Şair ve Yazar Zekiye Çomaklı’nın Erzurum Ağzı kitabı piyasaya çıktı. Çomaklı, kitabının tanıtımı 16 Ekim Çarşamba günü saat 17.30’da Müceldili Konağında düzenlenecek etkinlikle tanıtacak.
Kitabıyla ilgili bir değerlendirmede bulunan Çomaklı, şunları kaydetti: “Öz kültürünü kaybeden milletler, millet olma vasfını kaybederler…”dedim altı yıl önce yola çıktım. Günümüzde, Anadolu ağızlarındaki ses ve sözcük seviyesindeki farkların azalması, bazı bölgelerde standart bir dille ağız farkının ortadan kalkması kaçınılmaz görünmektedir. Bu durumda kırsaldan kente göç. Kentleşme ve yükseköğretim görenlerin oranının artması, ulaşım, sanayileşme, kitle iletişim araçlarının etkisi gibi çeşitli etkenler ağız farklarını azaltarak; ağız özellikleri ile konuşanların sayısında azalmaya sebep olacak sadece yerel de ağızlar canlılıklarını devam ettirebilecektir. Elbette ki bu konuda 50-60 yıl önce birkaç akademik çalışma yapılmış fakat akademisyenlerin faydalandığı dokümanlar olarak kalmış. Erzurum’un hemen hemen her köyünden, ilçesinden derlediğim kelimeler ışığında bize ait olanlarını günümüzden geleceğe taşıma gayreti ile bu esere tam altı yıl emek verdim. Bu eser akademik, bilimsel bir eser olmamakla birlikte tamamen Erzurum’a aittir. Erzurum ağzı bulunduğu konum itibariyle tarih boyunca çeşitli uluslarla birebir etkileşim içinde olduğundan konuşulan dil haliyle tüm kültürlerden etkilenmiştir. Konumuz olan Erzurum ağzı Arapça, Farsça, Fransızca, Rusça, Ermenice izlerine rastlamasına rağmen genel itibarı ile kullanılan kelime ve değimler özbeöz Türkçedir ve faydalandığım onlarca eserde ve derlemelerde gördüm ki Erzurum Ağzının öz Türkçe olduğu gerçeği asla inkâr edilemez.
Erzurum ağzında, Kelimeler, değimler, şiirler, özlü sözler, nükteler gibi 19 başlık altında derlenen 320 sayfalık bize ait Erzurum Ağzını geleceğe bırakacağına inandığım bir çalışmadır. Merhum Prof. Dr. Ahmet Caferoğlu’nun 1948 yılında “Bugün, büyüklü küçüklü bütün medenî milletler kendi ağızlarını derleyip, coğrafik dil haritalarını yayınladıkları hâlde, bizde bu saha, lüzumsuz bir şey gibi unutulmuş ve geride bırakılmıştır.” Diyerek yerel kültürümüzün içine düşebileceği acı durumu o tarihlerde işaret etmiştir. Bu eser benim değil , senin, benim bizim hepimizin dilinin, ağzının kitabıdır”.
Ahmet Volkan Çelik
Dil tarihtir. Hocamıza bundan dolayı teşekkür ediyorum. Çalışmalar aynı zamanda geçmişimize ışık tutacaktir.