Türkiye’de de Türk İHA ve S/İHA’larından rahatsız olan bir muhalif kesim var. Garip ama gerçek bu. ABD’deki Rum, Yunan, Ermeni, BAE, Suudi Arabistan lobileri ortak çalışarak 4 sayfalık bir mektup hazırlamış, 27 Kongre Üyesi imzasıyla Dışişleri Bakanı Antony Bilenken’e göndermişler. Mektubun içeriğinde, S/İHA’ların Suriye’de, Irak’ta PYD/YPG/PKK’yı avlamasından rahatsızlık, ABD’nin YPG’ye verdiği silahların imha edilmesi ve Karabağ’da Ermeni Ordusunun perişan edilmesinin karın ağrıları bulunuyor.
ABD, neden böyle bir tepki gösteriyor. Neden Türk SİHA’ları ABD çıkarlarını tehdit ediyor. Çünkü Türkiye, düne kadar ABD’nin kontrolündeydi! Silahı kendinin verdiği, söz dinleyen, kontrol ettiği, susturduğu bir Türkiye istiyorlar. Bunun için duygusal tepki gösteriyorlar. Suriye’de ABD’nin verdiği silahları Türk S/İHA’ları vurdu. Bağımlı kalması gereken bir aktör, bağımsız davranıyor. Milli çıkarları önceleyen politikalar üretiyor. Düşünün Türkiye’nin düne kadar milli piyade tüfeği yoktu. Bunu hiç unutmayın. Yani her açıdan ABD’ye bağlı bir Türkiye, bağımsız tavırlar sergiliyor. Bu haliyle de ABD’den hiç memnun kalmıyor.
“1991 yılında ABD’nin çölde bıraktığı ve envanterinden çıkardığı tank ve silahları aldı. Yol parası, tamir parası ve sigorta parası ödedi, Türkiye’ye gönderdiler. Türkiye’yi dünyanın borcuna soktular. Oralardan buralara geldi Türkiye. Türkiye, Savunma Sanayi alanında gelebilecek bir ambargoyu hesaplayıp tedbirlerini şimdiden almalıdır.(İsmail Hakkı Pekin)”
“Türkiye’nin savunma alanında gelişmesini ABD ve Batı istemiyor. ABD, Washington ve Pentagon’da herkes Türkiye’nin baş eğdirilmesi ve kontrol altına alınması gerektiğini söylüyor. Yunan, Rum, Ermeni, BAE, Suudi Arabistan lobileri ortak çalışıyor. (Ali Çınar/CNN Türk Canlı Yayın)”
Türkiye durdurulmalı
Türk S/İHA’ları Bükreş 9’lusu tarafından alındı. 14 ülkeye satışı gerçekleştirilen S/İHA’lar için 20 ülkenin sırada olduğu biliniyor. Yalnızca S/İHA’lar mı? Türkiye, Savunma Sanayi alanında adeta patlama yaşıyor. İnsansız ve silahlı deniz araçları, füzeler, savunma sistemleri (KORAL gibi), zırhlılar, tank, yerli ve milli piyade tüfeği gibi sayısız silah üretimini gerçekleştiriyor. Üretilen milli silah sistemleri askeri açıdan büyük bir üstünlük sağlıyor.
Yalnızca bu nedenlerden dolayı değil ama Türkiye’nin Washington’dan yönetilememe durumu nedeniyle ABD’de ciddi rahatsızlıklar var.
Peki ABD’yi rahatsız eden Türkiye’yi terbiye etmek için hangi araçlar kullanılıyor dersiniz!
Türkiye açısından geçmişte en etkin terbiye metodu askeri darbeler yer alıyordu. 2010 sonrası Batı ve ABD ile yol ayrımına giren, Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda politikalar geliştiren Ankara, GEZİ, FETÖ operasyonları, Hendek (Çukur) ve Kobani operasyonları ile yola getirilmek istendi. Milli Devlet ve Erdoğan bütün bu operasyonları bertaraf etmeyi başardı. 15 Temmuz ihanet kalkışması en son askeri kalkışma olarak adeta milletin göğsünde eridi.
ABD Başkanı Biden’in Türkiye için yapılacak operasyonların başarısızlığı üzerine yeni model düşündüğünü açıklıkla ifade etti. Muhalefet desteklenecekti. Bu bağlamda çok sayıda medya grubu, sosyal medya alanında fonlanan gruplar “Yaratıcı Yıkıcılık” alanında önemli işlere imza atıyorlar. ÖSYM sınavında, yangınlarda, mülteci sorunuyla ilgili yaratıcı yıkıcılığı görüyoruz.
Türkiye’nin istikrarsızlığa sürüklenmesi, yeniden ABD kontrolüne ve Washington için “cici çocuk” olması veya bağımsızlığı Türk Devletine, iktidara olduğu kadar Büyük Türk milletinin ferasetine de bağlı..
ABD, neden böyle bir tepki gösteriyor. Neden Türk SİHA’ları ABD çıkarlarını tehdit ediyor. Çünkü Türkiye, düne kadar ABD’nin kontrolündeydi! Silahı kendinin verdiği, söz dinleyen, kontrol ettiği, susturduğu bir Türkiye istiyorlar. Bunun için duygusal tepki gösteriyorlar. Suriye’de ABD’nin verdiği silahları Türk S/İHA’ları vurdu. Bağımlı kalması gereken bir aktör, bağımsız davranıyor. Milli çıkarları önceleyen politikalar üretiyor. Düşünün Türkiye’nin düne kadar milli piyade tüfeği yoktu. Bunu hiç unutmayın. Yani her açıdan ABD’ye bağlı bir Türkiye, bağımsız tavırlar sergiliyor. Bu haliyle de ABD’den hiç memnun kalmıyor.
“1991 yılında ABD’nin çölde bıraktığı ve envanterinden çıkardığı tank ve silahları aldı. Yol parası, tamir parası ve sigorta parası ödedi, Türkiye’ye gönderdiler. Türkiye’yi dünyanın borcuna soktular. Oralardan buralara geldi Türkiye. Türkiye, Savunma Sanayi alanında gelebilecek bir ambargoyu hesaplayıp tedbirlerini şimdiden almalıdır.(İsmail Hakkı Pekin)”
“Türkiye’nin savunma alanında gelişmesini ABD ve Batı istemiyor. ABD, Washington ve Pentagon’da herkes Türkiye’nin baş eğdirilmesi ve kontrol altına alınması gerektiğini söylüyor. Yunan, Rum, Ermeni, BAE, Suudi Arabistan lobileri ortak çalışıyor. (Ali Çınar/CNN Türk Canlı Yayın)”
Türkiye durdurulmalı
Türk S/İHA’ları Bükreş 9’lusu tarafından alındı. 14 ülkeye satışı gerçekleştirilen S/İHA’lar için 20 ülkenin sırada olduğu biliniyor. Yalnızca S/İHA’lar mı? Türkiye, Savunma Sanayi alanında adeta patlama yaşıyor. İnsansız ve silahlı deniz araçları, füzeler, savunma sistemleri (KORAL gibi), zırhlılar, tank, yerli ve milli piyade tüfeği gibi sayısız silah üretimini gerçekleştiriyor. Üretilen milli silah sistemleri askeri açıdan büyük bir üstünlük sağlıyor.
Yalnızca bu nedenlerden dolayı değil ama Türkiye’nin Washington’dan yönetilememe durumu nedeniyle ABD’de ciddi rahatsızlıklar var.
Peki ABD’yi rahatsız eden Türkiye’yi terbiye etmek için hangi araçlar kullanılıyor dersiniz!
Türkiye açısından geçmişte en etkin terbiye metodu askeri darbeler yer alıyordu. 2010 sonrası Batı ve ABD ile yol ayrımına giren, Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda politikalar geliştiren Ankara, GEZİ, FETÖ operasyonları, Hendek (Çukur) ve Kobani operasyonları ile yola getirilmek istendi. Milli Devlet ve Erdoğan bütün bu operasyonları bertaraf etmeyi başardı. 15 Temmuz ihanet kalkışması en son askeri kalkışma olarak adeta milletin göğsünde eridi.
ABD Başkanı Biden’in Türkiye için yapılacak operasyonların başarısızlığı üzerine yeni model düşündüğünü açıklıkla ifade etti. Muhalefet desteklenecekti. Bu bağlamda çok sayıda medya grubu, sosyal medya alanında fonlanan gruplar “Yaratıcı Yıkıcılık” alanında önemli işlere imza atıyorlar. ÖSYM sınavında, yangınlarda, mülteci sorunuyla ilgili yaratıcı yıkıcılığı görüyoruz.
Türkiye’nin istikrarsızlığa sürüklenmesi, yeniden ABD kontrolüne ve Washington için “cici çocuk” olması veya bağımsızlığı Türk Devletine, iktidara olduğu kadar Büyük Türk milletinin ferasetine de bağlı..