Günümüzde başarının ekip veya bir başka adıyla takım çalışmasıyla mümkün olduğu bir sır değil. Uzmanlar, ‘’herkes bir takımın parçası olabilir ama etkili ekip çalışması üretkenliğe giden yolda anahtar görevi görmektedir’’ der. Bugün Spor Toto 1.ligde mücadele veren BB Erzurumspor, son iki sezonda büyük başarılara imza atmış, hem de üst üste bir üst lige çıkmışsa bunda kuşkusuz ekip çalışmasının rolü çoktur. Kazanan şu, bu değil, direkt Erzurum takımı olmuştur. Ve fakat! Erzurum takımı son 3 haftada oynadığı maçlardan sadece 2 puan alabilmiş ve play-off hedefinden biraz geri kalmışsa ben bunu ekip çalışmasının arıza vermesine bağlıyorum. Bana göre bu son maçlarda dişliler tam çalışmamış, bir—iki ferdi çıkış olsa dahi makinenin tam randımanlı çalışmadığını gösteriyor. Bu üç maçtaki rakipler zirve hesapları yapan ekipler olsa dahi.
***
Mesela, bugün bana göre Erzurum takımında her yönüyle hazır ve formda oyuncu veya oyuncular kimdir diye sorulacak olunursa kimse kusura bakmasın, sadece kaleci Hakan cevabını veririm! Oyun devamlılığı olan ve aynı formunu her maçta ortaya koyan tek oyuncunun Hakan olduğunu söylerken haksızlık ettiğimi düşünmüyorum. Aras akıyor, göz bakıyor. Hakan, kaledeki güven veren duruşuyla bugün olmazsa yarın, başka bir yerde olacaktır. Genç file bekçisi illa ki adını daha üst düzey takımlarda duyacağımız bir kaleci olacak, görüntü o. Buna adım gibi eminim. Rize maçından sonra da yazdım. Yeni gol umudu Bekamenga, solda Erhan, sağda da Burhan iyi olmadıktan sonra hiçbir şey! Bu oyuncunun da iyi olabilmesi ve gol atabilmesi ancak kanat ve kenar oyucuların iyi olmasına bağlı. Saman alevi gibi bir yanıp bir sönmemeliler oyun içinde. İyi bir Erhan ve iyi bir Burhan ile Erzurum takımının hemen hemen her maçta yaşadığı hücum zenginliğinin de bir anlamı olduğunu ortaya koyar! Gol olmadığı zaman hücum oynaman, ‘bulanık suda balık avlama’na benzer zira! Kuşkusuz Taylan, Erman, Scuk, Lokman ve son maçta nispeten Açka da son maçta etkindiler ama aynı etkinliği diğer takım arkadaşlarında da göremezsek Erzurum’dan çok büyük başarı beklemek hayal olur. Mesela Gökhan, mesela Abdulkadir! Biraz daha oyunda olmaları gerekiyor ve ağırlıklarını koymalılar. Taksit taksit değil, peşin oynamaları hem takımlarına hem de kendilerine katkı sağlar diye düşünüyorum. Bu oyuncuların bir istikrar yakalamaları için de golle tanışmaları de gerekir elbet. Atacakları bir veya birden fazla goller, bunlara iyi gelir. Onun içinde her şeyden önce kendilerinin iyi olmaları gerekiyor, zaten asıl işleri de o, ne de olsa ekmek paraları. Futbol elbette ki hata oyunu. Hata oluyor, olacak zaten. Ama önemli olan, bildik beylik bir laftır, hataları en az indirmek. Günümüz futbolunda ne kadar az hata o kadar çok puandır.
***
Ben her zaman bu takımda bir on numara eksikliği olduğunu söylüyorum. Hele Rize’nin Recep Niyazı’nı gördükten sonra biraz da yerel deyimle pahıllandım! Zaten ne zaman geçmişte örneği olduğu gibi ne zaman orta saha oyuncularından çok gol çıkar, takım da puan cetvelinde bir üste çıkar! Çok gördük, çok, bu hep böyledir! Orta sahanın golü yoksa bir şekilde sen de o oyunda olmuyorsun. Oyunu daha koordineli şekilde yaymak, daha çok hücuma kalkarken adam eksiltmek ve ayağa oynayarak çabuk mesafe katetmek, her şeyden önce bir taraftar olarak beklentilerim. Bir diğer beklentim de final paslarının ve kenar ortaların adamakıllı olması! Ne demek istediğimi, özellikle Ankaragücü maçında 15’e yakın korner kullanmalarına rağmen bir tek kullanılan topun tehlike oluşturmamasını teknik direktör Mehmet Altıparmak daha iyi anlamıştır sanırım. Demek ki neymiş, golle sonuçlanmadıktan sonra hücum yapmak bir şey değilmiş. Demek ki neymiş, dünya kadar korner kullan, orta yap, adrese teslim, isabetli ortan yoksa senden bir şey olmuyor!
***
Son maçlar itibariyle oyuna sonradan giren oyuncuların pek katkılarını görmediğimi bir kere daha belirtip yedek kulübesinden yana takımda bir sıkıntı olduğunu söylemeliyim. Ve yine bana göre play-off’u son ana kadar kovalayacağa benzeyen Erzurum takımı direkt oynayacak bir oyuncu daha transfer etmeliydi, edebilmeliydi. Mutlaka mali sebepler ona engel oldu ama buradan bakınca bana öyle geldiğini söylemeden geçemeyeceğim. Kayyumda olmasına rağmen hiç de kolay lokma değil diye düşündüğüm Samsun takımına karşı Erzurum’un alacağı bir galibiyet, galiba sadece şu an için benim kararmasarlığımı ortadan kaldıracaktır! Kabul ediyorum, Erzurum kötü bir takım değil ve bu kadar puanı durduk yere almamış. Ama ligin boyunun kısaldıkça her maçın zorluk derecesinin giderek yükseleceği gerçeğinden hareket ederek mavi-beyazlı ekipten bir tık daha iyi olmasını istiyor ve bekliyorum. Herşeyden önce bu alemde iz bırakmış olan ve hakikaten yönetim diline hayran olduğum teknik direktör Altıparmak’ın takımının alt sıralarda günü gün eden ve zamana oynayan bir takım olmayı hak etmemeli!
***
Ez cümle, başarılı ekip çalışması konusunda araştırma yapan uzmanlar, sıkıntı durumunda ekip elemanlarının motive edilmesi gerektiğine de dikkat çekiyorlar. Bu takımın taraftar desteği de yerinde olduğu halde artık o motivasyon işi de yönetime kalan bir iştir. O kadar da olsun yani!
--
***
Mesela, bugün bana göre Erzurum takımında her yönüyle hazır ve formda oyuncu veya oyuncular kimdir diye sorulacak olunursa kimse kusura bakmasın, sadece kaleci Hakan cevabını veririm! Oyun devamlılığı olan ve aynı formunu her maçta ortaya koyan tek oyuncunun Hakan olduğunu söylerken haksızlık ettiğimi düşünmüyorum. Aras akıyor, göz bakıyor. Hakan, kaledeki güven veren duruşuyla bugün olmazsa yarın, başka bir yerde olacaktır. Genç file bekçisi illa ki adını daha üst düzey takımlarda duyacağımız bir kaleci olacak, görüntü o. Buna adım gibi eminim. Rize maçından sonra da yazdım. Yeni gol umudu Bekamenga, solda Erhan, sağda da Burhan iyi olmadıktan sonra hiçbir şey! Bu oyuncunun da iyi olabilmesi ve gol atabilmesi ancak kanat ve kenar oyucuların iyi olmasına bağlı. Saman alevi gibi bir yanıp bir sönmemeliler oyun içinde. İyi bir Erhan ve iyi bir Burhan ile Erzurum takımının hemen hemen her maçta yaşadığı hücum zenginliğinin de bir anlamı olduğunu ortaya koyar! Gol olmadığı zaman hücum oynaman, ‘bulanık suda balık avlama’na benzer zira! Kuşkusuz Taylan, Erman, Scuk, Lokman ve son maçta nispeten Açka da son maçta etkindiler ama aynı etkinliği diğer takım arkadaşlarında da göremezsek Erzurum’dan çok büyük başarı beklemek hayal olur. Mesela Gökhan, mesela Abdulkadir! Biraz daha oyunda olmaları gerekiyor ve ağırlıklarını koymalılar. Taksit taksit değil, peşin oynamaları hem takımlarına hem de kendilerine katkı sağlar diye düşünüyorum. Bu oyuncuların bir istikrar yakalamaları için de golle tanışmaları de gerekir elbet. Atacakları bir veya birden fazla goller, bunlara iyi gelir. Onun içinde her şeyden önce kendilerinin iyi olmaları gerekiyor, zaten asıl işleri de o, ne de olsa ekmek paraları. Futbol elbette ki hata oyunu. Hata oluyor, olacak zaten. Ama önemli olan, bildik beylik bir laftır, hataları en az indirmek. Günümüz futbolunda ne kadar az hata o kadar çok puandır.
***
Ben her zaman bu takımda bir on numara eksikliği olduğunu söylüyorum. Hele Rize’nin Recep Niyazı’nı gördükten sonra biraz da yerel deyimle pahıllandım! Zaten ne zaman geçmişte örneği olduğu gibi ne zaman orta saha oyuncularından çok gol çıkar, takım da puan cetvelinde bir üste çıkar! Çok gördük, çok, bu hep böyledir! Orta sahanın golü yoksa bir şekilde sen de o oyunda olmuyorsun. Oyunu daha koordineli şekilde yaymak, daha çok hücuma kalkarken adam eksiltmek ve ayağa oynayarak çabuk mesafe katetmek, her şeyden önce bir taraftar olarak beklentilerim. Bir diğer beklentim de final paslarının ve kenar ortaların adamakıllı olması! Ne demek istediğimi, özellikle Ankaragücü maçında 15’e yakın korner kullanmalarına rağmen bir tek kullanılan topun tehlike oluşturmamasını teknik direktör Mehmet Altıparmak daha iyi anlamıştır sanırım. Demek ki neymiş, golle sonuçlanmadıktan sonra hücum yapmak bir şey değilmiş. Demek ki neymiş, dünya kadar korner kullan, orta yap, adrese teslim, isabetli ortan yoksa senden bir şey olmuyor!
***
Son maçlar itibariyle oyuna sonradan giren oyuncuların pek katkılarını görmediğimi bir kere daha belirtip yedek kulübesinden yana takımda bir sıkıntı olduğunu söylemeliyim. Ve yine bana göre play-off’u son ana kadar kovalayacağa benzeyen Erzurum takımı direkt oynayacak bir oyuncu daha transfer etmeliydi, edebilmeliydi. Mutlaka mali sebepler ona engel oldu ama buradan bakınca bana öyle geldiğini söylemeden geçemeyeceğim. Kayyumda olmasına rağmen hiç de kolay lokma değil diye düşündüğüm Samsun takımına karşı Erzurum’un alacağı bir galibiyet, galiba sadece şu an için benim kararmasarlığımı ortadan kaldıracaktır! Kabul ediyorum, Erzurum kötü bir takım değil ve bu kadar puanı durduk yere almamış. Ama ligin boyunun kısaldıkça her maçın zorluk derecesinin giderek yükseleceği gerçeğinden hareket ederek mavi-beyazlı ekipten bir tık daha iyi olmasını istiyor ve bekliyorum. Herşeyden önce bu alemde iz bırakmış olan ve hakikaten yönetim diline hayran olduğum teknik direktör Altıparmak’ın takımının alt sıralarda günü gün eden ve zamana oynayan bir takım olmayı hak etmemeli!
***
Ez cümle, başarılı ekip çalışması konusunda araştırma yapan uzmanlar, sıkıntı durumunda ekip elemanlarının motive edilmesi gerektiğine de dikkat çekiyorlar. Bu takımın taraftar desteği de yerinde olduğu halde artık o motivasyon işi de yönetime kalan bir iştir. O kadar da olsun yani!
--