Geçen hafta misafirlerim vardı; onlarla Erzurum’u gezdik. Gezinin olmazsa olmazından biri Nene Hatun Tarihi Milli Parkı. Parka, bugünkü durumuna gelinceye kadar bir hayli emek verildi. Gerek Aziziye tabyasının gerekse Mecidiye tabyasının içi ve çevresi düzenlendi. Nene Hatun Tarihi Milli Parkı önceleri kamunun kontrolünde ve sorumluluğundaydı, bir-iki yıldır, özel sektöre devredildi. Daha önce ziyaretler ücretsizken şimdi tabyaları ve Nene Hatun’u ziyarete gelen araçlardan ücret alınıyor. Mesela otomobilinizle dağa çıkışınız 15 TL’lik fiş almanızla mümkün oluyor. Bu ücret aslında çok yüksek bir ücret değil, fakat acaba niçin alınıyor?
Nene Hatun Tarihi Milli Parkı’nda hayvanlar otluyor, oysa yasak; manzara teraslarının tahtaları yerinden çıkmış, sağa sola dağılmış ve bariyerleri eğilmiş, üzerine çıkma imkânı kalmamış, tabyadaki dev bayrağın uç kısımları parça parça; Nene Hatun heykelinin yanındaki çeşme ise akmıyor.
Nene Hatun Tarihi Milli Parkı’ını ziyarete gelen herkes bu manzaralara şahit oluyor. Bu eksiklikleri kimler giderecek, ücreti alanlar mı, yoksa Nene Hatun Tarihi Milli Parkı’nın millet ve devlet adına gerçek sahibi Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü mü? Sorumluluk kimde ise lütfen herkes sorumluluğunun gereği yapsın.
Defalarca yazdım, sosyal medyada fotoğraflar yayınladım, kaderine terk edilmiş Yanıkdere Şehitliği’nin kimsesizliği ise hâlâ sürüyor.
Bakımlı ve sahipli tek şehitliğimiz ise Karskapı’daki 3. Ordu’ya ait, şehitlik. İlk iki şehitlik, ‘ben kimsesizim!’ derken, üçüncü şehitlik bir sahibinin olması nedeniyle göz alıcı. Bu durumu nasıl açıklamak gerekir, bilmiyorum.
Kuruyan ağaçlar!
Ağaç kuruyabilir, fakat 7 yıldır Erzurum'un dört bir yanına kuruyan belli tür ağaçları ısrarla dikip kurutmak ‘gayreti’ nasıl izah edilir? Bu konuyu da defalarca yazdım. Kimse üzerine almıyor haliyle ilgili kimseler de bildiklerini okumaya devam ediyor.
Bu şehirde partiler var, belediye meclisleri var, basın var, fakat kuruyan ağaçlar, düzeni bozulmuş şehitlikler gibi, kimseyi ilgilendirmiyor!
Göz önünde olanı neden görmüyorlar acaba?
Kuruyan ağaçlara verilen o kadar para harcanan o kadar emek, önemsiz mi?
Ilıca-Dadaşkent arasında 5-6 km boyunca, orta yoldaki ağaçların tamamı fotoğraftaki gibi... Abdurrahman Gazi Türbesi civarındaki ağaçlandırma ha keza…
Bu ağaçlar milletin parasıyla alınıyor, her hâl onun için çarçuru kolay oluyor...
Bu şehri yönetenleri ve bu şehirdeki kamuoyunu anlamak zor!
Vicdanların iyice pas tuttuğu ise açık...
Atlama kulesi artık ücretsiz
Daha önce yazdığımız bir diğer konu ise, atlama pistlerinin yanındaki seyir kulesine çıkıp 360 derecelik bir açıyla şehri seyretmek de paralı hale getirilmesiydi. Adam başı 5 TL alınıyordu. Şimdi kuleye çıkış ücretsiz. Asansörle kuleye çıkıp kafeteryasında oturup manzara seyrederken kaliteli bir fincan çayı 5 TL’ye içebiliyorsunuz. Akıllı yöneticilere teşekkürler.
Nene Hatun Tarihi Milli Parkı’nda hayvanlar otluyor, oysa yasak; manzara teraslarının tahtaları yerinden çıkmış, sağa sola dağılmış ve bariyerleri eğilmiş, üzerine çıkma imkânı kalmamış, tabyadaki dev bayrağın uç kısımları parça parça; Nene Hatun heykelinin yanındaki çeşme ise akmıyor.
Nene Hatun Tarihi Milli Parkı’ını ziyarete gelen herkes bu manzaralara şahit oluyor. Bu eksiklikleri kimler giderecek, ücreti alanlar mı, yoksa Nene Hatun Tarihi Milli Parkı’nın millet ve devlet adına gerçek sahibi Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü mü? Sorumluluk kimde ise lütfen herkes sorumluluğunun gereği yapsın.
Defalarca yazdım, sosyal medyada fotoğraflar yayınladım, kaderine terk edilmiş Yanıkdere Şehitliği’nin kimsesizliği ise hâlâ sürüyor.
Bakımlı ve sahipli tek şehitliğimiz ise Karskapı’daki 3. Ordu’ya ait, şehitlik. İlk iki şehitlik, ‘ben kimsesizim!’ derken, üçüncü şehitlik bir sahibinin olması nedeniyle göz alıcı. Bu durumu nasıl açıklamak gerekir, bilmiyorum.
Kuruyan ağaçlar!
Ağaç kuruyabilir, fakat 7 yıldır Erzurum'un dört bir yanına kuruyan belli tür ağaçları ısrarla dikip kurutmak ‘gayreti’ nasıl izah edilir? Bu konuyu da defalarca yazdım. Kimse üzerine almıyor haliyle ilgili kimseler de bildiklerini okumaya devam ediyor.
Bu şehirde partiler var, belediye meclisleri var, basın var, fakat kuruyan ağaçlar, düzeni bozulmuş şehitlikler gibi, kimseyi ilgilendirmiyor!
Göz önünde olanı neden görmüyorlar acaba?
Kuruyan ağaçlara verilen o kadar para harcanan o kadar emek, önemsiz mi?
Ilıca-Dadaşkent arasında 5-6 km boyunca, orta yoldaki ağaçların tamamı fotoğraftaki gibi... Abdurrahman Gazi Türbesi civarındaki ağaçlandırma ha keza…
Bu ağaçlar milletin parasıyla alınıyor, her hâl onun için çarçuru kolay oluyor...
Bu şehri yönetenleri ve bu şehirdeki kamuoyunu anlamak zor!
Vicdanların iyice pas tuttuğu ise açık...
Atlama kulesi artık ücretsiz
Daha önce yazdığımız bir diğer konu ise, atlama pistlerinin yanındaki seyir kulesine çıkıp 360 derecelik bir açıyla şehri seyretmek de paralı hale getirilmesiydi. Adam başı 5 TL alınıyordu. Şimdi kuleye çıkış ücretsiz. Asansörle kuleye çıkıp kafeteryasında oturup manzara seyrederken kaliteli bir fincan çayı 5 TL’ye içebiliyorsunuz. Akıllı yöneticilere teşekkürler.