Bir buçuk milyonu aşkın takipçisi olan bir sosyal medya hesabı, Pratik Psikoloji, ekim ayı başlarında Instagram’da evlilik temalı ilginç bir post paylaştı. Henüz bir saat bile geçmeden postu 10 bini aşkın takipçi beğendi. Tuhaftır ki can havliyle beğenenlerden biri de bendim.
Ama doğrusu ben, ilk birkaç soruyu okuduktan sonra takipçilerin kaçının bu postta geçebilecek diğer soruları -hiç olmazsa birini, birkaçını- müstakbel eşiyle konuşabildiğini çok merak ettiğim için paylaşıma ilgi göstermiştim. Akademik temelli bir kuşkuculukla ‘Ulusal çapta evliliğe bilişsel hazırlık oranımızı’ merak etmiştim başka bir deyişle.
Hoş, bunu hâlâ merak ediyorum.
Çiftlerin en çok %20’sinin -her on çiftten sadece ikisinin- evlilik öncesi ‘sürdürülebilir ilişkilerin temel prensipleri’ üzerine ayrıntılıca düşünmüş ve konuşmuş olduğunu tahmin etmek, çok karamsar bir varsayım mı olur?
★★
Pratik Psikoloji’nin daha çok evlilik düşünen çiftleri ilgilendiren, nikâhtan sonra konuşmaya -geçmiş olsun!- artık gerek duyulmayacak soruları şunlardı:
★★
Bu soruların hepsine istisnasız ‘Evet!’ diyebilmek, muhteşem bir şey olur değil mi?
Ve fakat içinde bir gram bile bencillik kırıntısı varsa şimdi ondan sıyrılıp bir de o soruların tam simetrisini düşün lütfen:
Peki sen, onun için bunları yapabilecek misin?
Eğer bu defa soruların hepsine sen ‘Evet, evet, evet!’ diyorsan, evleneceğin kişi çok ama çok şanslı.
Bütün sorulara ya da soruların çoğuna karşılıklı olarak ‘Evet’ diyorsanız…
Bu bütün olasılıkların en güzeli. Devamı ise şudur:
Daha fazla beklemenize gerek yok! İşiniz gücünüz varsa, ilerideki huzurunuz için büyüklerin de onayını aldıysanız, düğün masraflarını az çok denkleştirebiliyorsanız gönül rahatlığıyla evlenebilirsiniz.
Size mutluluklar dilerim.
Hoş, başkaları mutluluk dilese de dilemese de siz zaten mutlu olursunuz.
★★
Diğer yandan…
Az evvel sıraladığım soruları okuyunca ‘Keşke bunları önceden biliyor olsaydım’ diyenler…
Ve de ‘Bizim buralarda bunları bilsem, sorsam yine de bir şey değişmezdi…’ diyenler…
Ne diyelim, size de Allah’tan sabır ve metanet dilerim!
★★
Bitirmeden…
‘İnsanlar, tanışıp sonra evlendiklerini zannederler. Ama doğrusu; evlenirler ve sonra taşırlar(mış)…’
Ve yani insanlar aile kuracakları kişiye doğru soruları, doğru zamanda sorup en doğru yanıtları almış olsalar da zaman, her şeyi olduğu gibi insan ilişkilerini değiştirebilir. Doğru başlangıçlar, eğer taraflar kararlı ve tutarlı davranmazlarsa yanlış sonuçlara sürüklenebilir.
Peki bütün bu sözler, alıntılar, göndermeler kime?
Üstünüze alınmayın çünkü bu kez sözüm meclisten içeri: Sevgili kızıma, canım oğluma ve uzağımda oldukları için özlemleriyle yüreğimi burkan sevgili yeğenlerime…
Umarım onlar okuyup dikkate alırlar bu öğütleri.
Siz okurlarıma bu konuda akıl vermek zaten ne haddime!
Ama doğrusu ben, ilk birkaç soruyu okuduktan sonra takipçilerin kaçının bu postta geçebilecek diğer soruları -hiç olmazsa birini, birkaçını- müstakbel eşiyle konuşabildiğini çok merak ettiğim için paylaşıma ilgi göstermiştim. Akademik temelli bir kuşkuculukla ‘Ulusal çapta evliliğe bilişsel hazırlık oranımızı’ merak etmiştim başka bir deyişle.
Hoş, bunu hâlâ merak ediyorum.
Çiftlerin en çok %20’sinin -her on çiftten sadece ikisinin- evlilik öncesi ‘sürdürülebilir ilişkilerin temel prensipleri’ üzerine ayrıntılıca düşünmüş ve konuşmuş olduğunu tahmin etmek, çok karamsar bir varsayım mı olur?
★★
Pratik Psikoloji’nin daha çok evlilik düşünen çiftleri ilgilendiren, nikâhtan sonra konuşmaya -geçmiş olsun!- artık gerek duyulmayacak soruları şunlardı:
- Birlikte yaşamak bir yana, ben bu insanla aynı evde eğlenebilir miyim?
- Yaşanabilecek sıkıntıları birlikte göğüsleyebilir miyiz?
- İzlediğim filmleri, okuduğum kitapları, yaşadığım heyecanları, mutlulukları onunla paylaşabilir miyim?
- Bu insan bana, benim özel alanıma saygı duyar mı?
- Arkadaşlarımla görüşmeme müdahale eder mi?
- Tanıştığımızda var olan alışkanlıklarım, günler geçtikçe onda rahatsızlık doğurur mu?
- Değişmemi beklemeden beni, sadece ben olduğum için sevmeyi sürdürebilir mi?
- Kalbimi sever mi?
- Beni anlamak için çaba gösterir mi?
- Beni dinler mi?
- Aramızda gerilim doğarsa alttan almayı becerebilir mi?
- Ben biraz soluklanmak istediğimde o kendi başına vakit geçirebilir mi?
- Aileme saygı duyar mı?
- İnançlarıma ve ideolojime saygı duyar mı?
- Her şeyimi kaybetsem; malımı, mülkümü, işimi, unvanımı, gençliğimi, güzelliğimi ya da yakışıklılığımı, o zaman da bana yine sevgiyle davranmayı başarabilir mi?
★★
Bu soruların hepsine istisnasız ‘Evet!’ diyebilmek, muhteşem bir şey olur değil mi?
Ve fakat içinde bir gram bile bencillik kırıntısı varsa şimdi ondan sıyrılıp bir de o soruların tam simetrisini düşün lütfen:
Peki sen, onun için bunları yapabilecek misin?
- Mesela o her şeyini kaybetse; malını, mülkünü, işimi, unvanını, gençliğini, güzelliğini ya da yakışıklılığını, o zaman da ona yine sevgiyle davranmayı başarabilecek misin?
- Onun inançlarına ve ideolojisine hayatı boyunca saygı duyacak mısın?
- Ailesine saygı duyacak mısın?
- Değişmesini beklemeden onu, sadece kendisi olduğu için sevmeyi sürdürebilecek misin?
- Onu dinleyecek misin?
- Kalbini sevecek misin?
- Onunla evlenmen diyelim ki kolaydır… Esas sorun şu: Peki ‘o seninle birlikteyken eğlenebilecek mi’? Sen ona bu şansı tanıyabilecek misin?
Eğer bu defa soruların hepsine sen ‘Evet, evet, evet!’ diyorsan, evleneceğin kişi çok ama çok şanslı.
Bütün sorulara ya da soruların çoğuna karşılıklı olarak ‘Evet’ diyorsanız…
Bu bütün olasılıkların en güzeli. Devamı ise şudur:
Daha fazla beklemenize gerek yok! İşiniz gücünüz varsa, ilerideki huzurunuz için büyüklerin de onayını aldıysanız, düğün masraflarını az çok denkleştirebiliyorsanız gönül rahatlığıyla evlenebilirsiniz.
Size mutluluklar dilerim.
Hoş, başkaları mutluluk dilese de dilemese de siz zaten mutlu olursunuz.
★★
Diğer yandan…
Az evvel sıraladığım soruları okuyunca ‘Keşke bunları önceden biliyor olsaydım’ diyenler…
Ve de ‘Bizim buralarda bunları bilsem, sorsam yine de bir şey değişmezdi…’ diyenler…
Ne diyelim, size de Allah’tan sabır ve metanet dilerim!
★★
Bitirmeden…
‘İnsanlar, tanışıp sonra evlendiklerini zannederler. Ama doğrusu; evlenirler ve sonra taşırlar(mış)…’
Ve yani insanlar aile kuracakları kişiye doğru soruları, doğru zamanda sorup en doğru yanıtları almış olsalar da zaman, her şeyi olduğu gibi insan ilişkilerini değiştirebilir. Doğru başlangıçlar, eğer taraflar kararlı ve tutarlı davranmazlarsa yanlış sonuçlara sürüklenebilir.
Peki bütün bu sözler, alıntılar, göndermeler kime?
Üstünüze alınmayın çünkü bu kez sözüm meclisten içeri: Sevgili kızıma, canım oğluma ve uzağımda oldukları için özlemleriyle yüreğimi burkan sevgili yeğenlerime…
Umarım onlar okuyup dikkate alırlar bu öğütleri.
Siz okurlarıma bu konuda akıl vermek zaten ne haddime!