Erzurum barının imi-cimi bu kitapta!
Erzurum barları ile ilgili kuşkusuz çok sayıda yayınlanmış eser var. Ne var ki Şair Nef’i gibi Erzurum barları ile ilgili bilgiler de çok kısıtlıdır. Çeşitli zamanlarda değişik isimler tarafından Erzurum barları yazılmıştır ama belli ki en kapsamlısı bu olacak! ERVAK tarafından yayınlanması beklenen Müslüm Çağlar’ın yazdığı kitap. Kısa adı ERVAK olan Erzurum Kalkınma Vakfı Başkanı Erdal Güzel, ilk defa kapsamlı bir bar kitabını yayına sokmaya hazırlandıklarını belirtirken, ‘’Bu kitapta barlar ile ilgili her şey var. Bir başbar oyuncusu da olan ve yıllarca Halk Eğitim Müdürlüğü yapmış olan Müslüm Çağlar hocamız bu kitap için büyük bir emek verdi. Üzerinde yaklaşık 2 yıl geceli-gündüzlü çalıştı. Değişik dönemlerde bar ve barcılar ile ilgili anıların da yeraldığı bu kitapta konu bar olduğu için ne ararsan var. Son rötuşları yapılan ‘Yüce Dağların Başında Erzurum Barları Üzerine Düşünceler’ kitabı yakın bir zamanda okuyucuların elinde olacaktır’’ dedi. Yeni çıkacak olan kitapta eski Cumhurbaşkanlarından Erzurumlu Cemal Gürsel’in de bar tutarken fotoğrafları yeralıyor..
Şükür savuşturana!
Ed Stafford adında bir kaşif var.
Yazarlığı da olan meşhur bir İngiliz bu.
Guinnes Dünya Rekorlar Kitabına geçmiş biridir.
Kitaba geçmesinin nedeni giysi ve yiyecek olmaksızın zor doğa koşullarında günlerce yaşaması, çoğu kez ölümden kurtulmayı başarmasıdır.
Zaten şu ana kadar Amazon Nehrini yol boyunca yürüyerek geçen tek adam da odur.
Ed Stafford’un 10’ar günlük kurtuluş hikayelerini anlatan belgeseller var, genelde de Diccovery kanalında.
Her biri birbirinden ilginç ve dikkatle izlenen Türkçe dublajlı hikayeler.
Bir çoğunu izlemişliğim vardır, size de tavsiye ederim.
2014 yapımı ve yönetmeni de Peter Lown!
Bir kurtuluş hikayesinde yalnızca hayatta kalmaya çalışmanın ötesinde hem zihinsel hem de fiziksel olarak kendisini geliştirmek de istediğini söylüyor.
Ve uçta yaşamanın hem zorluklarından hem de kolaylıklarından bahsediyor.
BB Erzurumspor’un teknik patronu Osman Özköylü’yü ben 10’ar günlük kurtuluş hikayeleri bulunan Ed Stafford’a benzettim nedense.
İstanbul maçında yaşam mücadelesi verdi.
Ve her Ed Sfafford hikayesi gibi o da o zor koşullarda yalnızca hayatta kalmaya çalıştı ve de ‘şimdilik’ başardı!
Şükür kavuşturana, savuşturana!
Bulgur pilavı ustası!
Mahmut başkan, geçen hafta sonu PUSULA’ya yaptığı ziyarette verdiği tereyağlı mercimekli bulgur pilavı sözünü tuttu. Büyükşehir Belediye eski Başkanlarından Uykusuz’u bu yaştan sonra mutfağa soktuk, ona bulgur pilavı pişirttik. Övünmekte haklıymış. Mercimekli bulgur pilavı tam usta işi olmuştu, nefisti. Herkes iki tabak tadarken, özellikle gazetemizin bayan çalışanları eski başkandan bu pilavın tarifini almadan da edemediler.
Antalya’daki kış turizmi elçimiz!
‘HARBİ DADAŞ’LA HASBİHAL..
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın son 2 yıldır Avrupa Birliği ile yürüttüğü Erzurum, Erzincan, Kars Kış Turizmi Koridoru Projesi’nin tanıtımı ve bugüne kadar yapılan çalışmaların anlatıldığı bir toplantı için Antalya’dayım. Ne yalan söyleyeyim, Erzurum’da buz sporlarından Buz Pateninin bir temsilcisi olarak artık benim mi eksikliğim, onun mu bilmiyorum ama projenin koordinatörü İtalyan Francesco Comotti ile ilk defa karşılaşıyor ve konuşuyorum. Bendeki ilk intiba çok pozitif. Herşeyden öce projenin lokomotifi olan Comotti’yi sempatik, bir çok özelliğiyle ben de ‘harbi dadaş’ görüyorum. Yardımcısı Alex Andrei de ondan aşağı kalmıyor. Meseleye vakıf ve bir şeyleri başarmanın peşinde. Hem de 2 yıldır Erzurum’da bulunmuş olmasına, Onur Sağsöz’ün onca onunla ilgili haber yapmışlığına ve ‘bas bas’ bağırmasına rağmen Comotti ile yeni tanışıyor olmak kabul ediyorum, büyük harflerle yazıyorum EKSİKLİK!. Ne o beni ne de ben onu merak edip bulmuşum. Sanki kış turizmi denince sadece kayak akla gelmiş gibi. Sanki kış turizmi denince işin içinde paten yokmuş gibi. Her neyse. Bu güzel ve önemli rötarlı buluşma değerliydi ancak biri vardı ki, Antalya’da tanıştığım, ondan çok daha mutlu oldum. O da Antalya’nın Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı İlknur Selçuk Köker!
EN CEVVAL ELÇİMİZ!
İlk defa tanıştığım ve kısa süreliğine sohbet imkanı da bulduğum İlknur Selçuk Köker’i önemsememin en önemli nedeni Erzurumlu olması. İkinci önemi, cevval bir ‘turizm kadını’ olması. Bir başka özelliği de bir süre önce vefat eden Erzurum eski Baro başkanlarından Avukat Nizamettin Selçuk’un kızı olması! Hal ve hareketlerinden belli. Kıpır kıpır. İşi gücü turizm. Antalya Valisi iken Erzurum eski Valisi Ahmet Altıparmak ile çalışmış, doktor olan eşiyle görev yaptığı bu şehirde önemli dokunuşlarıyla da iz bırakmış biri. Erzurum’u konuşurken, ilginç bir detaya giriyor. ‘’Erzurum Kültür ve Turizm Müdürlüğü için bana teklif geldi ama kabul edemezdim. Çünkü biliyorum, Erzurum’da buradaki kadar fazla çalışamazdım. Antalya’da daha çok çalışıyor ve yoruluyor olmaktan da memnunum’’ diyor. Anlamamazlık ettiğim filan yok, tam tamına böyle diyor! Zaman zaman sılayı rahim yaptığını söyleyen Antalya’da ki turizm elçimizin Erzurum’ da kapsayan Kış Turizmi Koridoru Projesini de yakından takip ettiğini gözlemliyorum. Ve bu durum da hoşuma gidiyor tabiî ki. Erzurum heyetini bulundukları süre içinde yalnız bırakmaması da işte bu yüzden. Sadece ben mi, toplantıya katılan Erzurumlu diğer davetliler de bu yakın ilgiden memnun.. Ve hep birlikte Türk turizmi diyen Erzurumlu bu cevval turizm kadınıyla biraraya geliyor, toplantı anısına fotoğraf çektiriyoruz..
--
SEVDİĞİM BABA SÖZLER: Güzel hayat isteyen güzel insan biriktirsin (Cemal Süreyya)