Aslında tarikatın kanlı gösterilerinin hedefi Irak ordusuydu. Vücudunun muhtelif hayati bölgelerine, kasatura, bıçak, kurşun girip te ölmeyen müritler efsanesi Amerikan ve İsrailli kafirlerle savaşmaya hazırlanan askerleri oldukça etkilemişti.
Öncelikle generaller ve subaylar Kesnizani tarikatının müritleri haline getirildiler.
Genelkurmay Başkanı Mareşal Ayat Fetih El Ravi, Genel Askeri İstihbarat Başkanı Mareşal Vefik El Samarayi, Hava Kuvvetleri Komutanı Mareşal Hamid Şaban, hepsi Şeyh Muhammed Ebdülkerim Kesnizani 'nin ayağını öperek müritler arasına girmişti.
Irak'ın acımasız El-Muhaberat'ının sivil asker elemanları da tarikatın müritleri olmuşlardı.
Müritler arasında bir isim vardı ki, Saddam'dan sonra BAAS'ın en kudretlisiydi. İbrahim İzzet El Duri. Duri bütün karanlık odaklarla ilişki kuruyor, Saddam'ın bütün pis işlerini, organize ediyordu. Duri Şeyh'in ayağını öpenler arasına çoktan dahil edilmişti.
Öte yandan Saddam'ın karısı Sacide Hayrullah, Saddam'ın kardeşleri Vatban ve Barzan ile oğul Uday'da müritler arasındaydı.
Birinci Körfez Savaşı'nda Baba Bush Bağdat'ı işgali ret etmişti. İsrail bu duruma çok bozuldu.
Zaten uzun yıllardır Kuzey Irak Kürtleriyle temasta olan İsrail işi şansa bırakmak niyetinde değildi. Irak hızlı bir şekilde parçalanmalıydı.
Gözüne kestirdiği Kürt tarikatı Kesnizani'lik üzerinden Irak'ın İslami hayatını da kontrol altına alacaktı.
Yani MOSSAD damardan girecekti. Nede olsa önlerinde Birinci Dünya Harbi öncesi ve sonrasında İngilizlerin uyguladığı ve başarılı olduğu Vahabilik vardı, Lavrens vardı.
Birinci Körfez Harbi'nden sonra, MOSSAD Kesnizani tarikatının önde gelenleriyle muhtelif yollardan temasa geçti ve ilişkileri hızla geliştirdi.
Öncelikle Irak Devleti'nin mekanizması içinde yer alanlar, medya mensupları uhrevi yollardan ikna edilemezlerse MOSSAD'ın çömertçe tarikata aktardığı dolarlarla ikna ediliyor, mürit yapılıyordu.
Şeyh Muhammed ve oğlu Nehru MOSSAD'ın cömertliklerine karşılık olarak, ufak tefek jestler yapıyorlardı.
Saddam'ın yatak odası dahil, istihbaratçı müritlerden derlenen bilgiler oğul Nehru'da toplanıyor, Nehru'da bunları MOSSAD'a aktarıyordu.
Kadınlar, kumar ve içki Nehru'nun asıl ilgi sahasıydı. MOSSAD ajanları için de bunların tedariki çocuk oyuncağı. Açıkçası din ve tarikat Nehru'nun umurunda bile değildi.
Artık Saddam ve çevresinde neler olup bittiğinden Kesnizani tarikatı ve şeyhi vasıtasıyla MOSSAD anında bilgi sahibi oluyor ve gereği yapılıyordu.
Öncelikle generaller ve subaylar Kesnizani tarikatının müritleri haline getirildiler.
Genelkurmay Başkanı Mareşal Ayat Fetih El Ravi, Genel Askeri İstihbarat Başkanı Mareşal Vefik El Samarayi, Hava Kuvvetleri Komutanı Mareşal Hamid Şaban, hepsi Şeyh Muhammed Ebdülkerim Kesnizani 'nin ayağını öperek müritler arasına girmişti.
Irak'ın acımasız El-Muhaberat'ının sivil asker elemanları da tarikatın müritleri olmuşlardı.
Müritler arasında bir isim vardı ki, Saddam'dan sonra BAAS'ın en kudretlisiydi. İbrahim İzzet El Duri. Duri bütün karanlık odaklarla ilişki kuruyor, Saddam'ın bütün pis işlerini, organize ediyordu. Duri Şeyh'in ayağını öpenler arasına çoktan dahil edilmişti.
Öte yandan Saddam'ın karısı Sacide Hayrullah, Saddam'ın kardeşleri Vatban ve Barzan ile oğul Uday'da müritler arasındaydı.
Birinci Körfez Savaşı'nda Baba Bush Bağdat'ı işgali ret etmişti. İsrail bu duruma çok bozuldu.
Zaten uzun yıllardır Kuzey Irak Kürtleriyle temasta olan İsrail işi şansa bırakmak niyetinde değildi. Irak hızlı bir şekilde parçalanmalıydı.
Gözüne kestirdiği Kürt tarikatı Kesnizani'lik üzerinden Irak'ın İslami hayatını da kontrol altına alacaktı.
Yani MOSSAD damardan girecekti. Nede olsa önlerinde Birinci Dünya Harbi öncesi ve sonrasında İngilizlerin uyguladığı ve başarılı olduğu Vahabilik vardı, Lavrens vardı.
Birinci Körfez Harbi'nden sonra, MOSSAD Kesnizani tarikatının önde gelenleriyle muhtelif yollardan temasa geçti ve ilişkileri hızla geliştirdi.
Öncelikle Irak Devleti'nin mekanizması içinde yer alanlar, medya mensupları uhrevi yollardan ikna edilemezlerse MOSSAD'ın çömertçe tarikata aktardığı dolarlarla ikna ediliyor, mürit yapılıyordu.
Şeyh Muhammed ve oğlu Nehru MOSSAD'ın cömertliklerine karşılık olarak, ufak tefek jestler yapıyorlardı.
Saddam'ın yatak odası dahil, istihbaratçı müritlerden derlenen bilgiler oğul Nehru'da toplanıyor, Nehru'da bunları MOSSAD'a aktarıyordu.
Kadınlar, kumar ve içki Nehru'nun asıl ilgi sahasıydı. MOSSAD ajanları için de bunların tedariki çocuk oyuncağı. Açıkçası din ve tarikat Nehru'nun umurunda bile değildi.
Artık Saddam ve çevresinde neler olup bittiğinden Kesnizani tarikatı ve şeyhi vasıtasıyla MOSSAD anında bilgi sahibi oluyor ve gereği yapılıyordu.