
Efsane Dadaş Turizm, Yalan turizm mi oldu?
Biri ‘yalandır’ desin lütfen!
Sembol isimler kadar illerin sembol kurumları, işletmeleri vardır. Bunlardan biri de Dadaş Turizm’dir. Adı Erzurum ile anılan, bir zamanların efsane seyahat acentası. Daha henüz ben küçükken tanıştığım ve ilk yolculuğumu İstanbul’a yaptığım Dadaş Turizm, sanırım yaşı 40 ve üzeri olanların mutlaka hatırasının olduğu bir firmadır. 1970’lerin başında kuruluşu gerçekleşen ve uzunca bir döneme damga vuran Dadaş Turizm’in bugün tamamen sahadan çekildiğini duydum, açıkçası kötü oldum.

Son zamanlarda tek tük otobüsler ile sefer yapan Dadaş Turizm’in son bir aydır tamamen sahadan çekildiğini, hatta Otogardaki terminal binasındaki yazıhanesinin de kapandığı öğrendim, içim ‘cız’ etti. Demek ki buraya kadarmış. Demek ki o kutlu yürüyüş buraya kadarmış. Açıkçası inanmadığım, inanmak istemediğim bir haberdir de bu. İnşallah aldığım bu duyum doğru değildir, hepimizde hatıraları olan bu firma bir şekilde sektörün içinde olur. Dilerim, Erzurumlular olarak her nerede olursak olalım, gördüğümüzde yüreğimizde fırtına koparan Dadaş Turizm ölmemiş, yaşıyor olsun. Dadaş Turizm’in kapanması haberi bana nedense Halk Eğitim Merkezi’nin yıkılması gibi geldi. Halk Eğitim Merkezi de yıkılırken öyle kötü olmuştum. İyi insanlarımız gibi tarihlerimiz de beyaz atlara binip gidiyorlar birer birer…

Şu anda zulada 25 bin metre küp kar var…
Sen kar iste, emrin olur!
Tüm dünyada baş döndüren teknolojik gelişmeler öylesine bir hal aldı ki artık dün hayal dediğimiz bugün gerçeğin tam kendisi oluyor. Mesela, düne kadar sadece çok yüksek kesimlerde bulunabilen kar, artık yanıbaşımızda olabiliyor. Hem de bu Temmuz sıcağında. Büyükşehir Belediyesi’nin işletme hakkını devraldıktan sonra bayağı bir değişime uğrayan Palandöken’de farkındalık oluşturan çalışmaları ile dikkatlerimizi cezbeden Ejder AŞ, sonunda bunu da yaptı, bize her an her mevsimde kar temin edebiliyor. Yeni yeni başlatılan ve uygulamaya konulan depolama sistemi ile bugün dahi Palandöken’de kar teminini sağlayabilen Ejder AŞ, tam iki bölgede toplam 25 bin metre küp kar muhafaza etti. Ultraviyole özelliği bulunan, rüzgar, güneş ışınları gibi dış etkenlerden koruyan yalıtımlı brandalar ile muhafaza edilen karlar Ağustos ayının sonları veya Eylül ayı başlarında ortaya çıkarılacak, kayak yapma imkanı sunulacak.

Geçen yıl bu muhafaza tekniğiyle yüzde 45 civarında kar biriktirme, algılama oranını yakalayan Ejder AŞ, bu oranı bu yıl daha da yukarı çıkarmayı hedefliyor. Depolama işinde yeni metodlar uyguladıklarını söyleyen EJDER AŞ’nın Genel Müdürü İnşaat Mühendisi Selim Bağrıyanık, depo alanına ikame ettikleri karın pistlerde son kalan karlardan oluştuğunu ifade etti. Bağrıyanık, ‘’Artık ok yaydan çıktı. Çok yakın bir gelecekte bu ARGE çalışmalarımız sayesinde sadece kış aylarında değil, yaz aylarında da Palandöken’in belirli alanlarında karlı pistlerde kayak yapılabilecek’’ derken, heyecanını saklamıyordu. Öyle sanıyorum ki bu anlamda yapılan çalışmalar ile Palandöken farklı bir çehreye kavuşacak ve tüm dünyada özellikle kayakseverler bir Palandöken’i, bir de Palandöken’i söyleyecek! Bu benim son kararımdır.

En son yarım asır önce yetiştirilmiş..
Tortum nohutla tanıştı!
Özellikle sebze ve meyve üretimi konusunda verimli toprağa sahip olmakla ünlü olan Tortum’da yaklaşık yarım asır sonra hububat üretimi için de start verildi. Hem de Hınıslı olan biri tarafından, Nasır Polat tarafından nohut üretimi için Tortum’da karargah kuruldu. Akbaba köyünde Özdemir Keleş ile birlikte yaklaşık 4 dönüme nohut eken Nasır Polat, verimli hasat alınması halinde ekim alanının genişlemeyi hedefliyor. Bir çok sebze ve meyve yetişen Tortum’da nohut ve mercimek gibi hububat ürünlerin de yetişeceğini düşündüklerini, bunun için test ekimi yaptıklarını söyleyen Nasır Polat, ‘’Hınıs’ta başarılı olduğumuz, onlarca dönüm ektiğimiz bir bitkinin Tortum gibi bir yerde yetişmemesi mümkün değildir diye düşündük ve bu kararı aldık. Köy muhtarı da olan Özdemir Keleş ile ekimini gerçekleştirdiğimiz nohutların tamamen organik şartlarda yetişmesini bekleyeceğiz. En son 40-50 yıl önce buralarda ekilen nohutun verimli olması halinde ağırlıklı olarak bu üretime geçilecek, hem çiftçimiz, hem de milli ekonomimiz faydalanacak’’ dedi.
Murat Balkuş’un ‘’Eskiden Kar yağardı Erzurum’a’’ şiiri şarkı oluyor..
Erol Evgin sürprizi!
Sevgili yazar, sanatçı arkadaşım Murat Balkuş’un taa 1998 yılında yazdığı ‘’Eskiden kar yağardı Erzurum’’a şirini ilk nerede, ne zaman söylemişti, hatırlamıyorum ama bu ilk duyduğumda bile bana hem sempatik, hem romantik ve hem de otantik gelmişti. Her dinlediğimde de aynı duyguyu yaşamıştım. Hele de sıla hasreti çeken, onun ötesinde davası ve de kavgası olan adamı iliklerine kadar etkileyen sözleri ile bu şiir, Erzurum ile ilgili yazılmış hit şiirler arasına girmişti. Her daim dinlemekten sıkılmayacağım fıkra gibi olmuştur, hele de arkasında mini bir fon müziği veriliyorsa, ‘bihoş’ olurum, ötelere giderim, sanırım böyle düşünen de bir ben olmam. Zaman zaman ulusal televizyonlarda da gerek Murat Balkuş tarafından gerekse başka söz ustalarından dinlemelere doyamadığım bu şiir şimdi çok tanıdık birine emanet. Erol Evgin’e. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru insanlar çıkmalı elbet insanın karşısına. Sanırım Murat’ın karşısına biraz zamanı geçmiş olsa da doğru bir insan çıkmış karşısına. O Erol Evgin ki, milyonlarca hayranı olan, saygın bir sanatçıdır. Bir çok şarkısı dillerde pelesenk olan Erol Evgin, şarkı yapmak istemiş, o şiiri bizatihi telefonla aramış, Balkuş’dan istemiş. Telif ücreti nezaketini de göstermiş olan Erol Evgin ile o şiir artık şarkı olacak, müzik dünyasına merhaba diyecek. Ez cümle, zamanla ne olduğu ortaya çıkan insanlar var bir de zamanın bile değiştirmediği insanlar!

Anılar ölmez, yürekte saklanır!
Öztürk Akkök ağabeyin de vurguladığı gibi hocaların hocası şair, eğitimci Bedir Avcı ağabey, 45 yıl aynı yas tuttuğu hayat arkadaşına ithafen yazdığı şiir kitabı ‘’Güz Gülü Gül Teyze’’ kitabı ile ikinci kez şiirseverlerin huzuruna çıktı. Dadaşkent’te ki kendi evinin bahçesinde, seçkin bir davetli topluluğunun huzurunda bu ikinci şiir kitabının tanıtımını yapan Bedir Avcı hoca, bu nadide eseriyle eli kalem tutan herkesin bir şekilde torunlarına kalıcı birşeyler bırakması gerektiğini hatırlattı bana. Anılar ölümsüzdür, yürekte saklanırlar çünkü. En güzel yaşlanmışlıkların yaşanmışlıklar olduğuna inanan biri olarak hayatı dolu dolu yaşayan ve bunu da kelamı ve de kalemi ile dile getiren Bedir Avcı’ya, bol okurlar dilerken, bahse konu teyzemize de rahmet dileklerimi sunuyorum.


Fredi’nin kabusu!
2011 yılında gerçekleşen Kış Oyunları için ilk yapıldığında da sempatik değildi, şimdi de değil.
Adamı buz hokeyine davet etmekten çok, koş koş ettiren bir görsel olarak kaldı o.
Elm sokağındaki Fredi’nin Kabusu gibi duruyor.
Kabalığını bıraktım, beti-benzi atmış artık, bir ‘delete’lik canı kalmış.
Bence değiştir artık Müdür, ne bileyim, yap bir şeyler artık!
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Çok kişiyle konuş, az kişiyle düşün, tek başına karar ver! (Konfüçyüs)
DUVARIN DİLİ : Ne zaman bir düş kursam, ertesi gün hayal kırıklarını topluyorum!
Biri ‘yalandır’ desin lütfen!
Sembol isimler kadar illerin sembol kurumları, işletmeleri vardır. Bunlardan biri de Dadaş Turizm’dir. Adı Erzurum ile anılan, bir zamanların efsane seyahat acentası. Daha henüz ben küçükken tanıştığım ve ilk yolculuğumu İstanbul’a yaptığım Dadaş Turizm, sanırım yaşı 40 ve üzeri olanların mutlaka hatırasının olduğu bir firmadır. 1970’lerin başında kuruluşu gerçekleşen ve uzunca bir döneme damga vuran Dadaş Turizm’in bugün tamamen sahadan çekildiğini duydum, açıkçası kötü oldum.

Son zamanlarda tek tük otobüsler ile sefer yapan Dadaş Turizm’in son bir aydır tamamen sahadan çekildiğini, hatta Otogardaki terminal binasındaki yazıhanesinin de kapandığı öğrendim, içim ‘cız’ etti. Demek ki buraya kadarmış. Demek ki o kutlu yürüyüş buraya kadarmış. Açıkçası inanmadığım, inanmak istemediğim bir haberdir de bu. İnşallah aldığım bu duyum doğru değildir, hepimizde hatıraları olan bu firma bir şekilde sektörün içinde olur. Dilerim, Erzurumlular olarak her nerede olursak olalım, gördüğümüzde yüreğimizde fırtına koparan Dadaş Turizm ölmemiş, yaşıyor olsun. Dadaş Turizm’in kapanması haberi bana nedense Halk Eğitim Merkezi’nin yıkılması gibi geldi. Halk Eğitim Merkezi de yıkılırken öyle kötü olmuştum. İyi insanlarımız gibi tarihlerimiz de beyaz atlara binip gidiyorlar birer birer…

Şu anda zulada 25 bin metre küp kar var…
Sen kar iste, emrin olur!
Tüm dünyada baş döndüren teknolojik gelişmeler öylesine bir hal aldı ki artık dün hayal dediğimiz bugün gerçeğin tam kendisi oluyor. Mesela, düne kadar sadece çok yüksek kesimlerde bulunabilen kar, artık yanıbaşımızda olabiliyor. Hem de bu Temmuz sıcağında. Büyükşehir Belediyesi’nin işletme hakkını devraldıktan sonra bayağı bir değişime uğrayan Palandöken’de farkındalık oluşturan çalışmaları ile dikkatlerimizi cezbeden Ejder AŞ, sonunda bunu da yaptı, bize her an her mevsimde kar temin edebiliyor. Yeni yeni başlatılan ve uygulamaya konulan depolama sistemi ile bugün dahi Palandöken’de kar teminini sağlayabilen Ejder AŞ, tam iki bölgede toplam 25 bin metre küp kar muhafaza etti. Ultraviyole özelliği bulunan, rüzgar, güneş ışınları gibi dış etkenlerden koruyan yalıtımlı brandalar ile muhafaza edilen karlar Ağustos ayının sonları veya Eylül ayı başlarında ortaya çıkarılacak, kayak yapma imkanı sunulacak.

Geçen yıl bu muhafaza tekniğiyle yüzde 45 civarında kar biriktirme, algılama oranını yakalayan Ejder AŞ, bu oranı bu yıl daha da yukarı çıkarmayı hedefliyor. Depolama işinde yeni metodlar uyguladıklarını söyleyen EJDER AŞ’nın Genel Müdürü İnşaat Mühendisi Selim Bağrıyanık, depo alanına ikame ettikleri karın pistlerde son kalan karlardan oluştuğunu ifade etti. Bağrıyanık, ‘’Artık ok yaydan çıktı. Çok yakın bir gelecekte bu ARGE çalışmalarımız sayesinde sadece kış aylarında değil, yaz aylarında da Palandöken’in belirli alanlarında karlı pistlerde kayak yapılabilecek’’ derken, heyecanını saklamıyordu. Öyle sanıyorum ki bu anlamda yapılan çalışmalar ile Palandöken farklı bir çehreye kavuşacak ve tüm dünyada özellikle kayakseverler bir Palandöken’i, bir de Palandöken’i söyleyecek! Bu benim son kararımdır.

En son yarım asır önce yetiştirilmiş..
Tortum nohutla tanıştı!
Özellikle sebze ve meyve üretimi konusunda verimli toprağa sahip olmakla ünlü olan Tortum’da yaklaşık yarım asır sonra hububat üretimi için de start verildi. Hem de Hınıslı olan biri tarafından, Nasır Polat tarafından nohut üretimi için Tortum’da karargah kuruldu. Akbaba köyünde Özdemir Keleş ile birlikte yaklaşık 4 dönüme nohut eken Nasır Polat, verimli hasat alınması halinde ekim alanının genişlemeyi hedefliyor. Bir çok sebze ve meyve yetişen Tortum’da nohut ve mercimek gibi hububat ürünlerin de yetişeceğini düşündüklerini, bunun için test ekimi yaptıklarını söyleyen Nasır Polat, ‘’Hınıs’ta başarılı olduğumuz, onlarca dönüm ektiğimiz bir bitkinin Tortum gibi bir yerde yetişmemesi mümkün değildir diye düşündük ve bu kararı aldık. Köy muhtarı da olan Özdemir Keleş ile ekimini gerçekleştirdiğimiz nohutların tamamen organik şartlarda yetişmesini bekleyeceğiz. En son 40-50 yıl önce buralarda ekilen nohutun verimli olması halinde ağırlıklı olarak bu üretime geçilecek, hem çiftçimiz, hem de milli ekonomimiz faydalanacak’’ dedi.
Murat Balkuş’un ‘’Eskiden Kar yağardı Erzurum’a’’ şiiri şarkı oluyor..
Erol Evgin sürprizi!
Sevgili yazar, sanatçı arkadaşım Murat Balkuş’un taa 1998 yılında yazdığı ‘’Eskiden kar yağardı Erzurum’’a şirini ilk nerede, ne zaman söylemişti, hatırlamıyorum ama bu ilk duyduğumda bile bana hem sempatik, hem romantik ve hem de otantik gelmişti. Her dinlediğimde de aynı duyguyu yaşamıştım. Hele de sıla hasreti çeken, onun ötesinde davası ve de kavgası olan adamı iliklerine kadar etkileyen sözleri ile bu şiir, Erzurum ile ilgili yazılmış hit şiirler arasına girmişti. Her daim dinlemekten sıkılmayacağım fıkra gibi olmuştur, hele de arkasında mini bir fon müziği veriliyorsa, ‘bihoş’ olurum, ötelere giderim, sanırım böyle düşünen de bir ben olmam. Zaman zaman ulusal televizyonlarda da gerek Murat Balkuş tarafından gerekse başka söz ustalarından dinlemelere doyamadığım bu şiir şimdi çok tanıdık birine emanet. Erol Evgin’e. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru insanlar çıkmalı elbet insanın karşısına. Sanırım Murat’ın karşısına biraz zamanı geçmiş olsa da doğru bir insan çıkmış karşısına. O Erol Evgin ki, milyonlarca hayranı olan, saygın bir sanatçıdır. Bir çok şarkısı dillerde pelesenk olan Erol Evgin, şarkı yapmak istemiş, o şiiri bizatihi telefonla aramış, Balkuş’dan istemiş. Telif ücreti nezaketini de göstermiş olan Erol Evgin ile o şiir artık şarkı olacak, müzik dünyasına merhaba diyecek. Ez cümle, zamanla ne olduğu ortaya çıkan insanlar var bir de zamanın bile değiştirmediği insanlar!

Anılar ölmez, yürekte saklanır!
Öztürk Akkök ağabeyin de vurguladığı gibi hocaların hocası şair, eğitimci Bedir Avcı ağabey, 45 yıl aynı yas tuttuğu hayat arkadaşına ithafen yazdığı şiir kitabı ‘’Güz Gülü Gül Teyze’’ kitabı ile ikinci kez şiirseverlerin huzuruna çıktı. Dadaşkent’te ki kendi evinin bahçesinde, seçkin bir davetli topluluğunun huzurunda bu ikinci şiir kitabının tanıtımını yapan Bedir Avcı hoca, bu nadide eseriyle eli kalem tutan herkesin bir şekilde torunlarına kalıcı birşeyler bırakması gerektiğini hatırlattı bana. Anılar ölümsüzdür, yürekte saklanırlar çünkü. En güzel yaşlanmışlıkların yaşanmışlıklar olduğuna inanan biri olarak hayatı dolu dolu yaşayan ve bunu da kelamı ve de kalemi ile dile getiren Bedir Avcı’ya, bol okurlar dilerken, bahse konu teyzemize de rahmet dileklerimi sunuyorum.


Fredi’nin kabusu!
2011 yılında gerçekleşen Kış Oyunları için ilk yapıldığında da sempatik değildi, şimdi de değil.
Adamı buz hokeyine davet etmekten çok, koş koş ettiren bir görsel olarak kaldı o.
Elm sokağındaki Fredi’nin Kabusu gibi duruyor.
Kabalığını bıraktım, beti-benzi atmış artık, bir ‘delete’lik canı kalmış.
Bence değiştir artık Müdür, ne bileyim, yap bir şeyler artık!
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Çok kişiyle konuş, az kişiyle düşün, tek başına karar ver! (Konfüçyüs)
DUVARIN DİLİ : Ne zaman bir düş kursam, ertesi gün hayal kırıklarını topluyorum!