Atıl arazilerTarım arazilerinin atıl kalmasının ekonomik kayıplara ve tarımsal verimliliğin azalmasına yol açtığını belirten Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Eski Dekanı Prof. Dr. Vahap Yağanoğlu, yeni düzenlemenin tarım sektörüne katkı sağlayacağını vurguladı. Yağanoğlu, yönetmeliğin avantajları arasında yerel tarımsal kalkınmayı destekleme, gıda güvenliğini güçlendirme ve tarım arazilerinin korunmasına yönelik önemli fırsatlar bulunduğunu kaydetti. Ancak, yönetmeliğin etkin bir şekilde uygulanabilmesi için mülkiyet haklarına, bürokratik süreçlere, yerel çiftçilerin desteklenmesine ve çevresel sürdürülebilirliğe büyük özen gösterilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Atıl arazi kalmayacak
Yeni düzenlemeye ilişkin detayları paylaşan Yağanoğlu, “Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmeliğe göre, özel mülkiyete ait olup üst üste 2 yıl işlenmeyen tarım arazileri, arazinin tarımsal üretim amacıyla kullanılması şartıyla sezonluk olarak kiraya verilecek. Her ilde kurulacak “Arazi Tespit Komisyonu” işlenmeyen arazileri tespit edecek ve kiralanması için süreç başlatılacak. Kiralanacak araziler için rayiç kira bedeli tespit edilerek, bu araziler öncelikli olarak yerel sakinlere ve meslek odalarına kiralanacak. Kiracılar, belirlenen ürünleri yetiştirme zorunluluğuna uyacak ve arazileri amacına uygun kullanmazsa kira hakkını kaybedecek.
İl ve ilçe müdürlüklerinde kurulacak komisyonlar, uydu görüntüleri ve diğer verilerle işlenmeyen arazileri belirleyecek. Araziler yerel muhtarlıklarda ilan edilecek ve itirazlar komisyon tarafından değerlendirilecek. Kiralanacak araziler için rayiç kira bedeli belirlenecek. Kiralama başvuruları, Tarım ve Orman İl Müdürlüklerine ya da elektronik ortamda yapılabilecek. Başvuruda bulunanlar için ikamet bilgisi ve arazi varlığı, Tarım Arazileri Değerleme ve Edindirme Bilgi Sistemi (TED Portalı) üzerinden kontrol edilecek. Yerel sakinlere, meslek odalarına ve sivil toplum kuruluşlarına öncelik tanınacak. Teklifler arasında en yüksek kira bedelini öneren kişi öncelikli olacak. Eşit teklifler durumunda yakın arazi sahiplerine öncelik verilecek.
Kira bedeli, süresi ve diğer şartlar tebligatla kiracıya iletilecek. Kiracının 7 gün içinde bedeli ödemesi ve sözleşmeyi imzalaması gerekecek. Sözleşme noter tasdiki gerektirmeyecek. Kiracılar, arazileri tarımsal üretimde kullanacak, toprak yapısını bozmayacak ve ürün planlamasına uyacaklar. Aykırılık tespit edilirse sözleşme feshedilecek. Arazi maliklerine ulaşılamaması durumunda kira bedeli kamu bankasında nemalandırılacak.
Arazilerin kira bedeli, emsal arazi kiralamalarına ve piyasa koşullarına göre belirlenecek. Kira bedeli, arazinin konumu ve büyüklüğüne göre yüzde 15 oranında artırılabilecek veya azaltılabilecek.
Yeni düzenlemenin avantajları
Atıl tarım arazilerinin üretime dahil edilmesi, ülkenin gıda güvenliği ve tarımsal ihracat potansiyelini artırabilir. Tarımsal faaliyetlerin yaygınlaşması, kırsal kesimde ekonomik canlılık sağlayacak. Yönetmelikte, arazilerin yerel çiftçilere ve meslek odalarına öncelikli olarak kiralanması önemli bir avantajdır. Bu durum, küçük ölçekli üreticilerin desteklenmesine ve yerel ekonominin güçlendirilmesine katkı sağlar. Verimli kullanılmayan araziler tarıma kazandırıldığında, genel tarımsal üretimde artış beklenir. Bu, özellikle stratejik ürünlerde üretim açığını kapatma ve ithalatı azaltma gibi olumlu sonuçlar doğurabilir.
Arazi Tespit Komisyonları ve rayiç kira bedellerinin belirlenmesi gibi süreçlerde devletin etkin rol alması, sürecin adil ve şeffaf bir şekilde yürütülmesini sağlayabilir. Kiracılar arazileri tarımsal üretimde kullanmakla yükümlüdür ve toprağın yapısını bozmama şartı getirilmiştir. Bu, tarım arazilerinin sürdürülebilirliğini koruma açısından olumlu bir adımdır.
Sakıncalar
Arazi sahiplerine ulaşılamaması durumunda arazilerin kamu yararına kiralanması, mülkiyet hakları açısından bazı tartışmalara yol açabilir. Arazi sahiplerinin haklarının korunması ve bilgilendirilmesi bu noktada kritik bir öneme sahiptir. Rayiç bedel belirleme ve en yüksek teklif sahibi ile kiralama süreci, yerel çiftçiler arasında rekabeti artırabilir. Özellikle küçük üreticiler, yüksek kira bedelleriyle rekabet edemeyebilir ve bu da yerel tarım üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Kiracıların tarım arazilerini verimli kullanması şartı getirilse de, bu süreçlerin denetimi ve sözleşmenin feshedilmesi gibi durumlarda bürokratik aksaklıklar yaşanabilir. Denetim mekanizmasının etkin çalışması büyük önem taşımaktadır. Arazi sahipleri veya diğer paydaşların itiraz süreçlerinde yaşanabilecek gecikmeler, kiralama sürecini uzatabilir. Özellikle tarım sezonu başlamadan önce itirazların sonuçlandırılması, üretim kayıplarını önlemek açısından kritik olacaktır.
Yönetmeliğin etkili bir şekilde uygulanabilmesi için yerel çiftçilerin ve arazi sahiplerinin düzenleme hakkında yeterince bilgilendirilmesi gerekmektedir. Bilgi eksikliği, yerel halkın düzenlemeye uyum sağlamasını zorlaştırabilir ve itiraz süreçlerini artırabilir. Bürokratik İşlemler ve Hız: Arazi tespit süreçleri, rayiç bedellerin belirlenmesi ve kiracıların seçimi gibi bürokratik işlemler zaman alabilir. Eğer bu süreçler yavaş ilerlerse, araziler tarımsal faaliyet için kullanılamaz ve üretim sezonları kaçırılabilir. Kira Süresi ve Yenileme Süreçleri: Kiralama işlemlerinde sürenin yeterli uzunlukta belirlenmesi, kiracıların arazilerde uzun vadeli yatırımlar yapabilmesi açısından önemlidir. Kısa süreli kira sözleşmeleri, çiftçilerin arazileri sürdürülebilir şekilde kullanmalarını zorlaştırabilir. Tarımsal üretime yeniden kazandırılacak arazilerin çevresel etkilere maruz kalma riski de dikkate alınmalıdır. Özellikle doğal dengeyi bozacak yoğun tarımsal faaliyetler, uzun vadede toprağın verimsizleşmesine veya ekosistem dengesinin bozulmasına yol açabilir.
Yağanoğlu önerilerini sıraladı
Türkiye'nin farklı bölgelerinde iklim, toprak yapısı ve tarım potansiyeli farklılık göstermektedir. Bu yönetmeliğin bölgesel farklılıkları dikkate alarak esnek bir yapıya sahip olması önemlidir. Örneğin, kurak bölgelerde sulama olanakları, sulama birlikleriyle iş birliği gibi konulara değinilebilir.
Yerel sakinlere ve meslek odalarına öncelik verilmesi vurgulanmış olsa da, kooperatiflerin güçlendirilmesi ve desteklenmesi konusunda daha net ifadeler kullanılabilir. Kooperatifler, küçük üreticilerin pazarlık gücünü artırarak daha verimli bir üretim sağlamalarına yardımcı olabilir. Tarımın modernleşmesi ve verimliliğin artırılması için tarım arazilerinin dijitalleşmesi ve çiftçilere yönelik teknolojik desteklerin sunulması konusu vurgulanabilir. Uydu görüntülerinin kullanımı, toprak analizleri, sulama sistemlerinin otomasyonu gibi konulara değinilebilir. Tarım arazilerinin korunması ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması için daha detaylı açıklamalar yapılabilir. Organik tarım, biyoçeşitlilik, su kaynaklarının korunması gibi konulara değinilebilir. Üretilen ürünlerin pazarlanması ve değer zincirlerinin güçlendirilmesi konusu da önemlidir. Tarım ürünlerinin işlenmesi, paketlenmesi ve pazarlanması konusunda çiftçilere destek verilmesi, ürünlerin katma değerinin artmasına ve çiftçilerin gelirlerinin yükselmesine katkı sağlayabilir. Genç çiftçilerin tarıma teşvik edilmesi ve kırsal alanda kalmalarının sağlanması için özel destekler ve teşvikler sunulması önerilebilir. Eğitim, kredi, arazi desteği gibi konularda genç çiftçilere yönelik programlar geliştirilebilir. Kırsal alandaki kadınların tarımsal üretime katılımının artırılması için özel politikalar geliştirilebilir. Kadın çiftçilere yönelik eğitim, kredi ve pazarlama desteği gibi konularda çalışmalar yapılabilir.
Nesrin DEMİR
Tarım arazilerine avm ler ditmeyerek, imara açmayarak tarımı destekleyebilirsiniz. Yerli tohumu koruyarak,teşvik vererek tarımı destekleyebilirsiniz. Dönüm başına değil ürün başına teşvik vererek tarımı destekleyebilirsiniz. Küçük çiftçilerin birleşmesine vesile olarak emeklerinin yok pahasına ellerinden alınmasına engel olarak tarımı destekleyebilirsiniz. Organik tarımı teşvik ederek toprağın zehirlenmesine engel olabilirsiniz. Kimyasal gübreleri yasaklayabilirsiniz.
Nasıl bir oyuna geldiğimizi ilerde anlayacaz. Bill Gates'in Trakya'da çok büyük arazi aldığını herkes biliyor. Küresel sermaye ise mülksüzleştirme çalışması yapıyor. Aşı yapılırken de söyledik küresel sermayenin oyunu bunlar. Bakın devletlere not verildiği gibi artık insanlara da not veriliyor ve yakında notu yetmeyen adama yakıt bile satmayacaklar. Bu uygulama Çinde başladı bile. İklim değişikliği, su krizi, karbon salınımı, pandemi, büyükbaş hayvanların öldürülmesi, tarım arazilerinin sahiplerinin elinden alınması, yapay et ve.s büyük oyuncuların tasarladıkları pazılın birer parçası. Lütfen uyanalım.
Varsa yoksa vatandaşın malına ne nasıl konarız.amaç satılmayan tarlara kiralama yoluyla zengine ve yabancı sunmaktadır.
Zengine peşkeş
Zengin iş adamlarının kullanmadığı mülkleride kiralayın gücünüz yetiyorsa piyasa biraz daha canlanır