
Hani içimizi çekerek çoğumuzun söylediği ve özlediği gibi ‘Ahhh, nerede o eski bayramlar…’
Aslında değişen biz ve zaman…
Bu değişime bir de uğursuz korona virüs belası eklenince ve bundan korunmak için bayram süresince eve hapsolduk; özlemimiz daha bir arttı ve eski bayramları özler olduk…
Kısaca tarihimizdeki en kötü bayramlardan birisiydi…
Bayram ziyareti yapıp büyüklerimizin ellerini öpemedik ve kucaklaşamadık; küçükler elimizi öpemedi ve harçlıklarını bu bayram alamadılar…
Eskisi kadar olmasa da tatlılar açıldı ve yemekler yapıldı…
Misafirlerin gelmeyeceğini bile bile alışkanlıktan olsa gerek şekerimizi, lokumumuzu, çikolata ve kahvemizi hazır ettik ama ne yazık ki ikram edemedik…
Yani kelimenin tam anlamıyla tatsız tuzsuz bir bayram geçirdik…
Yaptığımız güzel şeylerden birisi mezarlık ziyaretleri ve geçmişlerimizin ruhuna Fatiha göndermemizdi…
*
Kötü şeylerden birisi de telefonların kilitlenmesiydi…
Karşılıklı ev ziyareti yapamayanlar telefonlara sarıldılar ve hatlar kilitlendi…
Dört gün boyunca gazeteler de çıkmadı ve biz televizyon ekranlarına hapsolduk…
Ya yemek programlarını ya da aynı konukların bütün televizyon kanallarına bağlandığı ve ana konunun covit19 olduğu açık oturumları seyredip durduk…
Çoğu da olumsuzluk pompaladı durdu…
*
Ya bizi adeta aptal yerine koyan ve bitince tekrar yayınlanan, birbirinden kötü film ve dizilere ne dersiniz…
Çoğu nostalji kuşağı adı altında yayınlanan eski, kötü ve ucuz filmlerin yanı sıra; hangi amaca hizmet ettiği bilinmeyen, oyunculuklarından ziyade, salakça komedi anlayışlarıyla ön plana çıkmaya çalışan, toplumun tanımadığı tiplerin çevirdiği harcıalem dizilere mahkum olduk…
Ve bu film ve dizileri seyredip, adeta kısırdöngüye girmişçesine ‘biz buna mı layığız’ dedik…
*
Bu bayram siyaset de bir hayli hareketliydi…
Partiler pandemi gereğince bayram ziyaretlerini video-konferans aracılığı ile yaptılar…
Garibimize giden her partinin ziyaret edilmeyişiydi…
Bizim bildiğimiz bayramlar; gönüllerin alındığı, küslerin barıştığı günlerdir…
Eskiden de en ağır eleştiriler nezaket dairesinde yapılır ve bayramlarda gönüller hoş edilirdi…
Her neyse…
Bir bayram da böyle geçti…
İnşallah yeni bayramları Pandemiyi tamamen yok etmiş olarak karşılarız…
Aman, kurallara dikkat…
Aslında değişen biz ve zaman…
Bu değişime bir de uğursuz korona virüs belası eklenince ve bundan korunmak için bayram süresince eve hapsolduk; özlemimiz daha bir arttı ve eski bayramları özler olduk…
Kısaca tarihimizdeki en kötü bayramlardan birisiydi…
Bayram ziyareti yapıp büyüklerimizin ellerini öpemedik ve kucaklaşamadık; küçükler elimizi öpemedi ve harçlıklarını bu bayram alamadılar…
Eskisi kadar olmasa da tatlılar açıldı ve yemekler yapıldı…
Misafirlerin gelmeyeceğini bile bile alışkanlıktan olsa gerek şekerimizi, lokumumuzu, çikolata ve kahvemizi hazır ettik ama ne yazık ki ikram edemedik…
Yani kelimenin tam anlamıyla tatsız tuzsuz bir bayram geçirdik…
Yaptığımız güzel şeylerden birisi mezarlık ziyaretleri ve geçmişlerimizin ruhuna Fatiha göndermemizdi…
*
Kötü şeylerden birisi de telefonların kilitlenmesiydi…
Karşılıklı ev ziyareti yapamayanlar telefonlara sarıldılar ve hatlar kilitlendi…
Dört gün boyunca gazeteler de çıkmadı ve biz televizyon ekranlarına hapsolduk…
Ya yemek programlarını ya da aynı konukların bütün televizyon kanallarına bağlandığı ve ana konunun covit19 olduğu açık oturumları seyredip durduk…
Çoğu da olumsuzluk pompaladı durdu…
*
Ya bizi adeta aptal yerine koyan ve bitince tekrar yayınlanan, birbirinden kötü film ve dizilere ne dersiniz…
Çoğu nostalji kuşağı adı altında yayınlanan eski, kötü ve ucuz filmlerin yanı sıra; hangi amaca hizmet ettiği bilinmeyen, oyunculuklarından ziyade, salakça komedi anlayışlarıyla ön plana çıkmaya çalışan, toplumun tanımadığı tiplerin çevirdiği harcıalem dizilere mahkum olduk…
Ve bu film ve dizileri seyredip, adeta kısırdöngüye girmişçesine ‘biz buna mı layığız’ dedik…
*
Bu bayram siyaset de bir hayli hareketliydi…
Partiler pandemi gereğince bayram ziyaretlerini video-konferans aracılığı ile yaptılar…
Garibimize giden her partinin ziyaret edilmeyişiydi…
Bizim bildiğimiz bayramlar; gönüllerin alındığı, küslerin barıştığı günlerdir…
Eskiden de en ağır eleştiriler nezaket dairesinde yapılır ve bayramlarda gönüller hoş edilirdi…
Her neyse…
Bir bayram da böyle geçti…
İnşallah yeni bayramları Pandemiyi tamamen yok etmiş olarak karşılarız…
Aman, kurallara dikkat…