Tarih 24 Ocak 2018 Maliye Bakanı Sayın Naci Ağbal dedi ki “teknik ekipler düzenlemeleri başlattılar, yasal olarak oynanan şans oyunlarında cazibeyi artıracak çalışmalar yapılacak." Kısaca halkımız yasal kumar oynaması için teşvik edilecek.
Düşündüm; şans oyunları veya kumar insanları batağa sürükleyen, aileleri parçalayan, çoluk çocuğu aç, sefil bırakan, insanları katil eden, insanları insanlığından çıkaran, insanlığı yok eden insanlığın en büyük suçlarından, günahlarından biri değil mi? Peki Türkiye’de kumarı cazip hale getirmek, yaygınlaştırmak niye?
Düşündüm; iddiası ülkesine sosyal barış, huzur getirmek ve dini daha yaşanır kılmak olan bir iktidar bunu mu yapmalı, söylemi bu mu olmalı?
Düşündüm; Allah faiz alan, veren, sebep olan, yetkisi olduğu halde engel olmayan, yaygınlaştıran, meşrulaştıran herkese “bunları yaparsanız Allah’a ve Peygamberine savaş açmış olursunuz” dediği halde faiz ve faiz kullananlar için “helali hoş olsun, Allah sayısını, bereketini artırsın, hayırlı, bereketli olsun, işte bereket budur” denmedi mi?
Düşündüm rakı fabrikalarının sayısını 9 katına (2’den 18’e), rakı markalarının sayısını 7 katına çıkarmakla, ülkede içki içenlerin sayısını artırmakla övünülmedi mi?
Ve gördüm ki faiz ve içki için övünenler, helali hoş olsun diyebilenler “sarhoşluk veren her şey, tahmine dayanan şans oyunları, kumar, her türlü putperestlik şeytan işidir, haramdır, lâneti, gazabı, cezayı muciptir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz.” Ayetini ve Allah’ın bu konudaki açık emrini de umursamayabilirler.
Burada tabi ki bizi ilgilendiren kumar, içki, faiz gibi alışkanlıklar sebebiyle insanımızın, ailelerin, çoluk çocuğun karşı karşıya kalacağı sosyal patolojilerdir. Olayın Allah’a isyan sebebiyle ahirete taalluk edecek yönü kişilerin kendisini bağlar. Bizim derdimiz milletimizin sürüklendiği uçurum ve üç günlük dünya saltanatı için Allah’a isyan etmeden yaşamak, imanımızla, insanlığımızla ölebilmek içindir.
Şimdi birileri her zaman olduğu gibi menfaatleri sebebiyle Allah’ı, Allah’ın emrini bırakıp dünyadan, ekonomiden, konjonktürden bahsederek itiraz edecekler. O zaman sorarım; Allah bu yasakları getirir, bu emirleri verirken bugünlerin geleceğini, dünyanın böyle bir dönemden geçeceğini bilmiyor muydu?
Bizlere düşen kullara değil, Allah’a muhalif olmamak için uyarmak, iyi niyetle eleştirmek, Hakk’ı söylemektir. Gerisi sizlere kalmış.
Düşündüm; şans oyunları veya kumar insanları batağa sürükleyen, aileleri parçalayan, çoluk çocuğu aç, sefil bırakan, insanları katil eden, insanları insanlığından çıkaran, insanlığı yok eden insanlığın en büyük suçlarından, günahlarından biri değil mi? Peki Türkiye’de kumarı cazip hale getirmek, yaygınlaştırmak niye?
Düşündüm; iddiası ülkesine sosyal barış, huzur getirmek ve dini daha yaşanır kılmak olan bir iktidar bunu mu yapmalı, söylemi bu mu olmalı?
Düşündüm; Allah faiz alan, veren, sebep olan, yetkisi olduğu halde engel olmayan, yaygınlaştıran, meşrulaştıran herkese “bunları yaparsanız Allah’a ve Peygamberine savaş açmış olursunuz” dediği halde faiz ve faiz kullananlar için “helali hoş olsun, Allah sayısını, bereketini artırsın, hayırlı, bereketli olsun, işte bereket budur” denmedi mi?
Düşündüm rakı fabrikalarının sayısını 9 katına (2’den 18’e), rakı markalarının sayısını 7 katına çıkarmakla, ülkede içki içenlerin sayısını artırmakla övünülmedi mi?
Ve gördüm ki faiz ve içki için övünenler, helali hoş olsun diyebilenler “sarhoşluk veren her şey, tahmine dayanan şans oyunları, kumar, her türlü putperestlik şeytan işidir, haramdır, lâneti, gazabı, cezayı muciptir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz.” Ayetini ve Allah’ın bu konudaki açık emrini de umursamayabilirler.
Burada tabi ki bizi ilgilendiren kumar, içki, faiz gibi alışkanlıklar sebebiyle insanımızın, ailelerin, çoluk çocuğun karşı karşıya kalacağı sosyal patolojilerdir. Olayın Allah’a isyan sebebiyle ahirete taalluk edecek yönü kişilerin kendisini bağlar. Bizim derdimiz milletimizin sürüklendiği uçurum ve üç günlük dünya saltanatı için Allah’a isyan etmeden yaşamak, imanımızla, insanlığımızla ölebilmek içindir.
Şimdi birileri her zaman olduğu gibi menfaatleri sebebiyle Allah’ı, Allah’ın emrini bırakıp dünyadan, ekonomiden, konjonktürden bahsederek itiraz edecekler. O zaman sorarım; Allah bu yasakları getirir, bu emirleri verirken bugünlerin geleceğini, dünyanın böyle bir dönemden geçeceğini bilmiyor muydu?
Bizlere düşen kullara değil, Allah’a muhalif olmamak için uyarmak, iyi niyetle eleştirmek, Hakk’ı söylemektir. Gerisi sizlere kalmış.