Erzurum'da, Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılına ilişkin Cumhuriyet öncesi ve sonrası yaşanan tarihi olaylar ve devlet politikalarının konuşulacağı "100. Yılında Türkiye Cumhuriyeti 1923-2023 Uluslararası Sempozyumu" başladı. Program iki gün boyunca üniversite bünyesindeki kültür merkezlerinde gerçekleştirilecek.
Manolya BULUT-PUSULA
Atatürk Üniversitesi ve paydaş kuruluşların destekleri ile düzenlenen sempozyumun açılışı, üniversitenin 15 Temmuz Milli İrade Salonu'nda gerçekleştirildi.
Sempozyum açılışına Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zafer Aynalı, Aziziye Belediye Başkanı Muhammet Cevdet Orhan, İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Esin Derinsu Dayı, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Vali Mustafa Çiftçi, sempozyumun açılışında, Türkiye'nin krizlerle çevrili bir coğrafyada milli çıkarlar ve tarihi sorumluluk çerçevesinde sahada ve masada etkin varlık gösterdiğini söyledi. Çiftçi, “Dünyamız son derece hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçmektedir. Küresel çapta adaletsizlik, eşitsizlik ve belirsizliklerin arttığı bu dönemin özellikleri arasında jeopolitik mücadelelerin yeniden ön plana çıkması ve her alanda artan rekabet olgusu yer almaktadır. Diğer taraftan ülkemiz, krizlerle çevrili bir coğrafyada milli çıkarları ile tarihi sorumlulukları çerçevesinde sahada ve masada etkin bir varlık göstermektedir. Şükürler olsun ki; yüz yılda, Türkiye Cumhuriyeti, önünde uzanan aydınlık yolda, emin adımlarla ilerlemeye devam etmekte, benimsediği evrensel ilkeleri muhafaza ederek, uygar dünyanın onurlu bir üyesi olmak için verdiği kararlı mücadeleyi sürdürmektedir” dedi.
‘Her alanda başarılarımız ile 100. yılı karşılamaktayız’
Türkiye Cumhuriyeti’nin yüz yıldır karşısına çıkan zorlukların üstesinden gelerek yoluna devam ettiğini belirten Vali Çiftçi, “Bilhassa son dönemlerdeki atılımlar sayesinde, bugün dünyanın yükselen güçleri arasında yer almayı başarmış bir devlettir. Ülkemizin ilk yerli ve milli elektrikli otomobili olan TOGG milletimizin hizmetine sunulmuş; savunma sanayii alanında kendi ürünlerini tasarlayan, geliştiren, üreten ve bunları ihraç eden bir kapasiteye ulaşılmıştır. Tarımdan turizme, ulaştırmadan eğitim ve sağlığa kadar her alanda başarılarımız ile 100. yılı karşılamaktayız. Günümüzde yenilikleri takip edebilmek ve insanların ihtiyaçlarına cevap verebilmek amacıyla kadim devletimiz, maziden atiye uzanan köprüyü güçlü bir şekilde muhafaza etmekte kararlıdır. Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize cumhuriyetimizin kazanımlarının doğru bir şekilde aktarılması son derece önemlidir” diye konuştu.
‘Cumhuriyet’e açılan yolu bilmek, anlamak ve canlı tutmak zorundayız’
Çiftçi, “Bir yönetim şekli olmanın ötesinde Cumhuriyet; bilimde, eğitimde, kültürde, sağlıkta, ekonomide, sosyal yaşamda, askeri alanda var olan tüm kazanımlarımızın ve değerlerimizin şaşmaz güvencesi olmuştur. Bu nedenle, büyük bir imparatorluktan Cumhuriyet’e açılan yolu çok iyi bilmek, anlamak ve her zaman hatırımızda canlı tutmak zorundayız. Bu vesileyle açılışını yapmış olduğumuz “100. Yılında Türkiye Cumhuriyeti Uluslararası Sempozyumu” nda sunulacak olan bildiriler, hem uluslararası düzeyde olması, hem de ülkemizin sahip olduğu değerleri konu alması bakımından çok büyük önem arz etmektedir. Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçen Atatürk Üniversitesi Rektörümüze, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürümüze, düzenleme heyetine, bildiri sunacak olan değerli hocalarımıza teşekkür ediyor, sempozyumun hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.” ifadelerine yer verdi.
Çomaklı, ‘Cumhuriyet, birlik ve beraberlik ruhunun en büyük eserlerinden biridir’
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı sempozyumun acılışında yaptığı konuşmada, “Tarihin dönüm noktalarını anmak, tarih bilincini yenilemenin ve kuvvetlendirmenin en etkin vasıtalarındandır. Savaşlarla ve çatışmalarla, masum insanlara yapılan adaletsiz, mesnetsiz, gayrı hukukî, gayrı insanî saldırılarla karşı karşıya olduğumuz bugünlerde, millî ve manevî varlığımızı, birlik ve bütünlüğümüzü perçinleyecek bu sempozyuma ev sahipliği yapmaktan duyduğumuz mutluluğu ifade etmek isterim. Bu vesile ile Sayın Valimize, değerli protokole, sempozyumumuza katkı sunmak amacı ile Üniversitemizi teşrif eden tüm bilim insanlarına ve katılımcılara hoş geldiniz diyor, hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Bağımsızlık düşüncesi ile 29 Ekim 1923'te ilan edilen Cumhuriyet, Türk’ün tarihî yolculuğunda varoluş mücadelesini taçlandıran, sahip olduğu bağımsızlık karakteri ile birlik ve beraberlik ruhunun en büyük eserlerinden biridir” dedi.
Atatürk Üniversitesi olarak üstün gayret sarf ediyoruz
Rektör Çomaklı konuşmasını şu şekilde sürdürdü, “Mustafa Kemal Atatürk’ün dehası, ileri görüşlülüğü, Türk milletinin kahramanlığı, millî ve manevî iradesinin gücü ile kurulan Cumhuriyet; millî egemenlik ve tam bağımsızlık esasına dayanan, akıl ve bilimin rehberliğinde sürekli gelişimi öngören bir aydınlanma ve çağdaşlaşma hamlesidir. Mustafa Kemal Paşa Cumhuriyeti, “Cumhuriyet fazilettir!” vurgusunu yaparak halka anlatır. Çünkü Cumhuriyet Türk milletinin milli manevi temel değerleri üzerinden yükselmiştir. Türk milletinin istiklalinden ve istikbalinden taviz vermeyeceğini tüm dünyaya haykırdığı kurtuluş mücadelesinin özeti ve sonucu olan Türkiye Cumhuriyeti, bizlere bırakılmış en büyük miras fazilet ve değerdir. Bu mirasın gelecek nesillere aktarılması noktasında biz üniversitelere ciddi sorumluklar düşmektedir. Bizler de Atatürk Üniversitesi olarak bu bilinçten hareketle, milli ve manevi değerlerine bağlı; ülkesi için çalışan ve üreten genç nesiller yetiştirmek için üstün gayret sarf ediyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılı hepimiz için büyük önem arz etmektedir. Cumhuriyetimizi bugün bulunduğu noktadan daha ileriye taşıma yolunda özveri ile çalışmaktayız. Bu süreçte en güçlü desteğimiz, referansımız ve çıkış noktamız, Türkiye Cumhuriyeti’nin bugün gelmiş olduğu yerdir. Cumhuriyetimizin değerlerinin yaşatılması noktasında kıymetli gençlerimize olan inanç ve güvenimizin tam olduğunu ifade etmek istiyorum. Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere sahip bir idare şeklidir. Bu sebeple gözbebeğimiz gençliğimiz, millî ve manevî değerlerimizle yetişerek Cumhuriyetimize hayat veren şanlı ruhu yaşatmakla mükelleftir.
Geçmişte Cumhuriyetimizi büyük coşkuyla kutladık. Fakat 100’üncü yıldönümü bambaşka bir önemi haizdir. “Türkiye Yüzyılı” olarak da adlandırılan bu yüksek vizyon, aynı zamanda ülkemizin inançla yürüdüğü yeni hedeflere açılan kapılar, atılan adımlar ve etkin stratejileri içermektedir. Bölgesel veya küresel bağlamda meydana gelen çatışmaların, savaşların arttığı bir dönemde, yüce devletimizin; barışı, istikrarı ve adaleti tesise yönelik gayretlerle dünya siyasi arenasında etkin olması bunun en önemli göstergelerindendir. Türkiye’nin “lider ülke” sıfatıyla Suriye’deki insanlık dramının, Rusya-Ukrayna krizinin, Karabağ sorununun ve Filistin-İsrail çatışmasının çözümü için izlediği politikalar da yine bu gücün birer ürünüdür. Cumhuriyetimizin ilanının 100. Yıldönümü vesilesiyle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi saygıyla yâd ediyor, Allah’tan rahmet diliyorum.
Sempozyumda akademik zemine taşınacak her türlü bilgi, fikir ve görüşün, aydınlık geleceğimiz için genç akademisyenlerimize, öğrencilerimize ve diğer katılımcılara kıymetli ufuklar açacağına inanıyorum.
Temeli Türk kahramanlığı, yüksek Türk kültürü, maneviyatı, ahlâkı ve vicdanı olan Türkiye Cumhuriyeti, sonsuza kadar yaşasın. Türk ve İslâm coğrafyasına ve mazlum milletlere ışık olsun. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı kutlu olsun.”