Bilindiği üzere Emeklilikte yaşa takılanların mağduriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği müjde ile giderildi.
Emeklilikte yaşa takılanlar sorunu 4447 sayılı yasanın evrensel hukuk kurallarına aykırı olacak şekilde kanunların geriye yürümezliği ilkesinin ihlal edildiğinden dolayı ortaya çıktı. İktidar da bu soruna kayıtsız kalamadı. Zaten muhalefetin oy kazanma çabalarından öteye gidemeyecek sorunu, Ak Parti iktidarından başkası çözemezdi.
Gerek kanunların geriye yürümezliği ilkesinden, gerek asgari ücretli EYT'lilerin primleri yattıkça düşen emekli maaşlarından, gerekse 50 yaşından sonra iş bulmanın güç olduğundan gerekli desteği kurumsal ve bireysel olarak bizde verdik.
Ancak sosyal medya mecralarında organize şekilde örgütlenen EYT'liler, hak aramaktan çok muhalefet partileri gibi paylaşımlar yapmaya, demeçler vermeye başladılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasına rağmen hala "yasa çıkmayacak, oyalıyorlar," diye binlerce tweet atıldı. Bütçeye 194.4 milyar liramaliyeti olan düzenleme bugün açıklama yapıldı, yarın çıkması gerekiyor gibi basit sananlar oldu. İlginç olan ise 17 yıl bekleyecekler, 1 ay beklemeyeceklerini haykırarak insanların sabrı ile oynamaya başladılar ki yasa TBMM Plan ve Bütçe ve komisyondan geçti. EYT'lilerin bazen sosyal medya toplantılarına katılıyorum. Aman Allah’ım! hükümeti düşürüyorlar, neredeyse yeni kabineyi kendileri atayacaklar. "Mücadelemiz daha yeni başladı, sırada ABO, kademeli emeklilik ve maaşların iyileştirilmesi var, 50+1 EYT'den geçer, iktidarı muhalefet, muhalefeti iktidar yaparız," şeklinde açıklamalarıyla iyisiyle kötüsüyle elini taşın altına koyanlara ayar vermeye kalkışıyorlar.
Son sözüm, kademeli prim şartı ve düşük zam oranı gibi eksikler yok değil. Ancak birilerinin siyasi ikbal projelerine alet olup da tepkileri üzerinize çekmeyin. Bir hak kaybı varsa, çözümü taleple olur. Tehdit veya ayar vererek değil. Sizlere bu paylaşımları yaptıranlar şu an sorunun çözümünü değil, çözümsüzlüğü istiyorlar ki seçime kadar ellerindeki malzeme var olsun.
Staj ve Çıraklık Süreleri Dikkate Alınmalıdır
EYT mağduriyeti giderildikten sonra staj ve çıraklık sürecinde sigortası olanlarda aynı şekilde hak mücadelesine başladılar. 9 Eylül 1999’dan önce staj ve çıraklık sigorta başlangıcı olanlar, aynı haklardan yararlanmaları noktasında hem örgütlenme, hem de kamuoyunda yoğun şekilde gündem oluşturdular.
Staj ve çıraklık sürecinde sigorta girişi olan pek çok kişi ile görüştüm. Görüşmelerimde taleplerinin yersiz olmadığı ve haklılık paylarının mağduriyet oluşturduğunu gözlemledim. Örnek olarak staja başlayan bir vatandaş, "5 yıl staj yaptım. Staj süresi olmasaydı belki normal sigortalı bir işe girip çalışma hayatına başlayabilirdim" diyor. Bunun yanında avukat ve doktor adayları mezun olduktan sonra 1 yıl mecburi staj günlerini borçlanabiliyorlar. "Avukat ve doktorlara tanınan bu hak neden bankada, sanayide, okulda staj yapanlara tanınmıyor." "Hala staj sürecinde verilen SGK sicil numarası ile çalışıyorum" gibi pek çok görüş bildirenler oldu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin “staj veya çıraklık dönemi bir işverenin yanında çalışma anlamına gelmeyip sadece devletin bu kişilere sunduğu sağlık güvencesi niteliğindedir,” şeklinde açıklama yapsa da meslek edinme eğitiminin zorunlu olduğu o dönemde stajyer veya çırak olarak işyerlerinde bir ay ile beş yıla kadar geçirilen sürenin emeklilik esas gün sayısına eklenmesi beklentisi içinde olanların mutlaka dinlenmesi, olumlu ya da olumsuz kararın görüşme sonucu verilmesi gerekir.
EYT’lilere yaptığım uyarıyı staj ve çıraklık süreleri için mücadele edenlere de yapmak istiyorum. Provokatörlerin veya süreci ranta çevirmek isteyenlerin dolduruşuna gelerek sert paylaşımlar yapmayın. Sert paylaşımlarınızın destek görmediğini, aksine antipati oluşturduğunu bilmenizi isterim. Bu istemi karşılarsa yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşılar. Diğerleri sadece ne kadar oy koparabilirim telaşı içerisindeler ve çözülmemesi noktasında çaba gösterirler.
Emeklilikte yaşa takılanlar sorunu 4447 sayılı yasanın evrensel hukuk kurallarına aykırı olacak şekilde kanunların geriye yürümezliği ilkesinin ihlal edildiğinden dolayı ortaya çıktı. İktidar da bu soruna kayıtsız kalamadı. Zaten muhalefetin oy kazanma çabalarından öteye gidemeyecek sorunu, Ak Parti iktidarından başkası çözemezdi.
Gerek kanunların geriye yürümezliği ilkesinden, gerek asgari ücretli EYT'lilerin primleri yattıkça düşen emekli maaşlarından, gerekse 50 yaşından sonra iş bulmanın güç olduğundan gerekli desteği kurumsal ve bireysel olarak bizde verdik.
Ancak sosyal medya mecralarında organize şekilde örgütlenen EYT'liler, hak aramaktan çok muhalefet partileri gibi paylaşımlar yapmaya, demeçler vermeye başladılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasına rağmen hala "yasa çıkmayacak, oyalıyorlar," diye binlerce tweet atıldı. Bütçeye 194.4 milyar liramaliyeti olan düzenleme bugün açıklama yapıldı, yarın çıkması gerekiyor gibi basit sananlar oldu. İlginç olan ise 17 yıl bekleyecekler, 1 ay beklemeyeceklerini haykırarak insanların sabrı ile oynamaya başladılar ki yasa TBMM Plan ve Bütçe ve komisyondan geçti. EYT'lilerin bazen sosyal medya toplantılarına katılıyorum. Aman Allah’ım! hükümeti düşürüyorlar, neredeyse yeni kabineyi kendileri atayacaklar. "Mücadelemiz daha yeni başladı, sırada ABO, kademeli emeklilik ve maaşların iyileştirilmesi var, 50+1 EYT'den geçer, iktidarı muhalefet, muhalefeti iktidar yaparız," şeklinde açıklamalarıyla iyisiyle kötüsüyle elini taşın altına koyanlara ayar vermeye kalkışıyorlar.
Son sözüm, kademeli prim şartı ve düşük zam oranı gibi eksikler yok değil. Ancak birilerinin siyasi ikbal projelerine alet olup da tepkileri üzerinize çekmeyin. Bir hak kaybı varsa, çözümü taleple olur. Tehdit veya ayar vererek değil. Sizlere bu paylaşımları yaptıranlar şu an sorunun çözümünü değil, çözümsüzlüğü istiyorlar ki seçime kadar ellerindeki malzeme var olsun.
Staj ve Çıraklık Süreleri Dikkate Alınmalıdır
EYT mağduriyeti giderildikten sonra staj ve çıraklık sürecinde sigortası olanlarda aynı şekilde hak mücadelesine başladılar. 9 Eylül 1999’dan önce staj ve çıraklık sigorta başlangıcı olanlar, aynı haklardan yararlanmaları noktasında hem örgütlenme, hem de kamuoyunda yoğun şekilde gündem oluşturdular.
Staj ve çıraklık sürecinde sigorta girişi olan pek çok kişi ile görüştüm. Görüşmelerimde taleplerinin yersiz olmadığı ve haklılık paylarının mağduriyet oluşturduğunu gözlemledim. Örnek olarak staja başlayan bir vatandaş, "5 yıl staj yaptım. Staj süresi olmasaydı belki normal sigortalı bir işe girip çalışma hayatına başlayabilirdim" diyor. Bunun yanında avukat ve doktor adayları mezun olduktan sonra 1 yıl mecburi staj günlerini borçlanabiliyorlar. "Avukat ve doktorlara tanınan bu hak neden bankada, sanayide, okulda staj yapanlara tanınmıyor." "Hala staj sürecinde verilen SGK sicil numarası ile çalışıyorum" gibi pek çok görüş bildirenler oldu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin “staj veya çıraklık dönemi bir işverenin yanında çalışma anlamına gelmeyip sadece devletin bu kişilere sunduğu sağlık güvencesi niteliğindedir,” şeklinde açıklama yapsa da meslek edinme eğitiminin zorunlu olduğu o dönemde stajyer veya çırak olarak işyerlerinde bir ay ile beş yıla kadar geçirilen sürenin emeklilik esas gün sayısına eklenmesi beklentisi içinde olanların mutlaka dinlenmesi, olumlu ya da olumsuz kararın görüşme sonucu verilmesi gerekir.
EYT’lilere yaptığım uyarıyı staj ve çıraklık süreleri için mücadele edenlere de yapmak istiyorum. Provokatörlerin veya süreci ranta çevirmek isteyenlerin dolduruşuna gelerek sert paylaşımlar yapmayın. Sert paylaşımlarınızın destek görmediğini, aksine antipati oluşturduğunu bilmenizi isterim. Bu istemi karşılarsa yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşılar. Diğerleri sadece ne kadar oy koparabilirim telaşı içerisindeler ve çözülmemesi noktasında çaba gösterirler.