ABD merkezli Anchor Hocking firmasının ürettiği ve özellikle de sarı rengi ile popülerlik kazanan fincan takımları, 1980 ila 1990 yılları arasında dünyanın en çok satan ürünleri arasında yer almıştı. Ayrıca Türkiye’de de bir dönem hemen hemen her eve giren farklı motiflere sahip ikonik fincanlar, modelleri ve renkleriyle vitrinlerin başköşesine kurulmuştu.
Tasarımların modernleşmesiyle beraber kullanılmamaya başlanan fincanlar, birçok insan tarafından çöpe atılırken, bazıları ise ya dolaplara ya da çatı katlarına yerleştirilerek saklandı. Gözden düşen bu parçalar şimdilerde ise yüksek fiyatlarıyla antikacıların kadrajında. Dayanıklılıkları ve antika değeriyle dikkat çeken bu fincanlar, yeniden popülerlik kazanırken artık kafelerin de yeni gözdesi oldu.
Fiyatlar dudak uçuklatıyor
Birçok antikacının ve koleksiyonerin dikkatini çeken nostaljik takımların ortalama değerleri satıcısına ve fincanların modellerine göre değişiklik gösterirken, bazı ilan sitelerindeki fiyatlar ise dudak uçuklatır cinsten. En pahalı takım 4 milyon 500 TL’den ilana çıkarken bir döneme damgasını vuran sarı fincanlar ise 10 bin TL ile 1 milyon 275 bin TL arasında satışa sunuluyor.
Dolandırıcılara dikkat
Erzurum’da antikacılık yapan İkram Özmen ise vatandaşları uyararak, ikinci el pazarlarında ve sosyal medyada bu fincanları satın alırken, dolandırıcılara karşı dikkatli olunması gerektiğine vurgu yaparak, “Antika fiyatlarından ürünler sunan dolandırıcılar, alıcıları mağdur edebiliyor. Bu nedenle, fincanları satın almadan önce ürünün gerçekliğini ve değerini doğrulamak önem taşıyor” dedi.
“Evinizde servet taşıyor olabilirsiniz”
Vatandaşlara ‘evinizdeki eski fincanlarınızı atmayın’ uyarısında da bulunan Özmen, “İnsanlar bu tarz eski fincanları bazen evlerinde yer olmadıkları veya modelleri eski olduğu için çok kolay gözden çıkarabiliyor. Onları atmadan önce mutlaka bir antikacıya gösterip, değerlerini sormalarında fayda var. Çünkü evinizde bir servet taşıyor olabilirsiniz. Çoğu parça çok kıymetli ve şu anda hiçbir yerde bulunamayabiliyor” dedi.
Kafelerin yeni gözdesi
Bir döneme damgasını vuran ve şimdilerde tekrar moda olan fincanlar yalnızca antikacıların ve koleksiyonerlerin değil kafe sahiplerinin de dikkatini çekiyor. Erzurum’da bir kafenin işletmeciliğini yapan Abdusselam Kağnı da o isimlerden birisi oldu. Kağnı, işlemesinde kendi etrafından topladığı ya da yurt dışından getirttiği nostaljik fincanlarla müşterilerine kahve sunumları yapıyor.
Değişik fincanlarla zamanda yolculuk
Farklı fincan modelleriyle müşterilerine yaptıkları servislerle onları zamanda yolculuğa çıkardıklarını ifade eden Abdusselam Kağnı, eski fincanlara olan tutkusunu ise şöyle anlatıyor: “Burada kullandığımız fincanların çoğunu kendi evimden ya da çevremdeki insanlardan temin ettim. Bazılarını ise yurt dışından getirttik. Böyle bir konsept ile müşterilerimizin karşısına çıkmaktan mutluluk duyuyorum. Böylece insanlar içtikleri kahvenin fincanı ile bir bağ kuruyorlar. Çünkü bu takımlarda bir yaşanmışlık söz konusu. Misafirlerimizin çoğu burada gördükleri fincanlar için ya kendi evlerinde ya da büyüklerinin evinde olduğunu dile getiriyorlar.”
“Kırıkları bile değerlendiriyoruz”
Serviste kullandıkları fincanların kırılan veya zarar görenlerini de atmadıklarını dile getiren Kağnı, “Bazen ya biz yıkarken kırıyoruz bazen de müşterimiz kahvesini içerken düşürüp kırabiliyor. Fakat biz o kırık parçaları da atmıyor, kafemizde değerlendiriyoruz. Duvara sabitlediğimiz o fincanların içerisine çiçekler koyup bir köşe oluşturduk” diye konuştu.
Şeyma TAHİR