Türkiye’de muhalefet veya muhalif mahfillerin, Türkiye için önemsenen program veya projelere yönelik hafife alma, küçümseme, önemsizleştirme veya örtülü karalama kampanyalarında dikkat çekici bir unsur var. Üstelik Türkiye sandığa giderken bu saldırıların dozu gittikçe artıyor. Bunlar normal mi?
Türk milletinin gözü kapalı mı? Değil, değildir. Olmamalıdır elbette. Milletçe bu saldırıları ölçüp tartıp, bu ülkeye, vatana yaşatılmak istenen acıları, Türkiye’ye çağ atlatan teknolojiyi üretenlere bedel ödetilmesine izin ve fırsat vermemelidir.
Saldırı hareketleri adeta yurtdışından suflelerle geliyor. ABD veya İngiltere merkezli, yani Anglosakson gazeteler, sözde uzmanlarca yayılan bir haberin değişik biçimde içeride de sahiplenilmesi dikkatlerden kaçmıyor.
Örneğin Financial Times’in, ‘Erdoğan Türkiye’nin kasasını dolduruyor, kaynağı ne olduğu bilinmiyor’ başlıklı yazısı ve kara paraya işaret etmesinin ardından CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’nin açığını uyuşturucu ile kapattığını içeren açıklamaları, garip değil mi?
Ana kaynağın F. T, The Wall Street Journal, NT gibi yayınların oluşturması ilginç bir nokta. Bu gazetelerin kirli yayınlarının hızlı biçimde Türkiye’de muhalefet ve muhalif kesimlerce buluntu gibi öne sürülmesi ise ayrı bir garabet.
Habertürk TV’de Haluk Bayraktar şu acı ifadeleri kullandı; “Eski Pentegon yetkilisi Rubin çıkıp saldırıyor, aynı gün kaçak FETÖ hesapları inanılmaz iftiralarla kampanya yapıyor. Aynı gün Ali Babacan çıkıp iftira ediyor. Bu kadar basit mi? Bu kadar kolay mı iftira atmak?”
Yineleyelim, gerçekten Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde savaş doktrinlerini değiştiren insansız hava araçları geliştiren bir firmanın iftiralar ve algılarla yok edilmek istenmesi bu kadar basit mi?
Bir süre önce Eski Pentagon yetkilisi ve çok FETÖ sever Michael Rubin, Beyaz Saray’a çağrı yapan yazı yayınladı. Erdoğan’ı ve Bayraktar’ı hedef aldı. SİHA’ların üretiminin durdurulmasını, yasaklanmasını istedi. Paralel olarak FETÖ hesapları bin türlü çirkin iftiralarla binlerce hesaptan karalama kampanyası yürüttü. Ne yazık ki Türkiye’yi yönetmeye talip bir siyasi, DEVA Partisi Lideri Ali Babacan aynı çerçevede konuştu.
Hani tesadüfün bu kadarı diye şaşkınlıktan küçük dilinizi yutabilirsiniz.
Eski Pentagon yetkilisi Michael Rubin'den Beyaz Saray'a: "Türkiye'nin İHA İhracatı Bir tehdittir. Türklerin, SİHA'larını inşa etme olasılığını ortadan kaldırın. Türkler kaos yaratır ve sonra kar eder. Türkiye'ye yönelik yaptırımlar, İHA imalat sanayini de kapsamalı".
Rubin: "Türkler, 2022'de 4 milyar $'lık satış gerçekleştiren savunma sanayileriyle gurur duyuyor. Bu yıl daha fazlasını umuyorlar. Obama yönetiminin Türkiye'ye İHA verilmesini tartışırken ileriyi göremediği konusunda uyarmıştım. Türkiye, Amerikan saflığından yararlandı".
Manidar gelmiyor mu?
Türk milletinin gözü kapalı mı? Değil, değildir. Olmamalıdır elbette. Milletçe bu saldırıları ölçüp tartıp, bu ülkeye, vatana yaşatılmak istenen acıları, Türkiye’ye çağ atlatan teknolojiyi üretenlere bedel ödetilmesine izin ve fırsat vermemelidir.
Saldırı hareketleri adeta yurtdışından suflelerle geliyor. ABD veya İngiltere merkezli, yani Anglosakson gazeteler, sözde uzmanlarca yayılan bir haberin değişik biçimde içeride de sahiplenilmesi dikkatlerden kaçmıyor.
Örneğin Financial Times’in, ‘Erdoğan Türkiye’nin kasasını dolduruyor, kaynağı ne olduğu bilinmiyor’ başlıklı yazısı ve kara paraya işaret etmesinin ardından CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’nin açığını uyuşturucu ile kapattığını içeren açıklamaları, garip değil mi?
Ana kaynağın F. T, The Wall Street Journal, NT gibi yayınların oluşturması ilginç bir nokta. Bu gazetelerin kirli yayınlarının hızlı biçimde Türkiye’de muhalefet ve muhalif kesimlerce buluntu gibi öne sürülmesi ise ayrı bir garabet.
Habertürk TV’de Haluk Bayraktar şu acı ifadeleri kullandı; “Eski Pentegon yetkilisi Rubin çıkıp saldırıyor, aynı gün kaçak FETÖ hesapları inanılmaz iftiralarla kampanya yapıyor. Aynı gün Ali Babacan çıkıp iftira ediyor. Bu kadar basit mi? Bu kadar kolay mı iftira atmak?”
Yineleyelim, gerçekten Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde savaş doktrinlerini değiştiren insansız hava araçları geliştiren bir firmanın iftiralar ve algılarla yok edilmek istenmesi bu kadar basit mi?
Bir süre önce Eski Pentagon yetkilisi ve çok FETÖ sever Michael Rubin, Beyaz Saray’a çağrı yapan yazı yayınladı. Erdoğan’ı ve Bayraktar’ı hedef aldı. SİHA’ların üretiminin durdurulmasını, yasaklanmasını istedi. Paralel olarak FETÖ hesapları bin türlü çirkin iftiralarla binlerce hesaptan karalama kampanyası yürüttü. Ne yazık ki Türkiye’yi yönetmeye talip bir siyasi, DEVA Partisi Lideri Ali Babacan aynı çerçevede konuştu.
Hani tesadüfün bu kadarı diye şaşkınlıktan küçük dilinizi yutabilirsiniz.
Eski Pentagon yetkilisi Michael Rubin'den Beyaz Saray'a: "Türkiye'nin İHA İhracatı Bir tehdittir. Türklerin, SİHA'larını inşa etme olasılığını ortadan kaldırın. Türkler kaos yaratır ve sonra kar eder. Türkiye'ye yönelik yaptırımlar, İHA imalat sanayini de kapsamalı".
Rubin: "Türkler, 2022'de 4 milyar $'lık satış gerçekleştiren savunma sanayileriyle gurur duyuyor. Bu yıl daha fazlasını umuyorlar. Obama yönetiminin Türkiye'ye İHA verilmesini tartışırken ileriyi göremediği konusunda uyarmıştım. Türkiye, Amerikan saflığından yararlandı".
Manidar gelmiyor mu?