
“Eğer siz ona (Peygamber’e) yardım etmezseniz, Allah ona yardım eder. Hani o kâfirler, Peygamberi Mekke’den çıkardıkları vakit, sadece iki kişiden biri iken, ikisi de mağarada bulundukları sırada arkadaşına: ‘Üzülme, çünkü Allah bizimledir,’ diyordu. Allah onun kalbine sükûnet ve kuvvet indirmişti ve onu görmediğiniz bir orduyla desteklemişti. Kâfirlerin sözünü alçaltmıştı. Yüce olan Allah’ın kelimesidir. Ve Allah güçlüdür, hikmet sahibidir.” (Tevbe 40)
Ayette geçen, “…lâ tahzen inna(A)llâhe me’anâ… Üzülme, muhakkak ki Allah bizimledir…” ifadesi şöhret bulmuş ilahi bir kelamdır; müminlere bahar gibi heyecan ve umut veren bir müjdedir. Bu ayette karşımıza çıkan yine müminin feraseti, farkındalığıdır; Allahü Teâlâ her an bütün kullarıyla birliktedir; fakat kaç insan bunun farkındadır? Allah, bizimle, peki biz kiminleyiz? İtiraf etmek gerekir ki, kişi mümin olduğu halde, nefsi ve dünyası için korkusu, endişesi, huzursuzluğu, mutsuzluğu, karamsarlığı, bedbinliği, kaygısı varsa derin bir paradoks içinde yaşıyor demektir, ki ekserimiz bu paradoksu yaşamaktayız! Müminlerin duygu, düşünce, tutum ve davranışları bu çelişkili durumu inkar edilemez şekilde aşikar kılmaktadır. Gazete, dergi, TV, radyo, İnternet medyası ve sosyal ağlar üzerinden gerçekleşen dramatik anlatımlar çoğunluğun Allah’a karşı farkındalığının yeterli olmadığını ortaya koyuyor olabilir.
“Allah bizimle” ifadesi içselleştirilse, kişi varoluşunu Allah’a isyan ederek gerçekleştirebilir mi? Allah’ın her yasağını ihlal, her emrine bigânelik, bir nevi isyandır. Zaten dine, dini emir ve yasaklara şuurlu isyan kişiyi din dışına çıkarır, öteki türlüsü ise derin bir gaflet halidir ki, kişi günah sarhoşu olarak, ne dediğini ne yaptığını bilemez durumdadır; bir nevi hezeyan hali.
“Allah bizimle” ifadesi içselleştirilse, hem Müslüman olup hem de her gün milyonlarca litre alkol tüketilebilir mi? (Türkiye’de 2014’te alkol tüketimi önceki yıla göre yüzde 6.5 artarak 1 milyar 77 milyon litre olarak gerçekleşti. 2014 yılına ait içki tüketim rakamları 2012 yılı hariç son 10 yılın en yüksek rakamı. Türkiye 2014 yılında 943 milyon litrenin üzerinde bira tüketti. Böylece 2013’te 878 milyon litreye kadar gerileyen tüketim, yeniden 900 milyon litre seviyesinin üzerine çıkarak yüzde 7’lik bir artış gerçekleştirmiş oldu. 2014’ün mutlak alkol rakamları tüketicinin hafif alkollülerden yeniden ağır alkollülere yöneldiğini ortaya koydu. Geçen sene alkollü içki tüketiminde en yüksek oranlı artış viskide yaşandı. Türkiye’de 2013 yılında viski tüketimi 4.9 milyon litre seviyesindeyken, bu rakam 2014 sonu itibarıyla 6 milyon litreyi aştı…)
“Allah bizimle” ifadesi içselleştirilse, hem Müslüman olup hem de 23 milyon insan, her gün 20 milyon paketin üzerinde sigara içebilir mi? (Dünya Sağlık Örgütü tespitine göre sigaraya verilen her bir doların karşılığı yaklaşık 1,5 dolarlık sağlık harcamasına yol açıyor. Dünyada 400 milyar dolar sigara harcamasına karşılık 600 milyar dolarlık sağlık harcamasına yol açıyor. Ülkemizde bu durum 12 milyar dolara karşılık 18 milyar dolar sağlık harcaması anlamına geliyor. Devletin 2009 yılında sigaradan elde ettiği 11 milyar TL vergiye karşılık Sağlık harcaması 25 milyar TL nin üzerine çıkmıştır. Bu harcamada SGK payı 20 milyar TL nin üzerindedir. Bu, aynı zamanda Sosyal Güvenlik Sistemlerinde tiryakiler, sigara içmeyenlerin üzerine iki kattan fazla prim yükü bindiriyorlar.)
“Allah bizimle” ifadesi içselleştirilse, hem Müslüman olup hem de bankalarda faizli işleme tabi milyonlarca mevduat hesabı olabilir mi? (2014 yılında şahısların ve şirketlerin banka mevduat faizi, repo ve fon gelirleri, döviz tevdiat hesabı faiz gelirleri, hazine bonosu ve devlet ya da özel sektör tahvili faiz gelirlerinden yararlanan bankalardaki hesap sayısı 40 milyon civarında…)
“Allah bizimle” ifadesi içselleştirilse, hem Müslüman olup hem de kumar oynanabilir mi? (Türkiye’de Milli Piyangodan İddiaya, Ganyandan Loto Totoya varıncaya kadar şans oyunu adı altında kumarda dönen para 9 milyar doları buldu. Devlet eliyle veya izniyle oynatılan kumarda Türkiye, Dünya Üçüncüsü oldu. Türkiye’de ayrıca, yasal ve yasal olmayan (?!) kumara müptela milyonlarca insan söz konusu… Türkiye’de önemli bir kısmı İnternet üzerinden gerçekleşen illegal bahis sektörünün yıllık kumar hacmiyse 1 milyar TL’yi geçiyor… vs.)
“Allah bizimle” ifadesi içselleştirilse, hem Müslüman olup hem de fuhuş sektörüne evladını ve kendini malzeme yapabilir mi? (Türkiye’de yaklaşık 100 bin hayat kadını olduğu ve bunların 30 bininin belge beklediği tahmin ediliyor. Polis kayıtlarına göre ülke genelindeki vesikalı kadın sayısı 15 bin; 3 bin kadın da 56 yasal genelevde çalışıyor. Fuhuş sektörü İstanbul, Ankara ve İzmir gibi anakentlerin yanı sıra yaz aylarında özellikle turistik bölgelere kayıyor. Sadece İstanbul’da fuhuş sektöründe çalışan çocuk sayısının 500 dolaylarında oluşu fuhuş sektörünün en tüyler ürpertici bölümlerinden birini oluşturuyor…)
“Allah bizimle” ifadesi içselleştirilse, Ümmet partiler ve ideolojiler etrafında kümelenip biri diğerini düşman ve öteki görebilir mi? (Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı verilerine göre 14 Eylül 2015 itibarı ile Türkiye’de 100 siyasi parti faal durumda bulunuyor… Şüphesiz her parti öteki partilere muhalefet ederek kendisine bir alan açmaya çalışmaktadır…)
Sonuç: “Allah bizimle” ifadesi içselleştirilse ile başlayan daha onlarca cümle kurabiliriz; ekonomiden sosyal hayata, belediyelerden eğitim sistemine kadar… Fakat tüm bunlar neye yarar ki? Kim işitir, kim dinler? Gerçi Mümin ümitsiz olamaz, biz de asla ümitsiz değiliz; fakat Türkiye Müslümanlarının ve dünya Müslümanlarının hali pürmelali içler acısıdır. Allah’ın emir ve yasaklarına uymayan Müslüman pek çoktur. İşin vahametini artıran haramı haram saymamak ve Allah’a karşı gösterilen vurdumduymazlığın derinleşmesi. Birçok ayette ifade edildiği gibi Allah’ın dinini Müslümanlar az bir dünya menfaatine maalesef satmaktadır. Ülkemizde resmi kuruluşların verdiği rakamlara bakılırsa kötülükler azalmıyor, artıyor. Demek tövbe eden az, günaha koşan çok. Bugün sarhoşluk, kumarbazlık, faizcilik, fuhşiyat, uyuşturucu kullanımı, bölücülük, fitnecilik… hapislik suç olsaydı Türkiye açık bir hapishaneye dönerdi! Modern devlet, laik devlet, artık ne mene şeyse o, Allah’ın, kulu cehennem zindanına sürükleyeceğini beyan ettiği fiilleri suç saymıyor!.. Bizi bir an terk etmeyen Allahü Teâlâ cümlemizi ölmeden gaflet sarhoşluğundan uyandırsın ki, biz de Rabbimizin farkına varabilelim; O’na tövbe edebilelim ve hayatımızı istikamet üzere yaşayıp ölebilelim.
Ayette geçen, “…lâ tahzen inna(A)llâhe me’anâ… Üzülme, muhakkak ki Allah bizimledir…” ifadesi şöhret bulmuş ilahi bir kelamdır; müminlere bahar gibi heyecan ve umut veren bir müjdedir. Bu ayette karşımıza çıkan yine müminin feraseti, farkındalığıdır; Allahü Teâlâ her an bütün kullarıyla birliktedir; fakat kaç insan bunun farkındadır? Allah, bizimle, peki biz kiminleyiz? İtiraf etmek gerekir ki, kişi mümin olduğu halde, nefsi ve dünyası için korkusu, endişesi, huzursuzluğu, mutsuzluğu, karamsarlığı, bedbinliği, kaygısı varsa derin bir paradoks içinde yaşıyor demektir, ki ekserimiz bu paradoksu yaşamaktayız! Müminlerin duygu, düşünce, tutum ve davranışları bu çelişkili durumu inkar edilemez şekilde aşikar kılmaktadır. Gazete, dergi, TV, radyo, İnternet medyası ve sosyal ağlar üzerinden gerçekleşen dramatik anlatımlar çoğunluğun Allah’a karşı farkındalığının yeterli olmadığını ortaya koyuyor olabilir.
“Allah bizimle” ifadesi içselleştirilse, kişi varoluşunu Allah’a isyan ederek gerçekleştirebilir mi? Allah’ın her yasağını ihlal, her emrine bigânelik, bir nevi isyandır. Zaten dine, dini emir ve yasaklara şuurlu isyan kişiyi din dışına çıkarır, öteki türlüsü ise derin bir gaflet halidir ki, kişi günah sarhoşu olarak, ne dediğini ne yaptığını bilemez durumdadır; bir nevi hezeyan hali.
“Allah bizimle” ifadesi içselleştirilse, hem Müslüman olup hem de her gün milyonlarca litre alkol tüketilebilir mi? (Türkiye’de 2014’te alkol tüketimi önceki yıla göre yüzde 6.5 artarak 1 milyar 77 milyon litre olarak gerçekleşti. 2014 yılına ait içki tüketim rakamları 2012 yılı hariç son 10 yılın en yüksek rakamı. Türkiye 2014 yılında 943 milyon litrenin üzerinde bira tüketti. Böylece 2013’te 878 milyon litreye kadar gerileyen tüketim, yeniden 900 milyon litre seviyesinin üzerine çıkarak yüzde 7’lik bir artış gerçekleştirmiş oldu. 2014’ün mutlak alkol rakamları tüketicinin hafif alkollülerden yeniden ağır alkollülere yöneldiğini ortaya koydu. Geçen sene alkollü içki tüketiminde en yüksek oranlı artış viskide yaşandı. Türkiye’de 2013 yılında viski tüketimi 4.9 milyon litre seviyesindeyken, bu rakam 2014 sonu itibarıyla 6 milyon litreyi aştı…)
“Allah bizimle” ifadesi içselleştirilse, hem Müslüman olup hem de 23 milyon insan, her gün 20 milyon paketin üzerinde sigara içebilir mi? (Dünya Sağlık Örgütü tespitine göre sigaraya verilen her bir doların karşılığı yaklaşık 1,5 dolarlık sağlık harcamasına yol açıyor. Dünyada 400 milyar dolar sigara harcamasına karşılık 600 milyar dolarlık sağlık harcamasına yol açıyor. Ülkemizde bu durum 12 milyar dolara karşılık 18 milyar dolar sağlık harcaması anlamına geliyor. Devletin 2009 yılında sigaradan elde ettiği 11 milyar TL vergiye karşılık Sağlık harcaması 25 milyar TL nin üzerine çıkmıştır. Bu harcamada SGK payı 20 milyar TL nin üzerindedir. Bu, aynı zamanda Sosyal Güvenlik Sistemlerinde tiryakiler, sigara içmeyenlerin üzerine iki kattan fazla prim yükü bindiriyorlar.)
“Allah bizimle” ifadesi içselleştirilse, hem Müslüman olup hem de bankalarda faizli işleme tabi milyonlarca mevduat hesabı olabilir mi? (2014 yılında şahısların ve şirketlerin banka mevduat faizi, repo ve fon gelirleri, döviz tevdiat hesabı faiz gelirleri, hazine bonosu ve devlet ya da özel sektör tahvili faiz gelirlerinden yararlanan bankalardaki hesap sayısı 40 milyon civarında…)
“Allah bizimle” ifadesi içselleştirilse, hem Müslüman olup hem de kumar oynanabilir mi? (Türkiye’de Milli Piyangodan İddiaya, Ganyandan Loto Totoya varıncaya kadar şans oyunu adı altında kumarda dönen para 9 milyar doları buldu. Devlet eliyle veya izniyle oynatılan kumarda Türkiye, Dünya Üçüncüsü oldu. Türkiye’de ayrıca, yasal ve yasal olmayan (?!) kumara müptela milyonlarca insan söz konusu… Türkiye’de önemli bir kısmı İnternet üzerinden gerçekleşen illegal bahis sektörünün yıllık kumar hacmiyse 1 milyar TL’yi geçiyor… vs.)
“Allah bizimle” ifadesi içselleştirilse, hem Müslüman olup hem de fuhuş sektörüne evladını ve kendini malzeme yapabilir mi? (Türkiye’de yaklaşık 100 bin hayat kadını olduğu ve bunların 30 bininin belge beklediği tahmin ediliyor. Polis kayıtlarına göre ülke genelindeki vesikalı kadın sayısı 15 bin; 3 bin kadın da 56 yasal genelevde çalışıyor. Fuhuş sektörü İstanbul, Ankara ve İzmir gibi anakentlerin yanı sıra yaz aylarında özellikle turistik bölgelere kayıyor. Sadece İstanbul’da fuhuş sektöründe çalışan çocuk sayısının 500 dolaylarında oluşu fuhuş sektörünün en tüyler ürpertici bölümlerinden birini oluşturuyor…)
“Allah bizimle” ifadesi içselleştirilse, Ümmet partiler ve ideolojiler etrafında kümelenip biri diğerini düşman ve öteki görebilir mi? (Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı verilerine göre 14 Eylül 2015 itibarı ile Türkiye’de 100 siyasi parti faal durumda bulunuyor… Şüphesiz her parti öteki partilere muhalefet ederek kendisine bir alan açmaya çalışmaktadır…)
Sonuç: “Allah bizimle” ifadesi içselleştirilse ile başlayan daha onlarca cümle kurabiliriz; ekonomiden sosyal hayata, belediyelerden eğitim sistemine kadar… Fakat tüm bunlar neye yarar ki? Kim işitir, kim dinler? Gerçi Mümin ümitsiz olamaz, biz de asla ümitsiz değiliz; fakat Türkiye Müslümanlarının ve dünya Müslümanlarının hali pürmelali içler acısıdır. Allah’ın emir ve yasaklarına uymayan Müslüman pek çoktur. İşin vahametini artıran haramı haram saymamak ve Allah’a karşı gösterilen vurdumduymazlığın derinleşmesi. Birçok ayette ifade edildiği gibi Allah’ın dinini Müslümanlar az bir dünya menfaatine maalesef satmaktadır. Ülkemizde resmi kuruluşların verdiği rakamlara bakılırsa kötülükler azalmıyor, artıyor. Demek tövbe eden az, günaha koşan çok. Bugün sarhoşluk, kumarbazlık, faizcilik, fuhşiyat, uyuşturucu kullanımı, bölücülük, fitnecilik… hapislik suç olsaydı Türkiye açık bir hapishaneye dönerdi! Modern devlet, laik devlet, artık ne mene şeyse o, Allah’ın, kulu cehennem zindanına sürükleyeceğini beyan ettiği fiilleri suç saymıyor!.. Bizi bir an terk etmeyen Allahü Teâlâ cümlemizi ölmeden gaflet sarhoşluğundan uyandırsın ki, biz de Rabbimizin farkına varabilelim; O’na tövbe edebilelim ve hayatımızı istikamet üzere yaşayıp ölebilelim.