1919 yılının 15 Mayıs’ı…
Yandaş ülkeler tarafından Avrupa’nın şımarık çocuğuna adeta ikram edilen Anadolu’ya , İzmir üstünden Yunan seçkin birlikleri Efzun Alayları çıkarma yapıyor…
Denizde çok sayıda Yunan savaş ve çıkarma gemisi var…
Evzone Alayları,(Efzon-Efsun,diye de bilinir) güle oynaya adeta zafer sarhoşluğu içinde, akın akın Kordon boyunda boy gösteriyorlar…
Onları karşılamaya bir kalabalık toplanmış ki görmeyin…
Yahudi’si, Rum’u, Fransız’ı, İtalyan’ı…
Tüm ecnebiler orada…
Türkler ise büyük bir hınçla kenardan bakıyorlar…
Kalabalığın içinden 30 yaşlarında ve asıl adı Osman Nevres olan ,Paris Sorbonne Üniversitesinde öğrenim görmüş , İtalyanlar’ın Trablusgarp’ı işgaline yaptığı mitingle tepki koymuş, Gazeteci-Yazar Hasan Tahsin adında bir genç fırlıyor; elindeki silahı Yunan Efzon askerlerine doğrultuyor ve tetiğe basıyor… Kimilerine göre Yunan Sancaktarı, kimine göre de iki Efzon askeri yere yığılıyor…
Hasan Tahsin Bey, oracıkta şehit ediliyor ama direnişin ilk kurşunu da atılmış oluyor…
*
İlk kurşunun üzerinden yaklaşık olarak 3 yılı aşkın bir süre geçer ve 9 Eylül 1922’de Türk Askeri, zafer nidaları arasında İzmir’e girer…
15 Mayıs’ta Hasan Tahsin Bey’in sıktığı ilk kurşunla başlayan direnişe ilk tepki Demirci Mehmet Efe’den gelir… Efe, ayağa fırlayarak; ‘Bir genç düşmana ilk kurşunu sıkmış, bundan sonrası bize düşer!..’ der.
Ve dediğini de yapar…
*
İzmir’in işgâlini Samsun’da öğrenen Mustafa Kemal, temaslarını ve çalışmalarını hızlandırır…
Erzurum ve Sivas Kongrelerinden sonra Milli Mücadele’nin karargâhı Ankara’ya varılır…
İsyanlar bastırılır, düzenli ordu kurulur; Eskişehir’de, Polatlı’da ve diğer birçok cephede yiğitçe savaşılır, kahramanlık destanları yazılır… 1. ve 2.İnönü savaşları, peşine Dumlupınar ve Sakarya Meydan savaşları kazanılır…
Türk Ordusu tarafından 26 Ağustos’ta başlatılan Büyük Zafer, Kurtuluş Savaşının son halkasıdır…
30 Ağustos sabahı Mustafa Kemal’in verdiği, ‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir İleri!..’ komutuyla ileri atılan Türk Birlikleri ‘Bendine sığmayan bir ırmak gibi, köpürür taşar ve önüne çıkanı yıkar geçer…’
Bu süreçte o kadar çok kahramanlık yaşanır ki, bu uğurda can veren bütün kahramanlarımızı saygı ile selamlıyorum…
Ve, 9 Eylül 1922…
Türk Birlikleri Kadifekale’ye bayrağımızı asıyor…
Yunan mı?...
Arkasında dumanlar, katliamlar, yıkıntılar ve Ordularının Başkomutanını da bırakarak bulabildiği tekneye binip , güle oynaya geldiği İzmir’den kaçıyor…
***
O gün yandaş bir takım ülkelerin sözüne güvenerek Anadolu’da esip köpüren Yunanlı, yine aynı vaadlerle Doğu Akdeniz’i gerdikçe geriyor…
Bilmiyor ki Türk Ordusu 98 yıl önceki kendilerine şamar atan ordu; Millet de aynı millet Türk Milletidir…
9 Eylül İzmir’in kurtuluşunun 98.yılı kutlu olsun…
Yandaş ülkeler tarafından Avrupa’nın şımarık çocuğuna adeta ikram edilen Anadolu’ya , İzmir üstünden Yunan seçkin birlikleri Efzun Alayları çıkarma yapıyor…
Denizde çok sayıda Yunan savaş ve çıkarma gemisi var…
Evzone Alayları,(Efzon-Efsun,diye de bilinir) güle oynaya adeta zafer sarhoşluğu içinde, akın akın Kordon boyunda boy gösteriyorlar…
Onları karşılamaya bir kalabalık toplanmış ki görmeyin…
Yahudi’si, Rum’u, Fransız’ı, İtalyan’ı…
Tüm ecnebiler orada…
Türkler ise büyük bir hınçla kenardan bakıyorlar…
Kalabalığın içinden 30 yaşlarında ve asıl adı Osman Nevres olan ,Paris Sorbonne Üniversitesinde öğrenim görmüş , İtalyanlar’ın Trablusgarp’ı işgaline yaptığı mitingle tepki koymuş, Gazeteci-Yazar Hasan Tahsin adında bir genç fırlıyor; elindeki silahı Yunan Efzon askerlerine doğrultuyor ve tetiğe basıyor… Kimilerine göre Yunan Sancaktarı, kimine göre de iki Efzon askeri yere yığılıyor…
Hasan Tahsin Bey, oracıkta şehit ediliyor ama direnişin ilk kurşunu da atılmış oluyor…
*
İlk kurşunun üzerinden yaklaşık olarak 3 yılı aşkın bir süre geçer ve 9 Eylül 1922’de Türk Askeri, zafer nidaları arasında İzmir’e girer…
15 Mayıs’ta Hasan Tahsin Bey’in sıktığı ilk kurşunla başlayan direnişe ilk tepki Demirci Mehmet Efe’den gelir… Efe, ayağa fırlayarak; ‘Bir genç düşmana ilk kurşunu sıkmış, bundan sonrası bize düşer!..’ der.
Ve dediğini de yapar…
*
İzmir’in işgâlini Samsun’da öğrenen Mustafa Kemal, temaslarını ve çalışmalarını hızlandırır…
Erzurum ve Sivas Kongrelerinden sonra Milli Mücadele’nin karargâhı Ankara’ya varılır…
İsyanlar bastırılır, düzenli ordu kurulur; Eskişehir’de, Polatlı’da ve diğer birçok cephede yiğitçe savaşılır, kahramanlık destanları yazılır… 1. ve 2.İnönü savaşları, peşine Dumlupınar ve Sakarya Meydan savaşları kazanılır…
Türk Ordusu tarafından 26 Ağustos’ta başlatılan Büyük Zafer, Kurtuluş Savaşının son halkasıdır…
30 Ağustos sabahı Mustafa Kemal’in verdiği, ‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir İleri!..’ komutuyla ileri atılan Türk Birlikleri ‘Bendine sığmayan bir ırmak gibi, köpürür taşar ve önüne çıkanı yıkar geçer…’
Bu süreçte o kadar çok kahramanlık yaşanır ki, bu uğurda can veren bütün kahramanlarımızı saygı ile selamlıyorum…
Ve, 9 Eylül 1922…
Türk Birlikleri Kadifekale’ye bayrağımızı asıyor…
Yunan mı?...
Arkasında dumanlar, katliamlar, yıkıntılar ve Ordularının Başkomutanını da bırakarak bulabildiği tekneye binip , güle oynaya geldiği İzmir’den kaçıyor…
***
O gün yandaş bir takım ülkelerin sözüne güvenerek Anadolu’da esip köpüren Yunanlı, yine aynı vaadlerle Doğu Akdeniz’i gerdikçe geriyor…
Bilmiyor ki Türk Ordusu 98 yıl önceki kendilerine şamar atan ordu; Millet de aynı millet Türk Milletidir…
9 Eylül İzmir’in kurtuluşunun 98.yılı kutlu olsun…