24 Temmuz tarihinde, Türk Basınında sansürün kaldırılmasının 114. Yıl dönümünü sebebiyle Erzurum Valisi Okay Memiş ve Basın meslek örgütlerinin başkanları bir kutlama mesaj yayınladı.
Erzurum Valisi Okay Memiş, mesajında basında sansürün kaldırılması, demokrasi ve özgürlük yolunda önemli bir başlangıç ve dönüm noktası olduğunu kaydetti.
Vali Okay Memiş mesajında şunları ifade etti: “Tarafsız ve özgür bir basının varlığı güçlü bir demokrasinin göstergesidir. Basın özgürlüğünden söz edilebilmesi için, demokrasimizin sağlıklı işleyebilmesi ve düşünce özgürlüğünün toplumun tüm kesimlerince yaşanabilmesi ancak, basının önündeki engellerin kaldırılmasıyla mümkündür. Bu bağlamda; hem ilimizde hem de ülkemizde basın özgürlüğüne büyük önem verildiğine ve gerekli hassasiyetin gösterildiğine inanıyorum.
Basın, toplumun bilinçlendirme ve gelişmesinde önemli rol üstlenmektedir. Toplumsal değerlere saygılı, kişisel hak ve özgürlükleri temel alan, halkın doğru ve tarafsız haber alma ihtiyacını karşılayan basın kuruluşları, demokrasinin güçlenmesine de büyük katkı sağlamaktadır.
İlimizde ki basın-yayın hizmeti veren kuruluşlarımızın, ülkemizin ve toplumun çıkarlarını ön planda tutarak, büyük bir sorumluluk anlayışı içinde, adil bir duyarlılık göstermeleri ise her türlü takdirin üzerindedir. Basınımızın özveri içerisinde yerine getirdikleri görevlerini bundan sonra da aynı duyarlılıkla devam ettireceklerine inanıyorum.
Bu vesileyle, görevleri esnasında herhangi bir usanç ve bıkkınlık göstermeden zor koşullarda, büyük bir özveriyle çalışmalarını yerine getiren basın mensuplarının “24 Temmuz Basın Bayramı’nı” içtenlikle kutluyor, yaşamlarını kaybeden basın emekçilerini rahmet ve saygıyla anıyor, mesai mefhumu göstermeksizin, 7/24 saat esasına göre, büyük bir özveriyle çalışan tüm basın mensuplarına selam ve sevgilerimi iletiyor, aileleri ile birlikte; sağlık, mutluluk ve başarılarının devamını diliyorum”.
Özgürlüklerin teminatı
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Cavit Erkılınç mesajında “Demokratik toplumların en önemli güvencesi haline gelen basın sektörü, kendini sürekli yenileyen ve etkinliğini her geçen gün artıran yapısıyla özgürlüklerin teminatı olma görevini başarıyla sürdürmektedir.” dedi.
Erkılınç mesajında şunları kaydetti: “ Görsel, yazılı ve dijital mecralarla haber alma ve yayma özgürlüğünün en etkili aracı olan basınımızın, kamuoyunun hızlı, doğru ve tarafsız bir şekilde bilgilendirilmesinde üstlendiği vazifeyi devam ettirmesi ülkemiz için hayati önem taşımaktadır.
2000’li yılların başından itibaren ülkemizde ifade özgürlüğünün önündeki engellerin teker teker kaldırılmasıyla birlikte basın camiası, çok sesli, objektif ve bağımsız hüviyetini yeniden kazanmaya başlamıştır.
Bugün her türlü fikir ve görüşün görsel, yazılı ve dijital tüm mecralarda özgürce ifade edilebilmesi ülkemiz için büyük bir zenginlik kaynağıdır.
Ülkemiz basın hayatının çok sesli ve objektif yapısı, özellikle dijital mecraların çeşitlenmesiyle birlikte, kamuoyunu yanıltmayı amaçlayan dezenformasyonlarla hedef alınmaktadır. Aslında doğrudan basınımızın itibarına yapılan bu saldırılar, doğru ve gerçek bilgiyi ilkeli ve objektif olarak okurlarına sunan medya mensupları sayesinde bertaraf edilmektedir.
Türk basınının kamudaki en büyük destekçisi olan Basın İlan Kurumu bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonraki süreçte de özgür haberciliğin garantörü olmayı sürdürecektir.
Tüm dünyayı etkileyen geleneksel medyadan dijitale geçiş sürecinde Basın İlan Kurumu’nun birinci önceliği; yeni teknolojilerle birlikte yaşanan mecra değişiminin getirecekleri ve bu olağanüstü dönüşüme basının uyum sağlaması olmuştur.
Ayrıca, Türkiye’nin her köşesinde görevlerini başarıyla sürdüren kıymetli basın çalışanlarının
sosyo-ekonomik standartlarının yükseltilmesinin, ülkemiz sathında yerleşen demokratik ve
özgürlükçü iklimi daha da besleyeceğine dair inancımı özellikle vurgulamak istiyorum.
Bu düşüncelerle, Basın Bayramı’nızı kutluyor, Basın Ahlak Esasları’na uygun, insan haklarına saygılı, tarafsız ve objektif bir yayıncılık anlayışıyla mesaisini sürdüren tüm medya çalışanlarımıza başarılar diliyorum.”
Özgür basın, topluma katkı sağlar
Türkiye genelinde 9 gazeteciler federasyonu, 86 gazeteciler cemiyeti ve basın derneği ile bu derneklere üye yaklaşık 20 bin medya çalışanını tek çatı altında toplayan Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun Genel Başkanı Nuri Kolaylı, sansürün gerçek anlamda kalkmadığını ve basın çalışanlarının görevlerini özgürce yapamadığına dikkat çekti.
Haziran ayında TBMM gündemine gelen ve Ekim ayında yeniden görüşülmek üzere ertelenen, kamuoyunda “dezenformasyon yasası” olarak bilinen yasal düzenlemenin basının geleceği açısından büyük önem taşıdığını ifade eden TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Türk basınında sansür, gazetecilerin 24 Temmuz 1908 tarihinde gerçekleştirdiği onurlu direniş sonucu kalkmış, ancak süreç içerisinde yapılan çeşitli yasal düzenleme ve baskılarla yeniden gündeme gelmiştir.
Basınımız 2022 yılının 24 Temmuz’una da, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi birçok sorunla giriyor. Bu sorunların başında da, TBMM'de görüşülmesi ertelenen 40 maddelik “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” gelmektedir.
Kanun Teklifi, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak dile getirdiğimiz mesleki sorunların bir bölümüne çözüm getirecek içerikte olsa da, birçok maddede düzenleme yapılması gerekmektedir.
Kanun değişikliğinin gerekçesi olan “dezenformasyon”; dünyanın ortak, önemli ve acil çözüm bekleyen sorunlarından biridir. Dezenformasyon sadece iktidarların değil, iktidarı ve muhalefetiyle tüm ülkemizin sorunudur ve mutlaka mücadele edilmelidir. Bu soruna yasal düzenleme ile çözüm aranmasını destekliyoruz. Ancak bu düzenleme, basın özgürlüğünü engelleyici yönde olmamalıdır.
Kanuna ilişkin karar verici konumdaki tüm taraflara, basının sansürlenerek değil, özgürleşerek topluma ve demokrasiye katkı sağlayabileceğini hatırlatmak istiyoruz.
Sektörümüzde yaşadığımız en öncelikli sorunumuz, diğer sorunların da kaynağı olan “Gazetecilik Meslek Yasası” olmamasıdır. Medya, gerçek anlamda işlevini yerine getirebilmesi için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç duymaktadır.
Ülkemizde gazetecilik meslek yasası olmadığı için dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın “gazeteciyim” diyerek mesleğe başlayabilmektedir. Oysa gazetecilik/habercilik, özel eğitim gerektiren bir meslektir. Gazetecilik yapmak isteyen bir kimse, eğitim seviyesi ne olursa olsun işe girebilmektedir.
Bu durum, basın mesleğini her türlü istismara açık hale getirmektedir ve habercilik, tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılmaktadır. Daha da kötüsü bu tür kişileri basın mesleğinden uzaklaştıracak herhangi bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır.
Bu çarpık durumu ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini kimlerin yapabileceğini düzenleyen “Gazetecilik Meslek Yasası" acilen çıkarılmalıdır.
Sansür ise, meslektaşlarımızı kıskacına alan önemli bir sorunumuzdur. Çeşitli medya kurumlarında yaşanan uygulamalara bakıldığında, sansürün kalkmadığını, etkisini arttırarak devam ettiğini görmekteyiz. Sansür günümüzde ‘haber yasaklama’ yoluyla yapılmasa da, gerçeği çarpıtma, gizleme veya çeşitli tehdit ve yaptırımlarla devam etmektedir.
İfade ve basın özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazıdır ve Türkiye’de demokratik yaşamın temel sorunu ne yazık ki basın ve ifade özgürlüğünün gerçek anlamda olmamasıdır. Halkın haber alma hürriyetinin işlerliği için, basın ve ifade özgürlüğü temel gerekliliktir.
Halkın gerçekleri öğrenme ve bilgi edinme hakkının aracı olan basın özgürlüğünün önündeki engeller kalkmadıkça, 24 Temmuzlar bizler için bayram olmayacaktır. Bu nedenle bu yıl da 24 Temmuz’u Basın Bayramı olarak değil, dayanışma günü olarak görüyor, bu anlamda kutluyoruz.”
Basınımızın sorunları da sorumlulukları da var
Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Feridun Fazıl Özsoy, yönetim kurulu adına 24 Temmuz Basın Dayanışma Günü sebebiyle bir mesaj yayınladı.
24 Temmuz gününün basında sansürün kaldırılışının yıl dönümü olduğunu hatırlatan Özsoy, mesajında şunları kaydetti:
“24 Temmuz 1908’de gazeteler ilk defa denetim memurları olmadan çıkmış ve bunun üzerinden 114 yıl geçmiştir. Türk Basını çözüm bekleyen onlarca sorununa karşın, dün olduğu gibi bugün de dik duruşunu devam ettirmektedir. Dün 103. Yılını kutladığımız 23 Temmuz Erzurum Kongresi’nin toplanmasında Albayrak Gazetesi ve yazı kadrosu önderlik etmiş, kongreye çok sayıda gazeteci katılmıştır. Geçmişten günümüze kadar gazeteciler, milli ve manevi meselelerde hep önde olmuş, görevini layıkıyla yerine getirmiştir.
Basın özgürlüğünün gerçek anlamda sağlanması ve sektördeki mesleki sorunların demokratik hukuk sistemi içinde çözüleceğine inanmaktayız. Başta Gazetecilik Meslek Yasası’nı günümüz şartlarına göre yeniden düzenlenmesi , internet yasasının çıkarılması olmak üzere meslektaşlarımızın sorunlarının çözümünü talep etmekteyiz.
Bizler sorunlarımızın bulunduğunun yanı sıra sorumluluklarımızın da olduğunun bilincindeyiz. Sorumluluklarımız ülkemizin bölünmez bütünlüğünün yanında durmaktır.
Özellikle pandemi döneminde yerel basının büyük sıkıntılar içerisinde kalmıştır. Bu sürecin daha az zararla atlatılması adına alınan tedbirlerin devam ettirilmesi de elzemdir.
Bu vesile ile tüm sorunlara karşın görevini fedakârca ve layıkıyla yapan meslektaşlarımızın Basın Dayanışma Günü’nü tebrik ediyor, görevleri başında şehit olan meslektaşlarımızın ve bütün şehitlerimizin aziz hatıraları önünde eğiliyor ve onları rahmetle anıyor, üyelerimiz başta olmak üzere meslektaşlarımıza sağlık ve esenlikler dileriz .”
Demokrasinin olmazsa olmazı
Erzurum Gazeteciler Cemiyeti (EGC) Başkanı Metin Barlak, “24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı” dolayısıyla yayımladığı kutlama mesajında, demokrasinin en önemli sac ayaklarından birinin basın olduğunu söyledi.
24 Temmuz’un basında sansürün kaldırıldığı gün olması sebebiyle Osmanlı Devleti’nin son döneminden beri “Gazeteciler ve Basın Bayramı” olarak kutlandığını belirten Erzurum Gazeteciler Cemiyeti (EGC) Başkanı Metin Barlak, “Basın özgürlüğü güçlü bir demokrasinin olmazsa olmazlarındandır.” dedi.
Mesajında, habere ulaşmak kadar ifade ve düşünce özgürlüğünün de temel hak ve hürriyetler açısından önem arz ettiğini belirten Barlak, “Basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede demokrasi ve insan haklarından bahsetmek mümkün değildir. Modern dünyanın da kabul ettiği bu hakikat ışığında Türkiye’de Osmanlı Devleti’nin son yıllarından bu yana Basın Bayramı olarak kutladığımız 24 Temmuz, aslında ne kadar köklü bir basın geleneğine sahip olduğumuzun da bir göstergesidir.” ifadelerini kullandı.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde çıkan gazetelerin sansür memurları tarafından kontrol edildikten sonra yayımlandığını hatırlatan Barlak, “24 Temmuz 1908 tarihinde İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra bu uygulamaya son verilmesi ‘sansürün kaldırılması’ olarak adlandırılmış ve 24 Temmuz tarihi, Gazeteciler ve Basın Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Basın bir ülkenin gelişmişliğinin yüzüdür. Halkı bilgilendirme, bilinçlendirme ve kamuoyunda gerekli hassasiyetleri oluşturma noktasında önemli bir görev yürüten gazeteci arkadaşlarımızın çalışmalarını yürütebilmesi basın özgürlüğüne bağlıdır. 24 Temmuz tarihi işte bunun sağlandığı önemli bir gündür.” diye konuştu.
Basına tanınan özgürlüğün yanlış anlaşılmaması gerektiğini de belirten Barlak, düşünce ve ifade özgürlüğünün, temel bir hak olmasının yanında, kişi hak ve hürriyetlerini ihlal etmemenin de evrensel bir hukuk kuralı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Demokratik ülkelerde çok seslilik ve kamuoyu oluşturulması gibi çok önemli bir sorumluluk üstlenmiş olan basın, demokrasinin gelişmesi ve toplumsal bilincin oluşmasında da etken bir rol oynamaktadır. Toplumu bilgilendirme, yönlendirme ve yol gösterme gibi sorumluluk taşıyıcı bir kamusal misyon da üstlenen basın, kişisel hak ve özgürlükleri temel alan, ilkeli ve tarafsız bir anlayışla görevini yerine getirdiği takdirde demokrasinin en önemli ölçütü olur. Çünkü demokrasi kültürünün yerleşmesi ve işlevini yerine getirmesi basının görevini özgür bir şekilde yapması ile mümkündür. Kaldı ki, basının özgür olmadığı bir ülkede demokrasiden de söz edilemez. Bununla birlikte kişilerin ya da kurumların şahsiyetlerini rencide edici, küçük düşürücü ve onur kırıcı yayınlar yapmak; kesinlikle basın özgürlüğü ile izah edilemeyecek tutum ve davranışlardır. Zira özgürlük başkadır, hak ve hürriyet ihlali başkadır. Erzurum Gazeteciler Cemiyeti olarak bu tarz bir yayıncılık anlayışının her zaman karşısında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle basın meslek ilkeleri doğrultusunda ilkeli, tarafsız, sorumlu ve bilinçli gazetecilik anlayışıyla görev yapan tüm meslektaşlarımın basın bayramını kutluyor, aramızdan ayrılan arkadaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.”
Erzurum Valisi Okay Memiş, mesajında basında sansürün kaldırılması, demokrasi ve özgürlük yolunda önemli bir başlangıç ve dönüm noktası olduğunu kaydetti.
Vali Okay Memiş mesajında şunları ifade etti: “Tarafsız ve özgür bir basının varlığı güçlü bir demokrasinin göstergesidir. Basın özgürlüğünden söz edilebilmesi için, demokrasimizin sağlıklı işleyebilmesi ve düşünce özgürlüğünün toplumun tüm kesimlerince yaşanabilmesi ancak, basının önündeki engellerin kaldırılmasıyla mümkündür. Bu bağlamda; hem ilimizde hem de ülkemizde basın özgürlüğüne büyük önem verildiğine ve gerekli hassasiyetin gösterildiğine inanıyorum.
Basın, toplumun bilinçlendirme ve gelişmesinde önemli rol üstlenmektedir. Toplumsal değerlere saygılı, kişisel hak ve özgürlükleri temel alan, halkın doğru ve tarafsız haber alma ihtiyacını karşılayan basın kuruluşları, demokrasinin güçlenmesine de büyük katkı sağlamaktadır.
İlimizde ki basın-yayın hizmeti veren kuruluşlarımızın, ülkemizin ve toplumun çıkarlarını ön planda tutarak, büyük bir sorumluluk anlayışı içinde, adil bir duyarlılık göstermeleri ise her türlü takdirin üzerindedir. Basınımızın özveri içerisinde yerine getirdikleri görevlerini bundan sonra da aynı duyarlılıkla devam ettireceklerine inanıyorum.
Bu vesileyle, görevleri esnasında herhangi bir usanç ve bıkkınlık göstermeden zor koşullarda, büyük bir özveriyle çalışmalarını yerine getiren basın mensuplarının “24 Temmuz Basın Bayramı’nı” içtenlikle kutluyor, yaşamlarını kaybeden basın emekçilerini rahmet ve saygıyla anıyor, mesai mefhumu göstermeksizin, 7/24 saat esasına göre, büyük bir özveriyle çalışan tüm basın mensuplarına selam ve sevgilerimi iletiyor, aileleri ile birlikte; sağlık, mutluluk ve başarılarının devamını diliyorum”.
Özgürlüklerin teminatı
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Cavit Erkılınç mesajında “Demokratik toplumların en önemli güvencesi haline gelen basın sektörü, kendini sürekli yenileyen ve etkinliğini her geçen gün artıran yapısıyla özgürlüklerin teminatı olma görevini başarıyla sürdürmektedir.” dedi.
Erkılınç mesajında şunları kaydetti: “ Görsel, yazılı ve dijital mecralarla haber alma ve yayma özgürlüğünün en etkili aracı olan basınımızın, kamuoyunun hızlı, doğru ve tarafsız bir şekilde bilgilendirilmesinde üstlendiği vazifeyi devam ettirmesi ülkemiz için hayati önem taşımaktadır.
2000’li yılların başından itibaren ülkemizde ifade özgürlüğünün önündeki engellerin teker teker kaldırılmasıyla birlikte basın camiası, çok sesli, objektif ve bağımsız hüviyetini yeniden kazanmaya başlamıştır.
Bugün her türlü fikir ve görüşün görsel, yazılı ve dijital tüm mecralarda özgürce ifade edilebilmesi ülkemiz için büyük bir zenginlik kaynağıdır.
Ülkemiz basın hayatının çok sesli ve objektif yapısı, özellikle dijital mecraların çeşitlenmesiyle birlikte, kamuoyunu yanıltmayı amaçlayan dezenformasyonlarla hedef alınmaktadır. Aslında doğrudan basınımızın itibarına yapılan bu saldırılar, doğru ve gerçek bilgiyi ilkeli ve objektif olarak okurlarına sunan medya mensupları sayesinde bertaraf edilmektedir.
Türk basınının kamudaki en büyük destekçisi olan Basın İlan Kurumu bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonraki süreçte de özgür haberciliğin garantörü olmayı sürdürecektir.
Tüm dünyayı etkileyen geleneksel medyadan dijitale geçiş sürecinde Basın İlan Kurumu’nun birinci önceliği; yeni teknolojilerle birlikte yaşanan mecra değişiminin getirecekleri ve bu olağanüstü dönüşüme basının uyum sağlaması olmuştur.
Ayrıca, Türkiye’nin her köşesinde görevlerini başarıyla sürdüren kıymetli basın çalışanlarının
sosyo-ekonomik standartlarının yükseltilmesinin, ülkemiz sathında yerleşen demokratik ve
özgürlükçü iklimi daha da besleyeceğine dair inancımı özellikle vurgulamak istiyorum.
Bu düşüncelerle, Basın Bayramı’nızı kutluyor, Basın Ahlak Esasları’na uygun, insan haklarına saygılı, tarafsız ve objektif bir yayıncılık anlayışıyla mesaisini sürdüren tüm medya çalışanlarımıza başarılar diliyorum.”
Özgür basın, topluma katkı sağlar
Türkiye genelinde 9 gazeteciler federasyonu, 86 gazeteciler cemiyeti ve basın derneği ile bu derneklere üye yaklaşık 20 bin medya çalışanını tek çatı altında toplayan Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun Genel Başkanı Nuri Kolaylı, sansürün gerçek anlamda kalkmadığını ve basın çalışanlarının görevlerini özgürce yapamadığına dikkat çekti.
Haziran ayında TBMM gündemine gelen ve Ekim ayında yeniden görüşülmek üzere ertelenen, kamuoyunda “dezenformasyon yasası” olarak bilinen yasal düzenlemenin basının geleceği açısından büyük önem taşıdığını ifade eden TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Türk basınında sansür, gazetecilerin 24 Temmuz 1908 tarihinde gerçekleştirdiği onurlu direniş sonucu kalkmış, ancak süreç içerisinde yapılan çeşitli yasal düzenleme ve baskılarla yeniden gündeme gelmiştir.
Basınımız 2022 yılının 24 Temmuz’una da, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi birçok sorunla giriyor. Bu sorunların başında da, TBMM'de görüşülmesi ertelenen 40 maddelik “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” gelmektedir.
Kanun Teklifi, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak dile getirdiğimiz mesleki sorunların bir bölümüne çözüm getirecek içerikte olsa da, birçok maddede düzenleme yapılması gerekmektedir.
Kanun değişikliğinin gerekçesi olan “dezenformasyon”; dünyanın ortak, önemli ve acil çözüm bekleyen sorunlarından biridir. Dezenformasyon sadece iktidarların değil, iktidarı ve muhalefetiyle tüm ülkemizin sorunudur ve mutlaka mücadele edilmelidir. Bu soruna yasal düzenleme ile çözüm aranmasını destekliyoruz. Ancak bu düzenleme, basın özgürlüğünü engelleyici yönde olmamalıdır.
Kanuna ilişkin karar verici konumdaki tüm taraflara, basının sansürlenerek değil, özgürleşerek topluma ve demokrasiye katkı sağlayabileceğini hatırlatmak istiyoruz.
Sektörümüzde yaşadığımız en öncelikli sorunumuz, diğer sorunların da kaynağı olan “Gazetecilik Meslek Yasası” olmamasıdır. Medya, gerçek anlamda işlevini yerine getirebilmesi için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç duymaktadır.
Ülkemizde gazetecilik meslek yasası olmadığı için dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın “gazeteciyim” diyerek mesleğe başlayabilmektedir. Oysa gazetecilik/habercilik, özel eğitim gerektiren bir meslektir. Gazetecilik yapmak isteyen bir kimse, eğitim seviyesi ne olursa olsun işe girebilmektedir.
Bu durum, basın mesleğini her türlü istismara açık hale getirmektedir ve habercilik, tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılmaktadır. Daha da kötüsü bu tür kişileri basın mesleğinden uzaklaştıracak herhangi bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır.
Bu çarpık durumu ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini kimlerin yapabileceğini düzenleyen “Gazetecilik Meslek Yasası" acilen çıkarılmalıdır.
Sansür ise, meslektaşlarımızı kıskacına alan önemli bir sorunumuzdur. Çeşitli medya kurumlarında yaşanan uygulamalara bakıldığında, sansürün kalkmadığını, etkisini arttırarak devam ettiğini görmekteyiz. Sansür günümüzde ‘haber yasaklama’ yoluyla yapılmasa da, gerçeği çarpıtma, gizleme veya çeşitli tehdit ve yaptırımlarla devam etmektedir.
İfade ve basın özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazıdır ve Türkiye’de demokratik yaşamın temel sorunu ne yazık ki basın ve ifade özgürlüğünün gerçek anlamda olmamasıdır. Halkın haber alma hürriyetinin işlerliği için, basın ve ifade özgürlüğü temel gerekliliktir.
Halkın gerçekleri öğrenme ve bilgi edinme hakkının aracı olan basın özgürlüğünün önündeki engeller kalkmadıkça, 24 Temmuzlar bizler için bayram olmayacaktır. Bu nedenle bu yıl da 24 Temmuz’u Basın Bayramı olarak değil, dayanışma günü olarak görüyor, bu anlamda kutluyoruz.”
Basınımızın sorunları da sorumlulukları da var
Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Feridun Fazıl Özsoy, yönetim kurulu adına 24 Temmuz Basın Dayanışma Günü sebebiyle bir mesaj yayınladı.
24 Temmuz gününün basında sansürün kaldırılışının yıl dönümü olduğunu hatırlatan Özsoy, mesajında şunları kaydetti:
“24 Temmuz 1908’de gazeteler ilk defa denetim memurları olmadan çıkmış ve bunun üzerinden 114 yıl geçmiştir. Türk Basını çözüm bekleyen onlarca sorununa karşın, dün olduğu gibi bugün de dik duruşunu devam ettirmektedir. Dün 103. Yılını kutladığımız 23 Temmuz Erzurum Kongresi’nin toplanmasında Albayrak Gazetesi ve yazı kadrosu önderlik etmiş, kongreye çok sayıda gazeteci katılmıştır. Geçmişten günümüze kadar gazeteciler, milli ve manevi meselelerde hep önde olmuş, görevini layıkıyla yerine getirmiştir.
Basın özgürlüğünün gerçek anlamda sağlanması ve sektördeki mesleki sorunların demokratik hukuk sistemi içinde çözüleceğine inanmaktayız. Başta Gazetecilik Meslek Yasası’nı günümüz şartlarına göre yeniden düzenlenmesi , internet yasasının çıkarılması olmak üzere meslektaşlarımızın sorunlarının çözümünü talep etmekteyiz.
Bizler sorunlarımızın bulunduğunun yanı sıra sorumluluklarımızın da olduğunun bilincindeyiz. Sorumluluklarımız ülkemizin bölünmez bütünlüğünün yanında durmaktır.
Özellikle pandemi döneminde yerel basının büyük sıkıntılar içerisinde kalmıştır. Bu sürecin daha az zararla atlatılması adına alınan tedbirlerin devam ettirilmesi de elzemdir.
Bu vesile ile tüm sorunlara karşın görevini fedakârca ve layıkıyla yapan meslektaşlarımızın Basın Dayanışma Günü’nü tebrik ediyor, görevleri başında şehit olan meslektaşlarımızın ve bütün şehitlerimizin aziz hatıraları önünde eğiliyor ve onları rahmetle anıyor, üyelerimiz başta olmak üzere meslektaşlarımıza sağlık ve esenlikler dileriz .”
Demokrasinin olmazsa olmazı
Erzurum Gazeteciler Cemiyeti (EGC) Başkanı Metin Barlak, “24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı” dolayısıyla yayımladığı kutlama mesajında, demokrasinin en önemli sac ayaklarından birinin basın olduğunu söyledi.
24 Temmuz’un basında sansürün kaldırıldığı gün olması sebebiyle Osmanlı Devleti’nin son döneminden beri “Gazeteciler ve Basın Bayramı” olarak kutlandığını belirten Erzurum Gazeteciler Cemiyeti (EGC) Başkanı Metin Barlak, “Basın özgürlüğü güçlü bir demokrasinin olmazsa olmazlarındandır.” dedi.
Mesajında, habere ulaşmak kadar ifade ve düşünce özgürlüğünün de temel hak ve hürriyetler açısından önem arz ettiğini belirten Barlak, “Basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede demokrasi ve insan haklarından bahsetmek mümkün değildir. Modern dünyanın da kabul ettiği bu hakikat ışığında Türkiye’de Osmanlı Devleti’nin son yıllarından bu yana Basın Bayramı olarak kutladığımız 24 Temmuz, aslında ne kadar köklü bir basın geleneğine sahip olduğumuzun da bir göstergesidir.” ifadelerini kullandı.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde çıkan gazetelerin sansür memurları tarafından kontrol edildikten sonra yayımlandığını hatırlatan Barlak, “24 Temmuz 1908 tarihinde İkinci Meşrutiyet'in ilanından sonra bu uygulamaya son verilmesi ‘sansürün kaldırılması’ olarak adlandırılmış ve 24 Temmuz tarihi, Gazeteciler ve Basın Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. Basın bir ülkenin gelişmişliğinin yüzüdür. Halkı bilgilendirme, bilinçlendirme ve kamuoyunda gerekli hassasiyetleri oluşturma noktasında önemli bir görev yürüten gazeteci arkadaşlarımızın çalışmalarını yürütebilmesi basın özgürlüğüne bağlıdır. 24 Temmuz tarihi işte bunun sağlandığı önemli bir gündür.” diye konuştu.
Basına tanınan özgürlüğün yanlış anlaşılmaması gerektiğini de belirten Barlak, düşünce ve ifade özgürlüğünün, temel bir hak olmasının yanında, kişi hak ve hürriyetlerini ihlal etmemenin de evrensel bir hukuk kuralı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Demokratik ülkelerde çok seslilik ve kamuoyu oluşturulması gibi çok önemli bir sorumluluk üstlenmiş olan basın, demokrasinin gelişmesi ve toplumsal bilincin oluşmasında da etken bir rol oynamaktadır. Toplumu bilgilendirme, yönlendirme ve yol gösterme gibi sorumluluk taşıyıcı bir kamusal misyon da üstlenen basın, kişisel hak ve özgürlükleri temel alan, ilkeli ve tarafsız bir anlayışla görevini yerine getirdiği takdirde demokrasinin en önemli ölçütü olur. Çünkü demokrasi kültürünün yerleşmesi ve işlevini yerine getirmesi basının görevini özgür bir şekilde yapması ile mümkündür. Kaldı ki, basının özgür olmadığı bir ülkede demokrasiden de söz edilemez. Bununla birlikte kişilerin ya da kurumların şahsiyetlerini rencide edici, küçük düşürücü ve onur kırıcı yayınlar yapmak; kesinlikle basın özgürlüğü ile izah edilemeyecek tutum ve davranışlardır. Zira özgürlük başkadır, hak ve hürriyet ihlali başkadır. Erzurum Gazeteciler Cemiyeti olarak bu tarz bir yayıncılık anlayışının her zaman karşısında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle basın meslek ilkeleri doğrultusunda ilkeli, tarafsız, sorumlu ve bilinçli gazetecilik anlayışıyla görev yapan tüm meslektaşlarımın basın bayramını kutluyor, aramızdan ayrılan arkadaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.”