Onlarca yazarın bir arada olduğu bir okulda çalışmak bizler için onur vericidir. İşte bu gün ki çocuk yazarlarımdan hikayeler sizlerle…
ERZURUM’UN SOĞUĞU-MESUT EREN DEMİRCİ
1800’lü yıllarda bir kadın bebeğini uyutuyordu, Erzurum’un soğuk akşamında bu çok kolay olmayacaktı. Onu en iyi bilen o kadındı. O zamanlar da mecburen ayağında sallayacaktı. Bu zamanlarda en çok ile yarayan şey hikâye anlatmaktı. Erzurumlu kadın gidip fabl ya da masal anlatmayacaktı. Tabii ki Erzurum yörelerini anlatacaktı. İlk başta Çifte Minareyi anlatmayı düşünüyordu. Bir Çifte Minare soğuğu kedi miyav dediğinde nefesi havada donuyordu. Bir sürü kapıya girdikten sonra çıktığında anlatırken bebeğe baktığında uyumuştu ve çok mutlu olmuştu.
KEDİ HEYETİ-KEREM GÜNDÜZALP AVCI
Kış sabahı kedi heyeti çok önemli bir konu için toplanmıştı. Konu kış için yemek bulmaktı. Kedi heyeti kavga ederken yaşlı kedi:-Herkes şu an bulabildiği bütün yemekleri getirsin, demiş. Kedi heyeti:-Neden yemek getirelim? Demiş. Yaşlı kedi:-Siz benim dediğimi yapın sonrasında ben size açıklarım, demiş. Kediler zorlanarak buldukları bütün yemekleri getirmiş. Yemekler o kadar fazlaydı ki herkese 3 kış yeterdi. -Tartışmak yerine, herkes birlik olup aynı fikirde olursa her sorunu çözülür, demiş.
ASLAN, AYI VE TİLKİ-UMUT ARAS AKBAY
Bir yaz günü aslan, ayı ve tilki ava çıkmışlar. Yolda bir koyun görüp ona saldırmışlar. Tilki koyunu yere yatırmış, ayı koyunu öldürmüş ve son olarak aslan koyunu 3 parçaya ayırmış. Sonra aralarında bölüşmüşler. Aslan önüne ilk parçayı aldı ve dedi ki-Bu benim payım. Ayı ve tilki paylarını bekliyordu. Aslan demiş ki:-Bu da benim payım çünkü ben eti parçaladım. Ayı ve tilki gözlerini son parçaya dikmişler.
DOĞANIN DENGESİ-BEREN AYDIN
Bir ilkbahar günüydü. Doğa güne uyanıyordu. Karlar eriyor ve hafiften çiçekler açmaya başlamıştı. Çiçekler, ağaçlar çok önemlidir bizim için. Çünkü havayı temizlerler fakat bunu bilmeyen çoğu insan ağaçlarımızı kesiyor, sigara içip doğaya atıyor ve ormanların yanmasına sebep oluyor. Benim babamdan bunlardan biri , sadece duaya değil kendilerine de zarar veriyorlar ama farkında değiller. Sigaradan aldığı hava ciğerlere zarar veriyor yanındakilere pasif içici olarak yanındakilere de zarar veriyor.
SOĞUK HAVA-BELİS GEDİK
Bir sonbahar günüydü. Sabah kalkıp pencereden dışarıya baktığımda her taraf bembeyaz olmuştu ve hava çok soğuktu. Benim bir sokak kedim vardı. Adı Miya, o soğuktan donabileceğini düşünerek hemen evden çıktım ve onu aramaya başladım. Onun yerinde bulamadım. Her tarafa bakmama rağmen yoktu, üzgün bir şekilde eve girdim. Annem niye üzgün olduğumu sordu. Ben de anlattım, annem de: -Merak etme onun daha buraya gelme saati gelmedi biraz sonra gelir, dedi.
ADALET-NİSA GÜNEŞ
Bir ilkbahar sabahıydı. Kuşlar cıvıldaşıyor, güneş gülümsüyordu. Kedi Mırnav ormanda dolaşıyordu. Aniden hem baş düşmanı hem de ormanın kralı aslan çıkmıştı. Aslanı görünce çok ama çok korkmuştu. Çünkü kedi bir gün avlanmaya çıktığında aslan onun bir yavrusunu kaçırıp yemişti. Aslan kediyi görünce onu kovalamaya başlamıştı. Kedi aslandan kaçtıktan sonra ormandaki hayvanlarla bir toplantı yapmaya karar vermiş. Toplantıdaki hayvanlar arasındaki köpek, ayı, zürafa ve kurbağa varmış. Kedi Mırnav olanları teker teker anlatmış. Tabii hayvanlar da bu duruma kızmışlar. Bu durum gitgide uzamış da uzamış. En sonunda bütün ormana yayılmış. Herkes: -Adalet isteriz, hakkımızı yedirmeyiz, diye bağırmaya başlamış. Bunu gören aslan bir konuşma yapmaya karar vermiş.
MERHAMET-BATUHAN DURSUN
Bir kış sabahıydı. Annem, anneannemlere gitmişti. Canım tatlı bir şeyler istedi. Babamı uyandırmak istemediğim için kendim markete gitmeye karar verdim. Markete giderken dışarıda bir ağacın yapraklarını dökmediğini gördüm. Ağaca meraklı meraklı bakarken babam bahçeye çıktı. Bana burada ne yaptığımı sordu. Ben de babama bu ağacı gösterdim. Ve yapraklarını neden dökmediğini sordum. O da bana bu ağacın adının çam ağacı olduğunu ve bu ağacın kışın bile yapraklarını dökmediğini anlattı. İçeri gir üşüteceksin diye ekledi.
ASLAN AİLESİ-ENES ERTÜRK
Bir yaz günüydü ve bir aslan parçası varmış. Aslan parçası olmasının sebebi o küçük bir aslan olduğu içinmiş ve aslan parçasının ismi Enes’miş. O aslan parçasının babası ise ormanın kralı annesi ise aşçıların kralı yani lezzetlerin kraliçesiymiş. Babasının ismi Mükremin annesinin ismi Badem Gül’müş. Bir gün Baba ama çıkmış ve 5 tavşan, 3 fare, 6 tane de kurt yakalamış. Eve gelince anne aslana vermiş ve anne aslan da bir güzel yahni yapmış. Bir güzel yedikten sonra aslan parçası dinlenmeye gitmiş. Tam uzanacak yani kapı çalmış ve kapıda arkadaşı ayı varmış.
ERZURUM’UN SOĞUĞU-MESUT EREN DEMİRCİ
1800’lü yıllarda bir kadın bebeğini uyutuyordu, Erzurum’un soğuk akşamında bu çok kolay olmayacaktı. Onu en iyi bilen o kadındı. O zamanlar da mecburen ayağında sallayacaktı. Bu zamanlarda en çok ile yarayan şey hikâye anlatmaktı. Erzurumlu kadın gidip fabl ya da masal anlatmayacaktı. Tabii ki Erzurum yörelerini anlatacaktı. İlk başta Çifte Minareyi anlatmayı düşünüyordu. Bir Çifte Minare soğuğu kedi miyav dediğinde nefesi havada donuyordu. Bir sürü kapıya girdikten sonra çıktığında anlatırken bebeğe baktığında uyumuştu ve çok mutlu olmuştu.
KEDİ HEYETİ-KEREM GÜNDÜZALP AVCI
Kış sabahı kedi heyeti çok önemli bir konu için toplanmıştı. Konu kış için yemek bulmaktı. Kedi heyeti kavga ederken yaşlı kedi:-Herkes şu an bulabildiği bütün yemekleri getirsin, demiş. Kedi heyeti:-Neden yemek getirelim? Demiş. Yaşlı kedi:-Siz benim dediğimi yapın sonrasında ben size açıklarım, demiş. Kediler zorlanarak buldukları bütün yemekleri getirmiş. Yemekler o kadar fazlaydı ki herkese 3 kış yeterdi. -Tartışmak yerine, herkes birlik olup aynı fikirde olursa her sorunu çözülür, demiş.
ASLAN, AYI VE TİLKİ-UMUT ARAS AKBAY
Bir yaz günü aslan, ayı ve tilki ava çıkmışlar. Yolda bir koyun görüp ona saldırmışlar. Tilki koyunu yere yatırmış, ayı koyunu öldürmüş ve son olarak aslan koyunu 3 parçaya ayırmış. Sonra aralarında bölüşmüşler. Aslan önüne ilk parçayı aldı ve dedi ki-Bu benim payım. Ayı ve tilki paylarını bekliyordu. Aslan demiş ki:-Bu da benim payım çünkü ben eti parçaladım. Ayı ve tilki gözlerini son parçaya dikmişler.
DOĞANIN DENGESİ-BEREN AYDIN
Bir ilkbahar günüydü. Doğa güne uyanıyordu. Karlar eriyor ve hafiften çiçekler açmaya başlamıştı. Çiçekler, ağaçlar çok önemlidir bizim için. Çünkü havayı temizlerler fakat bunu bilmeyen çoğu insan ağaçlarımızı kesiyor, sigara içip doğaya atıyor ve ormanların yanmasına sebep oluyor. Benim babamdan bunlardan biri , sadece duaya değil kendilerine de zarar veriyorlar ama farkında değiller. Sigaradan aldığı hava ciğerlere zarar veriyor yanındakilere pasif içici olarak yanındakilere de zarar veriyor.
SOĞUK HAVA-BELİS GEDİK
Bir sonbahar günüydü. Sabah kalkıp pencereden dışarıya baktığımda her taraf bembeyaz olmuştu ve hava çok soğuktu. Benim bir sokak kedim vardı. Adı Miya, o soğuktan donabileceğini düşünerek hemen evden çıktım ve onu aramaya başladım. Onun yerinde bulamadım. Her tarafa bakmama rağmen yoktu, üzgün bir şekilde eve girdim. Annem niye üzgün olduğumu sordu. Ben de anlattım, annem de: -Merak etme onun daha buraya gelme saati gelmedi biraz sonra gelir, dedi.
ADALET-NİSA GÜNEŞ
Bir ilkbahar sabahıydı. Kuşlar cıvıldaşıyor, güneş gülümsüyordu. Kedi Mırnav ormanda dolaşıyordu. Aniden hem baş düşmanı hem de ormanın kralı aslan çıkmıştı. Aslanı görünce çok ama çok korkmuştu. Çünkü kedi bir gün avlanmaya çıktığında aslan onun bir yavrusunu kaçırıp yemişti. Aslan kediyi görünce onu kovalamaya başlamıştı. Kedi aslandan kaçtıktan sonra ormandaki hayvanlarla bir toplantı yapmaya karar vermiş. Toplantıdaki hayvanlar arasındaki köpek, ayı, zürafa ve kurbağa varmış. Kedi Mırnav olanları teker teker anlatmış. Tabii hayvanlar da bu duruma kızmışlar. Bu durum gitgide uzamış da uzamış. En sonunda bütün ormana yayılmış. Herkes: -Adalet isteriz, hakkımızı yedirmeyiz, diye bağırmaya başlamış. Bunu gören aslan bir konuşma yapmaya karar vermiş.
MERHAMET-BATUHAN DURSUN
Bir kış sabahıydı. Annem, anneannemlere gitmişti. Canım tatlı bir şeyler istedi. Babamı uyandırmak istemediğim için kendim markete gitmeye karar verdim. Markete giderken dışarıda bir ağacın yapraklarını dökmediğini gördüm. Ağaca meraklı meraklı bakarken babam bahçeye çıktı. Bana burada ne yaptığımı sordu. Ben de babama bu ağacı gösterdim. Ve yapraklarını neden dökmediğini sordum. O da bana bu ağacın adının çam ağacı olduğunu ve bu ağacın kışın bile yapraklarını dökmediğini anlattı. İçeri gir üşüteceksin diye ekledi.
ASLAN AİLESİ-ENES ERTÜRK
Bir yaz günüydü ve bir aslan parçası varmış. Aslan parçası olmasının sebebi o küçük bir aslan olduğu içinmiş ve aslan parçasının ismi Enes’miş. O aslan parçasının babası ise ormanın kralı annesi ise aşçıların kralı yani lezzetlerin kraliçesiymiş. Babasının ismi Mükremin annesinin ismi Badem Gül’müş. Bir gün Baba ama çıkmış ve 5 tavşan, 3 fare, 6 tane de kurt yakalamış. Eve gelince anne aslana vermiş ve anne aslan da bir güzel yahni yapmış. Bir güzel yedikten sonra aslan parçası dinlenmeye gitmiş. Tam uzanacak yani kapı çalmış ve kapıda arkadaşı ayı varmış.