
Daha depremin yaraları sarılmadan bir yenisi ile sarsıldı Hatay ve yıkılan onca şehir.
Ekrana çıkan her deprem uzmanını can kulağı ile dinleyen toplum, deprem cinneti geçiriyor. Hiç kimse hiç bir şehirde güvende değil. Sosyal medyada her kent kendini sorguluyor, bu kentlerden biri de Erzurum.
Erzurum’un deprem kuşağında olduğu artık bilinen bir gerçek, tutulabilen arşivlerde bu konuda kısıtlı da olsa belge niteliğinde bilgiler mevcut. Deprem kuşağı üzerinde yer alan Erzurum’da 995 ile 1924 yılları arasında, bölgeyi etkileyen farklı şiddetlerdeki deprem sayısı 50’yi geçmekte.
Erzurum en yıkıcı depremi 1859 yılının 2 Haziran günü saat 10.30’da yaşamış. 6.1 şiddetinde meydana gelen depremde 15.000 insan hayatını kaybetmiş. O günkü yapılaşma ise tek katlı kerpiç evlerden ibaretmiş.
1900’lü yıllarda Erzurum, Muş ve Varto gibi yerleşim yerlerinde yıkıcı depremler yaşanmış. Erzurum ve çevresinde 20 Ağustos 1946, 17 Ağustos 1949, 3 Ocak 1952 ve 7 Mart 1966 tarihlerinde artarda depremler meydana gelmiş. Cami, medrese, ev ve iş yerleri yıkılmış, binlerce can kaybı olmuş, bir o kadar insan yaralanmış…
Kayıtlara göre Cumhuriyet tarihinde Erzurum ve etrafında en küçük 4.5 en yüksek 6.9 şiddeti arasında 16 deprem meydana gelmiş ve ağır kayıplara neden olmuş.
***
Erzurum 1924 yılı içinde üç ayrı depremle sarsılmış. İlk deprem 13 Mayıs 1924 tarihinde, ikincisi 6 Eylül 1924 tarihinde, en şiddetli ve yıkıcı olan üçüncüsü ise 13 Eylül 1924 tarihinde meydana gelmiş. Bu son 13 Eylül depremi ciddi anlamda mal ve can kaybına neden olmuş. Daha önceki depremin yaraları sarılmadan ardı ardına depremler yaşanması ve son depremin kış mevsiminin başlamasına yakın bir tarihte meydana gelmesi durumu iyice ağırlaştırmış. Depremi haber alan Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa, Trabzon programını iptal ederek Erzurum’a gelmiş.
En yıkıcı ve yakın tarih ise 30 Ekim 1983. Erzurum ve çevresinde büyük hasara neden olan 6,9 şiddetindeki depremde bin 155 kişi hayatını kaybetmiş. 10 binden fala konutun yerle bir olduğu afette 30 bini aşkın hayvan telef olmuş.
Yakın tarihimiz 2004 yılında ise Aşkale ilçesinde 5.1 ve 5. 3 şiddetinde meydana gelen depremlerde 9 kişi hayatını kaybetti, 139 kişi yaralandı. Yüzlerce hayvan da enkaz altında kaldı.
***
Yani demem o ki ‘bugüne kadar Erzurum merkezde yıkıcı bir deprem olmadı’ bilgisi doğru değildir.
Erzurum’un deprem gerçekliği konusunda en detaylı bilgi AFAD’ın 2021 yılında hazırladığı Risk Azaltma Raporunda mevcut. Rapora göre Erzurum, depremde 1. derecede yer alıyor, bazı ilçeleri ise 2 ve 3’üncü derece olarak belirlenmiş.
AFAD’ın risk haritasında yer alan bilgi aynen şöyle;
Bölgede deprem riski olan alan; Erzurum ilinin nüfusunun en yoğun olduğu Aziziye, Palandöken ve Yakutiye İlçelerini kapsamaktadır. 2. bölgede oluşabilecek en büyük depremin 6.9 Mw olacağı ön görülmüştür. AFAD Başkanlığı tarafından AFAD RED ile üretilen deprem senaryosuna göre olası bir depremin etki alanı belirlenmiştir.
***
Oluşturulan deprem haritasında ise Erzurum’un birçok yeri çok güçlü ve yıkıcı olarak belirlenmiş. Hatta bazı bölgeler için 7 üzerinde deprem olacağı ön görülmüş.
Elbette depremin ne zaman olacağına dair bir bilgi yok ama olma olasılığına dair yüzde bile ön görülmüş. Tarım arazilerinin imara açıldığı bu alanların sulak olması nedeniyle zeminde sıvılaşmaya neden olduğundan açıkça belirtilmiş.
Bu kadar bilgi ve belgeye karşın ne yapılmış derseniz, aslında ciddi bir dönüşüm yapılmış. Merkezde kentsel dönüşümle riski bulanan çok sayıda yapı yıkılıp yeniden inşa edilmiş. Bu binalar dönüştürülürken TOKİ’ler hariç diğer binaların deprem yönetmeliğine göre yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz. Zira gördük ki bir çok ilde henüz birkaç yıl önce yapılan lüks siteler yerle bir oldu. Yarın çok geç olmadan yapılacak her ne varsa bir an önce yapılmalı...
Her iki üniversite kentte ciddi çalışma yapmalı. Vatandaş üniversitelerden sempozyum değil veri istiyor veri. Mesela Erzurum Teknik Üniversitesi işe tarım arazisine kurulan kendi üniversitesinden başlayabilir.
Ekrana çıkan her deprem uzmanını can kulağı ile dinleyen toplum, deprem cinneti geçiriyor. Hiç kimse hiç bir şehirde güvende değil. Sosyal medyada her kent kendini sorguluyor, bu kentlerden biri de Erzurum.
Erzurum’un deprem kuşağında olduğu artık bilinen bir gerçek, tutulabilen arşivlerde bu konuda kısıtlı da olsa belge niteliğinde bilgiler mevcut. Deprem kuşağı üzerinde yer alan Erzurum’da 995 ile 1924 yılları arasında, bölgeyi etkileyen farklı şiddetlerdeki deprem sayısı 50’yi geçmekte.
Erzurum en yıkıcı depremi 1859 yılının 2 Haziran günü saat 10.30’da yaşamış. 6.1 şiddetinde meydana gelen depremde 15.000 insan hayatını kaybetmiş. O günkü yapılaşma ise tek katlı kerpiç evlerden ibaretmiş.
1900’lü yıllarda Erzurum, Muş ve Varto gibi yerleşim yerlerinde yıkıcı depremler yaşanmış. Erzurum ve çevresinde 20 Ağustos 1946, 17 Ağustos 1949, 3 Ocak 1952 ve 7 Mart 1966 tarihlerinde artarda depremler meydana gelmiş. Cami, medrese, ev ve iş yerleri yıkılmış, binlerce can kaybı olmuş, bir o kadar insan yaralanmış…
Kayıtlara göre Cumhuriyet tarihinde Erzurum ve etrafında en küçük 4.5 en yüksek 6.9 şiddeti arasında 16 deprem meydana gelmiş ve ağır kayıplara neden olmuş.
***
Erzurum 1924 yılı içinde üç ayrı depremle sarsılmış. İlk deprem 13 Mayıs 1924 tarihinde, ikincisi 6 Eylül 1924 tarihinde, en şiddetli ve yıkıcı olan üçüncüsü ise 13 Eylül 1924 tarihinde meydana gelmiş. Bu son 13 Eylül depremi ciddi anlamda mal ve can kaybına neden olmuş. Daha önceki depremin yaraları sarılmadan ardı ardına depremler yaşanması ve son depremin kış mevsiminin başlamasına yakın bir tarihte meydana gelmesi durumu iyice ağırlaştırmış. Depremi haber alan Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa, Trabzon programını iptal ederek Erzurum’a gelmiş.
En yıkıcı ve yakın tarih ise 30 Ekim 1983. Erzurum ve çevresinde büyük hasara neden olan 6,9 şiddetindeki depremde bin 155 kişi hayatını kaybetmiş. 10 binden fala konutun yerle bir olduğu afette 30 bini aşkın hayvan telef olmuş.
Yakın tarihimiz 2004 yılında ise Aşkale ilçesinde 5.1 ve 5. 3 şiddetinde meydana gelen depremlerde 9 kişi hayatını kaybetti, 139 kişi yaralandı. Yüzlerce hayvan da enkaz altında kaldı.
***
Yani demem o ki ‘bugüne kadar Erzurum merkezde yıkıcı bir deprem olmadı’ bilgisi doğru değildir.
Erzurum’un deprem gerçekliği konusunda en detaylı bilgi AFAD’ın 2021 yılında hazırladığı Risk Azaltma Raporunda mevcut. Rapora göre Erzurum, depremde 1. derecede yer alıyor, bazı ilçeleri ise 2 ve 3’üncü derece olarak belirlenmiş.
AFAD’ın risk haritasında yer alan bilgi aynen şöyle;
Bölgede deprem riski olan alan; Erzurum ilinin nüfusunun en yoğun olduğu Aziziye, Palandöken ve Yakutiye İlçelerini kapsamaktadır. 2. bölgede oluşabilecek en büyük depremin 6.9 Mw olacağı ön görülmüştür. AFAD Başkanlığı tarafından AFAD RED ile üretilen deprem senaryosuna göre olası bir depremin etki alanı belirlenmiştir.
***
Oluşturulan deprem haritasında ise Erzurum’un birçok yeri çok güçlü ve yıkıcı olarak belirlenmiş. Hatta bazı bölgeler için 7 üzerinde deprem olacağı ön görülmüş.
Elbette depremin ne zaman olacağına dair bir bilgi yok ama olma olasılığına dair yüzde bile ön görülmüş. Tarım arazilerinin imara açıldığı bu alanların sulak olması nedeniyle zeminde sıvılaşmaya neden olduğundan açıkça belirtilmiş.
Bu kadar bilgi ve belgeye karşın ne yapılmış derseniz, aslında ciddi bir dönüşüm yapılmış. Merkezde kentsel dönüşümle riski bulanan çok sayıda yapı yıkılıp yeniden inşa edilmiş. Bu binalar dönüştürülürken TOKİ’ler hariç diğer binaların deprem yönetmeliğine göre yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz. Zira gördük ki bir çok ilde henüz birkaç yıl önce yapılan lüks siteler yerle bir oldu. Yarın çok geç olmadan yapılacak her ne varsa bir an önce yapılmalı...
Her iki üniversite kentte ciddi çalışma yapmalı. Vatandaş üniversitelerden sempozyum değil veri istiyor veri. Mesela Erzurum Teknik Üniversitesi işe tarım arazisine kurulan kendi üniversitesinden başlayabilir.