EYLÜL BAŞAK TERZİ
Erzurum’un Çocuk Yazarları yazı dizimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Ne kadar yol aldığımız bu yazı dizisiyle daha net anlamış olduk. Erzurum’un çocuk yazarları sayısı her geçen gün artıyor. Yaşları 10-12 arasında olan ve ortaokul birinci sınıf öğrencisi olan bu çocuklarımız geleceğe çok önemli miraslar bırakıyor. Çocuklarımız eserlerini yazdıkça bizlerin de heyecanı bir kat daha da artıyor. 2021 Aralık ayı sonu göz önünde tutulduğunda şimdiye kadar toplam da 28 yazarımız oldu. 28 sayısı dönem sonuna kadar inşallah daha da artacaktır. Yazarlarımızın çocuk akademisi ve yazarlık dersine olan ilgisi ise artarak devam etmektedir. Artık her hafta yeni bir yazar ve kitapla Erzurum güne uyanmaktadır. Basılan ilk kitaplardan sonra çocuklarımızın derse olan ilgisi artmış yazar ve çizerlerimiz bayağı çoğalmıştı. İşte bu yazarlarımızdan biri de Eylül Başak Terziydi. Eylül derslerine son derece özen gösteren, narin ve becerikli bir çocuktur. Eylül Başak Terzi aynı zamanda sosyal yönü güçlü olan bir öğrencidir. Eylül Başak Terzi, arkadaş ilişkilerine önem veren, sorumluluk bilinci yüksek, aldığı görevi yerine getiren ve sportif başarılarıyla göz dolduran şirin bir kızdır. Özellikle badminton sporunda elde ettiği başarılarıyla bilinen Eylül önümüzdeki yıllarda adında sıkça söz ettirecektir. Eylül başarı odaklı bir öğrenci olarak akademik ve sportif başarılarının yanında yazma becerisiyle bu alanda bende varım diyen isimdir. Sihirli Kapı adını verdiği kitapla yazın hayatına adım atan Eylül'ün en büyük destekçisi ise ailesi olmuştur. Eylül'ün okuduğu okulda aynı zaman da İngilizce öğretmenliği yapan Ferhunde Hoca, Eylül'ün yetişmesinde en büyük paya sahip olan isimdir. Böyle pırıl pırıl çocukların yetişmesinde emeği geçen tüm velilerimize Ferhunde Hocamızın nezdinde teşekkür ederim. Eylül yazdığı kitabında kalemini güçlü tutmuş ve hayallerini saf ve temiz duygularıyla kâğıda dökmüştür. Dersimizin başladığı ilk zamanlardan itibaren yazdığı müsveddeleri bana göstermiş ve benden aldığı dönütlere göre yazmasına devam etmiştir. Eylül aylar sonra eserini tamamlamış ve bana teslim etmişti. Çok heyecanlıydı. Yazdıklarının kitap haline gelme sürecini çok merak ediyor ve beni her gördüğünde kitabının akıbetini soruyordu. Eylül son derece kibar ve nazik bir öğrencimdir. Pes etmeyen bir yapısı ve kazanma arzusu yüksek bir kişiliğe sahip olan Eylül hedeflerine emin adımlarla yürüyecektir. İşte Eylül tarafından kaleme alınan Sihirli Kapı adlı kitapta bölümler sizlerin beğenisine sunulmaktadır. Keyifli okumalar...
Hemen üç arkadaş yarın yola çıkmaya karar verip hızlıca eve gitmeye koyuldular. Eve vardıklarında yolda onlara lazım olacak çadırlarını, çanta ve diğer şeyleri hazırladılar. Sonra anlaştıkları toplanma yerinde bir araya gelip yürümeye başladılar. Bu arada yürümeye başladıklarında akşam vakti olmuş ve etraf kararmaya başlamıştı. Kızların geldikleri yer ormanlık bir yerdi. Hemen etraftan çalı çırpı toplayıp bir ateş yaktılar. Evden getirdikleri yiyecekleri ise hep birlikte afiyetle yediler. Çadırlarının içine girmeden önce ormanda ki temiz havayı içlerine bir süre çektikten sonra yıldızları izleyerek uyumaya geçtiler. Bu macerayı sonuna kadar götüreceklerine dair birbirlerine söz vererek uyudular.
Sabah erkenden kalktılar. Esra nerede olduklarını biran unutmuştu. Şaşkın şaşkın etrafına bakmış ve bir maceraya atıldıklarını neden sonra anlamıştı. Nazlı ise arkadaşlarını kahvaltı yapmaya davet etmiş ve bir an önce yola koyulmaları gerektiğini söylemişti. Esra ve Nazlı birbiriyle konuşurken Sevgi’nin aralarında olmadığı fark etmişlerdi. Esra, Sevgi’yi çok merak etmiş ve tedirgin olmaya başlamıştı. Sevgi’nin bir yerde saklanmış olabileceğini söyledi Nazlı. Esra ve Nazlı etrafa biraz bakındıklarında Sevgi’nin uyku tulumunun üzerinde yazan aşağıdaki şu yazıyı gördüler: Sos, 10 metre dümdüz yürüyün.
Kızlar SOS kelimesinin ne anlama geldiğini biliyordu. Bu yardım anlamına geliyordu. Altında da 10 m dümdüz demek ise muhtemelen 10 metre dümdüz yürüyün anlamına geliyordu. Birde fotoğraf vardı bırakılan notun yanında. Kızlar hemen fotoğrafa baktılar. Bu fotoğrafta bir canavar vardı. İşte şimdi Sevgi’nin bu canavar tarafından kaçırıldığını anlamışlardı. Kızlar arkadaşlarını bu canavardan kurtarmaya ant içtiler. 10 m yürüdüler. Yürüyüşün sonunda bir mağara önüne gelmişlerdi. Mağaranın içine girdiler. Mağaranın içinde iki yol vardı ve onlar acaba hangi yoldan gitmeliydi?
Yarın ki yazımızda ise Hayalet Adası adlı kitabıyla Erzurumlu Çocuk Yazarlar kervanına katılan Ahmet Efe Efeoğlu’nu sizlere tanıtmaya çalışacağım.
Erzurum’un Çocuk Yazarları yazı dizimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Ne kadar yol aldığımız bu yazı dizisiyle daha net anlamış olduk. Erzurum’un çocuk yazarları sayısı her geçen gün artıyor. Yaşları 10-12 arasında olan ve ortaokul birinci sınıf öğrencisi olan bu çocuklarımız geleceğe çok önemli miraslar bırakıyor. Çocuklarımız eserlerini yazdıkça bizlerin de heyecanı bir kat daha da artıyor. 2021 Aralık ayı sonu göz önünde tutulduğunda şimdiye kadar toplam da 28 yazarımız oldu. 28 sayısı dönem sonuna kadar inşallah daha da artacaktır. Yazarlarımızın çocuk akademisi ve yazarlık dersine olan ilgisi ise artarak devam etmektedir. Artık her hafta yeni bir yazar ve kitapla Erzurum güne uyanmaktadır. Basılan ilk kitaplardan sonra çocuklarımızın derse olan ilgisi artmış yazar ve çizerlerimiz bayağı çoğalmıştı. İşte bu yazarlarımızdan biri de Eylül Başak Terziydi. Eylül derslerine son derece özen gösteren, narin ve becerikli bir çocuktur. Eylül Başak Terzi aynı zamanda sosyal yönü güçlü olan bir öğrencidir. Eylül Başak Terzi, arkadaş ilişkilerine önem veren, sorumluluk bilinci yüksek, aldığı görevi yerine getiren ve sportif başarılarıyla göz dolduran şirin bir kızdır. Özellikle badminton sporunda elde ettiği başarılarıyla bilinen Eylül önümüzdeki yıllarda adında sıkça söz ettirecektir. Eylül başarı odaklı bir öğrenci olarak akademik ve sportif başarılarının yanında yazma becerisiyle bu alanda bende varım diyen isimdir. Sihirli Kapı adını verdiği kitapla yazın hayatına adım atan Eylül'ün en büyük destekçisi ise ailesi olmuştur. Eylül'ün okuduğu okulda aynı zaman da İngilizce öğretmenliği yapan Ferhunde Hoca, Eylül'ün yetişmesinde en büyük paya sahip olan isimdir. Böyle pırıl pırıl çocukların yetişmesinde emeği geçen tüm velilerimize Ferhunde Hocamızın nezdinde teşekkür ederim. Eylül yazdığı kitabında kalemini güçlü tutmuş ve hayallerini saf ve temiz duygularıyla kâğıda dökmüştür. Dersimizin başladığı ilk zamanlardan itibaren yazdığı müsveddeleri bana göstermiş ve benden aldığı dönütlere göre yazmasına devam etmiştir. Eylül aylar sonra eserini tamamlamış ve bana teslim etmişti. Çok heyecanlıydı. Yazdıklarının kitap haline gelme sürecini çok merak ediyor ve beni her gördüğünde kitabının akıbetini soruyordu. Eylül son derece kibar ve nazik bir öğrencimdir. Pes etmeyen bir yapısı ve kazanma arzusu yüksek bir kişiliğe sahip olan Eylül hedeflerine emin adımlarla yürüyecektir. İşte Eylül tarafından kaleme alınan Sihirli Kapı adlı kitapta bölümler sizlerin beğenisine sunulmaktadır. Keyifli okumalar...
Hemen üç arkadaş yarın yola çıkmaya karar verip hızlıca eve gitmeye koyuldular. Eve vardıklarında yolda onlara lazım olacak çadırlarını, çanta ve diğer şeyleri hazırladılar. Sonra anlaştıkları toplanma yerinde bir araya gelip yürümeye başladılar. Bu arada yürümeye başladıklarında akşam vakti olmuş ve etraf kararmaya başlamıştı. Kızların geldikleri yer ormanlık bir yerdi. Hemen etraftan çalı çırpı toplayıp bir ateş yaktılar. Evden getirdikleri yiyecekleri ise hep birlikte afiyetle yediler. Çadırlarının içine girmeden önce ormanda ki temiz havayı içlerine bir süre çektikten sonra yıldızları izleyerek uyumaya geçtiler. Bu macerayı sonuna kadar götüreceklerine dair birbirlerine söz vererek uyudular.
Sabah erkenden kalktılar. Esra nerede olduklarını biran unutmuştu. Şaşkın şaşkın etrafına bakmış ve bir maceraya atıldıklarını neden sonra anlamıştı. Nazlı ise arkadaşlarını kahvaltı yapmaya davet etmiş ve bir an önce yola koyulmaları gerektiğini söylemişti. Esra ve Nazlı birbiriyle konuşurken Sevgi’nin aralarında olmadığı fark etmişlerdi. Esra, Sevgi’yi çok merak etmiş ve tedirgin olmaya başlamıştı. Sevgi’nin bir yerde saklanmış olabileceğini söyledi Nazlı. Esra ve Nazlı etrafa biraz bakındıklarında Sevgi’nin uyku tulumunun üzerinde yazan aşağıdaki şu yazıyı gördüler: Sos, 10 metre dümdüz yürüyün.
Kızlar SOS kelimesinin ne anlama geldiğini biliyordu. Bu yardım anlamına geliyordu. Altında da 10 m dümdüz demek ise muhtemelen 10 metre dümdüz yürüyün anlamına geliyordu. Birde fotoğraf vardı bırakılan notun yanında. Kızlar hemen fotoğrafa baktılar. Bu fotoğrafta bir canavar vardı. İşte şimdi Sevgi’nin bu canavar tarafından kaçırıldığını anlamışlardı. Kızlar arkadaşlarını bu canavardan kurtarmaya ant içtiler. 10 m yürüdüler. Yürüyüşün sonunda bir mağara önüne gelmişlerdi. Mağaranın içine girdiler. Mağaranın içinde iki yol vardı ve onlar acaba hangi yoldan gitmeliydi?
Yarın ki yazımızda ise Hayalet Adası adlı kitabıyla Erzurumlu Çocuk Yazarlar kervanına katılan Ahmet Efe Efeoğlu’nu sizlere tanıtmaya çalışacağım.