Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçen hafta Ağustos ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Tüketici fiyatları (TÜFE), ağustos ayında aylık bazda yüzde 1,12, yıllık bazda ise yüzde 19,25 oldu. Böylece yıllık enflasyon yüzde 18,95’ten yüzde 19,25’e yükselmiş oldu ve Merkez Bankası’nın yüzde 19’luk politika faizini geride bıraktı. Bakalım Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, enflasyonun üzerinde politika faizi sözü verdiği için faizi yüzde 19'un üzerine çıkarabilecek mi?
Başkan Kavcıoğlu'nun "çekirdek enflasyon önemli" diyerek söylem değiştirmesi verdiği sözü ve üzerinde ki yükü hafifletmez. Çünkü bu açıklamadan sonra dolar kuru 8,48'i gördü. Bunun yanında tüketicilerin muzdarip olduğu harcamaların başında gelen petrol, doğalgaz ve tarım fiyatlarını ayrı tutmak sorunu daha karmaşık hale getirir! Açık konuşmak gerekirse TUIK, enflasyon oranını açıkladıktan sonra Merkez Bankası Başkanı'nın yerinde olmak istemezdim.
Dünyada OECD'ye üye veya Avrupa Birliği üyesi ülkelerin hangisini ele alırsanız alın, bu ülkeler konutun enflasyon sepetinde ki oranını yüzde 30 olarak baz alırlar. Bunun nedeni, gelişmiş ülkelerde halkın ana ihtiyaçları noktasında ilk önem verdiği konu barınma olduğu için konut alım ve satımları enflasyonun belirlenmesinde önemli bir yer tutar. Tabi sepette konut alış ve satışlarının yanında bina giderleri, kira, kapıcı gibi tüm giderler yer alır.
Ülkemizde ise konutların enflasyon sepetinde ki oranı yüzde 15 baz alınıyor. Avrupa ülkelerinde ki sepetle yarı yarıya fark olduğunu gözlemliyoruz.
Bakın özellikle bu yıl konut fiyatlarına yüzde 200'ün üzerinde zam geldi! Bu zamlar, enflasyon sepetinde yüzde 15 değil de gelişmiş ülkelerde ki gibi yüzde 30 baz alınsaydı, o zaman enflasyon açıklanandan çok yüksek çıkacaktı.
Avrupa'da gıda fiyatlarının enflasyon sepetinde ki oranı yüzde 10-15 baz alınıyor. Ülkemizde ise gıdanın enflasyon sepetinde ki oranı yüzde 22'dir. Bunun nedeni gerek Ticaret, gerekse Tarım Bakanlığı gıda ürünlerine baskı yaparak fiyatların fahiş oranda yükselmesine müdahale etmesidir. Yani gıda ürünlerinde ki artışa baskı yapılarak indirime gidilmesi enflasyonu düşürüyor. En basit ve yakın örneği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gıda fırsatçılarının önüne geçmek için tarım kredi marketlerinin sayılarının artırılması talimatını vermesi olarak gösterebiliriz. Şu an için 45 ilde 446 mağazaya ulaşan tarım kredi marketleri, bu yıl sonuna kadar 650'ye, 2022'de 1210'a çıkması bekleniyor. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu' da enflasyonun ağustosta yüzde 1,12, yıllık bazda yüzde 19,25'e yükselmesinin bir başka nedenini gıda fiyatlarına bağlaması, sepette ki yüzde 22 orandan kaynaklandığı gerçeğini açıkça ortaya koyuyor!
Gıdaya yapılan baskının konut veya araç fiyatlarına yapıldığını göremezsiniz. Çünkü konutun TUIK sepetinde ki oranı, enflasyon verilerinin düşük çıkmasına neden oluyor.
Son olarak eğlence ve kültür bir ülkenin gelişmişlik göstergesinin en önemli faktörüdür. Eğlence ve kültürün TUIK'in enflasyon sepetinde ki oranı yüzde 3, Avrupa'da ise bu rakam yüzde 11'dir.
Geçen yıl ki küçülme istisnai durum olduğu gibi bu yıl ki büyümede pandemi yasaklarının gevşetildiği döneme denk geldiğinden istisnai bir durumdur. Bu ülkenin kredi ve kredi kartı harcamaları ile geçici balon büyümelere değil istihdamın sağlandığı, gelirin eşit dağıtıldığı, enflasyonun her geçen yıl düştüğü kalıcı büyümeye ihtiyacı var. Yoksa en küçük bir spekülasyonda döviz kuru artışıyla, yüksek faizle ve enflasyonla mücadele etmeye devam ederiz ki 2023 hedeflerimiz hayal olur.
Başkan Kavcıoğlu'nun "çekirdek enflasyon önemli" diyerek söylem değiştirmesi verdiği sözü ve üzerinde ki yükü hafifletmez. Çünkü bu açıklamadan sonra dolar kuru 8,48'i gördü. Bunun yanında tüketicilerin muzdarip olduğu harcamaların başında gelen petrol, doğalgaz ve tarım fiyatlarını ayrı tutmak sorunu daha karmaşık hale getirir! Açık konuşmak gerekirse TUIK, enflasyon oranını açıkladıktan sonra Merkez Bankası Başkanı'nın yerinde olmak istemezdim.
Dünyada OECD'ye üye veya Avrupa Birliği üyesi ülkelerin hangisini ele alırsanız alın, bu ülkeler konutun enflasyon sepetinde ki oranını yüzde 30 olarak baz alırlar. Bunun nedeni, gelişmiş ülkelerde halkın ana ihtiyaçları noktasında ilk önem verdiği konu barınma olduğu için konut alım ve satımları enflasyonun belirlenmesinde önemli bir yer tutar. Tabi sepette konut alış ve satışlarının yanında bina giderleri, kira, kapıcı gibi tüm giderler yer alır.
Ülkemizde ise konutların enflasyon sepetinde ki oranı yüzde 15 baz alınıyor. Avrupa ülkelerinde ki sepetle yarı yarıya fark olduğunu gözlemliyoruz.
Bakın özellikle bu yıl konut fiyatlarına yüzde 200'ün üzerinde zam geldi! Bu zamlar, enflasyon sepetinde yüzde 15 değil de gelişmiş ülkelerde ki gibi yüzde 30 baz alınsaydı, o zaman enflasyon açıklanandan çok yüksek çıkacaktı.
Avrupa'da gıda fiyatlarının enflasyon sepetinde ki oranı yüzde 10-15 baz alınıyor. Ülkemizde ise gıdanın enflasyon sepetinde ki oranı yüzde 22'dir. Bunun nedeni gerek Ticaret, gerekse Tarım Bakanlığı gıda ürünlerine baskı yaparak fiyatların fahiş oranda yükselmesine müdahale etmesidir. Yani gıda ürünlerinde ki artışa baskı yapılarak indirime gidilmesi enflasyonu düşürüyor. En basit ve yakın örneği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gıda fırsatçılarının önüne geçmek için tarım kredi marketlerinin sayılarının artırılması talimatını vermesi olarak gösterebiliriz. Şu an için 45 ilde 446 mağazaya ulaşan tarım kredi marketleri, bu yıl sonuna kadar 650'ye, 2022'de 1210'a çıkması bekleniyor. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu' da enflasyonun ağustosta yüzde 1,12, yıllık bazda yüzde 19,25'e yükselmesinin bir başka nedenini gıda fiyatlarına bağlaması, sepette ki yüzde 22 orandan kaynaklandığı gerçeğini açıkça ortaya koyuyor!
Gıdaya yapılan baskının konut veya araç fiyatlarına yapıldığını göremezsiniz. Çünkü konutun TUIK sepetinde ki oranı, enflasyon verilerinin düşük çıkmasına neden oluyor.
Son olarak eğlence ve kültür bir ülkenin gelişmişlik göstergesinin en önemli faktörüdür. Eğlence ve kültürün TUIK'in enflasyon sepetinde ki oranı yüzde 3, Avrupa'da ise bu rakam yüzde 11'dir.
Geçen yıl ki küçülme istisnai durum olduğu gibi bu yıl ki büyümede pandemi yasaklarının gevşetildiği döneme denk geldiğinden istisnai bir durumdur. Bu ülkenin kredi ve kredi kartı harcamaları ile geçici balon büyümelere değil istihdamın sağlandığı, gelirin eşit dağıtıldığı, enflasyonun her geçen yıl düştüğü kalıcı büyümeye ihtiyacı var. Yoksa en küçük bir spekülasyonda döviz kuru artışıyla, yüksek faizle ve enflasyonla mücadele etmeye devam ederiz ki 2023 hedeflerimiz hayal olur.