Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından yürütülen Anıt Ağaçlar Projesi ile kampüs içerisinde kuruyan ağaçların birer sanat eserine dönüştürülmesi hedefleniyor.
Manolya BULUT-PUSULA
Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü, önemli bir etkinliğe imza attı.
Atatürk Üniversitesi kampüsünde kuruyan ağaçların kesilmesinin önüne geçen Anıt Ağaçlar Projesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü tarafından gerçekleştiriliyor. Bu projenin öneminin Türk kültüründeki ağaç kutsallığına da vurgu yapmak olduğunu söyleyen Dekan yardımcısı ve Temel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yunus Berkli, “Türk kültüründe bir şeyin israf edilmesi söz konusu değildir. Tabiatta her şey yeniden değerlendirilmeli. Kampüsteki ağaçları kesmeyelim, israf etmeyelim diye düşündük. Gençlerimiz umarım bunları dokunarak zarar vermezler” dedi.
Ağaç kutsallığı Türk kültüründe daha derin
Türk kültürü eserlerinde hayat ağacı gibi sembollerin sık sık kullanıldığını ifade eden Berkli, “Hemen hemen bütün toplumların ortak bir algısı olan ağaç kutsallığı Türk kültüründe daha derindir. Hayat ağacı sembolü ile kendini gösteren ağaç kültünün destanlarımızdaki yeri ise ağaçtan türeme geleneğine bağlıdır. Ağacın içerisine kozmik bir ışık vurması ve o ağaçtan hakanın çıkması gibi. Hem yaşamın uzun soluklu olmasını temsil eder hem de kozmik anlamı vardır. Pek çok tarihî eser ve mezar taşlarımızda hayat ağacı ikonografisi sık sık kullanılır. Çifte Minareli Medrese, Yakutiye Medresesi gibi yerlerde de bu vardır. Burada önemli olan hiçbir hayat ağacının tasarımı diğerinin aynısı değildir. Sanatçı sürekli yeni tasarımlarla ortaya çıkar ama ona yüklenen anlam hep aynıdır. Ağacın dalları göğün katlarını temsil eder. Ağaç bolluğu, bereketliliği, üretkenliği ve kökleri ile derinliği sembolize ettiği için bir milletin ne kadar köklü geleneğinin olduğunun yanı sıra dalları ile bizdeki kut geleneğine anlam katar. Kut da Gök Tengrinin yeryüzünü yönetme yetkisini Türklere vermesi demek. Ağacın dal budak salması, genişlemesi de insanları korumayı temsil eder” diye konuştu.
Her şey yeniden değerlendirilmeli
Projede israfın önüne geçmenin hedeflendiğini belirten Berkli, “Türk kültüründe bir şeyin israf edilmesi söz konusu değildir. Tabiatta her şey yeniden değerlendirilmeli. Projede de bu amaçlandı. Bu sene ağırlık verdik. Kampüsteki ağaçları kesmeyelim, israf etmeyelim diye düşündük. Gençlerimiz umarım bunları dokunarak zarar vermezler. Kurumuş ağaçların anıtsal hale getirilmesinin ilk örneklerini daha çok Avrupa sanatında görüyoruz. Ama bizde anıt ağaç projesi devletin kuruluşunda sembolize edecek bir çınar ağacı dikilir. Osmanlı’da da, Selçuklu ’da da böyle olmuştur. Hanedanın ömrünün uzun olmasına sembolik atıfta bulunulur. Eskiden bir hanede çocuk doğunca onun için ağaç dikilirdi. Anıt Ağaçlar Projesinde hem bu şekilde geçmişe bir mesaj verme söz konusu hem de gelecek kuşaklara kalıcılığı değerlendirmek, israfın önüne geçmeyi sembolize etmek söz konusu. Her ağaçta farklı bir tasarım göreceksiniz. Bizde ağaca bez bağlama geleneği vardır. Kırsal kesimlerde halkın değer verdiği asırlık ağaçlara bez bağlanırdı. Temelinde de adak adama vardır. Şamanist düşünceden de gelen bir şey ama Çin kaynakları bunun Hun döneminde de var olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Berkli, Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nde görevli Prof. Dr. Mustafa Bulat ile öğrencilerinin ortak tasarımı olan anıt ağaçlardan 15 tanesinin planlandığını ancak şimdiye dek 5 tanesinin hayata geçirildiğini söyledi.
Manolya BULUT-PUSULA
Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü, önemli bir etkinliğe imza attı.
Atatürk Üniversitesi kampüsünde kuruyan ağaçların kesilmesinin önüne geçen Anıt Ağaçlar Projesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü tarafından gerçekleştiriliyor. Bu projenin öneminin Türk kültüründeki ağaç kutsallığına da vurgu yapmak olduğunu söyleyen Dekan yardımcısı ve Temel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yunus Berkli, “Türk kültüründe bir şeyin israf edilmesi söz konusu değildir. Tabiatta her şey yeniden değerlendirilmeli. Kampüsteki ağaçları kesmeyelim, israf etmeyelim diye düşündük. Gençlerimiz umarım bunları dokunarak zarar vermezler” dedi.
Ağaç kutsallığı Türk kültüründe daha derin
Türk kültürü eserlerinde hayat ağacı gibi sembollerin sık sık kullanıldığını ifade eden Berkli, “Hemen hemen bütün toplumların ortak bir algısı olan ağaç kutsallığı Türk kültüründe daha derindir. Hayat ağacı sembolü ile kendini gösteren ağaç kültünün destanlarımızdaki yeri ise ağaçtan türeme geleneğine bağlıdır. Ağacın içerisine kozmik bir ışık vurması ve o ağaçtan hakanın çıkması gibi. Hem yaşamın uzun soluklu olmasını temsil eder hem de kozmik anlamı vardır. Pek çok tarihî eser ve mezar taşlarımızda hayat ağacı ikonografisi sık sık kullanılır. Çifte Minareli Medrese, Yakutiye Medresesi gibi yerlerde de bu vardır. Burada önemli olan hiçbir hayat ağacının tasarımı diğerinin aynısı değildir. Sanatçı sürekli yeni tasarımlarla ortaya çıkar ama ona yüklenen anlam hep aynıdır. Ağacın dalları göğün katlarını temsil eder. Ağaç bolluğu, bereketliliği, üretkenliği ve kökleri ile derinliği sembolize ettiği için bir milletin ne kadar köklü geleneğinin olduğunun yanı sıra dalları ile bizdeki kut geleneğine anlam katar. Kut da Gök Tengrinin yeryüzünü yönetme yetkisini Türklere vermesi demek. Ağacın dal budak salması, genişlemesi de insanları korumayı temsil eder” diye konuştu.
Her şey yeniden değerlendirilmeli
Projede israfın önüne geçmenin hedeflendiğini belirten Berkli, “Türk kültüründe bir şeyin israf edilmesi söz konusu değildir. Tabiatta her şey yeniden değerlendirilmeli. Projede de bu amaçlandı. Bu sene ağırlık verdik. Kampüsteki ağaçları kesmeyelim, israf etmeyelim diye düşündük. Gençlerimiz umarım bunları dokunarak zarar vermezler. Kurumuş ağaçların anıtsal hale getirilmesinin ilk örneklerini daha çok Avrupa sanatında görüyoruz. Ama bizde anıt ağaç projesi devletin kuruluşunda sembolize edecek bir çınar ağacı dikilir. Osmanlı’da da, Selçuklu ’da da böyle olmuştur. Hanedanın ömrünün uzun olmasına sembolik atıfta bulunulur. Eskiden bir hanede çocuk doğunca onun için ağaç dikilirdi. Anıt Ağaçlar Projesinde hem bu şekilde geçmişe bir mesaj verme söz konusu hem de gelecek kuşaklara kalıcılığı değerlendirmek, israfın önüne geçmeyi sembolize etmek söz konusu. Her ağaçta farklı bir tasarım göreceksiniz. Bizde ağaca bez bağlama geleneği vardır. Kırsal kesimlerde halkın değer verdiği asırlık ağaçlara bez bağlanırdı. Temelinde de adak adama vardır. Şamanist düşünceden de gelen bir şey ama Çin kaynakları bunun Hun döneminde de var olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Berkli, Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nde görevli Prof. Dr. Mustafa Bulat ile öğrencilerinin ortak tasarımı olan anıt ağaçlardan 15 tanesinin planlandığını ancak şimdiye dek 5 tanesinin hayata geçirildiğini söyledi.