
Barolar Birliği’nce yapılan açıklada, ABD Senatosunun Ermeni Soykırımı Kararını onaylamasının çıkarların herşeyin önüne geçmesi anlamını taşıdığı belirtildi.
HABER MERKEZİ
Türkiye Barolar Birliği ABD Senatosunun 1915 olaylarını Ermeni soykırımı olarak tanımlayıp onaylamasını , ekonomik ve siyasal çıkarların, tarihsel gerçekliğin ve hukukun önüne geçmiş olduğunu gösterdiğini bildirdi.
Barolar Birliği açıklamasında “Birinci Dünya Savaşı koşullarında, Çarlık Rusyası ile doğu cephesinde zorlu bir savaşa tutuşan Osmanlı İmparatorluğu’nun, cephe gerisini güvenceye alma çabası hukuk meşruiyeti içinde değerlendirilmesi gereken bir durumdur” denildi.
Osmanlı Devleti yurttaşı olan bazı Ermenilerin, ayrılıkçı silahlı terör örgütleri (Taşnak-Hınçak) kurup, Rusya ile savaş halinde bulunan Osmanlı ordusunun ikmal yollarını kestiği, savaşın kaybına yol açacak ölçüde ciddi tehlike yarattığı tarihsel bir vakıa olduğu hatırlatılan açıklamada şu görüşler kaydedildi:
“Yine, aynı örgütlerin bölgedeki sivil halk üzerinde acımasız bir terör kampanyasıyla sürdürdüğü etnik temizlik çok sayıda maddi delili olan, inkâr edilemez bir gerçekliktir.
Tahammül edilemez ölçülere varan ve ulusal güvenliği ciddi ölçüde tehdit eden terör örgütü üyeleri ile yataklık ve lojistik destek sağlayanların bölge dışına nakli ile yine Osmanlı’nın siyasi sınırları içinde bulunan bazı bölgelerde geçici iskanının soykırım olarak tanımlanması, tarihe, bilime ve hukuka atılmış çirkin bir iftiradır!
Emperyalistlerce Osmanlı İmparatorluğu’nun tasfiyesi ile coğrafyasının paylaşımı amacıyla çıkartılan Birinci Paylaşım Savaşı (1914-1918) istenen sonucu vermedi. Türk Milleti emperyalist tasfiye ve köleleştirme projesine karşı tarihe Kurtuluş Savaşı olarak geçen topyekûn bir direnişle karşı koydu.
Bu direnişin hukuki ve siyasi sonucu Türkiye Cumhuriyeti’dir. Köleleştirme projesi Sevr’i yırtıp atan Türk Milleti’ni ve onun kurtarıcı lideri Atatürk’ü bir türlü içlerine sindiremeyenlerin on parmaklarındaki on iki kara, asrın iftirası “Ermeni soykırımı”dır!
Bu iftira, emperyalist devletlerce Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk Milleti’ne yönelik daimi bir şantaj ve tehdit sopası olarak kullanılmaktadır. Kendi geçmişlerine ve kanlı ellerine bakamayanların, güncelleyip süsledikleri yeni Sevr dayatmasına karşı milli refleksi kaynağında söndürmeye yönelik baskı ve şantajlarının hiçbir hukuki temelinin olmadığı bilinmelidir”.
HABER MERKEZİ
Türkiye Barolar Birliği ABD Senatosunun 1915 olaylarını Ermeni soykırımı olarak tanımlayıp onaylamasını , ekonomik ve siyasal çıkarların, tarihsel gerçekliğin ve hukukun önüne geçmiş olduğunu gösterdiğini bildirdi.
Barolar Birliği açıklamasında “Birinci Dünya Savaşı koşullarında, Çarlık Rusyası ile doğu cephesinde zorlu bir savaşa tutuşan Osmanlı İmparatorluğu’nun, cephe gerisini güvenceye alma çabası hukuk meşruiyeti içinde değerlendirilmesi gereken bir durumdur” denildi.
Osmanlı Devleti yurttaşı olan bazı Ermenilerin, ayrılıkçı silahlı terör örgütleri (Taşnak-Hınçak) kurup, Rusya ile savaş halinde bulunan Osmanlı ordusunun ikmal yollarını kestiği, savaşın kaybına yol açacak ölçüde ciddi tehlike yarattığı tarihsel bir vakıa olduğu hatırlatılan açıklamada şu görüşler kaydedildi:
“Yine, aynı örgütlerin bölgedeki sivil halk üzerinde acımasız bir terör kampanyasıyla sürdürdüğü etnik temizlik çok sayıda maddi delili olan, inkâr edilemez bir gerçekliktir.
Tahammül edilemez ölçülere varan ve ulusal güvenliği ciddi ölçüde tehdit eden terör örgütü üyeleri ile yataklık ve lojistik destek sağlayanların bölge dışına nakli ile yine Osmanlı’nın siyasi sınırları içinde bulunan bazı bölgelerde geçici iskanının soykırım olarak tanımlanması, tarihe, bilime ve hukuka atılmış çirkin bir iftiradır!
Emperyalistlerce Osmanlı İmparatorluğu’nun tasfiyesi ile coğrafyasının paylaşımı amacıyla çıkartılan Birinci Paylaşım Savaşı (1914-1918) istenen sonucu vermedi. Türk Milleti emperyalist tasfiye ve köleleştirme projesine karşı tarihe Kurtuluş Savaşı olarak geçen topyekûn bir direnişle karşı koydu.
Bu direnişin hukuki ve siyasi sonucu Türkiye Cumhuriyeti’dir. Köleleştirme projesi Sevr’i yırtıp atan Türk Milleti’ni ve onun kurtarıcı lideri Atatürk’ü bir türlü içlerine sindiremeyenlerin on parmaklarındaki on iki kara, asrın iftirası “Ermeni soykırımı”dır!
Bu iftira, emperyalist devletlerce Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk Milleti’ne yönelik daimi bir şantaj ve tehdit sopası olarak kullanılmaktadır. Kendi geçmişlerine ve kanlı ellerine bakamayanların, güncelleyip süsledikleri yeni Sevr dayatmasına karşı milli refleksi kaynağında söndürmeye yönelik baskı ve şantajlarının hiçbir hukuki temelinin olmadığı bilinmelidir”.