Bir şehir var yaylada ,teyy yücelerde
Karlı dağlara sırtını, gönlünü bir garip sevdaya vermiş
Esen rüzgarları hudutsuz
Uçan kuşları hürriyet dermiş…
*
Bir şehir var yaylada, teyy yücelerde…
Sırtını karlı Palandökenlere, gönlünü hürriyet sevdasına kaptırmış, kahramanlar diyarı Erzurum…
*
Erzurum,
Anadolu’nun Kanatlı Kapısı…
Yüzyıllar boyunca bu kapıdan çeşitli kavimler girdi…
Kimi işgal etti, yaktı yıktı…
Kimi de imar etti…
Moğollar, Saltuklular,Selçuklular,Ermeniler, Ruslar…
Hep bu kapıdan girdi…
Yakın tarihimizde önce Rus istilasını sonra Ermeni zulmünü yaşadı Erzurum…
Ama kimliğinden, özgürlüğe düşkünlüğünden asla taviz vermedi…
Yokluğu, acıyı, ölümü, göçü yaşadı ama bütün bu acılara kahramanca direndi…
Askerinin yanında cepheye koştu, sırtında mermi taşıdı; taze gelinler, kızlar, kızanlar ellerinde balta, satır ve ellerine ne geçindilerse onunla düşmana saldırdı…
Bir zamanlar kervanların konakladığı sokaklarından oluk oluk kan akmış…
Hürriyetini elinden almak isteyen mütecaviz düşman karşısında kahramanlık örnekleri sergilemiş Erzurumlu...
Rus işgali ve Ermeni zulmünün yaşandığı yıllarda Erzurumlunun hür yaşama arzusu ayaklar altına alındı.
Bu dönemde yaralı anaların hıçkırık ve feryatları; savunmasız, can veren ihtiyarların ıstırap dolu hayat hikayeleri günümüze anlatılageldi…
12 Mart tarihi işte bu açıdan son derece önemli…
Ve işte bugün bu sevinç çığlığının bayramını kutluyor, Erzurumlu…
Bu tarihte zulüm çığlığı sevince dönüştü ve yüzyıllardır özgür yaşadığı topraklardan zalimlerin sürülüşünü gördü.
12 Mart 1918 tarihi Erzurum’un kurtarılış tarihidir.
Ancak vatanın işgal altında olması bu zaferi gölgeler.
Kurtuluşa pek de sevinemez Erzurumlu…
*
Birinci Dünya savaşı süresince bir çok cephede kahramanlık destanı yazan Mehmetçik, bir mütareke sonrası yenik sayılır ve büyük mücadele ile yurt edinilen topraklar işgal edilir…
Asırlar boyuncu bağımsız yaşamış Türk Milleti’ne esaret zinciri vurulmak istenmektedir.
Tüm yurtta matem havası esmektedir.
İnsanlar suskun,
İnsanlar umutsuz,
İnsanlar bezgindir…
Geceler daha bir koyu karanlık…
Umutsuz, sessiz, kapkara geceler, uzak sabahların pırıltılı aydınlığını özlüyor ve bekliyor…
*
İşte bu umutsuz ve karamsar günlerde uzaklardan bir ayak sesi duyulur…
Bir yürüyüş şarkısının ürkek mırıltıları tüm yurtta hafif hafif işitilmeye başlanır…
Zalimin zulmüne karşı çekilen bayrak, Palandökenlerden rüzgarını alır ve dalgalanmaya başlar…
1918’lerde elindeki tüfeği, baltası ve satırı ile Aziziye’ye koşan yiğitler, bu kez Anadolu’nun bu Kanatlı Kapısı Erzurum’da Milli Mücadele bayrağını açarlar…
Anadolu’yu fetheden ilk fatihler gibi Milli Mücadele bayrağı bu kentte açılır; hür ve müstakil yaşama iradesi bu kartal yuvası şehirden tüm yurda dünyaya haykırılır.
Aynı yıl bir haykırış da Mehmet Akif’ten gelir…
‘Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak’ diye, Türk Milleti’ne seslenir…
O seslenişle şahlanan millet, zalim ve işgâlcilere öyle bir darbe indirir ki…
Millet olarak İstiklal Marşımızın kabulü idrak edilir...
*
İşte Erzurum her 12 Mart gününde bu şanlı geçmişinin bayramını kutlar…
12 Mart fecrinde yeniden doğan Erzurum, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı şehir olmanın gururuyla daha bir coşkulu kutlar 12 Martları…
*
Selam sana Erzurum, sancak selamı,
Şehitlerine selam, rahmet selamı,
Selam gökten inen kuvvetine,
Ve selam duruşundayım, ey gazi şehir;
Emret !..
Karlı dağlara sırtını, gönlünü bir garip sevdaya vermiş
Esen rüzgarları hudutsuz
Uçan kuşları hürriyet dermiş…
*
Bir şehir var yaylada, teyy yücelerde…
Sırtını karlı Palandökenlere, gönlünü hürriyet sevdasına kaptırmış, kahramanlar diyarı Erzurum…
*
Erzurum,
Anadolu’nun Kanatlı Kapısı…
Yüzyıllar boyunca bu kapıdan çeşitli kavimler girdi…
Kimi işgal etti, yaktı yıktı…
Kimi de imar etti…
Moğollar, Saltuklular,Selçuklular,Ermeniler, Ruslar…
Hep bu kapıdan girdi…
Yakın tarihimizde önce Rus istilasını sonra Ermeni zulmünü yaşadı Erzurum…
Ama kimliğinden, özgürlüğe düşkünlüğünden asla taviz vermedi…
Yokluğu, acıyı, ölümü, göçü yaşadı ama bütün bu acılara kahramanca direndi…
Askerinin yanında cepheye koştu, sırtında mermi taşıdı; taze gelinler, kızlar, kızanlar ellerinde balta, satır ve ellerine ne geçindilerse onunla düşmana saldırdı…
Bir zamanlar kervanların konakladığı sokaklarından oluk oluk kan akmış…
Hürriyetini elinden almak isteyen mütecaviz düşman karşısında kahramanlık örnekleri sergilemiş Erzurumlu...
Rus işgali ve Ermeni zulmünün yaşandığı yıllarda Erzurumlunun hür yaşama arzusu ayaklar altına alındı.
Bu dönemde yaralı anaların hıçkırık ve feryatları; savunmasız, can veren ihtiyarların ıstırap dolu hayat hikayeleri günümüze anlatılageldi…
12 Mart tarihi işte bu açıdan son derece önemli…
Ve işte bugün bu sevinç çığlığının bayramını kutluyor, Erzurumlu…
Bu tarihte zulüm çığlığı sevince dönüştü ve yüzyıllardır özgür yaşadığı topraklardan zalimlerin sürülüşünü gördü.
12 Mart 1918 tarihi Erzurum’un kurtarılış tarihidir.
Ancak vatanın işgal altında olması bu zaferi gölgeler.
Kurtuluşa pek de sevinemez Erzurumlu…
*
Birinci Dünya savaşı süresince bir çok cephede kahramanlık destanı yazan Mehmetçik, bir mütareke sonrası yenik sayılır ve büyük mücadele ile yurt edinilen topraklar işgal edilir…
Asırlar boyuncu bağımsız yaşamış Türk Milleti’ne esaret zinciri vurulmak istenmektedir.
Tüm yurtta matem havası esmektedir.
İnsanlar suskun,
İnsanlar umutsuz,
İnsanlar bezgindir…
Geceler daha bir koyu karanlık…
Umutsuz, sessiz, kapkara geceler, uzak sabahların pırıltılı aydınlığını özlüyor ve bekliyor…
*
İşte bu umutsuz ve karamsar günlerde uzaklardan bir ayak sesi duyulur…
Bir yürüyüş şarkısının ürkek mırıltıları tüm yurtta hafif hafif işitilmeye başlanır…
Zalimin zulmüne karşı çekilen bayrak, Palandökenlerden rüzgarını alır ve dalgalanmaya başlar…
1918’lerde elindeki tüfeği, baltası ve satırı ile Aziziye’ye koşan yiğitler, bu kez Anadolu’nun bu Kanatlı Kapısı Erzurum’da Milli Mücadele bayrağını açarlar…
Anadolu’yu fetheden ilk fatihler gibi Milli Mücadele bayrağı bu kentte açılır; hür ve müstakil yaşama iradesi bu kartal yuvası şehirden tüm yurda dünyaya haykırılır.
Aynı yıl bir haykırış da Mehmet Akif’ten gelir…
‘Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak’ diye, Türk Milleti’ne seslenir…
O seslenişle şahlanan millet, zalim ve işgâlcilere öyle bir darbe indirir ki…
Millet olarak İstiklal Marşımızın kabulü idrak edilir...
*
İşte Erzurum her 12 Mart gününde bu şanlı geçmişinin bayramını kutlar…
12 Mart fecrinde yeniden doğan Erzurum, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı şehir olmanın gururuyla daha bir coşkulu kutlar 12 Martları…
*
Selam sana Erzurum, sancak selamı,
Şehitlerine selam, rahmet selamı,
Selam gökten inen kuvvetine,
Ve selam duruşundayım, ey gazi şehir;
Emret !..