Erzurum’da kuzey ilçeleri riski bölgeler
KKKA vakalarının, ülkemizde ilkbahar ve yaz aylarında görülmekte ve çoğunlukla İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve ilimizin de içinde yer aldığı Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yoğunlaştığını anlatan Dr. Büşra Ulaştepe , “ Erzurum’da özellikle Oltu, Olur, Şenkaya, Narman, Tortum, Uzundere, Pazaryolu, İspir ilçeleri KKKA hastalık etkeni taşıyan kene tutunması açısından riskli bölgelerdir. KKKA daha çok kenenin insan vücuduna tutunmasıyla bulaşmakla birlikte; kenelerin çıplak elle çıkarılması ya da ezilmesi, hasta insanların tükürük ve kan gibi vücut sıvılarına temas edilmesi, mikrobu taşıyan hayvanların kanları, vücut sıvıları ve dokularına korunmasız temasla da bulaşabilmektedir. Hastalığın görüldüğü bölgelerde yaşayan tarım ve hayvancılık ile uğraşan çiftçi ve çobanlar, kasaplar ve mezbaha çalışanları, veteriner hekimler, askerler, korunmasız olarak kamp ve piknik yapanlar, KKKA hastaları ile temas eden sağlık personeli, laboratuvar çalışanları, KKKA hastalarının yakınları risk altındadır.” dedi. “En etkin çözüm keneden korunmak”
Kene tutunmasından sonra ilk 10 gün içinde; kene tutunmasından sonra 10 gün içinde bu belirtilerden biri veya birkaçı görülürse hemen sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini anlatan Dr. Büşra Ulaştepe şöyle devam etti,” Yüksek ateş, üşüme-titreme, baş ağrısı, yoğun halsizlik, yaygın kas ağrıları, kollarda ve bacaklarda şiddetli ağrı, kusma, karın ağrısı veya ishal, gövde, kol ve bacaklarda morluklar, diş eti kanaması, burun kanaması, mide-bağırsak kanaması, akciğer ve beyin kanamaları, dışkıda ve idrarda kan görülebilir. Tedavisi maalesef bugün için hastalığın kesin ve mikroba özgü bir tedavisi bulunmamaktadır. Bu nedenle en etkin çözüm kene tutunmasını önlemeye yönelik korunma yöntemlerini uygulamaktır.” “Vücuda tutunan keneye dikkat”
Dr. Büşra Ulaştepe hastalıktan korunma yöntemlerinin başında tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken kenelerin vücuda girmesini engellemek için mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmesi gerektiğini hatırlatarak, “Pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalıdır. Kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir. Oturulacak yerlere de açık renkli örtü serilmelidir. Riskli alanlardan döndükten sonra kene olup olmadığını görmek için özellikle diz arkası, koltuk altları, kulak arkası, ense, saç dipleri ve kasıklar gibi kıvrım yerleri atlanmadan tüm vücut dikkatlice kontrol edilmelidir. Vücuda tutunan kene en kısa sürede çıplak elle dokunmadan; eldiven, bez ya da poşet ile çıkarılmalı, çıkarılamıyorsa en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir. Vücuda tutunmuş olan kene; Patlatılmamalı! Ezilmemeli! Üzerine herhangi bir kimyasal madde (alkol, deterjan, sıvı sabun, gaz yağı, kolonya) dökülmemeli! Üzerine sigara bastırılmamalıdır” diye konuştu. (iha)
KKKA vakalarının, ülkemizde ilkbahar ve yaz aylarında görülmekte ve çoğunlukla İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve ilimizin de içinde yer aldığı Doğu Anadolu’nun kuzeyinde yoğunlaştığını anlatan Dr. Büşra Ulaştepe , “ Erzurum’da özellikle Oltu, Olur, Şenkaya, Narman, Tortum, Uzundere, Pazaryolu, İspir ilçeleri KKKA hastalık etkeni taşıyan kene tutunması açısından riskli bölgelerdir. KKKA daha çok kenenin insan vücuduna tutunmasıyla bulaşmakla birlikte; kenelerin çıplak elle çıkarılması ya da ezilmesi, hasta insanların tükürük ve kan gibi vücut sıvılarına temas edilmesi, mikrobu taşıyan hayvanların kanları, vücut sıvıları ve dokularına korunmasız temasla da bulaşabilmektedir. Hastalığın görüldüğü bölgelerde yaşayan tarım ve hayvancılık ile uğraşan çiftçi ve çobanlar, kasaplar ve mezbaha çalışanları, veteriner hekimler, askerler, korunmasız olarak kamp ve piknik yapanlar, KKKA hastaları ile temas eden sağlık personeli, laboratuvar çalışanları, KKKA hastalarının yakınları risk altındadır.” dedi. “En etkin çözüm keneden korunmak”
Kene tutunmasından sonra ilk 10 gün içinde; kene tutunmasından sonra 10 gün içinde bu belirtilerden biri veya birkaçı görülürse hemen sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini anlatan Dr. Büşra Ulaştepe şöyle devam etti,” Yüksek ateş, üşüme-titreme, baş ağrısı, yoğun halsizlik, yaygın kas ağrıları, kollarda ve bacaklarda şiddetli ağrı, kusma, karın ağrısı veya ishal, gövde, kol ve bacaklarda morluklar, diş eti kanaması, burun kanaması, mide-bağırsak kanaması, akciğer ve beyin kanamaları, dışkıda ve idrarda kan görülebilir. Tedavisi maalesef bugün için hastalığın kesin ve mikroba özgü bir tedavisi bulunmamaktadır. Bu nedenle en etkin çözüm kene tutunmasını önlemeye yönelik korunma yöntemlerini uygulamaktır.” “Vücuda tutunan keneye dikkat”
Dr. Büşra Ulaştepe hastalıktan korunma yöntemlerinin başında tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken kenelerin vücuda girmesini engellemek için mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmesi gerektiğini hatırlatarak, “Pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalıdır. Kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir. Oturulacak yerlere de açık renkli örtü serilmelidir. Riskli alanlardan döndükten sonra kene olup olmadığını görmek için özellikle diz arkası, koltuk altları, kulak arkası, ense, saç dipleri ve kasıklar gibi kıvrım yerleri atlanmadan tüm vücut dikkatlice kontrol edilmelidir. Vücuda tutunan kene en kısa sürede çıplak elle dokunmadan; eldiven, bez ya da poşet ile çıkarılmalı, çıkarılamıyorsa en yakın sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir. Vücuda tutunmuş olan kene; Patlatılmamalı! Ezilmemeli! Üzerine herhangi bir kimyasal madde (alkol, deterjan, sıvı sabun, gaz yağı, kolonya) dökülmemeli! Üzerine sigara bastırılmamalıdır” diye konuştu. (iha)