Geçtiğimiz hafta sonu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bingöl-Karlıova’da yaşanan deprem sonrası bölgeye giderek incelemelerde bulundu…
Depremin etkili olduğu Çat ilçemizin köylerini de gezen Soylu, deprem sonrası ile açıklamalarda bulundu…
Geçen yıl yaşadığımız Elazığ- Malatya depreminde ve daha önce yaşadığımız afetlerde gördük ve tecrübe ettik ki ‘Depremden çok oturduğumuz binalar öldürüyor…’
İşte bu sebeptendir ki deprem sonrası Karlıova Belediye Başkanı, ‘Köylerimizde kerpiç bina az sayıda kaldı…’ şeklinde bir açıklama yapma gereği duymuştu…
Bu gün köylerimizdeki binaların ne yazık ki büyük ekseriyeti kerpiçten oluşmakta, olası bir deprem anında da Samanlık, Ahır ve Evler büyük hasar görmekte, mal ve can kaybı yaşamaktayız…
Devlet ve Millet büyük dayanışma örneği göstererek deprem bölgesine hemen yetişmekte ve yaralar sarılmakta…
Ama ne yazık ki acılar unutulduktan sonra herkes işine gücüne dalmakta ve deprem bölgeleri tabiri caizse kaderine terkedilmekte…
Bu durum şehirler için de geçerli…
Deprem uzmanları bir an önce Kentsel Dönüşümün bitirilerek, depreme dayanıklı bina stoğumuzun artmasını isterken; ya ekonomik nedenlerle Kentsel Dönüşüm yarı bırakılıyor, ya da bir başka bahara erteleniyor…
Bu açıdan deprem bakımından çok riskli şehir ilan edilen İstanbul’da bina kaybını binlerle ifade ediliyor...
Yaşadığı kötü tecrübeden hareket eden Bingöl, köylerinin bir çoğunda kerpiç bina yerine depreme dayanıklı evler yaptı ve bu depremi az hasarla atlattı.
Şimdi Deprem Bölgesinde inceleme yapan İçişleri Bakanı diyor ki;
‘Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla birlikte Kırsal Dönüşüm başlatacağız… Yıkılan evlerin ve ahırların yerine çelik kontroksiyondan evler, yanında ahırlar inşa edeceğiz..... Hazırlık tamamlandığında o hazırlığı size, milletimize paylaşacağız……Devletin imkanları sizinle beraberdir…’
*
Her ne kadar bazı yerlerde yarım kalmış olsa dahi Kentsel Dönüşümle çok güzel görüntülerin olduğu bir gerçek…
İnanıyorum ki başlatılacak Kırsal Dönüşümle de köylerimiz daha da güzelleşecek ve depreme daha dayanıklı hale gelecektir…
Biz de inanıyoruz ki Türkiye Devleti bunu yapacak güçtedir. Ve yine inanıyorum ki sözde kalmayacaktır…
Depremin etkili olduğu Çat ilçemizin köylerini de gezen Soylu, deprem sonrası ile açıklamalarda bulundu…
Geçen yıl yaşadığımız Elazığ- Malatya depreminde ve daha önce yaşadığımız afetlerde gördük ve tecrübe ettik ki ‘Depremden çok oturduğumuz binalar öldürüyor…’
İşte bu sebeptendir ki deprem sonrası Karlıova Belediye Başkanı, ‘Köylerimizde kerpiç bina az sayıda kaldı…’ şeklinde bir açıklama yapma gereği duymuştu…
Bu gün köylerimizdeki binaların ne yazık ki büyük ekseriyeti kerpiçten oluşmakta, olası bir deprem anında da Samanlık, Ahır ve Evler büyük hasar görmekte, mal ve can kaybı yaşamaktayız…
Devlet ve Millet büyük dayanışma örneği göstererek deprem bölgesine hemen yetişmekte ve yaralar sarılmakta…
Ama ne yazık ki acılar unutulduktan sonra herkes işine gücüne dalmakta ve deprem bölgeleri tabiri caizse kaderine terkedilmekte…
Bu durum şehirler için de geçerli…
Deprem uzmanları bir an önce Kentsel Dönüşümün bitirilerek, depreme dayanıklı bina stoğumuzun artmasını isterken; ya ekonomik nedenlerle Kentsel Dönüşüm yarı bırakılıyor, ya da bir başka bahara erteleniyor…
Bu açıdan deprem bakımından çok riskli şehir ilan edilen İstanbul’da bina kaybını binlerle ifade ediliyor...
Yaşadığı kötü tecrübeden hareket eden Bingöl, köylerinin bir çoğunda kerpiç bina yerine depreme dayanıklı evler yaptı ve bu depremi az hasarla atlattı.
Şimdi Deprem Bölgesinde inceleme yapan İçişleri Bakanı diyor ki;
‘Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla birlikte Kırsal Dönüşüm başlatacağız… Yıkılan evlerin ve ahırların yerine çelik kontroksiyondan evler, yanında ahırlar inşa edeceğiz..... Hazırlık tamamlandığında o hazırlığı size, milletimize paylaşacağız……Devletin imkanları sizinle beraberdir…’
*
Her ne kadar bazı yerlerde yarım kalmış olsa dahi Kentsel Dönüşümle çok güzel görüntülerin olduğu bir gerçek…
İnanıyorum ki başlatılacak Kırsal Dönüşümle de köylerimiz daha da güzelleşecek ve depreme daha dayanıklı hale gelecektir…
Biz de inanıyoruz ki Türkiye Devleti bunu yapacak güçtedir. Ve yine inanıyorum ki sözde kalmayacaktır…