Bu cemiyetinin kadın müdavimlerinden biridir Faika Hanım olmuştur. Faika Hanım, Ermenilerin emellerini engellemek amacıyla şehir halkını örgütlemiş ve Murat Paşa Caminin bulunduğu alanda tepkilerin ortaya konulmasına ön ayak olmuştur. Faika Hanımın bu başkaldırısı taa Amerika’da yankı bulmuş ve Anadolu kadınının bağımsızlığa verdiği önem anlaşılmıştır. Faika Hanım bu başkaldırının öncüsü olmuş ve şehir tarihinde ki yerini almıştır. Ülkenin düşman işgalinden kurtarılmasından sonra Faika Hanım bu seferde eğitim sahasında vazifesine devam etmiştir. İsmet Paşa İlköğretim okulunda müdirelik yapan Faika Hanım’la ilgili inşallah daha detaylı bilgilere ulaşabileceğimiz yayınlar kısa sürede yayınlanır ve genç kuşaklar bu vatansever insanı kendilerine örnek alır. Aynı araştırma, şehir kültürünün muhafaza edilmesi ve geliştirilmesi adına kıymetli hizmetleri olan Erzurum Kalkınma Vakfının internet sitesinde aldığımız bilgiler dahilinde ismi geçen Erzurum’un ilk kadın mahalle muhtarı seçilen Sevinç Özdoğan’ın, bütün mal varlığını Kızılay’a bağışlayan fedakâr ve yardımsever bir Erzurumlu Hanım Efendi Hennane Beybaba’nın, Erzurum da yıllarca eğitim-öğretim faaliyetlerinde bulunmuş ve yüzlerce genç yetiştirmiş ve yakın bir zamanda kaybettiğimiz bir hanımefendi Saffet Zengin’nin, Kadınlar Derneğinin ilk kurucusu ve İsmet Paşa İlkokulunda yıllarca müdürelik yapmış Neziha Gürbüz’ün, 1614 yılında kendi adına kurduğu vakıfla ihtiyaç sahiplerine kapılarını açan Erzurum Kalesinin gönüllü ağasının eşi olan Raziye Hanım’ın, bilgi ve görgüsüyle Şeyhülislam Vani Efendi'nin eşi 'İsmet Hanım’ın, Erzurum Belediye Reisi Dr. Şerif Efendi'nin kızı, 'Paşa' lakaplı 'Fadime Hanım'ın, Erzurum'da Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti'nin temellerini atan Cevad Dursunoğlu’nun kızı 'Nafia Hanım'ın, Kazım Karabekir Paşa'nın Erzurum'u kurtarışında adı sıkça geçen 'Besime Hanım'ın, Yazıcızadeler'den 'Punpul Hanım'ın, Kazanasmazlar'dan 'Şaziye Hanım'ın hayatları içinde yapılmalıdır. (http://www.ervak.org.tr/Det.asp?id=100, erişim tarihi: 23 Mayıs 2020)
1861 yılında Erzurum Horasan ilçesinde dünyaya gelmiştir. Çiftçilikle uğraşan Şakir Çavuş ve Nazlı Abla’nın çocuklarıdır. Saadet Nine, Rus işgalinde büyük fedakârlık gösteren bir Türk kızıdır. Saadet Nine’nin hayatı, halk tarafından şöyle dilden dile anlatılır. 1877–1878 Osmanlı-Rus Harbidir ve Saadet Nine on altı yaşlarında genç bir kızdır. Dışarıda, bahçede akranlarıyla çeyiz yapacağı, örgü öreceği zamanları zülüm içerisinde geçmiştir. Kimsenin korkudan dışarıya adım atamadığı o zamanlarda Saadet Nine, annesi ve nenesiyle tandır başında ekmek pişirdikleri vakit bir anda karşılarında Rus askerlerini görürler. Ruslar, Osmanlı ordusunu mağlup etmiş ve Doğu Anadolu’yu işgal etmiştir. Saadet Nine ve yanındakileri saçlarından sürüklenerek bir ahıra getirilir. Saadet Nine korku içinde annesinin gözlerine bakarak neler olacağını anlamaya çalışır. Rus askerleri köydeki bütün kadın ve çocukları bir araya topladıktan sonra yan yana dizilmelerini söylerler. Saadet Nine, artık daha çok korkmaya başlar; çünkü ilk kurşun sesi kulaklarında yankılanmış ve gözleri önünde insanlar öldürülmüştür. Çaresiz ve savunmasız kadın ve çocuklar bir bir Rus askerlerinin silahlarından çıkan kurşunların hedefi oluyor ve oracıkta can veriyorlardı. Saadet’i etkileyen en önemli olay ise en yakınlarının gözünün önünde öldürülme anıdır. Cansız bedenler Saadet Nine’nin üzerine yıkılıyor, Saadet Nine ise onların altında kalıyordu. O kadar çok insan öldürülmüştü ki ölenlerin altında kalanlar bu şekilde ölümden kurtulmuştu. Saadet Nine, Rus askerlerinin mutluluk çığlıklarına dayanamıyor, ağzına dolan kanlardan nefes almakta güçlük çekiyordu. Rus askerleri herkesin öldüğünden emindi. Sadece bir kişi hayattaydı, o da Saadet Nineydi. Üstündeki cansız bedenlerden sıyrıldı. Sabırsızdı, annesinin ve ninesinin öcünü Ruslardan almak istiyordu. Ahırın etrafını dolanarak evine hızla koştu ve evinin duvarında asılı olan kılıcı alarak tekrar ahıra geri döndü. Rus askerlerine sinsice yaklaştı. Onlardan birini öldürebileceğini sanıyordu. Tam kılıcını kaldırırken Rus askerleri onu fark etti ve elindeki kılıcı alarak Saadet Nine’nin boynunu bir hamlede kesiverdiler. Sonunda onunda canını almışlardı. Saadet Nine’nin bu şekilde can vermesinden dolayı nine olmadığı halde onu halk onu nene olarak anmaya başlamıştır.
FAİKA HANIM
Erzurum’un düşman işgalinden kurtarılmasından sonra bölge üzerinde Ermeni istekleri bitmemiştir. Özellikle de Amerika Birleşik Devletlerini başkanı Wilson’un yayınladığı ilkeler Ermenileri tekrar hareket geçirmişti. General Harbord’un hazırladığı ve Doğu Anadolu Bölgesinde Türklerin çoğunlukta olduğu rapor bile Ermenileri bu emellerinden vazgeçirmemiştir. İşte Ermenilerin bölgede ki emellerine engel olmak amacıyla kurulan Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti erkeği ve kadınıyla vatan mücadelesini yapmıştır. Bu cemiyetinin kadın müdavimlerinden biridir Faika Hanım olmuştur. Faika Hanım, Ermenilerin emellerini engellemek amacıyla şehir halkını örgütlemiş ve Murat Paşa Caminin bulunduğu alanda tepkilerin ortaya konulmasına ön ayak olmuştur. Faika Hanımın bu başkaldırısı taa Amerika’da yankı bulmuş ve Anadolu kadınının bağımsızlığa verdiği önem anlaşılmıştır. Faika Hanım bu başkaldırının öncüsü olmuş ve şehir tarihinde ki yerini almıştır. Ülkenin düşman işgalinden kurtarılmasından sonra Faika Hanım bu seferde eğitim sahasında vazifesine devam etmiştir. İsmet Paşa İlköğretim okulunda müdirelik yapan Faika Hanım’la ilgili inşallah daha detaylı bilgilere ulaşabileceğimiz yayınlar kısa sürede yayınlanır ve genç kuşaklar bu vatansever insanı kendilerine örnek alır. Aynı araştırma, şehir kültürünün muhafaza edilmesi ve geliştirilmesi adına kıymetli hizmetleri olan Erzurum Kalkınma Vakfının internet sitesinde aldığımız bilgiler dahilinde ismi geçen Erzurum’un ilk kadın mahalle muhtarı seçilen Sevinç Özdoğan’ın, bütün mal varlığını Kızılay’a bağışlayan fedakâr ve yardımsever bir Erzurumlu Hanım Efendi Hennane Beybaba’nın, Erzurum da yıllarca eğitim-öğretim faaliyetlerinde bulunmuş ve yüzlerce genç yetiştirmiş ve yakın bir zamanda kaybettiğimiz bir hanımefendi Saffet Zengin’nin, Kadınlar Derneğinin ilk kurucusu ve İsmet Paşa İlkokulunda yıllarca müdürelik yapmış Neziha Gürbüz’ün, 1614 yılında kendi adına kurduğu vakıfla ihtiyaç sahiplerine kapılarını açan Erzurum Kalesinin gönüllü ağasının eşi olan Raziye Hanım’ın, bilgi ve görgüsüyle Şeyhülislam Vani Efendi'nin eşi 'İsmet Hanım’ın, Erzurum Belediye Reisi Dr. Şerif Efendi'nin kızı, 'Paşa' lakaplı 'Fadime Hanım'ın, Erzurum'da Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti'nin temellerini atan Cevad Dursunoğlu’nun kızı 'Nafia Hanım'ın, Kazım Karabekir Paşa'nın Erzurum'u kurtarışında adı sıkça geçen 'Besime Hanım'ın, Yazıcızadeler'den 'Punpul Hanım'ın, Kazanasmazlar'dan 'Şaziye Hanım'ın hayatları içinde yapılmalıdır. (http://www.ervak.org.tr/Det.asp?id=100, erişim tarihi: 23 Mayıs 2020)