Kimi 26 yıldır aynı okulda ilk günkü aşk ve heyecanla öğrenci yetiştiriyor, kimi mesleğe ücra bir dağ köyünde başlayarak okulunu sıcak bir yuvaya dönüştürüyor. Eğitim ordusunun neferleri Doğu Anadolu’nun zor şartlarına rağmen yılmadan, usanmadan geleceğimizin tohumlarını ekiyorlar. Erzurum'da ise ulusal ve uluslararası projeleriyle "Küresel Öğretmen Ödülü" alan Tuba Dumlu Güler, ‘Minik İklim Elçileri Projesi’ni yabancı meslektaşlarıyla paylaşarak dünyaya duyurmayı hedefliyor.
Küresel Öğretmen Ödülü Aldı
Yaklaşık 15 yıl önce Pasinler ilçesinin Taşkaynak köy okulunda göreve başlayan ve özellikle kız çocuklarının eğitimi için çaba gösteren Tuba Dumlu Güler, meslek hayatı boyunca öğrencileri ile bilimsel projeler hazırladı. Halen Ömer Nasuhi Bilmen Ortaokulunda öğretmenlik yapan ve fen bilimleri dersinde oryantiring gibi farklı ve yenilikçi eğitim metotlarıyla öğrencilerine bu dersi sevdiren Güler, 2017'de Milli Eğitim Bakanlığınca öğretmenler arasında düzenlenen "Anı" yarışmasında Türkiye birincisi seçildi. Bakanlık tarafından, 2013 ve 2019'da iki kez yılın öğretmeni de seçilen Güler, hazırladığı "Almira ve Beyaz Bilim" dergilerini öğrencilere ve meslektaşlarına ulaştırıp faydalı olmaya çalıştı. Öğrencilerinin başarısını artırmaya yönelik çalışmalarıyla TÜBİTAK'tan 3 kez Türkiye birinciliği elde eden Güler, sosyal sorumluluk projeleriyle de takdir topladı.
"Çevre Eğitimi ve İklim Değişikliği" dersini Bakanlığın ders müfredatından önce derslerine entegre eden ve başlattığı "Minik İklim Elçileri Projesi" ile öğrenci ve velilerini "iklim elçisi" yapan Güler, bu projesini dünya çapında geliştirmeyi amaçlıyor. Güler, Hindistan merkezli AKS Education isimli kuruluş tarafından verilen, 115 ülkeden on binlerce öğretmenin projeleriyle başvurduğu "Küresel Öğretmen Ödülü"nü bu yıl kazanan isimler arasında yer aldı.
Eşiyle omuz omuza
Van'ın Gevaş ilçesindeki ilkokulda görev yapan Konyalı Abdullah ve Ankaralı Sibel Çiçek, hayatlarını birleştirmelerine vesile olan okulda öğrencilerin başarısı için omuz omuza çalışıyor.
Öğrencilerin başarısı için birlikte mücadele eden, okulun eksiklerinin giderilmesinde birbirlerine yardımcı olan iki öğretmen, kırsal bölgede görev yapmanın zorluklarına birlikte göğüs gererek öğrencilerinin başarısı için emek harcıyor.
Hayatını öğrencilerine atadı
Van’ın İpekyolu ilçesine bağlı Hüsrevpaşa İlkokulunda görev yapan öğretmen Fatma Ufuk Tuncer ise 26 yıldır aynı okulda ilk günkü aşk ve heyecanla öğrenci yetiştiriyor.
Mesleğe başladığı yıllarda okuduğu bir yazının her zaman kendisine yol gösterici olduğunu vurgulayan Fatma Ufuk Tuncer, “İlk başladığım yıllarda okuduğum bir yazı her zaman bana yol gösterici oldu. Bir araştırma sonucunda, yoksul bir bölgede yetişen 200 çocuğun içinde 180 kişinin yurdun farklı yerlerinde başarılı görevlerde oldukları, 20 tanesinin ise öldüğü kanıtlanmış. Araştırma sonucunda o çocukları yetiştiren öğretmene ulaşılmış. Öğretmenin de, ‘Ben onlar için hiçbir şey yapmadım. Sadece ben o çocukları sevdim. Bu işi de severek yaptım’ dediği bir yazı okudum. Bu yazı hep bana rehber oldu. Ben de mesleğe başladığım günden beri velilerime her zaman şunu söylüyorum. Sizin en kıymetli varlığınızı ben alıyorum. Onu bana emanet ediyorsunuz. Ben onların önce annesi, sonra öğretmeniyim. Ben bu yolda bu mesleğimi yapıyorum. Genç öğretmen arkadaşlarım da bu kutsal mesleğin bir üyesi olarak her zaman öğrencilerini sevsinler. Onlara yol göstersinler. Her çocuğun farklı bir özelliğinin olduğunu ve onun da muhakkak kendine göre geliştirilecek bir yanının olduğunu düşünerek, biraz uğraşarak, biraz da sabır göstererek en iyi şekilde yapacaklarına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Tüm meslektaşlarının ‘24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutladığını da sözlerine ekleyen Tuncer, “Bizler öğretmeniz ve topluma örnek insanlarız. Yıllardır bu okulda çalışarak yüzlerce öğrencimi mezun ettim. Mezun ettiğim öğrencilerim doktor, avukat, diş hekimi, eczacı ve öğretmen olarak yurdun her yerinde en güzel şekilde görevlerini yapıyor. Bir öğretmeni gururlandıran, onurlandıran en güzel şey, bu sonucu görebilmektir” diye konuştu.
Köy okulunu sıcak bir yuvaya dönüştürdü
Bingöl’ün bir köyünde 4 yıldır sınıf öğretmenliği yapan Erhan Köçer, kış aylarında öğrencilerinin üşümemesi için sabah erkenden gelerek sınıftaki sobayı yakıyor. Köçer, ardından evde hazırlayıp getirdiği çorbayı soba üstünde ısıtarak sıcak sıcak öğrencilerine ikram ediyor.
Yaklaşık 15 yıldır sınıf öğretmeni olan Erhan Köçer (35), son 4 yıldır merkeze bağlı Çukurca Yeni Yerleşim İlkokulu’nda görev yapıyor. Okuldaki sınıfı bir ev gibi döşeyen Erhan öğretmen, kış aylarında öğrencilerinin üşümemesi için soba kurdu. Sabah erkenden okula gelip soba için odun kıran ve daha sonra sobayı yakan Erhan öğretmen, evde hazırladığı çorbayı da sobada ısıtıp öğrencilerinin ısınması için ikram ediyor. Bölgede çetin geçen kış ayları nedeniyle birkaç yıldır bunu düzenli olarak yapan Erhan öğretmen, hem öğrencilerin hem de velilerin sevgisini kazandı.
Emekli olana kadar köy okullarında öğretmenlik yapmak istediğinin altını çizen Köçer, “Mesleğimde 15’inci yıla girdim ve 15 yıldır köy öğretmeniyim. İsteyerek, bilerek ve severek bu işi yapıyorum. Emekli olana kadar köylerde kalmayı düşünüyorum” diye konuştu.
Öğrencilerine ışık oluyor
Bayburt'un Demirözü ilçesine bağlı Gökçedere beldesinde Makbule Küçükçalık İlkokulunda sınıf öğretmeni olarak görev yapan Seda Yılmaz (25), köy öğretmeni olmanın, köyde öğretmenlik yapmanın her meslektaşı tarafından tadılması gereken bir duygu olduğuna vurgu yaptı.
Mesleğinde 2 yılı geride bıraktığını belirten ve atanabilmenin mutluluğunu, heyecanını aradan geçen 2 yıla rağmen hala yaşadığını söyleyen Yılmaz, "Öğrencilerimle hem büyüyor, hem öğreniyor hem de yeni şeyler keşfediyorum. Öğrenmenin yaşı yok, ben öğretmen oldum tamam diyemiyorsunuz öğrenmeye, kendinizi geliştirmeye devam ediyorsunuz. Çok kutsal bir mesleğin mensubu olmaktan ayrıca mutluluk duyuyorum, iyi ki öğretmenim" dedi
17 kişilik sınıfında çeşitli etkinlikler yaparak öğrencileriyle keyifli vakit geçiren Yılmaz, öğrenirken akılda kalıcı uygulamalarla öğrencilerin daha kolay öğrendiğini ve sıkılmadan günü tamamladıklarını sözlerine ekledi.
Şehit öğretmenler anıldı
Ağrı İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde Halk Eğitim Merkezi bünyesindeki Tiyatro Topluluğu tarafından 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri çerçevesinde "Son Ders Zili" adlı tiyatro oyunu sahnelendi.
Halk Eğitim Merkezi salonunda sahnelenen tiyatro oyununda; Huzurevinde kalan emekli bir öğretmenin öğrencileri ile bir araya gelmesi anlatıldı. Şehit öğretmenlerin anıldığı tiyatro oyunu izleyenlerin büyük beğenisini topladı.
Sincaplara çocuğu gibi bakıyor
Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Yeşiltaş köyünde öğretmenlik yapan Nizamettin Atılgan, evinde beslediği sincaplara çocukları gibi bakıyor.
İlçeye 45 kilometre uzaklıktaki Yeşiltaş köyünde öğretmenlik yapan Nizamettin Atılgan, bir sene önce dışarıda bulduğu sincapları evine aldı. Evinde sincaplar için özel malzemelerle bir yer oluşturan Atılgan, onları beslemeye başladı. Evin içerisinde rahat gezen sincaplar, aile bireyleriyle beraber hem geziyor hem de onlarla oynuyor.
Evde besledikleri sincapların artık kendilerini tanıdığını vurgulayan Atılgan, “Onlar da bize çok alıştı. Bizimle oynuyorlar ama dışarıdan gelen yabancıları hemen tanıyor ve bazen onlara karşı saldırgan oluyor. Çünkü sadece bizim olmamızı istiyor. Biz kalkmadan uyanmıyorlar ve biz uyumadan o uyumuyorlar. Biz evde olmadığımız zaman da pencereye gelirler ve bizim ne zaman eve döneceğimizi beklerler. Eve geldiğimde hemen üzerime atlıyor ve benimle oynuyorlar. Yani biz onlara, onlarda bize çok alıştı” ifadelerini kullandı. AA/İHA
Küresel Öğretmen Ödülü Aldı
Yaklaşık 15 yıl önce Pasinler ilçesinin Taşkaynak köy okulunda göreve başlayan ve özellikle kız çocuklarının eğitimi için çaba gösteren Tuba Dumlu Güler, meslek hayatı boyunca öğrencileri ile bilimsel projeler hazırladı. Halen Ömer Nasuhi Bilmen Ortaokulunda öğretmenlik yapan ve fen bilimleri dersinde oryantiring gibi farklı ve yenilikçi eğitim metotlarıyla öğrencilerine bu dersi sevdiren Güler, 2017'de Milli Eğitim Bakanlığınca öğretmenler arasında düzenlenen "Anı" yarışmasında Türkiye birincisi seçildi. Bakanlık tarafından, 2013 ve 2019'da iki kez yılın öğretmeni de seçilen Güler, hazırladığı "Almira ve Beyaz Bilim" dergilerini öğrencilere ve meslektaşlarına ulaştırıp faydalı olmaya çalıştı. Öğrencilerinin başarısını artırmaya yönelik çalışmalarıyla TÜBİTAK'tan 3 kez Türkiye birinciliği elde eden Güler, sosyal sorumluluk projeleriyle de takdir topladı.
"Çevre Eğitimi ve İklim Değişikliği" dersini Bakanlığın ders müfredatından önce derslerine entegre eden ve başlattığı "Minik İklim Elçileri Projesi" ile öğrenci ve velilerini "iklim elçisi" yapan Güler, bu projesini dünya çapında geliştirmeyi amaçlıyor. Güler, Hindistan merkezli AKS Education isimli kuruluş tarafından verilen, 115 ülkeden on binlerce öğretmenin projeleriyle başvurduğu "Küresel Öğretmen Ödülü"nü bu yıl kazanan isimler arasında yer aldı.
Eşiyle omuz omuza
Van'ın Gevaş ilçesindeki ilkokulda görev yapan Konyalı Abdullah ve Ankaralı Sibel Çiçek, hayatlarını birleştirmelerine vesile olan okulda öğrencilerin başarısı için omuz omuza çalışıyor.
Öğrencilerin başarısı için birlikte mücadele eden, okulun eksiklerinin giderilmesinde birbirlerine yardımcı olan iki öğretmen, kırsal bölgede görev yapmanın zorluklarına birlikte göğüs gererek öğrencilerinin başarısı için emek harcıyor.
Hayatını öğrencilerine atadı
Van’ın İpekyolu ilçesine bağlı Hüsrevpaşa İlkokulunda görev yapan öğretmen Fatma Ufuk Tuncer ise 26 yıldır aynı okulda ilk günkü aşk ve heyecanla öğrenci yetiştiriyor.
Mesleğe başladığı yıllarda okuduğu bir yazının her zaman kendisine yol gösterici olduğunu vurgulayan Fatma Ufuk Tuncer, “İlk başladığım yıllarda okuduğum bir yazı her zaman bana yol gösterici oldu. Bir araştırma sonucunda, yoksul bir bölgede yetişen 200 çocuğun içinde 180 kişinin yurdun farklı yerlerinde başarılı görevlerde oldukları, 20 tanesinin ise öldüğü kanıtlanmış. Araştırma sonucunda o çocukları yetiştiren öğretmene ulaşılmış. Öğretmenin de, ‘Ben onlar için hiçbir şey yapmadım. Sadece ben o çocukları sevdim. Bu işi de severek yaptım’ dediği bir yazı okudum. Bu yazı hep bana rehber oldu. Ben de mesleğe başladığım günden beri velilerime her zaman şunu söylüyorum. Sizin en kıymetli varlığınızı ben alıyorum. Onu bana emanet ediyorsunuz. Ben onların önce annesi, sonra öğretmeniyim. Ben bu yolda bu mesleğimi yapıyorum. Genç öğretmen arkadaşlarım da bu kutsal mesleğin bir üyesi olarak her zaman öğrencilerini sevsinler. Onlara yol göstersinler. Her çocuğun farklı bir özelliğinin olduğunu ve onun da muhakkak kendine göre geliştirilecek bir yanının olduğunu düşünerek, biraz uğraşarak, biraz da sabır göstererek en iyi şekilde yapacaklarına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Tüm meslektaşlarının ‘24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutladığını da sözlerine ekleyen Tuncer, “Bizler öğretmeniz ve topluma örnek insanlarız. Yıllardır bu okulda çalışarak yüzlerce öğrencimi mezun ettim. Mezun ettiğim öğrencilerim doktor, avukat, diş hekimi, eczacı ve öğretmen olarak yurdun her yerinde en güzel şekilde görevlerini yapıyor. Bir öğretmeni gururlandıran, onurlandıran en güzel şey, bu sonucu görebilmektir” diye konuştu.
Köy okulunu sıcak bir yuvaya dönüştürdü
Bingöl’ün bir köyünde 4 yıldır sınıf öğretmenliği yapan Erhan Köçer, kış aylarında öğrencilerinin üşümemesi için sabah erkenden gelerek sınıftaki sobayı yakıyor. Köçer, ardından evde hazırlayıp getirdiği çorbayı soba üstünde ısıtarak sıcak sıcak öğrencilerine ikram ediyor.
Yaklaşık 15 yıldır sınıf öğretmeni olan Erhan Köçer (35), son 4 yıldır merkeze bağlı Çukurca Yeni Yerleşim İlkokulu’nda görev yapıyor. Okuldaki sınıfı bir ev gibi döşeyen Erhan öğretmen, kış aylarında öğrencilerinin üşümemesi için soba kurdu. Sabah erkenden okula gelip soba için odun kıran ve daha sonra sobayı yakan Erhan öğretmen, evde hazırladığı çorbayı da sobada ısıtıp öğrencilerinin ısınması için ikram ediyor. Bölgede çetin geçen kış ayları nedeniyle birkaç yıldır bunu düzenli olarak yapan Erhan öğretmen, hem öğrencilerin hem de velilerin sevgisini kazandı.
Emekli olana kadar köy okullarında öğretmenlik yapmak istediğinin altını çizen Köçer, “Mesleğimde 15’inci yıla girdim ve 15 yıldır köy öğretmeniyim. İsteyerek, bilerek ve severek bu işi yapıyorum. Emekli olana kadar köylerde kalmayı düşünüyorum” diye konuştu.
Öğrencilerine ışık oluyor
Bayburt'un Demirözü ilçesine bağlı Gökçedere beldesinde Makbule Küçükçalık İlkokulunda sınıf öğretmeni olarak görev yapan Seda Yılmaz (25), köy öğretmeni olmanın, köyde öğretmenlik yapmanın her meslektaşı tarafından tadılması gereken bir duygu olduğuna vurgu yaptı.
Mesleğinde 2 yılı geride bıraktığını belirten ve atanabilmenin mutluluğunu, heyecanını aradan geçen 2 yıla rağmen hala yaşadığını söyleyen Yılmaz, "Öğrencilerimle hem büyüyor, hem öğreniyor hem de yeni şeyler keşfediyorum. Öğrenmenin yaşı yok, ben öğretmen oldum tamam diyemiyorsunuz öğrenmeye, kendinizi geliştirmeye devam ediyorsunuz. Çok kutsal bir mesleğin mensubu olmaktan ayrıca mutluluk duyuyorum, iyi ki öğretmenim" dedi
17 kişilik sınıfında çeşitli etkinlikler yaparak öğrencileriyle keyifli vakit geçiren Yılmaz, öğrenirken akılda kalıcı uygulamalarla öğrencilerin daha kolay öğrendiğini ve sıkılmadan günü tamamladıklarını sözlerine ekledi.
Şehit öğretmenler anıldı
Ağrı İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde Halk Eğitim Merkezi bünyesindeki Tiyatro Topluluğu tarafından 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri çerçevesinde "Son Ders Zili" adlı tiyatro oyunu sahnelendi.
Halk Eğitim Merkezi salonunda sahnelenen tiyatro oyununda; Huzurevinde kalan emekli bir öğretmenin öğrencileri ile bir araya gelmesi anlatıldı. Şehit öğretmenlerin anıldığı tiyatro oyunu izleyenlerin büyük beğenisini topladı.
Sincaplara çocuğu gibi bakıyor
Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Yeşiltaş köyünde öğretmenlik yapan Nizamettin Atılgan, evinde beslediği sincaplara çocukları gibi bakıyor.
İlçeye 45 kilometre uzaklıktaki Yeşiltaş köyünde öğretmenlik yapan Nizamettin Atılgan, bir sene önce dışarıda bulduğu sincapları evine aldı. Evinde sincaplar için özel malzemelerle bir yer oluşturan Atılgan, onları beslemeye başladı. Evin içerisinde rahat gezen sincaplar, aile bireyleriyle beraber hem geziyor hem de onlarla oynuyor.
Evde besledikleri sincapların artık kendilerini tanıdığını vurgulayan Atılgan, “Onlar da bize çok alıştı. Bizimle oynuyorlar ama dışarıdan gelen yabancıları hemen tanıyor ve bazen onlara karşı saldırgan oluyor. Çünkü sadece bizim olmamızı istiyor. Biz kalkmadan uyanmıyorlar ve biz uyumadan o uyumuyorlar. Biz evde olmadığımız zaman da pencereye gelirler ve bizim ne zaman eve döneceğimizi beklerler. Eve geldiğimde hemen üzerime atlıyor ve benimle oynuyorlar. Yani biz onlara, onlarda bize çok alıştı” ifadelerini kullandı. AA/İHA