Ağrılı anne Süheyla Demir, 2014 yılında gazetecilik mesleği hayaliyle lise okuyup üniversite sınavlarına hazırlanırken terör örgütü PKK üyelerince kandırılıp dağa çıkarılan kızının döneceği günü umutla bekliyor.
Hamur ilçesine bağlı Seyithanbey köyünde yaşayan Mehmet ve Süheyla Demir çiftinin 4 çocuğundan biri olan Hayal, il merkezindeki Şemsi Türkmen Anadolu Lisesinde 6 yıl önce 3. sınıfta okurken terör örgütü PKK üyelerince kandırılarak kaçırıldı.
Yıllardır kızının hasretini çekerek ayakta durmaya çalışan anne Demir, küçük kızı Asmin ile çareyi 3 Eylül'de çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin partinin il binası önünde başlattığı oturma eylemine katılmakta buldu. Minik kızı ile aylarca Diyarbakır'da eylemde yer alan ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle evine dönen anne Demir, salgının sona ermesi ve normalleşme sürecinin başlamasıyla tekrar "evlat nöbeti"ne katılacak.
- Gazetecilik hayalinden geriye fotoğraf makinesi kaldı
Yaklaşık 3 ay önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da telefonla görüştüğü anne Demir, gazetecilik hayalleri kuran kızından geriye kalan fotoğraf makinesi, üniversiteye hazırlık kitapları, kişisel eşyaları ve çektiği onlarca fotoğraf albümlerine bakarak hasret gideriyor.
Diyarbakır annelerinin evlatlarına kavuşma haberlerini televizyonda izleyerek umutlanan Demir, kızının dönüp geleceği günü umutla bekliyor. Anne Süheyla Demir, kızının 2014 yılında terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını ve o günden bu yana gözü yaşlı şekilde beklediklerini söyledi.
Kızının evine dönmesi yönünde çağrıda bulunan Demir, şöyle konuştu:
"Benim kızım öyle bir kız değildi, okuyordu. Okumak istemeyen ve onlara gönül veren biri okumaz. Kızım sabah dershaneye gidiyor ve sonraki gün sabah kayıp. Onlarla gitmek isteyen dershaneye gider mi? Kızımı okusun diye okula gönderdim. Onlar benim kızımı kandırıp kaçırarak götürdüler ve 7 yıldır beni bu acıya mahkum ettiler. Dilerim Allah'tan onlar da böyle evlat acısı çeksin ve o zaman belki beni anlarlar."
- Geçen 6 yıla rağmen umutlarını hiç kaybetmediler
Demir, kızı Asmin ile aylarca Diyarbakır annelerinin eylemine katıldığını anlatarak, eyleme katılan birçok annenin evladına kavuştuğunu hatırlattı.
Umudunu hiç kaybetmediğini ve kızının geleceği günü beklediğini aktaran Demir, "Virüs salgını ve çocuğum olduğu için beni evime gönderiler. Bir daha gitmeyi düşünüyorum. Daha umudumu kaybetmemişim. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile konuştum. Onlar da bize ellerinden geleni yaptıklarını söylediler. 'İnşallah kızınızı buluruz' dediler. Ben de bir umutla onlardan haber bekliyorum. 7 yıldır gözüm yolda, kulağım telefonda bekliyorum. Kızımdan hiç bir ses, seda ve haber yok." diye konuştu.
Kızının gazeteci olma hayaliyle okuduğunu belirten Demir, şunları kaydetti:
"Fotoğraf makinesiyle yüzlerce fotoğraf çekmiş ve onları halen saklıyorum. Tek umudu gazeteci olmaktı ve onun için okuyup çabalıyordu ama umutlarını söndürdüler. Kızımı kandırıp götürdüler ve bütün umutlarını yıktılar. Kızım eğer beni görüyor ve duyuyorsa çıksın gelsin o yol, yol değildir. Ya orada ölecek ya da öldürecek. Çoğu kişi ailesine kavuştu, biz de darısı başımıza diyoruz. Onları her gördüğümde 'inşallah ben de bir gün kızıma öyle kavuşurum, sarılım ve koklarım' diyorum."
Baba Mehmet Demir de çözüm süreci döneminde kızlarının kendilerini telefonla birkaç defa aradığını ve ondan sonra bir daha görüşmediklerini dile getirdi.
Kızının bir gün evine döneceği yönünde ümitli olduklarını söyleyen Demir, "Her zaman kızımızın yolunu gözlüyoruz. Hayal her an arar diye telefonlarımızı gece bile kapatmıyoruz. Ben Hayal'e sesleniyorum, eğer bizi duyuyorsa çıksın gelsin ve devletimize teslim olsun. Devletimizin şefkati büyüktür. Gelip devlete teslim olursa pişmanlık yasası var. Devletimiz her zaman bizim yanımızdadır. Devletimize güveniyoruz, yeter ki gelsin. Devletin elinde olsun, oralarda olmasın." ifadelerini kullandı. AA
Hamur ilçesine bağlı Seyithanbey köyünde yaşayan Mehmet ve Süheyla Demir çiftinin 4 çocuğundan biri olan Hayal, il merkezindeki Şemsi Türkmen Anadolu Lisesinde 6 yıl önce 3. sınıfta okurken terör örgütü PKK üyelerince kandırılarak kaçırıldı.
Yıllardır kızının hasretini çekerek ayakta durmaya çalışan anne Demir, küçük kızı Asmin ile çareyi 3 Eylül'de çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin partinin il binası önünde başlattığı oturma eylemine katılmakta buldu. Minik kızı ile aylarca Diyarbakır'da eylemde yer alan ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle evine dönen anne Demir, salgının sona ermesi ve normalleşme sürecinin başlamasıyla tekrar "evlat nöbeti"ne katılacak.
- Gazetecilik hayalinden geriye fotoğraf makinesi kaldı
Yaklaşık 3 ay önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da telefonla görüştüğü anne Demir, gazetecilik hayalleri kuran kızından geriye kalan fotoğraf makinesi, üniversiteye hazırlık kitapları, kişisel eşyaları ve çektiği onlarca fotoğraf albümlerine bakarak hasret gideriyor.
Diyarbakır annelerinin evlatlarına kavuşma haberlerini televizyonda izleyerek umutlanan Demir, kızının dönüp geleceği günü umutla bekliyor. Anne Süheyla Demir, kızının 2014 yılında terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını ve o günden bu yana gözü yaşlı şekilde beklediklerini söyledi.
Kızının evine dönmesi yönünde çağrıda bulunan Demir, şöyle konuştu:
"Benim kızım öyle bir kız değildi, okuyordu. Okumak istemeyen ve onlara gönül veren biri okumaz. Kızım sabah dershaneye gidiyor ve sonraki gün sabah kayıp. Onlarla gitmek isteyen dershaneye gider mi? Kızımı okusun diye okula gönderdim. Onlar benim kızımı kandırıp kaçırarak götürdüler ve 7 yıldır beni bu acıya mahkum ettiler. Dilerim Allah'tan onlar da böyle evlat acısı çeksin ve o zaman belki beni anlarlar."
- Geçen 6 yıla rağmen umutlarını hiç kaybetmediler
Demir, kızı Asmin ile aylarca Diyarbakır annelerinin eylemine katıldığını anlatarak, eyleme katılan birçok annenin evladına kavuştuğunu hatırlattı.
Umudunu hiç kaybetmediğini ve kızının geleceği günü beklediğini aktaran Demir, "Virüs salgını ve çocuğum olduğu için beni evime gönderiler. Bir daha gitmeyi düşünüyorum. Daha umudumu kaybetmemişim. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile konuştum. Onlar da bize ellerinden geleni yaptıklarını söylediler. 'İnşallah kızınızı buluruz' dediler. Ben de bir umutla onlardan haber bekliyorum. 7 yıldır gözüm yolda, kulağım telefonda bekliyorum. Kızımdan hiç bir ses, seda ve haber yok." diye konuştu.
Kızının gazeteci olma hayaliyle okuduğunu belirten Demir, şunları kaydetti:
"Fotoğraf makinesiyle yüzlerce fotoğraf çekmiş ve onları halen saklıyorum. Tek umudu gazeteci olmaktı ve onun için okuyup çabalıyordu ama umutlarını söndürdüler. Kızımı kandırıp götürdüler ve bütün umutlarını yıktılar. Kızım eğer beni görüyor ve duyuyorsa çıksın gelsin o yol, yol değildir. Ya orada ölecek ya da öldürecek. Çoğu kişi ailesine kavuştu, biz de darısı başımıza diyoruz. Onları her gördüğümde 'inşallah ben de bir gün kızıma öyle kavuşurum, sarılım ve koklarım' diyorum."
Baba Mehmet Demir de çözüm süreci döneminde kızlarının kendilerini telefonla birkaç defa aradığını ve ondan sonra bir daha görüşmediklerini dile getirdi.
Kızının bir gün evine döneceği yönünde ümitli olduklarını söyleyen Demir, "Her zaman kızımızın yolunu gözlüyoruz. Hayal her an arar diye telefonlarımızı gece bile kapatmıyoruz. Ben Hayal'e sesleniyorum, eğer bizi duyuyorsa çıksın gelsin ve devletimize teslim olsun. Devletimizin şefkati büyüktür. Gelip devlete teslim olursa pişmanlık yasası var. Devletimiz her zaman bizim yanımızdadır. Devletimize güveniyoruz, yeter ki gelsin. Devletin elinde olsun, oralarda olmasın." ifadelerini kullandı. AA