Kahraman Maraşlı Aşık Düçari’nin müthiş bir şiiri var diyor ki; “Dinle sözüm al nasihat / Gözlerinde yaş incidir / Cahil ile etme sohbet / Her sözü bir baş incidir.” Günümüz için önemli bir kıstas olan sözlerin kulağa küpe olması gerekir.
Türkiye’de toplum huzursuzluklarının önemli sebeplerinin başında cahillik, aç gözlülük ve güncel ifadeyle köşeyi dönmeci anlayış gelmektedir. Eskilerde evlere mektup atılırdı, başında da “Bu mektubu çoğaltıp 7 – 9 kişiye ulaştırmazsanız başınıza türlü musibetler gelecektir, ulaştırırsanız en çok istediğiniz bir şey gerçek olacaktır”. Teknoloji hayatımızda yer almaya başlayınca bu cep telefonuna gelen mesajlarla şekil değiştirdi. Tabi bu kadar masumiyet belki zararlı değildi, ancak küçük hikayelerden büyük dolandırıcılıklara geçiş yapıldı. Hatırlarsınız; bir dönem saadet zinciri diye bir dolandırıcılık organizasyonu vardı. Yine 9 rakamı üzerinden yürüyordu. Biri, 9 kişiyi sisteme sokuyordu, 9 kişinin yatırdığı paradan onları sisteme sokan para alıyordu. Ayak böylece büyüyordu. On binlerce insan dolandırıldı.
Yakın dönemde ‘Tosun’ vakası yaşandı. İnsanlar büyük paralar kazanma uğruna milyonlarını kaptırdılar. Çalınan paralar Uruğuay’da ‘tosuncuk’ tarafından keyifle harcanıyor. Benzer birçok yöntem ile insanlar gönül rızasıyla böyle tosuncukların avucuna birikimlerini sayıyorlar, geleceklerini karartıyorlar.
Son olarak AT’de Müge Anlı’nın programında rastladım. İki kişi, ‘cin’leri vasıtasıyla tonlarla altın kazandırma vaadiyle Mardin’de 7 milyon lira dolandırmışlar. Elbette paraları çıtır çıtır yiyorlar. Hiçbir yöntem ve ceza, aç gözlülüğü nedeniyle servet yapmak isteyen insanlarımızın dolandırılmasının önüne geçemiyor.
Hiç bilen ile bilmeyen bir olur mu?
İfade, Karatay Medresesi girişine yazılmış. Celalettin Karatay tarafından yaptırılan Selçuklu döneminin önemli eğitim kurumunun girişine yazılan yazı, bir Ayet. Neden ihtiyaç duyulmuş derseniz, yine Aşık Düçari’nin sözleriyle cevap vermeye çalışalım; “Mürşit ile haşrolmayan / Dünyasını da ne bilir /Cahilde kem boş söz çok olur /Kendisini derya bilir”
2020 yılına doğal afetlerle başladık. Çeşitli mahfillerde, Elazığ – Malatya depremi, çeşitli bölgelerde yaşanan irili ufaklı depremler, Uçak kazası ve son Çığ felaketinin “Allah’a isyankâr yaşamın” marifeti olduğunu iddiasını yayanlar var. Yine bunu siyasi menfaate devşirme gayretinde olanlar var. Oysa Allah Teala,buyuruyor ki; “Şüphe yok ki Allah, insanlara hiçbir suretle zulmetmez, fakat insanlar, kendi kendilerine zulmederler. “
Gelişmeleri cem edersek, karşımıza eğitimin, cahillik ve cehaletten kurtulmanın önemi çıkmaktadır. Bu gerçek bize Kur’an tarafından bildiriliyor, öğütleniyor, alabilirsek;
Zümer 8 ve 9. Ayetleri dikkatle okuyalım: ﴾8﴿ İnsanın başına bir sıkıntı geldi mi rabbine yönelip O’na yalvarır; sonra rabbi ona katından bir nimet verince, daha önce yalvardığını unutarak yolundan saptırmak için Allah’a eşler koşmaya kalkar. De ki ona: "İnkârcı tutumunla biraz eğlenedur bakalım! Gerçek şu ki sen ateşi boylayacaklardan birisin!
﴾9﴿ (Bu adam mı,) yoksa âhiret kaygısıyla ve rabbinin rahmetine nâil olma ümidiyle gece vakitlerinde secde ederek, ayakta durarak kendini ibadete veren kişi mi (daha iyi)?" De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu!" Doğrusu ancak akıl iz‘an sahipleri bunu anlar.
Türkiye’de toplum huzursuzluklarının önemli sebeplerinin başında cahillik, aç gözlülük ve güncel ifadeyle köşeyi dönmeci anlayış gelmektedir. Eskilerde evlere mektup atılırdı, başında da “Bu mektubu çoğaltıp 7 – 9 kişiye ulaştırmazsanız başınıza türlü musibetler gelecektir, ulaştırırsanız en çok istediğiniz bir şey gerçek olacaktır”. Teknoloji hayatımızda yer almaya başlayınca bu cep telefonuna gelen mesajlarla şekil değiştirdi. Tabi bu kadar masumiyet belki zararlı değildi, ancak küçük hikayelerden büyük dolandırıcılıklara geçiş yapıldı. Hatırlarsınız; bir dönem saadet zinciri diye bir dolandırıcılık organizasyonu vardı. Yine 9 rakamı üzerinden yürüyordu. Biri, 9 kişiyi sisteme sokuyordu, 9 kişinin yatırdığı paradan onları sisteme sokan para alıyordu. Ayak böylece büyüyordu. On binlerce insan dolandırıldı.
Yakın dönemde ‘Tosun’ vakası yaşandı. İnsanlar büyük paralar kazanma uğruna milyonlarını kaptırdılar. Çalınan paralar Uruğuay’da ‘tosuncuk’ tarafından keyifle harcanıyor. Benzer birçok yöntem ile insanlar gönül rızasıyla böyle tosuncukların avucuna birikimlerini sayıyorlar, geleceklerini karartıyorlar.
Son olarak AT’de Müge Anlı’nın programında rastladım. İki kişi, ‘cin’leri vasıtasıyla tonlarla altın kazandırma vaadiyle Mardin’de 7 milyon lira dolandırmışlar. Elbette paraları çıtır çıtır yiyorlar. Hiçbir yöntem ve ceza, aç gözlülüğü nedeniyle servet yapmak isteyen insanlarımızın dolandırılmasının önüne geçemiyor.
Hiç bilen ile bilmeyen bir olur mu?
İfade, Karatay Medresesi girişine yazılmış. Celalettin Karatay tarafından yaptırılan Selçuklu döneminin önemli eğitim kurumunun girişine yazılan yazı, bir Ayet. Neden ihtiyaç duyulmuş derseniz, yine Aşık Düçari’nin sözleriyle cevap vermeye çalışalım; “Mürşit ile haşrolmayan / Dünyasını da ne bilir /Cahilde kem boş söz çok olur /Kendisini derya bilir”
2020 yılına doğal afetlerle başladık. Çeşitli mahfillerde, Elazığ – Malatya depremi, çeşitli bölgelerde yaşanan irili ufaklı depremler, Uçak kazası ve son Çığ felaketinin “Allah’a isyankâr yaşamın” marifeti olduğunu iddiasını yayanlar var. Yine bunu siyasi menfaate devşirme gayretinde olanlar var. Oysa Allah Teala,buyuruyor ki; “Şüphe yok ki Allah, insanlara hiçbir suretle zulmetmez, fakat insanlar, kendi kendilerine zulmederler. “
Gelişmeleri cem edersek, karşımıza eğitimin, cahillik ve cehaletten kurtulmanın önemi çıkmaktadır. Bu gerçek bize Kur’an tarafından bildiriliyor, öğütleniyor, alabilirsek;
Zümer 8 ve 9. Ayetleri dikkatle okuyalım: ﴾8﴿ İnsanın başına bir sıkıntı geldi mi rabbine yönelip O’na yalvarır; sonra rabbi ona katından bir nimet verince, daha önce yalvardığını unutarak yolundan saptırmak için Allah’a eşler koşmaya kalkar. De ki ona: "İnkârcı tutumunla biraz eğlenedur bakalım! Gerçek şu ki sen ateşi boylayacaklardan birisin!
﴾9﴿ (Bu adam mı,) yoksa âhiret kaygısıyla ve rabbinin rahmetine nâil olma ümidiyle gece vakitlerinde secde ederek, ayakta durarak kendini ibadete veren kişi mi (daha iyi)?" De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu!" Doğrusu ancak akıl iz‘an sahipleri bunu anlar.