
Dumlu’dan taa Basra’ya çağlayan selimiz var
Tortum Çayı, Çoruh’a, Çoruh ise Karadeniz’e, Karasu, Fırat’a Fırat ise Basra Körfezi’ne, Aras Nehri ise Azerbaycan’da Hazar Denizi’ne dökülüyor.
Erzurum Karga Pazarı Dağları’ndan çıkan 3 akarsu karıştıkları büyük nehirlerle dünyanın 3 ayrı bölgesine ulaşıyor. Bu coğrafik sır, hem Erzurumlu hem de Sivaslı büyük Ozan Aşık Veysel’in dizelerine yansıdı.
İrfan TARAKÇIOĞLU
Erzurum, Dumlu Dağı’ndan doğan 3 akarsu, büyük nehirler vasıtasıyla dünyanın 3 bölgesine ulaşmasıyla ilgi odağı konumunda.
Dünyada 3 denize su veren tek tepe
Erzurum -Tortum Karayolu üzerinde Kargapazarı Dağları'nda bulunan Kandil Tepesi, Hazar, Karadeniz ve Basra Körfezi'ne giden su kaynaklarıyla dikkat çekiyor.
Kandil Tepesi'nin kuzey tarafından çıkan sular, Tortum Çayı'nı oluşturup ardından Çoruh Irmağı ile birleşip Gürcistan sınırlarında Karadeniz'e dökülüyor, Güney yamaçlardan çıkan akarsu ise Pasinler'deki derelerle Köprüköy'de Aras Nehri ile birleşip Hazar Denizi'nde denize dökülüyor. Dağın Batı tarafındaki sularla oluşan akarsu ise Fırat Irmağı'nın kollarından Karasu'yu oluşturup Erzincan’da Fırat Irmağı'na karışıyor ve Basra Körfezi'ne dökülüyor.
Fırat ve Aras’ın doğum yeri
Öte yandan Kandil Tepesi, sosyolojik boyutu ile 'ilahi taksimat noktası' olarak ifade ediliyor. Bu özeliğinin yanı sıra dünyanın en zengin tıbbi ve aromatik bitkilerin bulunduğu merkez durumunda. Dünyada ender görülebilen böylesine önemli bir merkezin yeterince bilinmiyor.
Kargapazarı Dağları'nın 2 bin 922 metre yükseklikteki Kandil Tepesi', Erzurum'a 30 kilometre uzaklıkta Artvin karayolu üzerinde bulunuyor.
Şiirdeki coğrafi sır
Bu arada coğrafya sırrı şairlere ilham kaynağı olmuş durumda. Erzurum’un ünlü Bar şiiri ve Sivaslı halk ozanı Aşık Veysel’in şiirlerinde bu önemli özellik dizelerle on yıllardır nesilden nesile ulaşıyor.
Erzurum’un Dumlu Dağına
Sordum Erzurum’un Dumlu Dağı’na,
Niçin akar gözlerinin yaşları?
Palandöken denen dert ortağına,
Niçin akar gözlerinin yaşları?
Ben Dumlu Dağı’yım, içim sızlar,
Benim için çok savaştı gaziler,
Gelinler dul kaldı, yetim kuzular,
Durmaz akar gözlerimin yaşları.
Silip gözyaşların kurutmadın mı?
Ölen şehitlere yas tutmadın mı ?
Harb-i umumiyi unutmadın mı ?
Niçin akar gözlerinin yaşları?
Karışır gözyaşım Fırat’a, Şat’a,
Nehir olur gider, iner Bağdat’a,
Basra körfezinde erer murada,
Durmaz akar gözlerimin yaşları.
Bunca şehitlerin mezarı hani?
Nic oldu uğrunda dökülen kanı?
Göster nişanını, teskin et beni,
Niçin akar gözlerinin yaşları?
Şehitler kanından güller, çiçekler,
Her yıl açmak için mayısı bekler,
Kokusundan mest oluptur melekler,
Durmaz akar gözlerimin yaşları.
Erzurum’dan akar Cennet pınarı,
Palandöken gülmez, nedir efkarı?
Kalkmaz mı başının dumanı karı?
Niçin akar gözlerinin yaşları?
Ben Palandöken’in, hem de gaziyim,
Kalem verin dertlerimi yazayım,
Çalar, ağlar aşıkların sazıyım,
Durmaz akar gözlerimin yaşları.
Ben bir TÜRK oğluyum, Veysel’dir adım,
Korkmaz, yılmaz, ulu Türk’tür ecdadım,
Ne yazık ki yurt uğrunda ölmedim
Durmaz akar gözlerimin yaşları.
Aşık Veysel ŞATIROĞLU
Sadi AKATAY
Bar şiiri
Yüzyılların ardından kopup gelen bir vakar
Kahramanlık, yiğitlik, erlik destanıdır bar
Bu oyunda gör bizi, geçme sakın ıraktan
Gözün varsa seçersin, Bar'da karayı ak'tan
Bir savaş seyri vardır, dadaşın her bar'ında
Görünce kanın kaynar, o an damarlarında
Doyum olmaz bir görsen, Köroğlu'nun barı'nı
Güvenirsin görünce, düşünmezsin yarını
Dumlu'dan taa Basra'ya çağlayan selimiz var
Bahtımız kara değil, bugün Karasu kadar
Bingöl yaratmadı mı, kan çağlayan Aras'ı
Hazar çalkalanırken, kanar Türk'ün yarası
Aman Aras, han Aras, Bingöl'den kalkan Aras
Al başımdan sevdanı, Hazar'da çalkan Aras
Dadaş çelik bir yaydır, onu germeye gelmez
Çağlayan bir sel olur, dağlara da baş eğmez
Yayla bulutu gibi, yükselir yavaş yavaş
Sonra birden sel olur, köpürür coşar dadaş
Doğu'nun sınır taşı, Erzurum'un dadaşı
Efesi var İzmir'in, eğilmez Türk'ün başı
Barbaşı sallarken gönülden mendilini
Gözüne al dadaşım, gönülden sevdiğini
Dinle, davul ne diyor dan dan dan
Ben bu sese vurgunam can can can
Canlar yurdundur elbet, her can vatana kurban
Atalar yurt sevmeyi davuldan öğrendiler
Bu ilk bar'ın adına sarhoş barı dediler
Dadaşlar ağır ağır bir halka çevirdiler
Yurda kurban yiğitler, bu halkaya girdiler
Gönülden tutuşanlar, hepsi de sarhoştular
Seven sarhoştur elbet, içse de içmese de
ses yok, donmuş dudaklar, gözler halkalanıyor
Ufuklar bayraklaşmış, cihan dalgalanıyor
Dan dan dan
Kanlar kaynaştıran bir ses çıktı zurnadan
Dağlar gibi dadaşlar, kımıldandı durmadan
Tanrım, bu ne duruştur, gözler şimşekleşiyor
Kırat kişniyor, neden toprakları eşiyor
Silkin Palandöken, dök başından kar'ını
Dadaş oynarken, senin gösterir vakarını
Vur davulcu, candan coşsun dadaşım
Çal zurnacı, oynasın dadaş, dönüyor başım
Sadi AKATAY
Tortum Çayı, Çoruh’a, Çoruh ise Karadeniz’e, Karasu, Fırat’a Fırat ise Basra Körfezi’ne, Aras Nehri ise Azerbaycan’da Hazar Denizi’ne dökülüyor.
Erzurum Karga Pazarı Dağları’ndan çıkan 3 akarsu karıştıkları büyük nehirlerle dünyanın 3 ayrı bölgesine ulaşıyor. Bu coğrafik sır, hem Erzurumlu hem de Sivaslı büyük Ozan Aşık Veysel’in dizelerine yansıdı.
İrfan TARAKÇIOĞLU
Erzurum, Dumlu Dağı’ndan doğan 3 akarsu, büyük nehirler vasıtasıyla dünyanın 3 bölgesine ulaşmasıyla ilgi odağı konumunda.
Dünyada 3 denize su veren tek tepe
Erzurum -Tortum Karayolu üzerinde Kargapazarı Dağları'nda bulunan Kandil Tepesi, Hazar, Karadeniz ve Basra Körfezi'ne giden su kaynaklarıyla dikkat çekiyor.
Kandil Tepesi'nin kuzey tarafından çıkan sular, Tortum Çayı'nı oluşturup ardından Çoruh Irmağı ile birleşip Gürcistan sınırlarında Karadeniz'e dökülüyor, Güney yamaçlardan çıkan akarsu ise Pasinler'deki derelerle Köprüköy'de Aras Nehri ile birleşip Hazar Denizi'nde denize dökülüyor. Dağın Batı tarafındaki sularla oluşan akarsu ise Fırat Irmağı'nın kollarından Karasu'yu oluşturup Erzincan’da Fırat Irmağı'na karışıyor ve Basra Körfezi'ne dökülüyor.
Fırat ve Aras’ın doğum yeri
Öte yandan Kandil Tepesi, sosyolojik boyutu ile 'ilahi taksimat noktası' olarak ifade ediliyor. Bu özeliğinin yanı sıra dünyanın en zengin tıbbi ve aromatik bitkilerin bulunduğu merkez durumunda. Dünyada ender görülebilen böylesine önemli bir merkezin yeterince bilinmiyor.
Kargapazarı Dağları'nın 2 bin 922 metre yükseklikteki Kandil Tepesi', Erzurum'a 30 kilometre uzaklıkta Artvin karayolu üzerinde bulunuyor.
Şiirdeki coğrafi sır
Bu arada coğrafya sırrı şairlere ilham kaynağı olmuş durumda. Erzurum’un ünlü Bar şiiri ve Sivaslı halk ozanı Aşık Veysel’in şiirlerinde bu önemli özellik dizelerle on yıllardır nesilden nesile ulaşıyor.
Erzurum’un Dumlu Dağına
Sordum Erzurum’un Dumlu Dağı’na,
Niçin akar gözlerinin yaşları?
Palandöken denen dert ortağına,
Niçin akar gözlerinin yaşları?
Ben Dumlu Dağı’yım, içim sızlar,
Benim için çok savaştı gaziler,
Gelinler dul kaldı, yetim kuzular,
Durmaz akar gözlerimin yaşları.
Silip gözyaşların kurutmadın mı?
Ölen şehitlere yas tutmadın mı ?
Harb-i umumiyi unutmadın mı ?
Niçin akar gözlerinin yaşları?
Karışır gözyaşım Fırat’a, Şat’a,
Nehir olur gider, iner Bağdat’a,
Basra körfezinde erer murada,
Durmaz akar gözlerimin yaşları.
Bunca şehitlerin mezarı hani?
Nic oldu uğrunda dökülen kanı?
Göster nişanını, teskin et beni,
Niçin akar gözlerinin yaşları?
Şehitler kanından güller, çiçekler,
Her yıl açmak için mayısı bekler,
Kokusundan mest oluptur melekler,
Durmaz akar gözlerimin yaşları.
Erzurum’dan akar Cennet pınarı,
Palandöken gülmez, nedir efkarı?
Kalkmaz mı başının dumanı karı?
Niçin akar gözlerinin yaşları?
Ben Palandöken’in, hem de gaziyim,
Kalem verin dertlerimi yazayım,
Çalar, ağlar aşıkların sazıyım,
Durmaz akar gözlerimin yaşları.
Ben bir TÜRK oğluyum, Veysel’dir adım,
Korkmaz, yılmaz, ulu Türk’tür ecdadım,
Ne yazık ki yurt uğrunda ölmedim
Durmaz akar gözlerimin yaşları.
Aşık Veysel ŞATIROĞLU
Sadi AKATAY
Bar şiiri
Yüzyılların ardından kopup gelen bir vakar
Kahramanlık, yiğitlik, erlik destanıdır bar
Bu oyunda gör bizi, geçme sakın ıraktan
Gözün varsa seçersin, Bar'da karayı ak'tan
Bir savaş seyri vardır, dadaşın her bar'ında
Görünce kanın kaynar, o an damarlarında
Doyum olmaz bir görsen, Köroğlu'nun barı'nı
Güvenirsin görünce, düşünmezsin yarını
Dumlu'dan taa Basra'ya çağlayan selimiz var
Bahtımız kara değil, bugün Karasu kadar
Bingöl yaratmadı mı, kan çağlayan Aras'ı
Hazar çalkalanırken, kanar Türk'ün yarası
Aman Aras, han Aras, Bingöl'den kalkan Aras
Al başımdan sevdanı, Hazar'da çalkan Aras
Dadaş çelik bir yaydır, onu germeye gelmez
Çağlayan bir sel olur, dağlara da baş eğmez
Yayla bulutu gibi, yükselir yavaş yavaş
Sonra birden sel olur, köpürür coşar dadaş
Doğu'nun sınır taşı, Erzurum'un dadaşı
Efesi var İzmir'in, eğilmez Türk'ün başı
Barbaşı sallarken gönülden mendilini
Gözüne al dadaşım, gönülden sevdiğini
Dinle, davul ne diyor dan dan dan
Ben bu sese vurgunam can can can
Canlar yurdundur elbet, her can vatana kurban
Atalar yurt sevmeyi davuldan öğrendiler
Bu ilk bar'ın adına sarhoş barı dediler
Dadaşlar ağır ağır bir halka çevirdiler
Yurda kurban yiğitler, bu halkaya girdiler
Gönülden tutuşanlar, hepsi de sarhoştular
Seven sarhoştur elbet, içse de içmese de
ses yok, donmuş dudaklar, gözler halkalanıyor
Ufuklar bayraklaşmış, cihan dalgalanıyor
Dan dan dan
Kanlar kaynaştıran bir ses çıktı zurnadan
Dağlar gibi dadaşlar, kımıldandı durmadan
Tanrım, bu ne duruştur, gözler şimşekleşiyor
Kırat kişniyor, neden toprakları eşiyor
Silkin Palandöken, dök başından kar'ını
Dadaş oynarken, senin gösterir vakarını
Vur davulcu, candan coşsun dadaşım
Çal zurnacı, oynasın dadaş, dönüyor başım
Sadi AKATAY