
Geçtiğimiz sezon teknik direktör Ahmet Yıldırım’a tanınan tölarans Osman Özköylü’den esirgenmiyor..
Mavi-beyazlı yönetimin Özköylü ile ilgili aldığı ‘devam’ kararından benim çıkardığım sonuç bu.
Ahmet Yıldırım’a o şartlarda o opsiyon tanınıyorsa Osman Özköylü’nün ‘’başı kel değil’’, ona da o şans tanınmalıydı ve öyle de yapılıyor.
Bir çok kesimin tepkisini de alan bu riskli kararla Vefa’nın sadece İstanbul’da bir semtin adı olmadığı ortaya konuyor.
Kağıt üzerinde elbette ki bu doğru bir karar.
Zira daha geçen sezon 7 haftada hem de 2 iç saha maçında Erzurum yenilmesine ve çoğu taraftarın da ‘gitsin’ demesine rağmen Ahmet Yıldırım gönderilmedi ve ona yönetim o şansı tanımıştı.
Üstelik hatırlanacağı gibi o kriz döneminde Erzurum Ziraat Türkiye kupasında da hem de evinde Tuzla’ya farklı yenilmiş, buna rağmen o Yıldırım gönderilmemiş, kalmıştı.
***
Ne var ki bugün ki durum biraz geçen sezona göre farklı.
Hatta birazını geç, bayağı bir farklı.
Bir defa o lig bu lig değil ve 1 puan bile altın değerinde, karıştırmamak lazım.
Bu durumda Osman Özköylü’nün kaderi belki de bu maça bağlı olacak.
Kendisi de zaten ‘’rahat değilim’’ diyor, Allah yardımcısı olsun.
Doğrusu ben de o şartlarda görev yapan bir hocanın yerinde asla olmak istemezdim!
İstanbul maçını kazanması halinde hoca kalacak ama aksi bir netice karşısında şartlar doğmuş olacak ve taraflar birbirine veda etmek zorunda kalacak.
O açıdan ilk defa iç sahada oynanacak olan maç sadece bir puan maçı değil, Özköylü’nün de bir yerde kader maçı olacak.
İstemeyenin zadece biri değil, iki gözü kör olsun!
İnşallah Erzurum o maçı kazanır, hocası kalır, üzerindeki ‘’ölü toprağı’’nı atar.
Aksi taktirde o yönetimin Özköylü’nün artık arkasında olmayacağını düşünen ve ikinci bir şansın daha verilmeyeceği kanaatinde olanlardanım!
Zaten o Özköylü’nün de ikinci bir şans isteyeceğini sanmam, zannetmem!
NOT: Yönetimin Gökhan ve Kubilay ile ilgili aldığı kadro dışı kararını ‘’çok doğru ve samimi gerekçe ortaya koyulmadığı’’ müddetçe bir birey olarak kabul etmediğimi beyan ederim!
Mavi-beyazlı yönetimin Özköylü ile ilgili aldığı ‘devam’ kararından benim çıkardığım sonuç bu.
Ahmet Yıldırım’a o şartlarda o opsiyon tanınıyorsa Osman Özköylü’nün ‘’başı kel değil’’, ona da o şans tanınmalıydı ve öyle de yapılıyor.
Bir çok kesimin tepkisini de alan bu riskli kararla Vefa’nın sadece İstanbul’da bir semtin adı olmadığı ortaya konuyor.
Kağıt üzerinde elbette ki bu doğru bir karar.
Zira daha geçen sezon 7 haftada hem de 2 iç saha maçında Erzurum yenilmesine ve çoğu taraftarın da ‘gitsin’ demesine rağmen Ahmet Yıldırım gönderilmedi ve ona yönetim o şansı tanımıştı.
Üstelik hatırlanacağı gibi o kriz döneminde Erzurum Ziraat Türkiye kupasında da hem de evinde Tuzla’ya farklı yenilmiş, buna rağmen o Yıldırım gönderilmemiş, kalmıştı.
***
Ne var ki bugün ki durum biraz geçen sezona göre farklı.
Hatta birazını geç, bayağı bir farklı.
Bir defa o lig bu lig değil ve 1 puan bile altın değerinde, karıştırmamak lazım.
Bu durumda Osman Özköylü’nün kaderi belki de bu maça bağlı olacak.
Kendisi de zaten ‘’rahat değilim’’ diyor, Allah yardımcısı olsun.
Doğrusu ben de o şartlarda görev yapan bir hocanın yerinde asla olmak istemezdim!
İstanbul maçını kazanması halinde hoca kalacak ama aksi bir netice karşısında şartlar doğmuş olacak ve taraflar birbirine veda etmek zorunda kalacak.
O açıdan ilk defa iç sahada oynanacak olan maç sadece bir puan maçı değil, Özköylü’nün de bir yerde kader maçı olacak.
İstemeyenin zadece biri değil, iki gözü kör olsun!
İnşallah Erzurum o maçı kazanır, hocası kalır, üzerindeki ‘’ölü toprağı’’nı atar.
Aksi taktirde o yönetimin Özköylü’nün artık arkasında olmayacağını düşünen ve ikinci bir şansın daha verilmeyeceği kanaatinde olanlardanım!
Zaten o Özköylü’nün de ikinci bir şans isteyeceğini sanmam, zannetmem!
NOT: Yönetimin Gökhan ve Kubilay ile ilgili aldığı kadro dışı kararını ‘’çok doğru ve samimi gerekçe ortaya koyulmadığı’’ müddetçe bir birey olarak kabul etmediğimi beyan ederim!