Peygamberimizin (asv) hanımlarına gösterdiği nezaket ve verdiği önem çağımıza da örnektir. Kainatın Efendisi’nin (asv) nezaketi, inceliği ve hoşgörüsü insanlığa örnek teşkil etmektedir.
Hanım da gelebilir mi?
Medine'deki komşularından bir İranlı, akşam yemeği olarak hazırladığı özel bir çorbayı kendisiyle paylaşması için Hz. Muhammed (asv)'i davet eder. O, Hz. Ayşe (r.anha)'yi kastederek
"Hanım da gelebilir mi?" diye sorar. İranlı istemez. Hz. Muhammed (asv) de davete katılmaz. İranlı kısa bir süre sonra gelerek davetini tekrarlar. Hz. Muhammed (asv) yine sorar:
"Hanım da beraber mi?" İranlı yine kaşlarını kaldırır. Bir daha geçer. İranlı üçüncü kez davetini tekrarlar. Hz. Muhammed (asv) ise hala aynı noktadadır. "Hanım da..." der. İranlı bu kez kabul etmek zorunda kalır. Çorbayı Hz. Ayşe (r.anha) ile birlikte içerler.
Safiyye'yi teselli
Hayber'de ele geçirilen Yahudi esirlerden Safiyye, Hz. Muhammed (asv) ile evlenir. Babası ve önceki kocası yapılan savaşta Müslümanlar tarafından öldürülmüşlerdir. İlk gecelerini anlatırken Hz. Safiyye (r.anha) şöyle demektedir:
"Allah'ın Elçisi sabaha kadar benim gönlümü almaya çalışmakla vakit geçirdi: “Ne yapayım, senin baban bir türlü beni rahat bırakmadı. Bütün Arapları bizim aleyhimize bir araya getirmeye çalışıyordu.” dedi ve haklı olduğu halde yine de benden defalarca özür diledi."
Saadet Asrından
Ebu’d-Derdâ (r.a.)’dan rivayete göre; Peygamberimiz (s.a.) şöyle buyurdu:
“Sizden herhangi bir kimse bir gecede Kur’ân’ın üçte birini okumaktan âciz midir?” Ashab: Bir gecede Kur’ân’ın üçte birini nasıl okuyabiliriz, diye sordular. Allah Rasûlü şöyle buyurdu: “«Kul huvallâhu ehad» üçte birine denktir.” Bir başka rivayette şöyle buyrulmuştur: “Aziz ve celil olan Allah, Kur’ân’ı üç bölüme ayırmıştır. «Kul huvallâhu ehad»’i Kur’an bölümlerinden bir bölüm yapmıştır.”[Müslim, I, 556]