Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı verilere göre 2020 yılı içerisinde Erzurum Nüfusu az da olsa gerilemiş...
Aynı verilere Doğu Anadolu’da Malatya, Van, Bingöl, Iğdır, Bitlis ve Muş’un nüfusları artarken; Ağrı, Elazığ, Erzincan, Hakkari, Kars, Tunceli, Bayburt ve Ardahan’ın nüfuslarında gerileme gözlenmiş…
*
Anadolu’nun Kanatlı Kapısı konumundaki Erzurum’un tarihi konumuna baktığımızda, bulunduğu coğrafyada hep belirleyici olmuş; eğitimde, ticarette, sanatta, tarihi-kültürel ve sosyal alanlarda…
Uzak Doğunun ipek yüklü, baharat yüklü kervanları bu şehirde konaklamış ve batıya uğurlanmış.
Batıdan gelenler de Uzak Doğuya uğurlanmış, yüzyıllarca…
Çeşitli kavimler bu kapıdan Anadolu’ya girmiş ve bu kentte medeniyetler sentezlenmiş…
Anadolu’daki ilk üniversite Erzurum’da kurulmuş.
Bu özelliğiyle Erzurum bin yıllık bir üniversite kenti…
1600’lü yıllarda Rus ordusu ile Erzurum’a gelen ünlü Rus yazar Puşkin, yaklaşık yüz on altı bin nüfuslu bir eyalet yapısını anılarında yazmış.
1918 yılında Erzurum’u kurtaran Kazım Karabekir Paşa ise 8 bine düşen bir nüfustan söz ediyor.
Yıllarca süren Rus istilası ve devamındaki Ermeni vahşeti ve beraberindeki göç, şehri bu hale getirmiş.
O gün insanları demografik yapı zorluyorken, bu kez insanları göçe zorlayan sebep ekonomik…
Erzurum üretmiyor ve bu açıdan bakıldığında sürekli bütçe açığı veriyor.
Gelirlerin giderleri karşılama oranı 24.5… Bir diğer deyişle gelirimiz az, giderimiz çok…
Ancak gidenler gelenlerden daha çok olmuş ve bir başka üzücü taraf da gidenlerin büyük bir bölümü ‘Beyin Göçü’ olmuş…
Yani bir başka deyişle Entelektüelimizi ve Üniversite Hocamızı tutamamışız…
Ekonomik anlamda Türkiye ortalamasının çok altına düşmüşüz.
Fert başına düşen yıllık gelirimiz azalmış…
İl genelinde eğitim altyapımızı tamamlamışız ancak, bir zamanlar çok yüksek olan eğitimdeki başarımız Türkiye ortalamasının altına inmişken, çabalarla yükselme eğilimine yeni girmiş…
TBMM’de bir zamanlar 13 milletvekili ile temsil ediliyorken (1957), bu sayı 6’ya inmiş…
*
Çözüm; insanların yaşam standartlarını yükseltici ve üretimi artırıcı politikalar geliştirmek ve uygulamak.
Hayvancılık sektörünün bir an önce canlandırılması, üretimin tabana yayılmasında fevkalade önem taşımakta.
Bu anlamda atılan adımların ve projelerin devam ettirilmesi gerekiyor.
İşte bu anlamda şehri yönetenler, bu sektörün gelişmesi yolunda projeler ve istihdamı artırıcı ticari yapıları hayata geçiriyorlar…
Kış Turizminde yeni Türkiye gündeminde sürekli kalmalı ve pandemiden kaynaklanan olumsuzlukları gidermeliyiz…
En önemli markamızın tekrar ülkemizin A liginde temsilini sağlayıp, mevcut potansiyelimizi harekete geçirip ülke gündeminde hep var olmalıyız.
DİE verilerine göre Erzurum, göç vermiş ama göç de almış…
Hep söyleniyor nitelikli göç verip, niteliksiz göç alıyoruz diye…
Bu açıdan niteliksiz göçü nitelikli hale getirmeliyiz…
Sözün kısası yöneticilerin üretim ve marka şehir çabalarına katkı vermeliyiz…
Aynı verilere Doğu Anadolu’da Malatya, Van, Bingöl, Iğdır, Bitlis ve Muş’un nüfusları artarken; Ağrı, Elazığ, Erzincan, Hakkari, Kars, Tunceli, Bayburt ve Ardahan’ın nüfuslarında gerileme gözlenmiş…
*
Anadolu’nun Kanatlı Kapısı konumundaki Erzurum’un tarihi konumuna baktığımızda, bulunduğu coğrafyada hep belirleyici olmuş; eğitimde, ticarette, sanatta, tarihi-kültürel ve sosyal alanlarda…
Uzak Doğunun ipek yüklü, baharat yüklü kervanları bu şehirde konaklamış ve batıya uğurlanmış.
Batıdan gelenler de Uzak Doğuya uğurlanmış, yüzyıllarca…
Çeşitli kavimler bu kapıdan Anadolu’ya girmiş ve bu kentte medeniyetler sentezlenmiş…
Anadolu’daki ilk üniversite Erzurum’da kurulmuş.
Bu özelliğiyle Erzurum bin yıllık bir üniversite kenti…
1600’lü yıllarda Rus ordusu ile Erzurum’a gelen ünlü Rus yazar Puşkin, yaklaşık yüz on altı bin nüfuslu bir eyalet yapısını anılarında yazmış.
1918 yılında Erzurum’u kurtaran Kazım Karabekir Paşa ise 8 bine düşen bir nüfustan söz ediyor.
Yıllarca süren Rus istilası ve devamındaki Ermeni vahşeti ve beraberindeki göç, şehri bu hale getirmiş.
O gün insanları demografik yapı zorluyorken, bu kez insanları göçe zorlayan sebep ekonomik…
Erzurum üretmiyor ve bu açıdan bakıldığında sürekli bütçe açığı veriyor.
Gelirlerin giderleri karşılama oranı 24.5… Bir diğer deyişle gelirimiz az, giderimiz çok…
Ancak gidenler gelenlerden daha çok olmuş ve bir başka üzücü taraf da gidenlerin büyük bir bölümü ‘Beyin Göçü’ olmuş…
Yani bir başka deyişle Entelektüelimizi ve Üniversite Hocamızı tutamamışız…
Ekonomik anlamda Türkiye ortalamasının çok altına düşmüşüz.
Fert başına düşen yıllık gelirimiz azalmış…
İl genelinde eğitim altyapımızı tamamlamışız ancak, bir zamanlar çok yüksek olan eğitimdeki başarımız Türkiye ortalamasının altına inmişken, çabalarla yükselme eğilimine yeni girmiş…
TBMM’de bir zamanlar 13 milletvekili ile temsil ediliyorken (1957), bu sayı 6’ya inmiş…
*
Çözüm; insanların yaşam standartlarını yükseltici ve üretimi artırıcı politikalar geliştirmek ve uygulamak.
Hayvancılık sektörünün bir an önce canlandırılması, üretimin tabana yayılmasında fevkalade önem taşımakta.
Bu anlamda atılan adımların ve projelerin devam ettirilmesi gerekiyor.
İşte bu anlamda şehri yönetenler, bu sektörün gelişmesi yolunda projeler ve istihdamı artırıcı ticari yapıları hayata geçiriyorlar…
Kış Turizminde yeni Türkiye gündeminde sürekli kalmalı ve pandemiden kaynaklanan olumsuzlukları gidermeliyiz…
En önemli markamızın tekrar ülkemizin A liginde temsilini sağlayıp, mevcut potansiyelimizi harekete geçirip ülke gündeminde hep var olmalıyız.
DİE verilerine göre Erzurum, göç vermiş ama göç de almış…
Hep söyleniyor nitelikli göç verip, niteliksiz göç alıyoruz diye…
Bu açıdan niteliksiz göçü nitelikli hale getirmeliyiz…
Sözün kısası yöneticilerin üretim ve marka şehir çabalarına katkı vermeliyiz…