Erzincan'ın Kemaliye ilçesinde 29 yıl önce 33 sivilin PKK'lı teröristlerce öldürüldüğü Başbağlar Katliamı'na ilişkin 20'si firari 21 sanığın yargılanmasına başlandı. Davaya bakan Avukat Kadir Kartal, “PKK terör örgütünün kurucusu, yöneticisi, başkanı olan ve bugün İmralı Adası'nda yatan zevatın bu davada yargılanmasını talep ediyorum. Adaletin tecellisi adına Abdullah Öcalan’ın bu davaya gelmesi gerekir” dedi.
Erzincan'ın Kemaliye ilçesinde 29 yıl önce 33 vatandaşın PKK'lı teröristlerce öldürüldüğü Başbağlar Katliamı ile ilgili 21 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşması Erzincan Adliyesinde görüldü.
Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Başbağlar Köyü Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya, Başbağlar Köyü Muhtarı Ali Akarpınar, katliamın tanıkları ve mağdurlar ile avukatları hazır bulundu. Duruşmaya Başbağlar köyünden vatandaşlar, AK Parti Milletvekili Burhan Çakır ve AK Parti İl Başkanı Mehmet Cavit Şireci de izleyici olarak katıldı.
Adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanan sanık S.T. ise duruşmaya İstanbul Adliyesi'nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi aracılığıyla katıldı. Adliye çevresinde polisin geniş güvenlik önlemi aldığı duruşmada mahkeme başkanı, kimlik tespitinin ardından iddianameyi okuyup sanıktan "devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını, devlet idaresinden ayırmaya çalışmak" suçundan dava açıldığını hatırlatarak savunma yapmasını istedi. Sanık S.T. ise suçlamaları kabul etmediğini ve Başbağlar'daki saldırıya katılmadığını belirtti. Mahkeme heyeti, sanıklardan S.T.’nin adli kontrol şartıyla yurt dışına çıkma yasağı konularak serbestlik halinin devamına karar vererek, bir sonraki duruşma tarihini 19 Aralık olarak belirledi.
Adalet tecelli etmeli
Duruşma sonrası Erzincan Adliyesi önünde gazetecilere açıklama yapan Avukat Kadir Kartal, “21 sanığın süratle tutuklanmasını bekliyoruz. Şu anda 109/3’e göre yurtdışına çıkma yasağıyla sanıklardan S.T.’nin hemen tutuklanması lazım. Tutuklandığı zaman birçok zevat ortaya çıkar. Şu anda kaçıyor. Mevcut ifadeler bile bu işin içerisinde. En önemlisi Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi 1999/21 esas sayılı dava dosyasının bu dava içerisine girerek, çünkü PKK terör örgütünün kurucusu, yöneticisi, başkanı olan ve bugün İmralı Adası'nda yatan zevatın bu davada yargılanmasını talep ediyorum. Adaletin tecellisi adına Abdullah Öcalan’ın bu davaya gelmesi gerekir. Çünkü zaten adada bunu ifade ettiği gibi, Şemdin Sakık’ın da iddianamedeki ifadesi bu durumu açık ve net ortaya koyduğu gibi PKK terör örgütünün zaten kurucusu, yöneticisi, başkanı, halen başkanlığı devam etmektedir. Ve orada korunmaktadır emperyalistler tarafından. MOSSAD ve CIA tarafından bize teslim edilmiştir. Korunma altındadır. Bu durum kabul edilemez. Dünyanın hangi hukuk sistemine gidilirse gidilsin idamı mutlaka zorunludur.” diye konuştu.
Katillerin cezası verilsin
Katliama 12 yaşındayken şahit olan ve olaydan yara almadan kurtulan Mehmet Kaya ise, “29 sene sonra gelen geç kalınmış bir adalet içerisinde biz kendi savaşımızı vermeye devam ediyoruz. Katiller bulunsun, cezaları verilsin. Bizim içimiz hiçbir zaman soğumayacak. Hâlâ dünkü gibi acısını yaşıyoruz” dedi.
Başbağlar Köyü Dernek Başkanı Mehmet Ali Dikkaya da, “O tarihte açılan dava 1997 Ekim ayında Erzincan’dan İzmir’e alındı. İzmir’de de kurgulanmış bir mahkemeyle hukuk skandallarıyla dolu bir şekilde kapatılmıştı. O gün devletimizi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne şikayet etmek bize zül geldiği için o gün acımızı da, o skandalları da içimize gömmüştük. Bugün 2019 yılından itibaren incelenen yürekli savcılarımızın iddianamesi, onları kutluyorum, teşekkür ediyorum. Mahkeme heyetinin iddianameyi kabul etmesi, onları da ayrıca kutluyorum. O gün akamete uğrayan umutlarımız bugün tekrar yeşermiş vaziyette. Umuyoruz ve diliyoruz ki adalet hakkıyla tecelli eder. Katliama katılan her kim varsa hain terör örgütü mensuplarının tamamı cezasını bulur. Türkiye’de özellikle 1993’te o kadar faili meçhul olay var ki, inşallah failler bulunur. Bir daha da ne Sivas Madımak ne Başbağlar hadiseleri yaşanmaz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’yi bölemeyeceksiniz
Kemaliye Belediye Başkanı Mehmet Karaman ise, “29 yıl önce yaşanan katliam hâlâ bugün olmuş gibi, hiç değişen bir şey yok. Gönlümüzde yaşıyor şehitlerimiz. Bugün kangren olan davamıza neşter vurulması için yetkililere teşekkür ediyorum. Biz Türk adaletine inanıyoruz. Ben bebek katillerine sesleniyorum, emperyalist güçlere Türkiye’yi, Türk milletini bölemeyeceksiniz, böldürmeyeceğiz. Biz 29 yıl önce dedik ki 'Başbağlar’ı unutmayacağız, unutturmayacağız'. 29 yıl sonra tekrar gündeme geldi” diye konuştu.
İddianame
Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma dahilinde, Başbağlar köyünde 5 Temmuz 1993'te PKK'lı teröristlerce 33 sivilin şehit edilmesi olayıyla ilgili terör örgütü PKK/KCK üyesi oldukları tespit edilen 21 sanık hakkında hazırlanan iddianame, Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesince değerlendirildi. Mahkeme, katliamda sorumluluğu bulunan ve terör örgütü PKK/KCK üyesi oldukları tespit edilen A.Ç, A.T, C.Ş, D.K, D.S, E.M, E.K, F.Y, H.S, H.A, H.Y, İ.H.A, İ.T.Y, M.İ, M.D, M.A, N.Ö, S.Ö, S.T, Ş.Ö. ve Ü.B. hakkında "devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını, devlet idaresinden ayırmaya çalışmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianameyi kabul etti. İddianamede, daha önce birçok farklı eylemlere katılmış terörü örgütü mensuplarının da ifadeleri yer aldı.
Başbağlar'da neler oldu
Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı, şehre 150 kilometre uzaklıktaki Başbağlar köyünü 5 Temmuz 1993'te basıp bir saatten uzun bir süre PKK propagandası yapan bir grup, daha sonra 28 erkeği kurşuna dizmişti. Aralarında kadınların da olduğu 5 kişi de sığındıkları evlerin ateşe verilmesiyle yakılarak öldürülmüştü. Köydeki evlerin büyük bölümü, köy okulu, köy camisi ve halkevi de ateşe verilmişti. Saldırı sırasında, köyün telefon ve elektrik hatları kesilmişti. Olay, komşu köydekilerin haber vermesiyle ortaya çıkmıştı.
“İnsanların tamamı silahsızdı"
Gece düzenlenen baskından sonra konuşan köyün muhtarı Ali Akarpınar şunları söylemişti: "Teröristler önce bölücü içerikli propaganda yaptılar ve kesinlikle kimseye zarar vermeyeceklerini söylediler. Köyümüze ilk kez teröristler geldiği için olayın nereye varacağını tahmin edemiyorduk. Zira köyün dışında topladıkları insanların tamamı silahsızdı ve onlara karşı yapabilecekleri bir şey yoktu. Bunun için de bunların bir an önce gitmelerini bekliyorduk."
Başbağlar muhtarı, katliamdan kurtulanların da kurşunlandığını anlatmıştı. Köyde tesadüfen kurşunlardan kaçan 60 yaşındaki Hakkı Keskin ise, tüm erkekleri köy meydanında topladıklarını ve silahla taradıklarını, kendisinin de kaçarak kurtulduğunu söylemişti. İHA
Erzincan'ın Kemaliye ilçesinde 29 yıl önce 33 vatandaşın PKK'lı teröristlerce öldürüldüğü Başbağlar Katliamı ile ilgili 21 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşması Erzincan Adliyesinde görüldü.
Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Başbağlar Köyü Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya, Başbağlar Köyü Muhtarı Ali Akarpınar, katliamın tanıkları ve mağdurlar ile avukatları hazır bulundu. Duruşmaya Başbağlar köyünden vatandaşlar, AK Parti Milletvekili Burhan Çakır ve AK Parti İl Başkanı Mehmet Cavit Şireci de izleyici olarak katıldı.
Adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanan sanık S.T. ise duruşmaya İstanbul Adliyesi'nden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi aracılığıyla katıldı. Adliye çevresinde polisin geniş güvenlik önlemi aldığı duruşmada mahkeme başkanı, kimlik tespitinin ardından iddianameyi okuyup sanıktan "devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını, devlet idaresinden ayırmaya çalışmak" suçundan dava açıldığını hatırlatarak savunma yapmasını istedi. Sanık S.T. ise suçlamaları kabul etmediğini ve Başbağlar'daki saldırıya katılmadığını belirtti. Mahkeme heyeti, sanıklardan S.T.’nin adli kontrol şartıyla yurt dışına çıkma yasağı konularak serbestlik halinin devamına karar vererek, bir sonraki duruşma tarihini 19 Aralık olarak belirledi.
Adalet tecelli etmeli
Duruşma sonrası Erzincan Adliyesi önünde gazetecilere açıklama yapan Avukat Kadir Kartal, “21 sanığın süratle tutuklanmasını bekliyoruz. Şu anda 109/3’e göre yurtdışına çıkma yasağıyla sanıklardan S.T.’nin hemen tutuklanması lazım. Tutuklandığı zaman birçok zevat ortaya çıkar. Şu anda kaçıyor. Mevcut ifadeler bile bu işin içerisinde. En önemlisi Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi 1999/21 esas sayılı dava dosyasının bu dava içerisine girerek, çünkü PKK terör örgütünün kurucusu, yöneticisi, başkanı olan ve bugün İmralı Adası'nda yatan zevatın bu davada yargılanmasını talep ediyorum. Adaletin tecellisi adına Abdullah Öcalan’ın bu davaya gelmesi gerekir. Çünkü zaten adada bunu ifade ettiği gibi, Şemdin Sakık’ın da iddianamedeki ifadesi bu durumu açık ve net ortaya koyduğu gibi PKK terör örgütünün zaten kurucusu, yöneticisi, başkanı, halen başkanlığı devam etmektedir. Ve orada korunmaktadır emperyalistler tarafından. MOSSAD ve CIA tarafından bize teslim edilmiştir. Korunma altındadır. Bu durum kabul edilemez. Dünyanın hangi hukuk sistemine gidilirse gidilsin idamı mutlaka zorunludur.” diye konuştu.
Katillerin cezası verilsin
Katliama 12 yaşındayken şahit olan ve olaydan yara almadan kurtulan Mehmet Kaya ise, “29 sene sonra gelen geç kalınmış bir adalet içerisinde biz kendi savaşımızı vermeye devam ediyoruz. Katiller bulunsun, cezaları verilsin. Bizim içimiz hiçbir zaman soğumayacak. Hâlâ dünkü gibi acısını yaşıyoruz” dedi.
Başbağlar Köyü Dernek Başkanı Mehmet Ali Dikkaya da, “O tarihte açılan dava 1997 Ekim ayında Erzincan’dan İzmir’e alındı. İzmir’de de kurgulanmış bir mahkemeyle hukuk skandallarıyla dolu bir şekilde kapatılmıştı. O gün devletimizi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne şikayet etmek bize zül geldiği için o gün acımızı da, o skandalları da içimize gömmüştük. Bugün 2019 yılından itibaren incelenen yürekli savcılarımızın iddianamesi, onları kutluyorum, teşekkür ediyorum. Mahkeme heyetinin iddianameyi kabul etmesi, onları da ayrıca kutluyorum. O gün akamete uğrayan umutlarımız bugün tekrar yeşermiş vaziyette. Umuyoruz ve diliyoruz ki adalet hakkıyla tecelli eder. Katliama katılan her kim varsa hain terör örgütü mensuplarının tamamı cezasını bulur. Türkiye’de özellikle 1993’te o kadar faili meçhul olay var ki, inşallah failler bulunur. Bir daha da ne Sivas Madımak ne Başbağlar hadiseleri yaşanmaz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’yi bölemeyeceksiniz
Kemaliye Belediye Başkanı Mehmet Karaman ise, “29 yıl önce yaşanan katliam hâlâ bugün olmuş gibi, hiç değişen bir şey yok. Gönlümüzde yaşıyor şehitlerimiz. Bugün kangren olan davamıza neşter vurulması için yetkililere teşekkür ediyorum. Biz Türk adaletine inanıyoruz. Ben bebek katillerine sesleniyorum, emperyalist güçlere Türkiye’yi, Türk milletini bölemeyeceksiniz, böldürmeyeceğiz. Biz 29 yıl önce dedik ki 'Başbağlar’ı unutmayacağız, unutturmayacağız'. 29 yıl sonra tekrar gündeme geldi” diye konuştu.
İddianame
Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma dahilinde, Başbağlar köyünde 5 Temmuz 1993'te PKK'lı teröristlerce 33 sivilin şehit edilmesi olayıyla ilgili terör örgütü PKK/KCK üyesi oldukları tespit edilen 21 sanık hakkında hazırlanan iddianame, Erzincan 2. Ağır Ceza Mahkemesince değerlendirildi. Mahkeme, katliamda sorumluluğu bulunan ve terör örgütü PKK/KCK üyesi oldukları tespit edilen A.Ç, A.T, C.Ş, D.K, D.S, E.M, E.K, F.Y, H.S, H.A, H.Y, İ.H.A, İ.T.Y, M.İ, M.D, M.A, N.Ö, S.Ö, S.T, Ş.Ö. ve Ü.B. hakkında "devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını, devlet idaresinden ayırmaya çalışmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianameyi kabul etti. İddianamede, daha önce birçok farklı eylemlere katılmış terörü örgütü mensuplarının da ifadeleri yer aldı.
Başbağlar'da neler oldu
Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı, şehre 150 kilometre uzaklıktaki Başbağlar köyünü 5 Temmuz 1993'te basıp bir saatten uzun bir süre PKK propagandası yapan bir grup, daha sonra 28 erkeği kurşuna dizmişti. Aralarında kadınların da olduğu 5 kişi de sığındıkları evlerin ateşe verilmesiyle yakılarak öldürülmüştü. Köydeki evlerin büyük bölümü, köy okulu, köy camisi ve halkevi de ateşe verilmişti. Saldırı sırasında, köyün telefon ve elektrik hatları kesilmişti. Olay, komşu köydekilerin haber vermesiyle ortaya çıkmıştı.
“İnsanların tamamı silahsızdı"
Gece düzenlenen baskından sonra konuşan köyün muhtarı Ali Akarpınar şunları söylemişti: "Teröristler önce bölücü içerikli propaganda yaptılar ve kesinlikle kimseye zarar vermeyeceklerini söylediler. Köyümüze ilk kez teröristler geldiği için olayın nereye varacağını tahmin edemiyorduk. Zira köyün dışında topladıkları insanların tamamı silahsızdı ve onlara karşı yapabilecekleri bir şey yoktu. Bunun için de bunların bir an önce gitmelerini bekliyorduk."
Başbağlar muhtarı, katliamdan kurtulanların da kurşunlandığını anlatmıştı. Köyde tesadüfen kurşunlardan kaçan 60 yaşındaki Hakkı Keskin ise, tüm erkekleri köy meydanında topladıklarını ve silahla taradıklarını, kendisinin de kaçarak kurtulduğunu söylemişti. İHA