
Belediye Başkanı Zakir Gürbüz’le ilgili anılar…
İ. Hakkı Kubilay Bey’in “Elli Yılda Erzurum Belediyesi 1929–1979” isimli çalışmasının beşinci bölümünde “Belediye Başkanları veya Yakınlarının Hatıraları” ismini taşımaktadır. Belediye başkanlarıyla yakınları ve belediyeyle ilgilenen zevata yazı yazılmak suretiyle hatıralarını bildirmeleri ve varsa belge göndermeleri istenmiştir. Bu talebe bir iki kişi karşılık vermiştir.
Cevaplardan ilki Erzurum’un Ermeni ve Rus zulmünden kurtarıldığı dönemde iki dönem 1918 -1921 ve 1927–1928) belediye başkanlığı yapan merhum Zakir Gürbüz'ün kızları Neziha Gürbüz, Nemide Aksoy ve oğlu Mukadder Gürbüz’e aittir. Evlatlarının babaları Zakir Gürbüz Bey’le ilgili hatırları şu şekildedir:
Aile fertlerinin verdiği bilgiye göre; Gençağazade Binbaşı Hacı Osman Efendi'nin oğlu olan Zakir Bey 1303 yılında doğdu. Müreffeh bir ailenin oğlu olarak iyi bir hayat geçirdi. Erzurum İdadisinde bir müddet okudu. Esas kültürünü evdeki büyük kütüphanesinden aldı. Mütevazı, yardımsever ve durmadan okuyup öğrenen bir şahsiyetti, Zakir Gürbüz Bey.
Kritik devirde, Ermeni katliamı ve yağmacılığının olması üzerine yersiz yurtsuz, aç ve perişan bir durumda olan halka ev, yiyecek giyecek temin etti.
Göç edip de memleketine dönenlere yakın ilgi gösterdi ve yardımlarda bulundu.
1942 yılında vefat eden Zakir Bey bir halk adamıydı; İl Genel Meclisi üyeliği, Belediye Meclis üyeliği ve Belediye Başkanlığı gibi görevlerde bulundu.
İstanbul Valiliği de yapan Hilal'i Ahmer (Kızılay) Başkanı Lütfü Kırdar’a Erzurum'da ilk defa aş ocağı açtırarak, halka sıcak çorba temininde muvaffak oldu.
Erzurum'a gelen Amerika heyetine Erzurum'un Türk ve İslam olduğunu ispat İçin Türk mezarlıkları ile Ermeni maşatlıklarını gezdirip bu heyeti Türk tezleri doğrultusunda ikna etti.
Hatta, bu heyete bulunup da bir inceleme sebebiyle tekrar Erzurum'a gelen General Ricxley, belediye başkanı olan Zakir Bey'i evinde ziyaret ederek, o zamanki intibalarını anlatıp Zakir Bey’i takdir etti.
Merhum, Zakir Bey, Erzurum Kongresi'ne iştirak etti; Atatürk tarafından sık sık aranılan bir kimseydi.
1941 yılında Erzurum'a gelen Cumhurbaşkanı Sayın İsmet İnönü, bizzat Rauf Orbay’ı evine göndermek suretiyle, Zakir Bey’i, düzenlenen kıyafet balosuna davet etti.
Ancak rahatsız olması sebebiyle Zakir Bey, davete icabet edemedi. Yerine oğlu Muzaffer Gürbüz ile kızı Neriman Gürbüz'ü gönderdi.
Kızı Nemide Aksoy’un hatırasında yer alan bir bilgiyse şöyledir: Gazeteci Cihat Baban ile Bahadır Dülger sık sık babam Zakir Bey’i ziyaret ederek belediye çalışmaları ve yaşadıklarıyla ilgili malumat alırlardı. Bir gün ‘belediyede ne gibi hizmetlerde bulundunuz?’ şeklinde yöneltilen bir soruya babam Zakir Bey, şu cevabı verdi:
‘Ben Savaş görmüş, Ermeni katliamına uğramış bir şehrin belediye başkanı olarak, ancak yuvasız, anasız babasız, evlatsız kalmış, perişan Erzurum halkının dertleriyle uğraştım; acılarını dindirmeye, karınlarını doyurmaya, evlerini ısıtmaya çalıştım; gözle görülür başka bir hizmet yapma imkânı bulamadım.’
Diğer yandan Kongre dolayısıyla Erzurum'da bulunan delegeler, çevre vilayet valileriyle belediye başkanları için verilen bir yemekte, Trabzon Belediye Başkanı, kendini övmek amacıyla Erzurum sokaklarının çok pis ve bakımsız olduğunu söylemesi üzerine dayanamayan Zakir Bey, ona şu cevabı vermiştir:
‘Beyefendi; Erzurum'un kapılarından her gün Trabzon'un nüfusu kadar hayvan girip çıkıyor, iki şehri mukayese etmeyiniz lütfen!’
Bu cevabın bazı insanları üzmesi ve Zakir Bey’e, ‘ağır konuştun!’ ikazında bulunmaları üzerine, Zakir Bey, sözünü şöyle sürdürmüştür:
‘Bu sözü hakaret için konuşmadım. İki şehrin durumunu izah sadedinde söyledim.”
İ. Hakkı Kubilay Bey’in “Elli Yılda Erzurum Belediyesi 1929–1979” isimli çalışmasının beşinci bölümünde “Belediye Başkanları veya Yakınlarının Hatıraları” ismini taşımaktadır. Belediye başkanlarıyla yakınları ve belediyeyle ilgilenen zevata yazı yazılmak suretiyle hatıralarını bildirmeleri ve varsa belge göndermeleri istenmiştir. Bu talebe bir iki kişi karşılık vermiştir.
Cevaplardan ilki Erzurum’un Ermeni ve Rus zulmünden kurtarıldığı dönemde iki dönem 1918 -1921 ve 1927–1928) belediye başkanlığı yapan merhum Zakir Gürbüz'ün kızları Neziha Gürbüz, Nemide Aksoy ve oğlu Mukadder Gürbüz’e aittir. Evlatlarının babaları Zakir Gürbüz Bey’le ilgili hatırları şu şekildedir:
Aile fertlerinin verdiği bilgiye göre; Gençağazade Binbaşı Hacı Osman Efendi'nin oğlu olan Zakir Bey 1303 yılında doğdu. Müreffeh bir ailenin oğlu olarak iyi bir hayat geçirdi. Erzurum İdadisinde bir müddet okudu. Esas kültürünü evdeki büyük kütüphanesinden aldı. Mütevazı, yardımsever ve durmadan okuyup öğrenen bir şahsiyetti, Zakir Gürbüz Bey.
Kritik devirde, Ermeni katliamı ve yağmacılığının olması üzerine yersiz yurtsuz, aç ve perişan bir durumda olan halka ev, yiyecek giyecek temin etti.
Göç edip de memleketine dönenlere yakın ilgi gösterdi ve yardımlarda bulundu.
1942 yılında vefat eden Zakir Bey bir halk adamıydı; İl Genel Meclisi üyeliği, Belediye Meclis üyeliği ve Belediye Başkanlığı gibi görevlerde bulundu.
İstanbul Valiliği de yapan Hilal'i Ahmer (Kızılay) Başkanı Lütfü Kırdar’a Erzurum'da ilk defa aş ocağı açtırarak, halka sıcak çorba temininde muvaffak oldu.
Erzurum'a gelen Amerika heyetine Erzurum'un Türk ve İslam olduğunu ispat İçin Türk mezarlıkları ile Ermeni maşatlıklarını gezdirip bu heyeti Türk tezleri doğrultusunda ikna etti.
Hatta, bu heyete bulunup da bir inceleme sebebiyle tekrar Erzurum'a gelen General Ricxley, belediye başkanı olan Zakir Bey'i evinde ziyaret ederek, o zamanki intibalarını anlatıp Zakir Bey’i takdir etti.
Merhum, Zakir Bey, Erzurum Kongresi'ne iştirak etti; Atatürk tarafından sık sık aranılan bir kimseydi.
1941 yılında Erzurum'a gelen Cumhurbaşkanı Sayın İsmet İnönü, bizzat Rauf Orbay’ı evine göndermek suretiyle, Zakir Bey’i, düzenlenen kıyafet balosuna davet etti.
Ancak rahatsız olması sebebiyle Zakir Bey, davete icabet edemedi. Yerine oğlu Muzaffer Gürbüz ile kızı Neriman Gürbüz'ü gönderdi.
Kızı Nemide Aksoy’un hatırasında yer alan bir bilgiyse şöyledir: Gazeteci Cihat Baban ile Bahadır Dülger sık sık babam Zakir Bey’i ziyaret ederek belediye çalışmaları ve yaşadıklarıyla ilgili malumat alırlardı. Bir gün ‘belediyede ne gibi hizmetlerde bulundunuz?’ şeklinde yöneltilen bir soruya babam Zakir Bey, şu cevabı verdi:
‘Ben Savaş görmüş, Ermeni katliamına uğramış bir şehrin belediye başkanı olarak, ancak yuvasız, anasız babasız, evlatsız kalmış, perişan Erzurum halkının dertleriyle uğraştım; acılarını dindirmeye, karınlarını doyurmaya, evlerini ısıtmaya çalıştım; gözle görülür başka bir hizmet yapma imkânı bulamadım.’
Diğer yandan Kongre dolayısıyla Erzurum'da bulunan delegeler, çevre vilayet valileriyle belediye başkanları için verilen bir yemekte, Trabzon Belediye Başkanı, kendini övmek amacıyla Erzurum sokaklarının çok pis ve bakımsız olduğunu söylemesi üzerine dayanamayan Zakir Bey, ona şu cevabı vermiştir:
‘Beyefendi; Erzurum'un kapılarından her gün Trabzon'un nüfusu kadar hayvan girip çıkıyor, iki şehri mukayese etmeyiniz lütfen!’
Bu cevabın bazı insanları üzmesi ve Zakir Bey’e, ‘ağır konuştun!’ ikazında bulunmaları üzerine, Zakir Bey, sözünü şöyle sürdürmüştür:
‘Bu sözü hakaret için konuşmadım. İki şehrin durumunu izah sadedinde söyledim.”