Bir seçimi daha hayırlısıyla kazasız belasız bitirdik.
Artık önümüze bakmak ve ülkemizin önemli sorunlarına odaklanmak zamanıdır diye cümleyi devam ettirecektim ama ne mümkün!
Dokuz ay kadar sonra karşımızda yine sandık var, yerel seçimler.
Bu yoğun seçim takviminin önemli problemler yerine kendi gündemini oluşturacağına dair tasalananlara haksız diyemeyiz.
Ancak bir tesellimiz olabilir, 24 Haziran sonuçları gösterdi ki, millet tam kararında ve mesajı kıvamında sonuçlar çıkarıyor.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a birinci turda şüphe götürmez bir devam izni verirken partisi AK Parti’ye destek mesajının yanında istediğin gücü sana vermemiz için sorunların üzerine daha kararlı ve yanlış gördüklerimizden daha net uzak durmanı istiyorum dedi.
Bu yazdıklarımdan hemen “bak, gördün mü Ak Parti zafer kazanamamış” demek kusara kimse bakmasın ama kaybetmekten kazanmak ne demektir unutan Kemal Bey ve onun etrafında gözleri koltuk sevdasından bulanıklaşmış olanların harcı olabilir.
Zira herşey ortadadır. Aynen seçim gece yarısı Muharrem İnce’nin bir gazeteciye attığı mesajda şiirsel bir ifadeyle ortaya koyduğu gibi; “Adam kazanmış!”
İnce’nin bir gün sonra da olsa ekranlara çıkarak seçimin namusunu spekülatörlerin ağzına bırakmayacak netlikte kaybettik açıklaması önemliydi. Hakkı teslim etmek bu zamanların en zor sanatı. Hele Kemal Kılıçdaroğlu’nu dinledikten sonra İnce’nin bu açık yürekli tavrı daha da önem kazandı.
Ne diyordu CHP Başkanı; “Diktatörler tebrik edilmez!” Dokuz kere seçim kaybedip partideki koltuğunu konuşturmayan bir demokratın(!) ağzına çok güzel yakıştı bu kelimeler. Demek ki neymiş her diktatör dedikten sonra halkın sürekli artan oranlarda desteğini de alsa diktatör olabilerek kalabiliyormuş bir insan. Allah akıl sağlığımızı korusun diyerek geçelim bu faslı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin ilk başkanı olarak şüpheye yer bırakmayan bir halk desteğiyle göreve devam edecek. Umuyoruz ki, sistem geçmiş sistemin uyumsuzluklarını ortadan kaldırarak daha kuvvetli bir Türkiye’nin önünü açar. Zira çok sorunumuz var, en çok da bir türlü pozisyonumuzu hazmedemeyen dünya ülkeleriyle önemli problemlerimiz var. Bu seçim onların aşılmasına vesile olur inşallah.
Gelgelelim seçimin ikincisine Milletvekili seçimlerine; burada AK Parti 301 olan meclis çoğunluğunu küçük bir farkla kaçırdı. Elbette Cumhur İttifakı buna benzer durumlar dikkate alınarak kurulmuştu ve işleyeceğini düşünüyoruz. Ancak AK Parti’nin insanların çok dillendirdiği bazı konularda daha açık ve net çözümler üretmesi gerektiği konusunu da altını çizerek belirtmekte fayda var. Önümüz seçim ve halk bu meseleler üzerinde zihinleri meşgul eden şüphelerden arınmak istiyor. O meseleleri uzun uzun yazarız daha önümüzde aylar var.
Seçimin iki galibinden biri de Devlet Bahçeli ve partisi MHP’dir. Buna sanırım kimsenin itirazı olmayacaktır. Seçimden hemen önce ortadan bölünen, anketlerde 3-4 puanlarda gösterilen parti, liderinin harika stratejileriyle limana sağsalim yanaştı. Cumhur İttifakına sıkı sıkı bağlı kalarak, gereksiz siyasi polemiklerden uzak durmak ve samimiyetle sözünün arkasında, milletin yanında olduğunu göstermek MHP’yi milliyetçi oyların tek partisi konumuna yeniden taşıyacakmış gibi duruyor.
İyi Parti ve aldığı oylara gelince; Meral Akşener’in performansı da gösteriyor ki, destek sağlam bir destek olmanın şimdilik uzağında. İttifakların ve bonkör CHP seçmeninin gazıyla kalkış yapmış bir havanın ne kadar daha gemiyi açık denizlerde yürüteceğini yaşadıkça göreceğiz.
Bu kadar genel analizden sonra bir cümle Erzurum’a bakalım. Erzurum’da AK Parti açıkça söylemek gerekirse kaybeden taraf olmuştur.
Zira MHP mevcut milletvekilini korurken AK Parti bir milletvekilini İyi Parti’ye kaptırmıştır. Belki MHP ile aralarında bu değişim yaşansaydı ittifakın ve rüzgarın etkisi diye açıklayabileceğimiz bu durumu, mevcut halde yenilgi dışında ifade edecek bir kelime yok. Oyları da ciddi şekilde düşen AK Parti’nin seçmeni şöyle söylemek istemiştir. Biz Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında aynı kararlılıkla duruyoruz ancak AK Parti milletvekilleri ve yönetimi içerisinde Bakan olmasına rağmen Erzurum’un arkasında görmek istediğimiz gibi duramamıştır.
Bu analiz dolayısıyla isteyen bana kızar ama hırsı aklının önüne geçmemiş her siyasetçi söylenenleri ders çıkarmak için vesile sayar.
Büyük ve güçlü Türkiye’nin önünden engelleri kadırın talimatı sandıktan çıkmıştır. Halk gereğini yaptı şimdi akılcı ve milli siyaset zamanı.
Artık önümüze bakmak ve ülkemizin önemli sorunlarına odaklanmak zamanıdır diye cümleyi devam ettirecektim ama ne mümkün!
Dokuz ay kadar sonra karşımızda yine sandık var, yerel seçimler.
Bu yoğun seçim takviminin önemli problemler yerine kendi gündemini oluşturacağına dair tasalananlara haksız diyemeyiz.
Ancak bir tesellimiz olabilir, 24 Haziran sonuçları gösterdi ki, millet tam kararında ve mesajı kıvamında sonuçlar çıkarıyor.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a birinci turda şüphe götürmez bir devam izni verirken partisi AK Parti’ye destek mesajının yanında istediğin gücü sana vermemiz için sorunların üzerine daha kararlı ve yanlış gördüklerimizden daha net uzak durmanı istiyorum dedi.
Bu yazdıklarımdan hemen “bak, gördün mü Ak Parti zafer kazanamamış” demek kusara kimse bakmasın ama kaybetmekten kazanmak ne demektir unutan Kemal Bey ve onun etrafında gözleri koltuk sevdasından bulanıklaşmış olanların harcı olabilir.
Zira herşey ortadadır. Aynen seçim gece yarısı Muharrem İnce’nin bir gazeteciye attığı mesajda şiirsel bir ifadeyle ortaya koyduğu gibi; “Adam kazanmış!”
İnce’nin bir gün sonra da olsa ekranlara çıkarak seçimin namusunu spekülatörlerin ağzına bırakmayacak netlikte kaybettik açıklaması önemliydi. Hakkı teslim etmek bu zamanların en zor sanatı. Hele Kemal Kılıçdaroğlu’nu dinledikten sonra İnce’nin bu açık yürekli tavrı daha da önem kazandı.
Ne diyordu CHP Başkanı; “Diktatörler tebrik edilmez!” Dokuz kere seçim kaybedip partideki koltuğunu konuşturmayan bir demokratın(!) ağzına çok güzel yakıştı bu kelimeler. Demek ki neymiş her diktatör dedikten sonra halkın sürekli artan oranlarda desteğini de alsa diktatör olabilerek kalabiliyormuş bir insan. Allah akıl sağlığımızı korusun diyerek geçelim bu faslı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin ilk başkanı olarak şüpheye yer bırakmayan bir halk desteğiyle göreve devam edecek. Umuyoruz ki, sistem geçmiş sistemin uyumsuzluklarını ortadan kaldırarak daha kuvvetli bir Türkiye’nin önünü açar. Zira çok sorunumuz var, en çok da bir türlü pozisyonumuzu hazmedemeyen dünya ülkeleriyle önemli problemlerimiz var. Bu seçim onların aşılmasına vesile olur inşallah.
Gelgelelim seçimin ikincisine Milletvekili seçimlerine; burada AK Parti 301 olan meclis çoğunluğunu küçük bir farkla kaçırdı. Elbette Cumhur İttifakı buna benzer durumlar dikkate alınarak kurulmuştu ve işleyeceğini düşünüyoruz. Ancak AK Parti’nin insanların çok dillendirdiği bazı konularda daha açık ve net çözümler üretmesi gerektiği konusunu da altını çizerek belirtmekte fayda var. Önümüz seçim ve halk bu meseleler üzerinde zihinleri meşgul eden şüphelerden arınmak istiyor. O meseleleri uzun uzun yazarız daha önümüzde aylar var.
Seçimin iki galibinden biri de Devlet Bahçeli ve partisi MHP’dir. Buna sanırım kimsenin itirazı olmayacaktır. Seçimden hemen önce ortadan bölünen, anketlerde 3-4 puanlarda gösterilen parti, liderinin harika stratejileriyle limana sağsalim yanaştı. Cumhur İttifakına sıkı sıkı bağlı kalarak, gereksiz siyasi polemiklerden uzak durmak ve samimiyetle sözünün arkasında, milletin yanında olduğunu göstermek MHP’yi milliyetçi oyların tek partisi konumuna yeniden taşıyacakmış gibi duruyor.
İyi Parti ve aldığı oylara gelince; Meral Akşener’in performansı da gösteriyor ki, destek sağlam bir destek olmanın şimdilik uzağında. İttifakların ve bonkör CHP seçmeninin gazıyla kalkış yapmış bir havanın ne kadar daha gemiyi açık denizlerde yürüteceğini yaşadıkça göreceğiz.
Bu kadar genel analizden sonra bir cümle Erzurum’a bakalım. Erzurum’da AK Parti açıkça söylemek gerekirse kaybeden taraf olmuştur.
Zira MHP mevcut milletvekilini korurken AK Parti bir milletvekilini İyi Parti’ye kaptırmıştır. Belki MHP ile aralarında bu değişim yaşansaydı ittifakın ve rüzgarın etkisi diye açıklayabileceğimiz bu durumu, mevcut halde yenilgi dışında ifade edecek bir kelime yok. Oyları da ciddi şekilde düşen AK Parti’nin seçmeni şöyle söylemek istemiştir. Biz Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında aynı kararlılıkla duruyoruz ancak AK Parti milletvekilleri ve yönetimi içerisinde Bakan olmasına rağmen Erzurum’un arkasında görmek istediğimiz gibi duramamıştır.
Bu analiz dolayısıyla isteyen bana kızar ama hırsı aklının önüne geçmemiş her siyasetçi söylenenleri ders çıkarmak için vesile sayar.
Büyük ve güçlü Türkiye’nin önünden engelleri kadırın talimatı sandıktan çıkmıştır. Halk gereğini yaptı şimdi akılcı ve milli siyaset zamanı.