Türkiye, ağırlıklarından kurtularak bağımsız politika izlemeye başlayalı çok olmadı. Osmanlı’dan kalma bizi adam yapmak amacıyla ‘Batı’dan adam devşirme anlayışı şükür yıkıldı. Batının içimize soktuğu ajan örgütler deşifre oldu. Ancak zihniyet olarak tam bir temizlik gerçekleşmedi. Bunun için zaman geçmesi gerekiyor.
Batı’nın, ABD’nin içerimize yerleştirdiği şeytani örgüt FETÖ, yaklaşık 50 yıldır örgütlenme gerçekleştiriyordu. Mankurtlaştırma operasyonu 2012 tarihiyle deşifre edilmeye başlandı, 15 Temmuz darbe kalkışmasıyla tamamen tasfiye sürecine girdi. Örgütün tasfiyesi, Devlet içerisindeki hainlerin tasfiyesi olduğu için Türkiye’nin milli bir anlayışla hareket etmesi de mümkün olabildi.
Cumhur İttifakı neden önemli?
Türkiye, alçak bir örgütle kurtulmakla kalmadı, her alanda milli ve yerli adımlarını hızlandırdı. Bugün savunma sanayiinde yüzde 70’lere yaklaşan oranı yakalamış bulunuyoruz. İHA/SİHA teknolojisi ile askeri alanda bir devrime imza attığımızı dünya söylüyor. İçeride cehalet ve ihanet arasında olaya yaklaşan bazı azınlık kesimlerde bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ortaya darbe sonrası yeni bir inisiyatif çıktı. Milli konularda fikir, işte birlik anlayışı doğdu ve yeşerdi. Türkiye’ye özgün “Başkanlık Sistemi” hızlı karar alınmasını, etkin olunmasını sağlamaktadır.
Türkiye’nin yeni sistem ile aldığı mesafe malumdur. Ancak bu hareketin boğulması için batıdan gelen ekonomik müdahaleler bazen can sıkacak dereceye varmaktadır.
Türkiye’nin yeni sistemde kurduğu kabine çıkardığı işler ile dostu gururlandırırken, düşmanları ortadan ikiye yarmaktadır.
Çekilen ekonomik operasyonların ardından hedefe alınan ilk isim Berat Albayrak olmaktadır. Büyük çoğunluğun yaşamından tanıdığı yoksul bir Karadeniz çocuğu olarak dünyaya gelen Berat Albayrak, yaptığı işlerden fazla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı oluşuyla da hedef alınmaktadır.
Kur savaşında başarılı
Berat Albayrak yönetimindeki ekonomi yönetimi son 5 yıldır yaşanan ekonomik saldırılara karşı önemli başarılar elde ediyor. Londra merkezli operasyonlar duvara çarparak geri dönüyor. Operasyon sahiplerinin büyük kayıplar yaşadığı biliniyor.
Buna rağmen kurda geçici dalgalanmaların Berat Albayrak’ın ve ekonomi yönetiminin başarısızlığı olarak anlatılmak isteniyor.
Son olaya bir bakalım; Londra’da bir süredir TL ile ilgili piyasa kurgusu değişti. Yabancı spekülatörlerin ve hazinecilerin istediği gibi at koşturdukları TL likiditesi yok. Bu durum, neden bazı ekonomistlerce, siyasi parti temsilcileri tarafından ‘vahim’ bir durum olarak algılanıyor, algılattırılıyor.
TL miktarı hep yabancıların cephesinden mi konuşulmalı? Her şey sadece ‘onlar’ mutluysa mı iyi?
Ve, ne hikmetse, Türkiye’nin olumlu üretim ve ihracat göstergelerini bol bol konuşmamız gereken bugün, ‘nedense’ bir anda Londra’daki TL faizi ‘gündem’ oluyor.
Ne tesadüf ama!
Bu arada açığa dolar alarak kur manipülasyonu yapmaya çalışan Londra piyasası, 5'inci kez saldırdı. Sonuç alamayınca % 1050 faiz ödediler. Bunu da hatırlatalım.
Batı’nın, ABD’nin içerimize yerleştirdiği şeytani örgüt FETÖ, yaklaşık 50 yıldır örgütlenme gerçekleştiriyordu. Mankurtlaştırma operasyonu 2012 tarihiyle deşifre edilmeye başlandı, 15 Temmuz darbe kalkışmasıyla tamamen tasfiye sürecine girdi. Örgütün tasfiyesi, Devlet içerisindeki hainlerin tasfiyesi olduğu için Türkiye’nin milli bir anlayışla hareket etmesi de mümkün olabildi.
Cumhur İttifakı neden önemli?
Türkiye, alçak bir örgütle kurtulmakla kalmadı, her alanda milli ve yerli adımlarını hızlandırdı. Bugün savunma sanayiinde yüzde 70’lere yaklaşan oranı yakalamış bulunuyoruz. İHA/SİHA teknolojisi ile askeri alanda bir devrime imza attığımızı dünya söylüyor. İçeride cehalet ve ihanet arasında olaya yaklaşan bazı azınlık kesimlerde bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ortaya darbe sonrası yeni bir inisiyatif çıktı. Milli konularda fikir, işte birlik anlayışı doğdu ve yeşerdi. Türkiye’ye özgün “Başkanlık Sistemi” hızlı karar alınmasını, etkin olunmasını sağlamaktadır.
Türkiye’nin yeni sistem ile aldığı mesafe malumdur. Ancak bu hareketin boğulması için batıdan gelen ekonomik müdahaleler bazen can sıkacak dereceye varmaktadır.
Türkiye’nin yeni sistemde kurduğu kabine çıkardığı işler ile dostu gururlandırırken, düşmanları ortadan ikiye yarmaktadır.
Çekilen ekonomik operasyonların ardından hedefe alınan ilk isim Berat Albayrak olmaktadır. Büyük çoğunluğun yaşamından tanıdığı yoksul bir Karadeniz çocuğu olarak dünyaya gelen Berat Albayrak, yaptığı işlerden fazla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı oluşuyla da hedef alınmaktadır.
Kur savaşında başarılı
Berat Albayrak yönetimindeki ekonomi yönetimi son 5 yıldır yaşanan ekonomik saldırılara karşı önemli başarılar elde ediyor. Londra merkezli operasyonlar duvara çarparak geri dönüyor. Operasyon sahiplerinin büyük kayıplar yaşadığı biliniyor.
Buna rağmen kurda geçici dalgalanmaların Berat Albayrak’ın ve ekonomi yönetiminin başarısızlığı olarak anlatılmak isteniyor.
Son olaya bir bakalım; Londra’da bir süredir TL ile ilgili piyasa kurgusu değişti. Yabancı spekülatörlerin ve hazinecilerin istediği gibi at koşturdukları TL likiditesi yok. Bu durum, neden bazı ekonomistlerce, siyasi parti temsilcileri tarafından ‘vahim’ bir durum olarak algılanıyor, algılattırılıyor.
TL miktarı hep yabancıların cephesinden mi konuşulmalı? Her şey sadece ‘onlar’ mutluysa mı iyi?
Ve, ne hikmetse, Türkiye’nin olumlu üretim ve ihracat göstergelerini bol bol konuşmamız gereken bugün, ‘nedense’ bir anda Londra’daki TL faizi ‘gündem’ oluyor.
Ne tesadüf ama!
Bu arada açığa dolar alarak kur manipülasyonu yapmaya çalışan Londra piyasası, 5'inci kez saldırdı. Sonuç alamayınca % 1050 faiz ödediler. Bunu da hatırlatalım.