Erzurum'da yıllarca ‘amele pazarı’ olarak bilinen Gürcükapı Camii önünü kendilerine mesken tutan hamallar, değişen ekonomik şartların kurbanı oldu. İşsizlikten ve yaşam şartlarının giderek ağırlaşmasından dert yanan hamallar, caminin duvar dibinde veya avlusundaki kahvelerde gelecek bir işi bekliyor.
En gençleri 45, en yaşlıları ise 70 yaşında
Tarihi camiinin önünde hamallık yapanlar artık bu mesleğin son temsilcileri olurken onlarla birlikte hamallıkta tarihin tozlu sayfalarına karışmış durumda. Sayıları bir elin parmağını geçmeyen hamallar, emeklerinin karşılığını alamamaktan ve herhangi bir sosyal güvenceleri olmadan çalışmaktan dert yanıyor.
Günün ilk saatlerinde beklemeye başlıyorlar
En gençleri 45, en yaşlıları ise 70 yaşında olan emekçiler, kimi zaman sırtlarında kimi zaman da el arabaları ile yüzlerce kiloluk kolileri, eşyaları yükleniyorlar. Günün erken saatlerinde bir umudun peşine takılarak sıraya dizilen hamallar, kendilerine gelecek bir iş kapısını umutla bekliyor. Günü kurtarmak ve gelen işi almak için adeta birbirleriyle yarışan işçiler, işverenlerin gözlerinin içine bakıyor.
“Tanıdık şart”
Uzun yıllar hamallık yapan Mehmet Bayram bir günlerinin nasıl geçtiğini Pusula’ya anlattı. Hamal olabilmek için bile bir tanıdığın olması gerektiğini ifade eden Bayram, “Sabahın erken saatlerinde buraya geliyoruz. O gün kısmetimizde ne varsa beklemeye koyuluyoruz. Bazen bir ev taşıma işi bazen inşaatta amelelik gibi şeyler oluyor. Bu noktada sizi tanıyan birinin olması şart. Çünkü tanıdık kimseniz varsa şansınız daha yüksek oluyor. Bu sayede işi daha rahat alabiliyorsunuz. O gün şanslıysanız ve işveren sizi seçtiyse evinize eli boş dönmüyorsunuz” diye konuştu.
“Eve eli boş dönmek zoruma gidiyor”
Erzurum’un Çat ilçesinden 19 yaşında gelerek 33 yıldır hamallık yaptığını kaydeden Bayram, tek güvencelerinin bilekleri olduğunu kaydederek, “Günübirlik işlerde bileğimize güvenerek çalışıyoruz. Bizim herhangi bir sosyal güvencemiz de yok. Eline, koluna, beline bir şey olduğu zaman mahvolursun. Bizim işimiz günümüz şartlarında artık çok zorlaştı ve kimse artık hamala ihtiyaç duymuyor. Öyle günler oluyor ki haftalarca bir iş gelmiyor. Sadece cami duvarının önünde durduğumuzla kalıyoruz. Ben torunlarım dâhil dokuz nüfusa bakıyorum. Eve eli boş dönmek benim çok zoruma gidiyor. Şuan iki tanede öğrenci okutmaya çalışıyorum ama gücüm bir noktada tıkanıyor. Bir gün çalıştığımızda eve eli boş döndüğümüzde çok şükür deyip uyuyabiliyoruz” dedi
“Bize sahip çıkın”
Yetkililere seslenerek kendilerine sahip çıkılmasını isteyen Bayram, mevsim şartlarının zorluğuna da değinerek, “Yazın bir nebze bile olsa iş yapabiliyoruz fakat Erzurum şartlarında kış erken geliyor ve biz boşta kalıyoruz. En azından belli dönemlerde bize sahip çıkılmasını istiyoruz. Ne bir sosyal güvencemiz ne de başka bir şeyimiz var. Çoluk çocuk aç biilaç benim elime bakıyor, bende eli boş dönmek istemiyorum” ifadelerine yer verdi.
İlerleyen yaşına rağmen hala çalışıyor
Zorlu şartlarda çalışan hamallardan biri de 70 yaşındaki Abdullah Kaya. İlerleyen yaşına rağmen hala çalışan Kaya, evine ekmek götürmek zorunda olduğunu ifade etti.
Bazı günler sabahtan akşama kadar volta atarak gelecek en ufak bir işi beklediğini dile getirerek sözlerine şöyle devam etti: “Genellikle eşya yüklüyor, inşaatta yük taşıyoruz. Bazı işlere göre işverenler buraya geliyor ve kendi işine yarayacak işçileri seçip, götürüyor. İşin zorluğuna göre ücretlerde değişiyor genellikle ortalama bir işten bin TL kazanıyoruz. Bazı işlerde zorlukta fazla. Örneğin ev taşımaya gidiyoruz asansör yok. Mecburen sırtımıza yüklenip katları tek tek çıkıyoruz. Veyahut kışın soğukta dışarıdaki işlerde zorlanıyoruz. Benim artık yaşım ilerliyor ve bazı işleri yapamıyorum bu noktada arkadaşlarım beni idare ediyor fakat nereye kadar devam eder bilemiyorum. Burada gün boyu bekliyoruz, o gün nasip kiminse çıkan işe o gidiyor. Bizde hakkımıza razı oluyoruz ve birbirimizi gözetiyoruz”
Şeyma TAHİR
ALLAH YARDIMCINIZ OLSUN ARKADAŞLAR