“Dikkat edin; onlar, Rablerine kavuşma konusunda şüphe içinde. Bilin ki O, her şeyi kuşatmış.” (Fussilet 54)
Ayette geçen ‘muhit / kuşatma’ ifadesi Rabbimizin isim ve sıfatlarından kabul edilmiş. ‘Muhit’ ifadesi bir şeyin etrafını sarmak anlamındadır. Mesela her ada dört bir yandan suyla kuşatılmış, deniz adanın muhiti kesilmiş. Bir köy, bir ilçe, bir şehir çevresindeki fiziki çevre ile sarılı; bir bina, bir ev, yolda giden bir araç, havadaki uçak vb. muhitle çevrili. İnsan, hayvan ve bitki, her varlık içe ve dışa sahip: iç organların muhiti beden, bedenin muhiti dünya, dünyanın muhiti güneş sistemi, güneş sisteminin muhiti derin uzay…
Rabbimiz varlığa muhit; her varlığı her haliyle görmekte, bilmekte ve tasarruf etmekte. Etrafı Esma-i Hüsna ile çevrilmemiş varlık düşünülemez; insan, melek, cin, hayvan, bitki… el-Muhit, en geniş dairelerden biri. Salt bir kuşatma değil muhit; varlığın cins, özellik, sayı, konum, fonksiyon, fonksiyonların evrensel düzlemde koordinasyon ve yönetimi.
Rabbimizin Esma-ı Hüsna’sı varlığı içten dıştan kuşatmış birer muhit. Mesela Rabbimiz el-Âlim’dir; ilmi tüm varlığı hücresinden kütlesine kadar içine alır; sarıp sarmalar. O; er-Rezzak, her canlıya rızık verir; el-Musavvir, her varlığa şekil verir. Her ilahi ismin nasıl bir muhit olduğu isimlerin anlamına bakıp anlamalı.
Kesin olan şu ki el-Muhit harici vücut mümkün değil.
Ayette vurgulanan bir başka husus, ‘Rabbimiz insanın eylemlerine de muhit’ olması. İnsanın söz ve davranışı yok olmuyor; çünkü el-Muhit haricinde değil; her söz ve eylem muhit ismi kapsamında gerçekleşmekte.
El-âlim, el-Habir, el-Latif, el-Muhsi, el-Vasi isimlerine anlam yakınlığı taşıyan el-Muhit ismi varlık dairesini içine almış; Allah Teâlâ’nın ilmi, kudreti, hikmeti varlıkta her an fail.
Sonuç: Rabbimiz, müminlerin kulluğunu, kâfirlerin küfrünü, -üstten, alttan, sağdan, soldan, içten, dıştan- kuşatır. Kuran ve sünnete uygun hayat süren kul, dünya sınavını, Esma-i İlahi’nin muhit daireleri içinde yaşadığından, dünya sınavını esenlik içinde verir; ahirette, yeni muhiti ebedi cennet olur.
Ayette geçen ‘muhit / kuşatma’ ifadesi Rabbimizin isim ve sıfatlarından kabul edilmiş. ‘Muhit’ ifadesi bir şeyin etrafını sarmak anlamındadır. Mesela her ada dört bir yandan suyla kuşatılmış, deniz adanın muhiti kesilmiş. Bir köy, bir ilçe, bir şehir çevresindeki fiziki çevre ile sarılı; bir bina, bir ev, yolda giden bir araç, havadaki uçak vb. muhitle çevrili. İnsan, hayvan ve bitki, her varlık içe ve dışa sahip: iç organların muhiti beden, bedenin muhiti dünya, dünyanın muhiti güneş sistemi, güneş sisteminin muhiti derin uzay…
Rabbimiz varlığa muhit; her varlığı her haliyle görmekte, bilmekte ve tasarruf etmekte. Etrafı Esma-i Hüsna ile çevrilmemiş varlık düşünülemez; insan, melek, cin, hayvan, bitki… el-Muhit, en geniş dairelerden biri. Salt bir kuşatma değil muhit; varlığın cins, özellik, sayı, konum, fonksiyon, fonksiyonların evrensel düzlemde koordinasyon ve yönetimi.
Rabbimizin Esma-ı Hüsna’sı varlığı içten dıştan kuşatmış birer muhit. Mesela Rabbimiz el-Âlim’dir; ilmi tüm varlığı hücresinden kütlesine kadar içine alır; sarıp sarmalar. O; er-Rezzak, her canlıya rızık verir; el-Musavvir, her varlığa şekil verir. Her ilahi ismin nasıl bir muhit olduğu isimlerin anlamına bakıp anlamalı.
Kesin olan şu ki el-Muhit harici vücut mümkün değil.
Ayette vurgulanan bir başka husus, ‘Rabbimiz insanın eylemlerine de muhit’ olması. İnsanın söz ve davranışı yok olmuyor; çünkü el-Muhit haricinde değil; her söz ve eylem muhit ismi kapsamında gerçekleşmekte.
El-âlim, el-Habir, el-Latif, el-Muhsi, el-Vasi isimlerine anlam yakınlığı taşıyan el-Muhit ismi varlık dairesini içine almış; Allah Teâlâ’nın ilmi, kudreti, hikmeti varlıkta her an fail.
Sonuç: Rabbimiz, müminlerin kulluğunu, kâfirlerin küfrünü, -üstten, alttan, sağdan, soldan, içten, dıştan- kuşatır. Kuran ve sünnete uygun hayat süren kul, dünya sınavını, Esma-i İlahi’nin muhit daireleri içinde yaşadığından, dünya sınavını esenlik içinde verir; ahirette, yeni muhiti ebedi cennet olur.