Çok da çaktırmıyor ama bugünlerde Büyükşehir Belediyesi, Mareşal Çakmak Devlet Hastanesi’nin yeri ile yatıp kalkıyor.. Büyükşehir Belediyesi’nin bünyesinde faaliyet gösteren Ejder AŞ’nin Palandöken dağında yapmayı planladığı kapsamlı projenin bir parçası olarak düşünülen hastane arsası, her geçen gün de iştahı kabartıyor. Acemi kayak pisti de yapılması ve dağın genişlemesini sağlama amacını da taşıyacak olan arsa geçsin diye Büyükşehir hayal üstüne hayal kuruyor. Tabi bu konuda en büyük engel Sağlık Bakanlığı. Sağlık Bakanlığı eğer Mareşal Çakmak Hastanesi’ni kapatır, şehir hastanesine dahil ederse bu mümkün olacak. Belki ilk etapta bu yarın için olası bir şey. Hastane şehir hastanesine nakledilir ama Sağlık Bakanlığı bu defa sözkonusu hastanenin olduğu bölgede başka bir plan uygulamaya sokarsa işler o zaman karışacak.
***
Büyükşehir Belediyesi yöneticileri şimdiden Sağlık Bakanlığı’ndan gelecek olan habere odaklanmış durumda. Henüz bir şey netlik kazanmadığı için de arsa ile ilgili ciddi bir proje de hazırlanmış değil. Şu an sadece yapılan beyin jimnastiği.. Açıkçası arsa kıymetli bir arsa. Hele dağ ile, kış sporları ile entegre edilen bir proje uygulanırsa Büyükşehir isabetli bir işe imza atmış olur. Ancak Sağlık Bakanlığı arsayı belediyeye devrederse o bölgede hemen değil, düşünülerek plan, proğram uygulanması gerekir. Zira altın değerinde bir arsadır orası ve inanıyorum ki orada uygulanacak olan güzel bir proje dağın da, kayağın da, şehrin de çehresini değiştirecektir.. Akılcı politika ve akıllı proje ile dağ ayrı bir renge kavuşacaktır, bu benim son kararımdır..
Son barcılardandı!
Anne Seyyare Alyanak, baba Kemal Alyanak ve oğul İrfan Alyanak’tan sonra şimdi de ailenin tek kızı Zerrin Alyanak vefat etti. Alyanak ailesi Erzurum’da çoğu gazetecide emeği olan bir ailedir. Ben dahil onlara ait Milletin Sesi Gazetesi’nde çalışan herkes de sadece gazetenin sahibi değil, aileyi de yakından bilir ve tanırdı. Önceki gün merhum olan ve dün toprağa verilen Zerrin abla 1982 yılında şimdi Polisevi olarak hizmet veren Orduevi’nde rahmetli Erhan Çadırcı ile evlenmişti. Düğünleri de farklı olmuştu. Zerrin abla karate de yapardı, karakucak milli kareteciydi. Aynı zamanda da barcıydı. Erzurum Kadın Barlarını uzun süre oynamıştı ve kadın barlarının sembol isimlerindendi. Düğününde de bindallı giymiş, arkadaşlarıyla çayda çıra oyununu oynamıştı. O ekipten sonra da zaten Erzurum’da kadın bar ekibi tarihe karışmıştı. Şimdi o da tarih oldu, bu dünyadan göçtü. Uzun zamandır Erzurum’dan ayrıydı. 1959 yaşındaydı, Allah rahmet eyleye..
Güzel günler sana gelmez!
Adına anlamlar yüklenen, kentler için olmazsa olmaz bir oluşumdur Kent Konseyi. Kağıt üzerinde çok bir şeydir. Hoş Hüseyin Tanfer sevdiğimiz bir ağabeydir ama başkanlığını yaptığı Kent Konseyi’nden memnun olduğumuz söylenemez. Kent Konseyi de tıpkı bir çok sivil toplum örgütü gibi sıradanlıktan bir türlü kurtulamamıştır. Yığınla sorunu bulunan Erzurum’da Kent konseyinin hangi topa girdiğini kimse söyleyemez. Sosyal Sorumluluk duygusu içerisinde de hareket etmesi gereken Kent Konseyi’nin aslında bu şehirde katma değer sağlayacak çok işi vardır ama maalesef bir yaptırımı da olmamıştır, görünen o ki olmayacaktır. Geçen ay Anadolu Üniversitesi Rektörü hemşehrimiz Prof.Dr.Şafak Çomaklı ile röportaj yapmak için gittiğim Eskişehir’de gördüğüm bir manzaradır benim Kent Konseyi’ne bugün belki de böyle yükleniyor olmam.
***
Şehircilik açısından Prof.Dr.Yılmaz Büyükerşen ile çığır aşan ve bunu artık herkesin ittifakla kabul ettiği Eskişehir’de Kent Konseyi’nin de iş başında olduğunu gözlemledim. Büyükşehir Belediyesi ile birlikte Kent Konseyi de yaşanabilir bir şehir için çalışıyor. Hemen hemen her semtte sokak köpekleri için gördüğüm bu küçük kulübeler bile çok şeyi anlatıyor. Hem de Erzurum gibi sokakları köpekten geçilmeyen soğuğu ile meşhur bir şehirde ki Kent Konseyi’nin başkanı ve onun değerli üyelerine selamlarımı gönderiyorum.. Özetleyecek olursak, güzel günler sana gelmez. Sen onlara yürüyeceksin! Cemal Süreya’dan son bir şey daha. Uçmak için kuş olmak gerekmiyor. Küçük sevinçler olsun yeter!
Kalpten kapılı kafe!
Denilir ki. Yüksek yaşam kalitesini sağlayacak mekân özellikleri vardır. İnsan ve mekân arasında bağlar kurmak yüksek kaliteli kentsel yaşamın önemli bir temasıdır. Burada mekânlarla kurulan duygusal ilişkiye gönderme yapılmaktadır. Bu mekânlar insanların ilişki kurabilecekleri, bağlanabilecekleri, aidiyet hissedebilecekleri, kendileriyle özdeşleştirebilecekleri, hatırlayacakları, özleyecekleri yerlerdir. Sanırım Mumcu’da açılan Piraye de böyle bir mekan. Kalp kalbe karşı denir ya, işte öyle bir yer burası. Kalpten kapısı ile gönüllere girdiğini hissettiğin Piraye adlı bu kafeyi iki akraba bayan Nurgül Kılıç ile Hava Kılıç işletiyor. Kadınların da artık sosyal hayatın taa içine girmeye başladığı Erzurum’da nezih mekan arayanların adresi olmuş. Ev yapımı hamburgerden tutun da her türlü ev yemeklerinin de yapıldığı bu kafede tüm ürünler organik ve de hijyen. Her girene öncelikli ev ortamı oluşturuyor, aidiyet duygusu yaşıyorsun illa ki. Canlı müziği, kütüphanesi, çocuk oyun alanı ile tiryaki olunuyor dakikasında. Farklı ambiyansı ile Mumcu’ya ayrı bir renk katan Piraye’de en güzeli de tam istediğim makarna aşığı biri olarak kıymalı makarnanın 10 numara beş yıldız yapılıyor olması tabiiki de..
Sırf transfer olsun diye transfer yapmayın!
Bir yıl aradan sonra yeniden süper lig hedefleyen BB Erzurumspor’da bugünlerde günden transfer.
İç ve dış transferde harıl harıl çalışan yönetim, mevcut kadroyu güçlendirmenin peşinde. Bunun için ince eleyip sık dokuyan yönetim, iyi de yapıyor, çok acele etmiyor. Görüşme halinde oldukları oyuncuların isimlerini de bir sır gibi saklayan mavi-beyazlı kulübün yönetimi, almak istedikleri oyuncuların ekstra maliyete ulaşmamasını arzuluyor. Peki BB Erzurumspor yönetimi hangi tür oyuncu arıyor. Bu konuda teknik direktör Erkan Sözeri’den rapor alan yönetim, eksik bölgelere oyuncu takviyesi yapacak. Oyun kurucu özelliği de bulunan bir orta saha oyuncusunu şart koşan Erkan Sözeri’nin savunma ve kanatlarda da ekstra iş yapacak oyuncu talep ettiğini öğrendik. Hatta Erkan hocanın yönetime, istediği bazı oyuncuların isimlerini verdiği, bu isimler olmazsa başka isimler ile temasa geçilmesini de istiyor ve B planının da olduğunu belirterek beklemeye geçmiş durumda. İkinci yarı hazırlıklarını Antalya’da sürdüren BB Erzurumspor’da oyuncular da en az taraftarlar kadar yeni transfer edilecek oyuncuların kim olacağını merak eder oldular. Bu arada, özellikle geçtiğimiz sezon ara transferlerde bazı oyuncuları kadrosuna katan ama pek de randuman alamayıp, küme düşmekten de kurtulamayan mavi-beyazlılar, sırf transfer olsun diye transfer de yapmamalı. Bir çok kulüp o hataya düşüyor çünkü. Bazen bu ara transferler takımın uyumunu da bozuyor, kaş yapayım derken göz de çıkartılabiliyor. Aynı kalitede oyuncuları transfer etmesine gerek duymamak lazım ve çok yararlı olunacağına inanılıyorsa o oyuncu transfer edilsin. Zira artık Erzurum’un ekonomik olarak da bu lüksü yoktur..
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Senin almaya cesaret edemediğin riskleri alanlar, senin yaşamak istediğin hayatı yaşarlar (Sokrates)
DUVARIN DİLİ: Bir gün ölmek için hergün yaşıyoruz!
***
Büyükşehir Belediyesi yöneticileri şimdiden Sağlık Bakanlığı’ndan gelecek olan habere odaklanmış durumda. Henüz bir şey netlik kazanmadığı için de arsa ile ilgili ciddi bir proje de hazırlanmış değil. Şu an sadece yapılan beyin jimnastiği.. Açıkçası arsa kıymetli bir arsa. Hele dağ ile, kış sporları ile entegre edilen bir proje uygulanırsa Büyükşehir isabetli bir işe imza atmış olur. Ancak Sağlık Bakanlığı arsayı belediyeye devrederse o bölgede hemen değil, düşünülerek plan, proğram uygulanması gerekir. Zira altın değerinde bir arsadır orası ve inanıyorum ki orada uygulanacak olan güzel bir proje dağın da, kayağın da, şehrin de çehresini değiştirecektir.. Akılcı politika ve akıllı proje ile dağ ayrı bir renge kavuşacaktır, bu benim son kararımdır..
Son barcılardandı!
Anne Seyyare Alyanak, baba Kemal Alyanak ve oğul İrfan Alyanak’tan sonra şimdi de ailenin tek kızı Zerrin Alyanak vefat etti. Alyanak ailesi Erzurum’da çoğu gazetecide emeği olan bir ailedir. Ben dahil onlara ait Milletin Sesi Gazetesi’nde çalışan herkes de sadece gazetenin sahibi değil, aileyi de yakından bilir ve tanırdı. Önceki gün merhum olan ve dün toprağa verilen Zerrin abla 1982 yılında şimdi Polisevi olarak hizmet veren Orduevi’nde rahmetli Erhan Çadırcı ile evlenmişti. Düğünleri de farklı olmuştu. Zerrin abla karate de yapardı, karakucak milli kareteciydi. Aynı zamanda da barcıydı. Erzurum Kadın Barlarını uzun süre oynamıştı ve kadın barlarının sembol isimlerindendi. Düğününde de bindallı giymiş, arkadaşlarıyla çayda çıra oyununu oynamıştı. O ekipten sonra da zaten Erzurum’da kadın bar ekibi tarihe karışmıştı. Şimdi o da tarih oldu, bu dünyadan göçtü. Uzun zamandır Erzurum’dan ayrıydı. 1959 yaşındaydı, Allah rahmet eyleye..
Güzel günler sana gelmez!
Adına anlamlar yüklenen, kentler için olmazsa olmaz bir oluşumdur Kent Konseyi. Kağıt üzerinde çok bir şeydir. Hoş Hüseyin Tanfer sevdiğimiz bir ağabeydir ama başkanlığını yaptığı Kent Konseyi’nden memnun olduğumuz söylenemez. Kent Konseyi de tıpkı bir çok sivil toplum örgütü gibi sıradanlıktan bir türlü kurtulamamıştır. Yığınla sorunu bulunan Erzurum’da Kent konseyinin hangi topa girdiğini kimse söyleyemez. Sosyal Sorumluluk duygusu içerisinde de hareket etmesi gereken Kent Konseyi’nin aslında bu şehirde katma değer sağlayacak çok işi vardır ama maalesef bir yaptırımı da olmamıştır, görünen o ki olmayacaktır. Geçen ay Anadolu Üniversitesi Rektörü hemşehrimiz Prof.Dr.Şafak Çomaklı ile röportaj yapmak için gittiğim Eskişehir’de gördüğüm bir manzaradır benim Kent Konseyi’ne bugün belki de böyle yükleniyor olmam.
***
Şehircilik açısından Prof.Dr.Yılmaz Büyükerşen ile çığır aşan ve bunu artık herkesin ittifakla kabul ettiği Eskişehir’de Kent Konseyi’nin de iş başında olduğunu gözlemledim. Büyükşehir Belediyesi ile birlikte Kent Konseyi de yaşanabilir bir şehir için çalışıyor. Hemen hemen her semtte sokak köpekleri için gördüğüm bu küçük kulübeler bile çok şeyi anlatıyor. Hem de Erzurum gibi sokakları köpekten geçilmeyen soğuğu ile meşhur bir şehirde ki Kent Konseyi’nin başkanı ve onun değerli üyelerine selamlarımı gönderiyorum.. Özetleyecek olursak, güzel günler sana gelmez. Sen onlara yürüyeceksin! Cemal Süreya’dan son bir şey daha. Uçmak için kuş olmak gerekmiyor. Küçük sevinçler olsun yeter!
Kalpten kapılı kafe!
Denilir ki. Yüksek yaşam kalitesini sağlayacak mekân özellikleri vardır. İnsan ve mekân arasında bağlar kurmak yüksek kaliteli kentsel yaşamın önemli bir temasıdır. Burada mekânlarla kurulan duygusal ilişkiye gönderme yapılmaktadır. Bu mekânlar insanların ilişki kurabilecekleri, bağlanabilecekleri, aidiyet hissedebilecekleri, kendileriyle özdeşleştirebilecekleri, hatırlayacakları, özleyecekleri yerlerdir. Sanırım Mumcu’da açılan Piraye de böyle bir mekan. Kalp kalbe karşı denir ya, işte öyle bir yer burası. Kalpten kapısı ile gönüllere girdiğini hissettiğin Piraye adlı bu kafeyi iki akraba bayan Nurgül Kılıç ile Hava Kılıç işletiyor. Kadınların da artık sosyal hayatın taa içine girmeye başladığı Erzurum’da nezih mekan arayanların adresi olmuş. Ev yapımı hamburgerden tutun da her türlü ev yemeklerinin de yapıldığı bu kafede tüm ürünler organik ve de hijyen. Her girene öncelikli ev ortamı oluşturuyor, aidiyet duygusu yaşıyorsun illa ki. Canlı müziği, kütüphanesi, çocuk oyun alanı ile tiryaki olunuyor dakikasında. Farklı ambiyansı ile Mumcu’ya ayrı bir renk katan Piraye’de en güzeli de tam istediğim makarna aşığı biri olarak kıymalı makarnanın 10 numara beş yıldız yapılıyor olması tabiiki de..
Sırf transfer olsun diye transfer yapmayın!
Bir yıl aradan sonra yeniden süper lig hedefleyen BB Erzurumspor’da bugünlerde günden transfer.
İç ve dış transferde harıl harıl çalışan yönetim, mevcut kadroyu güçlendirmenin peşinde. Bunun için ince eleyip sık dokuyan yönetim, iyi de yapıyor, çok acele etmiyor. Görüşme halinde oldukları oyuncuların isimlerini de bir sır gibi saklayan mavi-beyazlı kulübün yönetimi, almak istedikleri oyuncuların ekstra maliyete ulaşmamasını arzuluyor. Peki BB Erzurumspor yönetimi hangi tür oyuncu arıyor. Bu konuda teknik direktör Erkan Sözeri’den rapor alan yönetim, eksik bölgelere oyuncu takviyesi yapacak. Oyun kurucu özelliği de bulunan bir orta saha oyuncusunu şart koşan Erkan Sözeri’nin savunma ve kanatlarda da ekstra iş yapacak oyuncu talep ettiğini öğrendik. Hatta Erkan hocanın yönetime, istediği bazı oyuncuların isimlerini verdiği, bu isimler olmazsa başka isimler ile temasa geçilmesini de istiyor ve B planının da olduğunu belirterek beklemeye geçmiş durumda. İkinci yarı hazırlıklarını Antalya’da sürdüren BB Erzurumspor’da oyuncular da en az taraftarlar kadar yeni transfer edilecek oyuncuların kim olacağını merak eder oldular. Bu arada, özellikle geçtiğimiz sezon ara transferlerde bazı oyuncuları kadrosuna katan ama pek de randuman alamayıp, küme düşmekten de kurtulamayan mavi-beyazlılar, sırf transfer olsun diye transfer de yapmamalı. Bir çok kulüp o hataya düşüyor çünkü. Bazen bu ara transferler takımın uyumunu da bozuyor, kaş yapayım derken göz de çıkartılabiliyor. Aynı kalitede oyuncuları transfer etmesine gerek duymamak lazım ve çok yararlı olunacağına inanılıyorsa o oyuncu transfer edilsin. Zira artık Erzurum’un ekonomik olarak da bu lüksü yoktur..
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Senin almaya cesaret edemediğin riskleri alanlar, senin yaşamak istediğin hayatı yaşarlar (Sokrates)
DUVARIN DİLİ: Bir gün ölmek için hergün yaşıyoruz!