Bolu Beyi, Köroğlu’nun babası Yusuf’u iyi bir at alması için uzak diyarlara gönderir. Aynı zamanda seyis olan Yusuf çok uzak diyarlarda bir tay beğenerek Bolu Beyi’ne getirir. Fakat bu tay çok zayıf, çelimsizdir. Ayakta durmaya bile mecali yoktur. Bolu Beyi çelimsiz atı görünce çok kızar, Yusuf’un kendisi ile alay ettiğini düşünerek onun gözlerine mil çektirir. O çelimsiz tayı da ona vererek yanından kovar. Yusuf tay ile birlikte köyüne gelir ve oğlu Ruşen Ali’den (daha sonra Köroğlu adını alacaktır) bu taya çok iyi bakmasını ister.
Köroğlu bu tayı öyle bir besler ki bu tay sahibinin sözünden anlayan, çok uzun mesafeleri hızla koşan, koştuğu zaman kuş gibi uçtuğu sanılan, dünyada eşi benzeri olmayan bir kırata dönüşür. Bu ata binen Köroğlu, Bolu Beyi’nden babasının intikamını alır.
Günümüzde scout ekipleri Köroğlu’nun babası Yusuf’un görevine benzer bir misyon için kurulmuştur. Bu ekipler, Türkiye ve dünya genelindeki genç futbolcuları keşfedip kulüplerin hem maddi, hem de başarı çıtasını yukarıya çekme peşindedirler. Türkiye’de herhangi bir futbol kulübünün scout ekibinin başarısına şimdiye kadar şahit olmadık. Zaten bizde scout ekibi kültürü hâlâ yerleşmiş değil. Şimdiye kadar üniversitelerimizin hiçbirinde “scout ekibini” konu alan master ya da doktora seviyesinde bir çalışma yapılmamış.
Acaba Türkiye’de bir scout ekibi, Köroğlu’nun babası Seyis Yusuf gibi hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir kabiliyeti bulup keşfetme başarısını gösterebilecek mi?
Teknolojinin geliştiği günümüzde Arsenal, Barcelona, Liverpool, Dortmund vb. kulüpler tüm dünyayı tarayarak ışık gördükleri her genci bünyelerine katmaya çalışmakta, onların bilgilerini kullanarak veri tabanları oluşturmaktadırlar. Bu vesile ile dünyanın belirli merkezleri ile işbirliğine giderek ortak çalışma alanları oluşturmaya başlamaktadırlar.
Bunların genç yaştaki çocukları keşfetme rekabeti onları, daha çocuk yaştaki bireylere inmelerini gerekli kılmakta, kabiliyet avcılığı sporun daha küçük yaşlara taşınmasına zemin hazırlamaktadır.
Futbol kulüpleri, scout ekibini birkaç dil bilen, bilgisayarı iyi kullanan bireylerle oluşturmalarına rağmen bunlar, mevcut durum üzerinde fikir ürettikleri için gelecek adına yorum yapma becerisini gösterememekte, köşede duran zayıf, çelimsiz bir futbolcunun gelecekteki gelişmiş halini hayal etmekten uzak olmaktadırlar. Bu durumda scout ekibi, az çok futboldan anlayan herkesin kanaat sahibi olacağı bir futbolcuyu takıma önermenin ötesine geçememektedir.
Maddi bilgilerle bir kişinin istikbalini tahmin etmek zor olmaktadır. Eskilerin “hissil kablel vuku” dedikleri olacak olanları önceden hissedebilme yetisi anlamına gelen bu kelimedeki sırrın, scout ekibinde olması gerekir. Hatta daha da ileri giderek kişinin tipine bakarak karakterini belirleme ilmi olan kıyafetname ilminden de haberdar olmaları gerekmektedir. İlimlerinin yanında irfani bilgilerinin de olması şarttır. Türkiye’de kulüplerin milyonlarca dolarlarının yurt dışından getirilen futbolculara heba edilmesinde scout ekibinin vebali vardır.
Bolu Beyi belki günümüzde yaşamış ve kulüplerde yöneticilik yapmış olsaydı, bazı scout ekibi elemanlarının önermiş oldukları futbolcuların tipine ve ismine bakarak scout ekibini alkışlar, birkaç maç sonra aynı ekibin gözüne mil çektirirdi.
Şurası da bir gerçek ki scout ekibinde yer almak birçok kişinin hayalini süslese bile bu iş, Türkiye’deki en zor mesleklerden biridir.
Köroğlu bu tayı öyle bir besler ki bu tay sahibinin sözünden anlayan, çok uzun mesafeleri hızla koşan, koştuğu zaman kuş gibi uçtuğu sanılan, dünyada eşi benzeri olmayan bir kırata dönüşür. Bu ata binen Köroğlu, Bolu Beyi’nden babasının intikamını alır.
Günümüzde scout ekipleri Köroğlu’nun babası Yusuf’un görevine benzer bir misyon için kurulmuştur. Bu ekipler, Türkiye ve dünya genelindeki genç futbolcuları keşfedip kulüplerin hem maddi, hem de başarı çıtasını yukarıya çekme peşindedirler. Türkiye’de herhangi bir futbol kulübünün scout ekibinin başarısına şimdiye kadar şahit olmadık. Zaten bizde scout ekibi kültürü hâlâ yerleşmiş değil. Şimdiye kadar üniversitelerimizin hiçbirinde “scout ekibini” konu alan master ya da doktora seviyesinde bir çalışma yapılmamış.
Acaba Türkiye’de bir scout ekibi, Köroğlu’nun babası Seyis Yusuf gibi hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir kabiliyeti bulup keşfetme başarısını gösterebilecek mi?
Teknolojinin geliştiği günümüzde Arsenal, Barcelona, Liverpool, Dortmund vb. kulüpler tüm dünyayı tarayarak ışık gördükleri her genci bünyelerine katmaya çalışmakta, onların bilgilerini kullanarak veri tabanları oluşturmaktadırlar. Bu vesile ile dünyanın belirli merkezleri ile işbirliğine giderek ortak çalışma alanları oluşturmaya başlamaktadırlar.
Bunların genç yaştaki çocukları keşfetme rekabeti onları, daha çocuk yaştaki bireylere inmelerini gerekli kılmakta, kabiliyet avcılığı sporun daha küçük yaşlara taşınmasına zemin hazırlamaktadır.
Futbol kulüpleri, scout ekibini birkaç dil bilen, bilgisayarı iyi kullanan bireylerle oluşturmalarına rağmen bunlar, mevcut durum üzerinde fikir ürettikleri için gelecek adına yorum yapma becerisini gösterememekte, köşede duran zayıf, çelimsiz bir futbolcunun gelecekteki gelişmiş halini hayal etmekten uzak olmaktadırlar. Bu durumda scout ekibi, az çok futboldan anlayan herkesin kanaat sahibi olacağı bir futbolcuyu takıma önermenin ötesine geçememektedir.
Maddi bilgilerle bir kişinin istikbalini tahmin etmek zor olmaktadır. Eskilerin “hissil kablel vuku” dedikleri olacak olanları önceden hissedebilme yetisi anlamına gelen bu kelimedeki sırrın, scout ekibinde olması gerekir. Hatta daha da ileri giderek kişinin tipine bakarak karakterini belirleme ilmi olan kıyafetname ilminden de haberdar olmaları gerekmektedir. İlimlerinin yanında irfani bilgilerinin de olması şarttır. Türkiye’de kulüplerin milyonlarca dolarlarının yurt dışından getirilen futbolculara heba edilmesinde scout ekibinin vebali vardır.
Bolu Beyi belki günümüzde yaşamış ve kulüplerde yöneticilik yapmış olsaydı, bazı scout ekibi elemanlarının önermiş oldukları futbolcuların tipine ve ismine bakarak scout ekibini alkışlar, birkaç maç sonra aynı ekibin gözüne mil çektirirdi.
Şurası da bir gerçek ki scout ekibinde yer almak birçok kişinin hayalini süslese bile bu iş, Türkiye’deki en zor mesleklerden biridir.