Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen Deney Hayvanları Kullanım Sertifikası Eğitim Programı başvuruları başladı. Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr. M. Sinan Aktaş, programın amacını anlatarak, “Bu kursu ile sağlık bilimlerindeki insanlara, deney hayvanlarına nasıl en az acı duyacak şekilde muamele edilmesi ve deney modelleri oluşturulurken nelere dikkat etmek gerektiğini öğretmeyi hedefliyoruz” dedi.
Manolya BULUT – PUSULA
Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu Başkanlığınca her yıl düzenlenen eğitim programına çevre illerden de katılım sağlanıyor. Yasa gereği sağlık bilimleri alanında deney hayvanları ile çalışma yürütmek isteyenler bu sertifika programına sahip olmak zorunda. Eğitim programına başvuru yapmak için en az lisans mezunu olmak gerekiyor.
Eğitim programının koordinatörlüğünü yürüten Prof. Dr. M. Sinan Aktaş, “Biz Avrupa Birliği’ne aday adayı ülkelerden biriyiz. Avrupa Birliği’nde ne kural, kanun varsa hepsini kabul ediyoruz anlamına geliyor. 2004 yılında Avrupa Birliği’nde geçerli olan hayvanları koruma kanunu artık bizim ülkemizde de geçerli oldu. Ben gençliğimde haberlerden hatırlarım, bir tane hademe köpeklerde kalp üzerine araştırma yapıyor. Yakalanıp, tespit edildiğinde de 100 lira gibi çok komik para cezaları ile cezalandırılan durumlar olurdu. Hayvanları koruma kanunu çıktıktan sonra bu değişti. Nasıl ki insan yaşama özgürlüğüne sahip ise her hayvan da türüne özgü yaşama hakkına sahiptir noktasına gelindi. Son zamanlarda hayvan hakları daha da ön plana çıktı” diye konuştu.
Etik kurallar gözetiliyor
Deney hayvanları üzerinde yapılan çalışmaların insan sağlığı için olduğunu aktaran Aktaş, bu tarz eğitim programları ile en azından söz konusu araştırmaların olabildiğince etik kurallar çerçevesinde yürütülmesinin sağlandığını söyledi. Aktaş sözlerine şunları ekledi; “Sağlık bilimleri ile ilgili branşlarda yapılan araştırmalarda direkt insanlar üzerinde çalışma yapmak kabul görmüyor. Önce deney hayvanları üzerinde bu çalışmalar yapılıyor. Belli bir noktaya geliniyor. Bu insanlarda kullanılabilir algısı oluşuyor. Bu deney hayvanlarını kullanmak için de insanların mahir, yetkili olması lazım. Biz bu kursu açarak sağlık bilimlerindeki insanlara, deney hayvanlarına nasıl en az acı ve ızdırap duyacak şekilde muamele edilmesi gerekli, deney modelleri oluşturulurken nelere dikkat etmek gerekli, deney hayvanlarıyla ilgili bilmeleri gereken her şeyi öğretmeyi hedefliyoruz. Önceliğimiz hayvan sağlığı. Hayvan sağlığını korumak öncelikli. Onlara nasıl müdahale edilir onu öğretiyoruz.”
AB üyesi tüm ülkelerde geçerli
Sertifikanın AB üyesi tüm ülkelerde de geçerliliği olduğunu belirten Aktaş, “Çevre ve Orman Bakanlığı’nın koyduğu standartlar var. Bu standartlara uygun olarak yapıyoruz. Genellikle 40 saat teorik 40 saat uygulama olmak üzere 80 saatlik. İki haftaya yayıyoruz. Kursun sonunda uygulamalı ve yazılı sınav yapıyoruz. Sınavları başarı ile tamamlayan kursiyerlere de deney hayvanı kullanma sertifikası veriyoruz. Hatta bu hayvanlara bakıcılık yapmak isteyenlerin dahi sertifikaya sahip olma zorunluluğu var. Sağlık bilimleri alanında çalışma yapan fakültelerin mutfağıdır deney hayvanları. Ama kimsenin deney hayvanı diye istediği muameleyi yapma hakkı yok. Kurallar, kaideler var. Sertifika AB üyesi ülkelerin tamamında kabul görüyor. Bu bilimsel araştırmaların bütçeleri çok fazla oluyor. Kişinin kendi cebinden karşılayabileceği rakamlar değil. Dolayısıyla projelendirip TUBİTAK veya üniversitelerin bilimsel araştırma koordinatörlüklerine sunmak durumundayız. Oradaki yetkililer de ekibe, ekibin deney hayvanı kullanım sertifikası var mı buna bakıyorlar. Sertifika yoksa projeyi desteklemiyorlar. Bu işle teması olan her kurumun önemsediği bir konu bu. Bu işin temelinde hayvan refahı var” ifadelerinde bulundu.
Gelecekte deneyler sanal hayvanlar üzerinde yapılabilir
Sağlık bilimleri alanında yapılan araştırmaların insana yakın canlılar üzerinde denenmesi uygulamasının kalkabileceğini söyleyen Aktaş, şöyle konuştu; “Bu bir süreç. Bundan 20 yıl önce canı isteyen hayvanlara istediğini yapıyordu. Ceza olarak karşılığı da çok komikti. Bugün kanunlar, kurallar çıkmış ya da çıkmak üzere. Dünyada şu anda da yavaş yavaş gelişmeye başlayan bir alternatif var. Sanal ortamda hayvan yapıyorlar. Bir bilgisayar programının tavşan olduğunu düşünün. Tavşanın vücut sıcaklığı, günde nasıl beslenir, nabzı nasıl atar gibi özellikleri kodlanıyor. Siz bir ilacın etkinliğini araştırıyorsunuz. O programa ilacı hangi süre ve hangi dozda verdiğinizde sonucunun ne olacağını görebiliyorsunuz. Bu işin başlangıcı. Belki bugün ortaya çıkan şeyler hatalı sonuçlar veriyor olabilir. Ama eminim ki kısa zamanda bu bilimsel çalışmaların canlı materyal üzerinde yapılmayacağını düşünüyorum. Türkiye’de bu durum nasıl bilgim yok.”
Manolya BULUT – PUSULA
Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü Hayvan Deneyleri Yerel Etik Kurulu Başkanlığınca her yıl düzenlenen eğitim programına çevre illerden de katılım sağlanıyor. Yasa gereği sağlık bilimleri alanında deney hayvanları ile çalışma yürütmek isteyenler bu sertifika programına sahip olmak zorunda. Eğitim programına başvuru yapmak için en az lisans mezunu olmak gerekiyor.
Eğitim programının koordinatörlüğünü yürüten Prof. Dr. M. Sinan Aktaş, “Biz Avrupa Birliği’ne aday adayı ülkelerden biriyiz. Avrupa Birliği’nde ne kural, kanun varsa hepsini kabul ediyoruz anlamına geliyor. 2004 yılında Avrupa Birliği’nde geçerli olan hayvanları koruma kanunu artık bizim ülkemizde de geçerli oldu. Ben gençliğimde haberlerden hatırlarım, bir tane hademe köpeklerde kalp üzerine araştırma yapıyor. Yakalanıp, tespit edildiğinde de 100 lira gibi çok komik para cezaları ile cezalandırılan durumlar olurdu. Hayvanları koruma kanunu çıktıktan sonra bu değişti. Nasıl ki insan yaşama özgürlüğüne sahip ise her hayvan da türüne özgü yaşama hakkına sahiptir noktasına gelindi. Son zamanlarda hayvan hakları daha da ön plana çıktı” diye konuştu.
Etik kurallar gözetiliyor
Deney hayvanları üzerinde yapılan çalışmaların insan sağlığı için olduğunu aktaran Aktaş, bu tarz eğitim programları ile en azından söz konusu araştırmaların olabildiğince etik kurallar çerçevesinde yürütülmesinin sağlandığını söyledi. Aktaş sözlerine şunları ekledi; “Sağlık bilimleri ile ilgili branşlarda yapılan araştırmalarda direkt insanlar üzerinde çalışma yapmak kabul görmüyor. Önce deney hayvanları üzerinde bu çalışmalar yapılıyor. Belli bir noktaya geliniyor. Bu insanlarda kullanılabilir algısı oluşuyor. Bu deney hayvanlarını kullanmak için de insanların mahir, yetkili olması lazım. Biz bu kursu açarak sağlık bilimlerindeki insanlara, deney hayvanlarına nasıl en az acı ve ızdırap duyacak şekilde muamele edilmesi gerekli, deney modelleri oluşturulurken nelere dikkat etmek gerekli, deney hayvanlarıyla ilgili bilmeleri gereken her şeyi öğretmeyi hedefliyoruz. Önceliğimiz hayvan sağlığı. Hayvan sağlığını korumak öncelikli. Onlara nasıl müdahale edilir onu öğretiyoruz.”
AB üyesi tüm ülkelerde geçerli
Sertifikanın AB üyesi tüm ülkelerde de geçerliliği olduğunu belirten Aktaş, “Çevre ve Orman Bakanlığı’nın koyduğu standartlar var. Bu standartlara uygun olarak yapıyoruz. Genellikle 40 saat teorik 40 saat uygulama olmak üzere 80 saatlik. İki haftaya yayıyoruz. Kursun sonunda uygulamalı ve yazılı sınav yapıyoruz. Sınavları başarı ile tamamlayan kursiyerlere de deney hayvanı kullanma sertifikası veriyoruz. Hatta bu hayvanlara bakıcılık yapmak isteyenlerin dahi sertifikaya sahip olma zorunluluğu var. Sağlık bilimleri alanında çalışma yapan fakültelerin mutfağıdır deney hayvanları. Ama kimsenin deney hayvanı diye istediği muameleyi yapma hakkı yok. Kurallar, kaideler var. Sertifika AB üyesi ülkelerin tamamında kabul görüyor. Bu bilimsel araştırmaların bütçeleri çok fazla oluyor. Kişinin kendi cebinden karşılayabileceği rakamlar değil. Dolayısıyla projelendirip TUBİTAK veya üniversitelerin bilimsel araştırma koordinatörlüklerine sunmak durumundayız. Oradaki yetkililer de ekibe, ekibin deney hayvanı kullanım sertifikası var mı buna bakıyorlar. Sertifika yoksa projeyi desteklemiyorlar. Bu işle teması olan her kurumun önemsediği bir konu bu. Bu işin temelinde hayvan refahı var” ifadelerinde bulundu.
Gelecekte deneyler sanal hayvanlar üzerinde yapılabilir
Sağlık bilimleri alanında yapılan araştırmaların insana yakın canlılar üzerinde denenmesi uygulamasının kalkabileceğini söyleyen Aktaş, şöyle konuştu; “Bu bir süreç. Bundan 20 yıl önce canı isteyen hayvanlara istediğini yapıyordu. Ceza olarak karşılığı da çok komikti. Bugün kanunlar, kurallar çıkmış ya da çıkmak üzere. Dünyada şu anda da yavaş yavaş gelişmeye başlayan bir alternatif var. Sanal ortamda hayvan yapıyorlar. Bir bilgisayar programının tavşan olduğunu düşünün. Tavşanın vücut sıcaklığı, günde nasıl beslenir, nabzı nasıl atar gibi özellikleri kodlanıyor. Siz bir ilacın etkinliğini araştırıyorsunuz. O programa ilacı hangi süre ve hangi dozda verdiğinizde sonucunun ne olacağını görebiliyorsunuz. Bu işin başlangıcı. Belki bugün ortaya çıkan şeyler hatalı sonuçlar veriyor olabilir. Ama eminim ki kısa zamanda bu bilimsel çalışmaların canlı materyal üzerinde yapılmayacağını düşünüyorum. Türkiye’de bu durum nasıl bilgim yok.”