Bu bayramda da yine o bildik fotoğrafı gördük..
Bu yıl mobbing kestik!
Kuşkusuz bu başlığı biraz da merak uyandırıp, içeriğini okumanız için attım. Zaman zaman yapılır böyle şeyler. Bu da biraz öyle oldu. Yazar burada ne mi demek istiyor, elbette ki mobbingcilerin bayramı olduğuna işaret ediyor. Yaşadığımız bu güzel ve de büyük olduğu ileri sürülen şehirde mobbinge dikkat çekmektir muradım. Hem de yukarıdan aşağıya doğru değil, aşağıdan yukarıya gerçekleşen mobbingden bahsediyorum! Mülki amirinin dahi çok değil, 3 yıl önce ‘’Herkes Mobbing’e maruz kalabiliyor. Üstlerin astlara uyguladığı ve astların üstlere mobbingi var, baskı her zaman yukarıdan gelmiyor” dediği bir şehirden sözediyorum. O gün dikkatlerden kaçmış ama tam yerine basmış sayın Vali Okay Memiş. Ayrıca bu bayram gördüm ki, Öğr.Gör.Jale Hülya Alcan’ın temsilciliğini yaptığı Mobbing ile Mücadele Derneği iyi ki var ve olması elzem bir örgütmüşler. Ne yazık ki şimdi yavaş yavaş anlıyorum ben de mobbing gerçeğini. Bu şehirde bal gibi mobbing uygulaması var ve kesinlikle amirin memura değil, zaman zaman memurun amirine. Patronun işçisine değil, işçisinin patronuna olduğu baskıyı. Acı ama gerçektir bu. Ve gerçekler de her zaman can sıkıcı olabiliyor. İnsanın yalanla kendini kandırmaktansa gerçekle yüzleşmesi iyidir. Bunu ben demiyorum, bu işlere çok kafa patlatan dünyaca ünlü bir düşünür diyor üstelik.

Herşeyden önce dün bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde kurban bayramının son gününü idrak ediyorduk. Kurban bayramının dördüncü günü olmasına karşın bir çok yeme-içme hizmeti veren işyerleri kapalıydı. Üçüncü gün olması sebebiyle belki dün bazı işyerlerini açık gördük ama ilk 2 gün bir defa bu şehirde ne pastane ne de açık lokanta bulmak mümkün değildi. Biliyorum ki işverenler istese bile bu hizmet sektöründe çalışanlar, işverene baskı uyguluyor, işyerlerinin kapalı tutulmasına vesile oluyor. Başka bir ilde kesinlikle yoktur. Çünkü burası taa arefe gününden evlere çuvalla ekmek alınan bir şehir oldu. Yine fırınlar zaten bayram dört gün ise kesinlikle 3 gün açık değil ve kim ne yiyecekse yesin durumundaydılar! Umurlarında değil kimsenin bu şehirde yiyecek, içecek ihtiyacı olanların. Allah’dan alışveriş merkezleri var da onlar bu mobbingcilerin bayramına, modasına uymuyor. Yerli kadar yabancı turistin de olduğunu bildiğimiz bir dönemde bayramda şehir merkezinde en azından yeme içme mekanlarının kapalı olmasını ben o işyerlerindeki işçilerin işverenlerine mobbing yapmalarından kaynaklandığını düşünüyorum ve bu benim son kararımdır.
Erzurum’da fiyatı 20 lira iken anavatanı Malatya’da 30 liraya aldım..
Şaşılası kayısı!
Tarlasında bir kayısının piyasadan daha ucuz fiyata alacağını düşünüyorsanız kesinlikle yanılıyorsunuz.
Hele Erzurumluysanız, ve de bizatihi kayısının anavatanı Malatya’daysanız kayısının ucuz olduğunu düşünüyorsanız kesinlikle büyük bir yanılgı içindesiniz.
Başıma geldi benim.
Malatya’da ucu bucağı görünmeyen kayısı bahçesinde satın almak istediğim kayısının kilosunun 30 lira olduğunu öğrenince adeta şok oldum.
Oysa o esnada Erzurum’da bile Malatya kayısı 20 liraydı.
Belki de dalından kopartılırken satın alınan fiyattı o!
Pahalılığın bu kadar ileri boyutlara ulaşmasına aklım ermemişken, bahçe sahibinin ‘’Aslına biz yaş kayısı satmıyoruz. Bunları kurutup kilosunu 120 liradan satıyoruz ve alıcısı da çok’’ açıklaması karşısında bir şok daha yaşadım, iyi mi?

Günün sonunda nur topu krizimiz Nikah Sarayı olayında ne şiş yandı ne kebap!
Kriz vız geldi tırıs gitti!
Ne yalan söyleyeyim, bir kriz ortamından yakın tarihte bu kadar kolay ve de kısa sürede çıkılmasına rastlamadım desem yeridir.
Orhan Bulutlar döneminde Palandöken’de Nikah Sarayı olarak yaptırılan ve şimdilerde Kültür ve Turizm Müdürlüğü hizmet binası olarak faaliyet gösteren bina ile ilgili söylüyorum.
Açıkçası Palandöken Belediyesi eski Başkanı Orhan Bulutlar, görevi mevcut başkan Muhammet Sunar’a devrederken borçsuz bir belediye devrettiğini söylemişti.
Esasında başta ben olmak üzere 2 dönem yaptığı belediye başkanlığı döneminde farkındalık oluşturarak, güzel hizmetlere de imza atarak şaşırtan bir başarı hikayesi yazan Bulutlar’ın henüz yapımı tamamlanmamış olan ve nikah sarayı olarak hizmete girmesi planlanan binadan kaynaklı bayağı bir borç devrettiğini öğrenince bir çokları gibi ben de şaşırmıştım.
Açıkçası ne İsa’ya ne Musa’ya yaranmıştı Bulutlar, hatta bu köşede de bir yazı yazmış ve ‘’Gerek var mıydı başkan böyle şaşaalı ve de pahalı bir binaya. Aferin diyen mi oldu?’’ demiştim, bu yatırımı öve öve bitiremeyen sevgili başkanı da biraz üzmüştüm.
Ama bir gerçek vardı ki Nikah Sarayı pek de rantabl görünmeyen bir yatırımdı ve ödenmesi gereken bir borcu yüzünden Muhammet Sunar yönetimi çok rahatsız olmuştu.
Kapalı alanı 15 bin metre kareyi bulan, Bulutlar görevi devralırken inşaatı yüzde 80 seviyesinde olan ve de fiziki şartları ile belediyeye aylık epey bir külfet de getirdiği gözlenen bina tam bir krize sebep olmuştu.
Muhammet Sunar ve yönetimi asla burasının Nikah Sarayı için uygun olmadığı görüşündeydi, ne yapacaklarını karar kara düşünüyorlardı.
Sonrasında çok önemli gelişmeler oldu ve bina bir şekilde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne devredildi.
İhale aşaması nihayet gerçekleşen, Aralık ayının ikinci haftasında burada perde demesi planlanan Devlet Tiyatroları ile Aşık Sümmani Kültür Merkezi de bu binada faaliyetlerini sürdürecek, böylelikle bir taşla iki kuş da vurulmuş olunacak.
Bakanlığın da fazla eğip, bükmeden, kaldırıp, indirmeden, parasına da bakmadan son noktayı koyması on numara beş yıldızlık hareketti.

İşin içinde bir hukukçu da olunca oldu da bitti maşallah!
Günün sonunda hem İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün böyle görkemli bir binası oldu hem de Palandöken belediyesi borç yükünden kurtuldu, rahat bir nefes aldı.
Her ne kadar eski başkan, ‘’Nikah Sarayı olarak da hizmet edilseydi kısa sürede kendini amorti ederdi’’ dese dahi bana göre buradan bakınca doğru olmuş gibi duruyor.
Çünkü günlerce günden olacak, taraflara sürekli rahatsızlık verecek, tansiyonu yükseltecek bir binaydı o bina.
Görüyoruz ki şimdi hem alan razı hem satan.
Yine de böyle bir bina için iyi niyetle uzun zaman mesai harcayan Bulutlar’a teşekkür ederken, başta mevcut başkan Sunar ve İl Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz’a, ne şişin ne kebabın yandığı binanın devri konusunda emeği geçenlere binmaşallah diyorum.
Günün sonunda bir krizden ancak böyle tere yağından kıl çeker gibi çıkılacağını da öğrenmiş, şehrimiz adına sevinmiş olduk..
Karı-koca müdürler de bu binada!
Bir taşla birkaç kuşun vurulduğu Palandöken’de İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne devredilen devrik nikah salonunun dönüştürüldüğü binada ilginç bir gelişme daha yaşandı. Erzurum Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü ile Palandöken Nüfus Müdürlükleri de İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün hizmet vermeye başladığı Palandöken’de ki bu binaya yerleşti. İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürü Adalet Çakmur ile eşi Palandöken Nüfus ve Vatandaşlık Müdürü Zeki Çakmur, aynı binada hizmet verecekler. İki karı-koca kurum amirini biraraya getirmesiyle de başından beri kriz kokan bina ‘hayırlı bina’ya dönüştü..

Hoşgeldin hocam!
Öğretmen öğrencinin gülüşüne düşen ilk cemredir derler. En iyi Öğretmenler ne göreceğinizi söyleyenler değil, nereye bakacağınızı gösterenlerdir. Önemsiyorum böyle şeyleri. İçinde sevgi var, vefa var çünkü. Pasinler belediye Başkanı Ahmet Dölekli’nin Endüstri Meslek Lisesi’nden öğretmeni olan Hüsamettin Yerli hocayı makamında kabul etmesi, öğrenci-öğretmen buluşmasının samimi ve sıcak bir fotoğrafı oldu. Döleki, sosyal medya hesabından bu görüşmeyi paylaşırken son derece duygulu ifadeler de kullandı: Endüstri Meslek Lisesi’nden değerli öğretmenim Hüsamettin Yerli hocamı misafir etmenin onurunu yaşadık. Öğrencisinin derdiyle dertlenen, eğitim hayatımızın mihenk taşı kıymetli hocamızın elini öpüp, hayır duasını aldık. Gerçekleştirdiğimiz hizmetler dolayısıyla iltifat buyuran değerli hocamıza ziyaretleri dolayısıyla şükranlarımı arz ediyorum.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : En mükemmel adalet vicdandır (Victor Hugo)
DUVARIN DİLİ : Bir gün çok zengin olursan çocukluk satın alacağım. Büyüklük sizde kalsın!
Bu yıl mobbing kestik!
Kuşkusuz bu başlığı biraz da merak uyandırıp, içeriğini okumanız için attım. Zaman zaman yapılır böyle şeyler. Bu da biraz öyle oldu. Yazar burada ne mi demek istiyor, elbette ki mobbingcilerin bayramı olduğuna işaret ediyor. Yaşadığımız bu güzel ve de büyük olduğu ileri sürülen şehirde mobbinge dikkat çekmektir muradım. Hem de yukarıdan aşağıya doğru değil, aşağıdan yukarıya gerçekleşen mobbingden bahsediyorum! Mülki amirinin dahi çok değil, 3 yıl önce ‘’Herkes Mobbing’e maruz kalabiliyor. Üstlerin astlara uyguladığı ve astların üstlere mobbingi var, baskı her zaman yukarıdan gelmiyor” dediği bir şehirden sözediyorum. O gün dikkatlerden kaçmış ama tam yerine basmış sayın Vali Okay Memiş. Ayrıca bu bayram gördüm ki, Öğr.Gör.Jale Hülya Alcan’ın temsilciliğini yaptığı Mobbing ile Mücadele Derneği iyi ki var ve olması elzem bir örgütmüşler. Ne yazık ki şimdi yavaş yavaş anlıyorum ben de mobbing gerçeğini. Bu şehirde bal gibi mobbing uygulaması var ve kesinlikle amirin memura değil, zaman zaman memurun amirine. Patronun işçisine değil, işçisinin patronuna olduğu baskıyı. Acı ama gerçektir bu. Ve gerçekler de her zaman can sıkıcı olabiliyor. İnsanın yalanla kendini kandırmaktansa gerçekle yüzleşmesi iyidir. Bunu ben demiyorum, bu işlere çok kafa patlatan dünyaca ünlü bir düşünür diyor üstelik.

Herşeyden önce dün bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde kurban bayramının son gününü idrak ediyorduk. Kurban bayramının dördüncü günü olmasına karşın bir çok yeme-içme hizmeti veren işyerleri kapalıydı. Üçüncü gün olması sebebiyle belki dün bazı işyerlerini açık gördük ama ilk 2 gün bir defa bu şehirde ne pastane ne de açık lokanta bulmak mümkün değildi. Biliyorum ki işverenler istese bile bu hizmet sektöründe çalışanlar, işverene baskı uyguluyor, işyerlerinin kapalı tutulmasına vesile oluyor. Başka bir ilde kesinlikle yoktur. Çünkü burası taa arefe gününden evlere çuvalla ekmek alınan bir şehir oldu. Yine fırınlar zaten bayram dört gün ise kesinlikle 3 gün açık değil ve kim ne yiyecekse yesin durumundaydılar! Umurlarında değil kimsenin bu şehirde yiyecek, içecek ihtiyacı olanların. Allah’dan alışveriş merkezleri var da onlar bu mobbingcilerin bayramına, modasına uymuyor. Yerli kadar yabancı turistin de olduğunu bildiğimiz bir dönemde bayramda şehir merkezinde en azından yeme içme mekanlarının kapalı olmasını ben o işyerlerindeki işçilerin işverenlerine mobbing yapmalarından kaynaklandığını düşünüyorum ve bu benim son kararımdır.
Erzurum’da fiyatı 20 lira iken anavatanı Malatya’da 30 liraya aldım..
Şaşılası kayısı!
Tarlasında bir kayısının piyasadan daha ucuz fiyata alacağını düşünüyorsanız kesinlikle yanılıyorsunuz.
Hele Erzurumluysanız, ve de bizatihi kayısının anavatanı Malatya’daysanız kayısının ucuz olduğunu düşünüyorsanız kesinlikle büyük bir yanılgı içindesiniz.
Başıma geldi benim.
Malatya’da ucu bucağı görünmeyen kayısı bahçesinde satın almak istediğim kayısının kilosunun 30 lira olduğunu öğrenince adeta şok oldum.
Oysa o esnada Erzurum’da bile Malatya kayısı 20 liraydı.
Belki de dalından kopartılırken satın alınan fiyattı o!
Pahalılığın bu kadar ileri boyutlara ulaşmasına aklım ermemişken, bahçe sahibinin ‘’Aslına biz yaş kayısı satmıyoruz. Bunları kurutup kilosunu 120 liradan satıyoruz ve alıcısı da çok’’ açıklaması karşısında bir şok daha yaşadım, iyi mi?

Günün sonunda nur topu krizimiz Nikah Sarayı olayında ne şiş yandı ne kebap!
Kriz vız geldi tırıs gitti!
Ne yalan söyleyeyim, bir kriz ortamından yakın tarihte bu kadar kolay ve de kısa sürede çıkılmasına rastlamadım desem yeridir.
Orhan Bulutlar döneminde Palandöken’de Nikah Sarayı olarak yaptırılan ve şimdilerde Kültür ve Turizm Müdürlüğü hizmet binası olarak faaliyet gösteren bina ile ilgili söylüyorum.
Açıkçası Palandöken Belediyesi eski Başkanı Orhan Bulutlar, görevi mevcut başkan Muhammet Sunar’a devrederken borçsuz bir belediye devrettiğini söylemişti.
Esasında başta ben olmak üzere 2 dönem yaptığı belediye başkanlığı döneminde farkındalık oluşturarak, güzel hizmetlere de imza atarak şaşırtan bir başarı hikayesi yazan Bulutlar’ın henüz yapımı tamamlanmamış olan ve nikah sarayı olarak hizmete girmesi planlanan binadan kaynaklı bayağı bir borç devrettiğini öğrenince bir çokları gibi ben de şaşırmıştım.
Açıkçası ne İsa’ya ne Musa’ya yaranmıştı Bulutlar, hatta bu köşede de bir yazı yazmış ve ‘’Gerek var mıydı başkan böyle şaşaalı ve de pahalı bir binaya. Aferin diyen mi oldu?’’ demiştim, bu yatırımı öve öve bitiremeyen sevgili başkanı da biraz üzmüştüm.
Ama bir gerçek vardı ki Nikah Sarayı pek de rantabl görünmeyen bir yatırımdı ve ödenmesi gereken bir borcu yüzünden Muhammet Sunar yönetimi çok rahatsız olmuştu.
Kapalı alanı 15 bin metre kareyi bulan, Bulutlar görevi devralırken inşaatı yüzde 80 seviyesinde olan ve de fiziki şartları ile belediyeye aylık epey bir külfet de getirdiği gözlenen bina tam bir krize sebep olmuştu.
Muhammet Sunar ve yönetimi asla burasının Nikah Sarayı için uygun olmadığı görüşündeydi, ne yapacaklarını karar kara düşünüyorlardı.
Sonrasında çok önemli gelişmeler oldu ve bina bir şekilde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne devredildi.
İhale aşaması nihayet gerçekleşen, Aralık ayının ikinci haftasında burada perde demesi planlanan Devlet Tiyatroları ile Aşık Sümmani Kültür Merkezi de bu binada faaliyetlerini sürdürecek, böylelikle bir taşla iki kuş da vurulmuş olunacak.
Bakanlığın da fazla eğip, bükmeden, kaldırıp, indirmeden, parasına da bakmadan son noktayı koyması on numara beş yıldızlık hareketti.

İşin içinde bir hukukçu da olunca oldu da bitti maşallah!
Günün sonunda hem İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün böyle görkemli bir binası oldu hem de Palandöken belediyesi borç yükünden kurtuldu, rahat bir nefes aldı.
Her ne kadar eski başkan, ‘’Nikah Sarayı olarak da hizmet edilseydi kısa sürede kendini amorti ederdi’’ dese dahi bana göre buradan bakınca doğru olmuş gibi duruyor.
Çünkü günlerce günden olacak, taraflara sürekli rahatsızlık verecek, tansiyonu yükseltecek bir binaydı o bina.
Görüyoruz ki şimdi hem alan razı hem satan.
Yine de böyle bir bina için iyi niyetle uzun zaman mesai harcayan Bulutlar’a teşekkür ederken, başta mevcut başkan Sunar ve İl Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz’a, ne şişin ne kebabın yandığı binanın devri konusunda emeği geçenlere binmaşallah diyorum.
Günün sonunda bir krizden ancak böyle tere yağından kıl çeker gibi çıkılacağını da öğrenmiş, şehrimiz adına sevinmiş olduk..
Karı-koca müdürler de bu binada!
Bir taşla birkaç kuşun vurulduğu Palandöken’de İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne devredilen devrik nikah salonunun dönüştürüldüğü binada ilginç bir gelişme daha yaşandı. Erzurum Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü ile Palandöken Nüfus Müdürlükleri de İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün hizmet vermeye başladığı Palandöken’de ki bu binaya yerleşti. İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürü Adalet Çakmur ile eşi Palandöken Nüfus ve Vatandaşlık Müdürü Zeki Çakmur, aynı binada hizmet verecekler. İki karı-koca kurum amirini biraraya getirmesiyle de başından beri kriz kokan bina ‘hayırlı bina’ya dönüştü..

Hoşgeldin hocam!
Öğretmen öğrencinin gülüşüne düşen ilk cemredir derler. En iyi Öğretmenler ne göreceğinizi söyleyenler değil, nereye bakacağınızı gösterenlerdir. Önemsiyorum böyle şeyleri. İçinde sevgi var, vefa var çünkü. Pasinler belediye Başkanı Ahmet Dölekli’nin Endüstri Meslek Lisesi’nden öğretmeni olan Hüsamettin Yerli hocayı makamında kabul etmesi, öğrenci-öğretmen buluşmasının samimi ve sıcak bir fotoğrafı oldu. Döleki, sosyal medya hesabından bu görüşmeyi paylaşırken son derece duygulu ifadeler de kullandı: Endüstri Meslek Lisesi’nden değerli öğretmenim Hüsamettin Yerli hocamı misafir etmenin onurunu yaşadık. Öğrencisinin derdiyle dertlenen, eğitim hayatımızın mihenk taşı kıymetli hocamızın elini öpüp, hayır duasını aldık. Gerçekleştirdiğimiz hizmetler dolayısıyla iltifat buyuran değerli hocamıza ziyaretleri dolayısıyla şükranlarımı arz ediyorum.

TUTTUĞUM BABA SÖZLER : En mükemmel adalet vicdandır (Victor Hugo)
DUVARIN DİLİ : Bir gün çok zengin olursan çocukluk satın alacağım. Büyüklük sizde kalsın!