Çin'in Doğu Türkistan'a yönelik politikası, Erzurum'da Çin Toplama Kampı Mağdurları Platformu ve Erzurum Sivil Toplum Platformu üyelerince protesto edildi. Çin Toplama Kampında ailelerinden yıllardır haber alamayan Müslümanlar, yaşanan vahşeti gözyaşları içinde anlattılar.
[caption id="attachment_260660" align="alignright" width="485"] Erzurum'da, Çin'in Doğu Türkistan'a yönelik politikası, Çin Toplama Kampı Mağdurları Platformu üyeleri ve Erzurum Sivil Toplum Platformu üyelerince protesto edildi. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ağırman, burada açıklamada bulundu.[/caption]
Yakutiye kent meydanında toplanan 'Doğu Türkistan için Anadolu Seferi' organizasyonuyla bir araya gelen grup, döviz ve pankartlar açtı, başlatılan imza kampanyasına katıldı. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ağırman, burada yaptığı açıklamada, Çin zulmünün Doğu Türkistanlı insanlara rahat vermediğini söyledi.
Doğu Türkistan'ın bu durum nedeniyle dünyaya açılamadığını belirten Ağırman, " Kahraman Türk evlatlarının bugün bu duruma düşmüş olması ağlanacak bir durumdur. Çinlilerin dini, imanı yoktur. Doğu Türkistan'daki Müslüman kardeşlerimiz İsrail zindanlarındaki Müslüman kardeşlerimizden çok daha acı sıkıntılar çekmektedir. Aileler parçalanmakta, insanlar asimile edilmektedir. Dünya oradaki insanların dertlerini dile getirmiyor." dedi.
Oradaki kimsenin eğitime ihtiyacı yok
Çin Toplama Kampı Mağdurları Platformu Sözcüsü Mirzehmet İlyasoğlu da Çin tarafından kamplarda tutulan Doğu Türkistanlılardan haber alınamadığını dile getirdi.
Çin’in eğitim kampı savunmasının yalan olduğunu İlyasoğlu, "Çin'deki toplama kampı Müslümanların izzetini, namusunu, şerefini ayaklar altına almış bir toplama kampıdır. Bütün dünyada kendine insan diyen ve insan haklarından bahsedenlere ve biz Müslümanlara vazife düşmektedir. İl il dolaşarak bu zulmü anlatmaya çalışıyoruz. 5 sene oldu, ailelerimizden haber alamıyoruz. Oradaki kimsenin eğitime ihtiyacı yok. Benim kardeşim, eniştem ve akrabalarımın hepsinin ekonomik durumu iyiydi. Hiçbirinin eğitime ihtiyacı yoktu. Biz bu feryadımızı duyurmaya çalışıyoruz. Bütün Türk ve İslam alemini Çin'in bu zulmüne karşı 'dur' demeye çağırıyoruz." diye konuştu.
Şu anda orada en az 5 milyon tutsak var
Platform üyelerinden Doğu Türkistanlı Medine Nazimi de Doğu Türkistan'daki ailesinden haber alamadığını gözyaşlarıyla anlattı. Dayanacak güçlerinin kalmadığını belirten Nazimi, şunları kaydetti:
"Türk vatandaşı olan kız kardeşim hasta olan anneme bakmak için Doğu Türkistan'a gitmişti ama bir daha geri dönemedi. Toplama kamplarına alınmış bir seneden fazla tutulduktan sonra serbest bırakılsa da Türkiye'de yaşadığı ve okuduğu için bölücülük yaptı diye suçlanarak götürülmüş. O günden beri kendisinden haber alamıyorum, başına ne geldi bilmiyorum. Bir yaşındaki kızı şimdi 5 yaşında ve annesine doyamadan ayrıldı. Annem kardeşime üzüntüsünden hayatını kaybetti. Ben gidip anneme bakamadım. Toplama kamplarında onurları ayaklar altına alınan kadınlar var. Şuanda orada en az 5 milyon tutsak var. O karanlık toplama kamplarında benim kız kardeşim olmak üzere vatandaşlarımız tutsaktır. Yeter artık dayanacak gücümüz kalmadı biz de diğer insanlar gibi ailemizi görmek istiyoruz. "
Ben 4 yıldır ailemi göremiyorum
Mağdur ailelerden Cevlan Şirmehmet anne, baba ve kardeşinin Çin zulmü gördüğünü ifade ederek, “Ben İstanbul’da yaşıyorum. Ailemi toplama kampına almışlar. Ben bunu ancak 2 yıl sonra öğrendim. 2019 yılında annem, babam ve kardeşim toplama kampına alındı. Ailemin beni Türkiye’de ziyaret etmemesi için hapis cezasına çarptırıldığını öğrendim. O günden beri sokak sokak geziyorum. Çin Konsolosluğunun önünde bekledik sonuç alamadık. Annem, babam ve kardeşim orada devlet memuruydular. Çinliler eğitim merkezi dediler, ama benim ailemin eğitime ihtiyacı yok. Orası kesinlikle bir toplama kampı. Tüm dünya bir telefonla birbirine ulaşırken ben 4 yıldır ailemi göremiyorum” dedi.
Ailemden 11 kişi şu anda o kampta
13 kişilik ailesinden 11’ini tutsak veren Nur Muhammet Uygun, ailesinin neredeyse tamamını kaybettiğini kaydederek “2016 yılından beri Türkiye’de yaşıyorum. 4 yıldan fazladır ailemden haber alamıyorum. Babamın 5 yıl önce içeri atıldığını 5-6 ay sonra cenazesinin eve getirildiğini duydum. Küçük kardeşim Abdülkadir’in de 5 yıldır alınıp geri verilmediğini biliyorum. Yengemi bu yıl almışlar. Çocukları da nerede olduğu bilinmiyor. Abim, ablam ve annem Kurban Bayramı'nda içeri alınmış. Benim ailemden toplam 11 kişi şuanda o kampta. 2 eniştem içeride ölmüş. Türkiye’de bir kız kardeşimle ben kaldım” açıklamalarında bulundu.AA/İHA
[caption id="attachment_260660" align="alignright" width="485"] Erzurum'da, Çin'in Doğu Türkistan'a yönelik politikası, Çin Toplama Kampı Mağdurları Platformu üyeleri ve Erzurum Sivil Toplum Platformu üyelerince protesto edildi. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ağırman, burada açıklamada bulundu.[/caption]
Yakutiye kent meydanında toplanan 'Doğu Türkistan için Anadolu Seferi' organizasyonuyla bir araya gelen grup, döviz ve pankartlar açtı, başlatılan imza kampanyasına katıldı. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ağırman, burada yaptığı açıklamada, Çin zulmünün Doğu Türkistanlı insanlara rahat vermediğini söyledi.
Doğu Türkistan'ın bu durum nedeniyle dünyaya açılamadığını belirten Ağırman, " Kahraman Türk evlatlarının bugün bu duruma düşmüş olması ağlanacak bir durumdur. Çinlilerin dini, imanı yoktur. Doğu Türkistan'daki Müslüman kardeşlerimiz İsrail zindanlarındaki Müslüman kardeşlerimizden çok daha acı sıkıntılar çekmektedir. Aileler parçalanmakta, insanlar asimile edilmektedir. Dünya oradaki insanların dertlerini dile getirmiyor." dedi.
Oradaki kimsenin eğitime ihtiyacı yok
Çin Toplama Kampı Mağdurları Platformu Sözcüsü Mirzehmet İlyasoğlu da Çin tarafından kamplarda tutulan Doğu Türkistanlılardan haber alınamadığını dile getirdi.
Çin’in eğitim kampı savunmasının yalan olduğunu İlyasoğlu, "Çin'deki toplama kampı Müslümanların izzetini, namusunu, şerefini ayaklar altına almış bir toplama kampıdır. Bütün dünyada kendine insan diyen ve insan haklarından bahsedenlere ve biz Müslümanlara vazife düşmektedir. İl il dolaşarak bu zulmü anlatmaya çalışıyoruz. 5 sene oldu, ailelerimizden haber alamıyoruz. Oradaki kimsenin eğitime ihtiyacı yok. Benim kardeşim, eniştem ve akrabalarımın hepsinin ekonomik durumu iyiydi. Hiçbirinin eğitime ihtiyacı yoktu. Biz bu feryadımızı duyurmaya çalışıyoruz. Bütün Türk ve İslam alemini Çin'in bu zulmüne karşı 'dur' demeye çağırıyoruz." diye konuştu.
Şu anda orada en az 5 milyon tutsak var
Platform üyelerinden Doğu Türkistanlı Medine Nazimi de Doğu Türkistan'daki ailesinden haber alamadığını gözyaşlarıyla anlattı. Dayanacak güçlerinin kalmadığını belirten Nazimi, şunları kaydetti:
"Türk vatandaşı olan kız kardeşim hasta olan anneme bakmak için Doğu Türkistan'a gitmişti ama bir daha geri dönemedi. Toplama kamplarına alınmış bir seneden fazla tutulduktan sonra serbest bırakılsa da Türkiye'de yaşadığı ve okuduğu için bölücülük yaptı diye suçlanarak götürülmüş. O günden beri kendisinden haber alamıyorum, başına ne geldi bilmiyorum. Bir yaşındaki kızı şimdi 5 yaşında ve annesine doyamadan ayrıldı. Annem kardeşime üzüntüsünden hayatını kaybetti. Ben gidip anneme bakamadım. Toplama kamplarında onurları ayaklar altına alınan kadınlar var. Şuanda orada en az 5 milyon tutsak var. O karanlık toplama kamplarında benim kız kardeşim olmak üzere vatandaşlarımız tutsaktır. Yeter artık dayanacak gücümüz kalmadı biz de diğer insanlar gibi ailemizi görmek istiyoruz. "
Ben 4 yıldır ailemi göremiyorum
Mağdur ailelerden Cevlan Şirmehmet anne, baba ve kardeşinin Çin zulmü gördüğünü ifade ederek, “Ben İstanbul’da yaşıyorum. Ailemi toplama kampına almışlar. Ben bunu ancak 2 yıl sonra öğrendim. 2019 yılında annem, babam ve kardeşim toplama kampına alındı. Ailemin beni Türkiye’de ziyaret etmemesi için hapis cezasına çarptırıldığını öğrendim. O günden beri sokak sokak geziyorum. Çin Konsolosluğunun önünde bekledik sonuç alamadık. Annem, babam ve kardeşim orada devlet memuruydular. Çinliler eğitim merkezi dediler, ama benim ailemin eğitime ihtiyacı yok. Orası kesinlikle bir toplama kampı. Tüm dünya bir telefonla birbirine ulaşırken ben 4 yıldır ailemi göremiyorum” dedi.
Ailemden 11 kişi şu anda o kampta
13 kişilik ailesinden 11’ini tutsak veren Nur Muhammet Uygun, ailesinin neredeyse tamamını kaybettiğini kaydederek “2016 yılından beri Türkiye’de yaşıyorum. 4 yıldan fazladır ailemden haber alamıyorum. Babamın 5 yıl önce içeri atıldığını 5-6 ay sonra cenazesinin eve getirildiğini duydum. Küçük kardeşim Abdülkadir’in de 5 yıldır alınıp geri verilmediğini biliyorum. Yengemi bu yıl almışlar. Çocukları da nerede olduğu bilinmiyor. Abim, ablam ve annem Kurban Bayramı'nda içeri alınmış. Benim ailemden toplam 11 kişi şuanda o kampta. 2 eniştem içeride ölmüş. Türkiye’de bir kız kardeşimle ben kaldım” açıklamalarında bulundu.AA/İHA