
Erzurum’un Tekman İlçesi’ne bağlı Akdağ Köyünde öğretmenlik yapan Adanalı Fatma Sevinç, öğrencileri için tüm zorluklara göğüs geriyor. Dağ köyündeki bakımsız okulu kendi imkanları ile neşeli bir eğitim yuvası haline getiren Fatma Öğretmen, aileleri tarafından okutulmayan 9 kız ve 2 erkek öğrencinin de eğitim almasını sağladı.
Manolya BULUT-PUSULA

Kutsal bir görev olan öğretmenliğe Erzurum’un Tekman ilçesine bağlı köylerinde başlayan Adanalı Fatma Sevinç(31), son üç yıldır Akdağ Köyü’nde sınıf öğretmenliği yapıyor. Göreve başladığı ilk gün okulu kendi elleriyle boyayan Fatma Öğretmen, zorlu kış şartlarında öğrencileri için adeta kendini paralıyor.
Mavi beyaza boyadı
Son üç yıldır Erzurum’un Tekman ilçesine bağlı Akdağ Köyü’nde sınıf öğretmenliği yapan Adanalı Sevinç Öğretmen’in tek amacı öğrencilerinin hiçbir şeyden geri kalmadan eğitim alabilmeleri. Öğrencilerinin de isteğiyle okulunu kendi imkânlarıyla Erzurumspor’un rengi olan mavi beyaza boyayan Fatma Öğretmen, desteklerle yaklaşık 3 bin kitaplık bir kütüphane de kurdu.

11 çocuğu okula başlattı
Dağ köyünde zorlu şartlarda görev yapan fedakar eğitimci, göreve başladığında okutulmayan çocukların olduğunu fark ettiğini söyleyerek, “Köy halkıyla zamanla güzel bir bağ ve iletişim kurduk. Sonra fark ettim ki, okuldan alınan, kaderlerine terk edilen çocuklar var. Ailelerine anlatamadıklarını bana anlatmaya başladılar. Ben de hem ailelerini ikna ettim, hem çocuklara destek verdim. İkisi erkek dokuzu kız, toplam 11 çocuk şimdi açıköğretimden lise okumaya başladı. Üniversiteye gitmeleri için de elimden geleni yapacağım” dedi.
Karlı yolları aşıyor
Kışın çetin geçtiği bölgede, her sabah okul yolunu kardan temizleyen Fatma Öğretmen, ‘Çocuklarım’ dediği öğrencilerinin üşümemeleri için kendi elleriyle soba yakıyor. “Onların mutluluğu için ne gerekiyorsa yaparım” diyen Sevinç Öğretmen, “Çocuklar temiz, konforlu, sıcak sınıflarda eğitim görmeli ki verimli bir şekilde öğrenebilsinler. Her sabah erkenden okula gelip öğrenciler gelmeden yolu temizleyip, sobayı yakıyorum. Sonra eve gidip hazırlanıyorum, çocuklarım beni her zaman en güzel halimle görmeliler” diye konuştu.

Grip bile olmadılar
Kışın soğuk ve fırtınadan ayda bir bayrak değiştirdiğini söyleyen Sevinç, “Kışın gerçekten zor zamanlar yaşıyoruz. Ama onların mutluluğu ve sağlığı için her şeyi yaparım. Ben buradayken çocuklarım bırakın koronavirüsü grip bile olmadılar” ifadelerini kullandı.
“Türkçe bilmeyen öğrencilerim vardı”
Akdağ İlkokulu’nda 12 kişilik sınıfta görev yapan Sevinç, köyde Türkçe bilmeyen öğrencileri ve aileleriyle iletişime geçmek için Kürtçe kelimeler de öğrenmiş. Sevinç, “Onlarla yakın olmak, diyaloğa geçmek için dillerini öğrendim. Hiç Türkçe bilmeyen öğrencilerim vardı. Zamanla hepsini aştık. Her şeyi çok çabuk öğreniyorlar” dedi.

Öğretmenlik para değil, gönül işi
Özellikle Doğu’da öğretmenlik yapmak istemeyen meslektaşlarına seslenen Sevinç Öğretmen, “ Öğretmenlik gerçekten sadece para için değil gönülden gelerek yapılabilecek bir şey. Çocuk sevmeyen, öğretmenin zevkini bilmeyen, istemeyen insanlar yapamaz. Ben yeni göreve başlayacakların tereddütlerini anlıyorum. Özellikle köyde görev yapmak tabi ki zor ama inanın insanları o kadar mükemmel ki. Siz güler yüz gösterdiğiniz sürece karşılığını alırsınız. Buralarda çalışmak tecrübe açısından da çok önemli” ifadelerini kullandı.
Manolya BULUT-PUSULA

Kutsal bir görev olan öğretmenliğe Erzurum’un Tekman ilçesine bağlı köylerinde başlayan Adanalı Fatma Sevinç(31), son üç yıldır Akdağ Köyü’nde sınıf öğretmenliği yapıyor. Göreve başladığı ilk gün okulu kendi elleriyle boyayan Fatma Öğretmen, zorlu kış şartlarında öğrencileri için adeta kendini paralıyor.
Mavi beyaza boyadı
Son üç yıldır Erzurum’un Tekman ilçesine bağlı Akdağ Köyü’nde sınıf öğretmenliği yapan Adanalı Sevinç Öğretmen’in tek amacı öğrencilerinin hiçbir şeyden geri kalmadan eğitim alabilmeleri. Öğrencilerinin de isteğiyle okulunu kendi imkânlarıyla Erzurumspor’un rengi olan mavi beyaza boyayan Fatma Öğretmen, desteklerle yaklaşık 3 bin kitaplık bir kütüphane de kurdu.

11 çocuğu okula başlattı
Dağ köyünde zorlu şartlarda görev yapan fedakar eğitimci, göreve başladığında okutulmayan çocukların olduğunu fark ettiğini söyleyerek, “Köy halkıyla zamanla güzel bir bağ ve iletişim kurduk. Sonra fark ettim ki, okuldan alınan, kaderlerine terk edilen çocuklar var. Ailelerine anlatamadıklarını bana anlatmaya başladılar. Ben de hem ailelerini ikna ettim, hem çocuklara destek verdim. İkisi erkek dokuzu kız, toplam 11 çocuk şimdi açıköğretimden lise okumaya başladı. Üniversiteye gitmeleri için de elimden geleni yapacağım” dedi.
Karlı yolları aşıyor
Kışın çetin geçtiği bölgede, her sabah okul yolunu kardan temizleyen Fatma Öğretmen, ‘Çocuklarım’ dediği öğrencilerinin üşümemeleri için kendi elleriyle soba yakıyor. “Onların mutluluğu için ne gerekiyorsa yaparım” diyen Sevinç Öğretmen, “Çocuklar temiz, konforlu, sıcak sınıflarda eğitim görmeli ki verimli bir şekilde öğrenebilsinler. Her sabah erkenden okula gelip öğrenciler gelmeden yolu temizleyip, sobayı yakıyorum. Sonra eve gidip hazırlanıyorum, çocuklarım beni her zaman en güzel halimle görmeliler” diye konuştu.

Grip bile olmadılar
Kışın soğuk ve fırtınadan ayda bir bayrak değiştirdiğini söyleyen Sevinç, “Kışın gerçekten zor zamanlar yaşıyoruz. Ama onların mutluluğu ve sağlığı için her şeyi yaparım. Ben buradayken çocuklarım bırakın koronavirüsü grip bile olmadılar” ifadelerini kullandı.
“Türkçe bilmeyen öğrencilerim vardı”
Akdağ İlkokulu’nda 12 kişilik sınıfta görev yapan Sevinç, köyde Türkçe bilmeyen öğrencileri ve aileleriyle iletişime geçmek için Kürtçe kelimeler de öğrenmiş. Sevinç, “Onlarla yakın olmak, diyaloğa geçmek için dillerini öğrendim. Hiç Türkçe bilmeyen öğrencilerim vardı. Zamanla hepsini aştık. Her şeyi çok çabuk öğreniyorlar” dedi.

Öğretmenlik para değil, gönül işi
Özellikle Doğu’da öğretmenlik yapmak istemeyen meslektaşlarına seslenen Sevinç Öğretmen, “ Öğretmenlik gerçekten sadece para için değil gönülden gelerek yapılabilecek bir şey. Çocuk sevmeyen, öğretmenin zevkini bilmeyen, istemeyen insanlar yapamaz. Ben yeni göreve başlayacakların tereddütlerini anlıyorum. Özellikle köyde görev yapmak tabi ki zor ama inanın insanları o kadar mükemmel ki. Siz güler yüz gösterdiğiniz sürece karşılığını alırsınız. Buralarda çalışmak tecrübe açısından da çok önemli” ifadelerini kullandı.