
Röportaj: Onur SAĞSÖZ
Bu haftaki röportaj konuğumuz Türk futbolunun önemli isimlerinden biri... Futbol kariyerine ‘antrenörlük kursu’ için kısa bir ara veren eski Milli Tuncay Şanlı ile Palandöken’de keyifli bir sohbet yaptık.
Türk futbolunun yetenekli ismi Tuncay Şanlı’nın yolu yıllar sonra bir kez daha Erzurum’a düştü. Sakaryaspor formasını giydiği dönemde Erzurumspor’a karşı oynayan eski Milli futbolcu bu sefer Türkiye Futbol Federasyonu’nun ‘lisans kursu’ için Palandöken’deydi. TFF’nin üst kurduğu Sway Hotel’de bir araya geldiğimiz Şanlı ile kısa da olsa keyifli bir sohbet yaptık. Kariyerinde Sakaryaspor, Fenerbahçe, Middlesbrough, Stoke City (İngiltere), Wolfsburg (Almanya), Bolton Wanderers (İngiltere), Bursaspor, Umm Salal (Katar) ve Pune City (Hindistan) formaları giyen Tuncay Şanlı, Yüksek İrtifa Kamp Merkezi’nden Türk futboluna kadar merak ettiğim tüm soruları cevapladı. Keyifle okumanız dileğiyle...
Nasıl buldun Erzurum’u?
Yıllar önce Sakaryaspor 2'nci ligdeyken Erzurumspor maçı için gelmiştim. Çok fazla gezme imkânı olmamıştı. Havalimanı, otel ve stat arasında ne görüyorsak o. Şimdi de kurs için buradayım. İlk fırsatta şehir turu atacağım. Gelmeden önce arkadaşlarla sohbet ederken öğrendim, birçok takım burada kamp yapmış. Hala rezervasyon yaptıran takımlar olduğunu duydum.

Erzurum Yüksek İrtifa Kamp Merkezi henüz çok yeni. Sence nasıl bir merkez olmalı?
Yüksek irtifa adından da anlaşıldığı gibi rakımdan dolayı takımlar açısından çok önemli. Yeni yapılan sahalar olduğunu duydum. Öncelikle zeminin çok iyi olması gerekiyor. Yani sahalar önemli. Soyunma odasını bir iki kez kullanırsınız ama futbolun güzelliği sahadadır. Futbolcunun keyif alacağı yer sahadır. Bu nedenle saha çok önemli bir faktör. Bakımlarının çok iyi olması gerekiyor. Tabi sahaların otellere yakın olması da çok büyük bir avantaj. Futbolcunun en sevdiği şeylerden biri sahanın yakın olması. Otobüse binip yarım saat, bir saat seyahatten sonra sahalara gelmek zor oluyor.
Teknik direktörlük yaparsan takımını kamp için Erzurum’a getirir misin?
Seve seve getiririm. Öncelikle hava çok iyi. Bana da iyi geldi. Az uyuyorum uyandığımda gayet iyiyim. Az uyumama rağmen dinç kalkıyorum. Akşamları çok keyifli oluyor. Futbolcu daha ne ister.
Futbolu niye erken bıraktın?
Bazen şartlar, imkânlar sizi oraya doğru götürüyor. Belli de olmaz belki de bu antrenörlük kursu olmasa şu anda yine devam ediyor olurdum. En son Hindistan'daydım orada farklı bir tecrübe yaşadım. Döndüğümde Fatih Hoca 'beklemene gerek yok antrenörlük kursunu başla’ dedi. Belli olmaz yine kafam eser gider bir yerlerde oynarım. Kariyer planlamam şu an da böyle. Tabi bu yola girdirdikten sonra belki teknik direktör olmazsınız ama buradaki bilgiler, eğitimler, hocalar çok iyi. Beklediğimden daha iyi. Açıkçası bu kadar beklemiyordum. İşin işine girince kursları görünce daha fazla bilgileniyorsunuz. Teknik direktör olmasam bile bu birikimimi gençlere aktarmak beni çok mutlu eder. İlla çok başarılı, çok büyük teknik adam olacağım diye bir şey yok.
Şu an federasyondasın sonra ne yapmayı düşünüyorsun?
Bundan sonra nasıl olur bilmiyorum. Fatih hocanın bizden beklentisine belki cevapta veremedik. Onu da bilmiyorum. Ama hocayla aramız her zaman iyidir. Her zaman ben ve benim gibi benim jenerasyonumdaki oyuncaları yönlendirir. Bizim hep futbolun içinde olmamızı istiyor. Ama onun yanında ama başka bir yerde. En azından ülke futboluna bu birikimleri aktarmamızı istiyor. Bunu her yerde söylüyor. O yüzden şu an onun yanındayız ve bu bizim için çok önemli faktör.
Federasyonun çok iyi eğitim verdiğini biliyoruz ama bu başarıya yansımıyor. Ne söylersin bununla ilgili?
Bunu kendi aramızda da konuşuyoruz. Benim gördüğüm kadarıyla eksiğimiz yok fazlamız var ama önemli olan burada kazanılan bilgiyi alt yapılara aktarmak çok önemli. Yetiştirmek mi, geliştirmek mi istiyorsunuz yoksa sadece seneyi kurtarıp başarı mı istiyorsunuz. Burada sadece hocalara suç bulmamak gerekiyor. Yönetimsel sorunlar da var. Yani alt yapı sorunu var. Amatörlerde de sorun var. Alt yapı nedir? Orada oyuncu yetiştirmektir, orada şampiyon olmak, bütün maçları kazanmak sezonu bitirmek değildir. Önemli olan yukarıya futbolcu yetiştirmektir. Ama yönetimler hep başarıya endeksli oluyor hal böyle olunca da futbolcu yetişmiyor. Yurt dışında oynayan kaç oyuncumuz var. Arda, Gökhan Töre, Enes, Çağlar... Ama Anadolu kulüplerine baktığımızda kimse yok. Sadece süper Lig ya da PTT lig değil neden amatörden kimse yok. Bende amatör oynadım. Amatörden bu noktaya geldim. Eskilere bakın herkesin bir alt yapısı vardı. Yetiştirmek çok önemli. Kişilikli, karakterli sporcular olmalı.
Türk futbolu nereye gidiyor?
Maçları izliyoruz artık taraftar da gitmiyor. Tabi iyi futbol da önemli. Biz hemen her şeyi başarmak istiyoruz. Kısa vadede çok şey yapmak istiyoruz. Uzun vadede planlama var ama bu planlamayı sabırla bekleyip doğru bir şekilde yönetmiyoruz. Yönetmediğimiz sürece de ya hocalar ayrılıyor ya da görevlerine son veriliyor. İlla biri şampiyon olacak, bu süperde de alt liglerde de geçerli. Ama bu süreci çok iyi değerlendirmek ve yatırım yapmak gerekiyor.

Yani sorun yönetim mantığında mı?
Evet, kulüplerdeki yönetim mantığının değişmesi gerekiyor. Sadece yönetim değil, taraftar olsun, basın olsun... Bu anlayış değişmeli. Daha sabırlı olunmalı. Bir maçta göklere çıkarırken, bir maçta yerin dibine yerleştiriyorlar. Belki futbol böyle bir şey ama bu kadar da basit olmamalı. Şimdi Arsene Wenger şampiyon olamıyor, şampiyonlar ligini kazanamıyor ama kaç yıldır orada? Ferguson aynı şekilde. Başarılı olamayan teknik adam zaten kendi bırakır. 'Ben bu işi yapamıyorum, orası babamın koltuğu değil' deyip giden teknik adamlar da var. Ama biz de baktığınız da hemen başarı bekleniyor. İki maç kaybediyorsun seyircinin tepkisi, oyuncuya tepki, yönetime tepki... Sabırlı değiliz açıkçası. Duygusalız, bu iyi bir şey sahaya yansıyor ama uzun vadede yansıması olumsuz oluyor. Bu yüzden başarılar biz de geçici oluyor.
Bu söylediklerinin ışığında geleceği nasıl görüyorsun?
O kadar da karamsar değilim. Yukarıda söylediğim isimler yurt dışında Türk futbolunu en iyi şekilde temsil ediyorlar. Ben maçları izlerken gurur duyuyorum. Şöyle de söyleyebilirim; Erzurum'daki tesisleşme bile geleceğe dair olumlu ve güzel bir şeyler olacağının habercisi bence.
Spor yorumcularını nasıl değerlendiriyorsun? Futbol oynadığın dönemlerde seni de eleştiriyorlardı.
Hep saygı duydum. Ancak benim kişiliğime, aileme dil uzatılmadığı sürece sorun yok. Beni, performansımı eleştirirken, kötü yönlerimi, söylemeleri ki ben bunu pozitif olarak algılarım. Ama bizde daha çok reyting uğruna yorumlar yapılıyor. Bunu yaptığınızda tabi ki futbolcu kırılıyor. Bazen selam vermedi diye sizi eleştirenler oluyor. Bu da hoş değil. Eleştiri düzeyini çok iyi ayarlamak gerekir. Futbolcu röportaj vermek istemeyebilir, konuşmak istemeyebilir. Ben yıllar sonra ilk defa Lig TV'ye çıktım yine uzun bir aradan sonra senle sohbet ediyorum. Yıllardır aynı basını görüyoruz. Orada da bir ilerleme yok. Tamam, Türk futbolu çok ilerlemiyor diyoruz ama dış etkenlere bakın; seyirci azalmış ama yine aynı basın var. Bunu basını eleştirmek adına söylemiyorum. Çok işi yazarlar, çok iyi yorumcular da var.
Milli Takım'ı nasıl görüyorsunuz?
Baktığınızda yaş ortalaması 24,5-25... Benim ümidim her zaman var ve her zaman da olmuştur. Biz ülke olarak hep zor olanları başardık. Bundan sonra da olacaktır. Bireysel olarak çok yetenekli oyuncularımız var. Milli Takım ruhunu yakalayabilirsek ki Fatih hocanın her zaman ön plana getirdiği bir kavram. Beraber oynama isteği, ülke insanının o duygusuyla Milli takım sahada olduğunda zaten başarı gelir.
Arda'nın forma giymeyecek olması nasıl etkiler?
Bu Fatih Hoca'nın tercihi. Onun bir bildiği vardır. Ama şunu söyleyebilirim; Yıllardır aralarında bir baba-oğul ilişkisi var. Birbirlerine üzülmüş olabilirler. Ne olup bittiğini biz de bilmiyoruz. Ama Arda bugün olmaz yarın olur. Burak bugün olmaz, yarın olur.
Fatih hoca kulak çekti diyebilir miyiz?
Bunu bilemem. Baba oğul arasında bazen gerilimler olur. Ama onların diyaloğu her zaman iyidir. Bu durum takımı etkilemez. O formayı giydiğinizde ülkenizi temsil ediyorsunuz. Orada ay yıldızlı bayrağınız var. Orada her şeyi bırakıyorsunuz, ailenizi bile bırakıyorsunuz. Tek odak noktası başarı. Dediğim gibi bugün o olmaz bu olur. Bu bir süreç. Birileri o formayı giyecek. Ben de giydim, şimdi bir başkası giyiniyor.
Son söz?
Son olarak Erzurumspor'a başarılar diliyorum. Hafta sonu maçını izlemek istiyorum. Bir dönem Erzurumspor’a karşı oynamıştım. Şimdi maçını izlemek keyifli olacak. Mavi-beyazlı ekibi de süper lig de görmek isteriz. İnşallah başarılı olurlar.
Bu haftaki röportaj konuğumuz Türk futbolunun önemli isimlerinden biri... Futbol kariyerine ‘antrenörlük kursu’ için kısa bir ara veren eski Milli Tuncay Şanlı ile Palandöken’de keyifli bir sohbet yaptık.
Türk futbolunun yetenekli ismi Tuncay Şanlı’nın yolu yıllar sonra bir kez daha Erzurum’a düştü. Sakaryaspor formasını giydiği dönemde Erzurumspor’a karşı oynayan eski Milli futbolcu bu sefer Türkiye Futbol Federasyonu’nun ‘lisans kursu’ için Palandöken’deydi. TFF’nin üst kurduğu Sway Hotel’de bir araya geldiğimiz Şanlı ile kısa da olsa keyifli bir sohbet yaptık. Kariyerinde Sakaryaspor, Fenerbahçe, Middlesbrough, Stoke City (İngiltere), Wolfsburg (Almanya), Bolton Wanderers (İngiltere), Bursaspor, Umm Salal (Katar) ve Pune City (Hindistan) formaları giyen Tuncay Şanlı, Yüksek İrtifa Kamp Merkezi’nden Türk futboluna kadar merak ettiğim tüm soruları cevapladı. Keyifle okumanız dileğiyle...
Nasıl buldun Erzurum’u?
Yıllar önce Sakaryaspor 2'nci ligdeyken Erzurumspor maçı için gelmiştim. Çok fazla gezme imkânı olmamıştı. Havalimanı, otel ve stat arasında ne görüyorsak o. Şimdi de kurs için buradayım. İlk fırsatta şehir turu atacağım. Gelmeden önce arkadaşlarla sohbet ederken öğrendim, birçok takım burada kamp yapmış. Hala rezervasyon yaptıran takımlar olduğunu duydum.

Erzurum Yüksek İrtifa Kamp Merkezi henüz çok yeni. Sence nasıl bir merkez olmalı?
Yüksek irtifa adından da anlaşıldığı gibi rakımdan dolayı takımlar açısından çok önemli. Yeni yapılan sahalar olduğunu duydum. Öncelikle zeminin çok iyi olması gerekiyor. Yani sahalar önemli. Soyunma odasını bir iki kez kullanırsınız ama futbolun güzelliği sahadadır. Futbolcunun keyif alacağı yer sahadır. Bu nedenle saha çok önemli bir faktör. Bakımlarının çok iyi olması gerekiyor. Tabi sahaların otellere yakın olması da çok büyük bir avantaj. Futbolcunun en sevdiği şeylerden biri sahanın yakın olması. Otobüse binip yarım saat, bir saat seyahatten sonra sahalara gelmek zor oluyor.
Teknik direktörlük yaparsan takımını kamp için Erzurum’a getirir misin?
Seve seve getiririm. Öncelikle hava çok iyi. Bana da iyi geldi. Az uyuyorum uyandığımda gayet iyiyim. Az uyumama rağmen dinç kalkıyorum. Akşamları çok keyifli oluyor. Futbolcu daha ne ister.
Futbolu niye erken bıraktın?
Bazen şartlar, imkânlar sizi oraya doğru götürüyor. Belli de olmaz belki de bu antrenörlük kursu olmasa şu anda yine devam ediyor olurdum. En son Hindistan'daydım orada farklı bir tecrübe yaşadım. Döndüğümde Fatih Hoca 'beklemene gerek yok antrenörlük kursunu başla’ dedi. Belli olmaz yine kafam eser gider bir yerlerde oynarım. Kariyer planlamam şu an da böyle. Tabi bu yola girdirdikten sonra belki teknik direktör olmazsınız ama buradaki bilgiler, eğitimler, hocalar çok iyi. Beklediğimden daha iyi. Açıkçası bu kadar beklemiyordum. İşin işine girince kursları görünce daha fazla bilgileniyorsunuz. Teknik direktör olmasam bile bu birikimimi gençlere aktarmak beni çok mutlu eder. İlla çok başarılı, çok büyük teknik adam olacağım diye bir şey yok.
Şu an federasyondasın sonra ne yapmayı düşünüyorsun?
Bundan sonra nasıl olur bilmiyorum. Fatih hocanın bizden beklentisine belki cevapta veremedik. Onu da bilmiyorum. Ama hocayla aramız her zaman iyidir. Her zaman ben ve benim gibi benim jenerasyonumdaki oyuncaları yönlendirir. Bizim hep futbolun içinde olmamızı istiyor. Ama onun yanında ama başka bir yerde. En azından ülke futboluna bu birikimleri aktarmamızı istiyor. Bunu her yerde söylüyor. O yüzden şu an onun yanındayız ve bu bizim için çok önemli faktör.
Federasyonun çok iyi eğitim verdiğini biliyoruz ama bu başarıya yansımıyor. Ne söylersin bununla ilgili?
Bunu kendi aramızda da konuşuyoruz. Benim gördüğüm kadarıyla eksiğimiz yok fazlamız var ama önemli olan burada kazanılan bilgiyi alt yapılara aktarmak çok önemli. Yetiştirmek mi, geliştirmek mi istiyorsunuz yoksa sadece seneyi kurtarıp başarı mı istiyorsunuz. Burada sadece hocalara suç bulmamak gerekiyor. Yönetimsel sorunlar da var. Yani alt yapı sorunu var. Amatörlerde de sorun var. Alt yapı nedir? Orada oyuncu yetiştirmektir, orada şampiyon olmak, bütün maçları kazanmak sezonu bitirmek değildir. Önemli olan yukarıya futbolcu yetiştirmektir. Ama yönetimler hep başarıya endeksli oluyor hal böyle olunca da futbolcu yetişmiyor. Yurt dışında oynayan kaç oyuncumuz var. Arda, Gökhan Töre, Enes, Çağlar... Ama Anadolu kulüplerine baktığımızda kimse yok. Sadece süper Lig ya da PTT lig değil neden amatörden kimse yok. Bende amatör oynadım. Amatörden bu noktaya geldim. Eskilere bakın herkesin bir alt yapısı vardı. Yetiştirmek çok önemli. Kişilikli, karakterli sporcular olmalı.
Türk futbolu nereye gidiyor?
Maçları izliyoruz artık taraftar da gitmiyor. Tabi iyi futbol da önemli. Biz hemen her şeyi başarmak istiyoruz. Kısa vadede çok şey yapmak istiyoruz. Uzun vadede planlama var ama bu planlamayı sabırla bekleyip doğru bir şekilde yönetmiyoruz. Yönetmediğimiz sürece de ya hocalar ayrılıyor ya da görevlerine son veriliyor. İlla biri şampiyon olacak, bu süperde de alt liglerde de geçerli. Ama bu süreci çok iyi değerlendirmek ve yatırım yapmak gerekiyor.

Yani sorun yönetim mantığında mı?
Evet, kulüplerdeki yönetim mantığının değişmesi gerekiyor. Sadece yönetim değil, taraftar olsun, basın olsun... Bu anlayış değişmeli. Daha sabırlı olunmalı. Bir maçta göklere çıkarırken, bir maçta yerin dibine yerleştiriyorlar. Belki futbol böyle bir şey ama bu kadar da basit olmamalı. Şimdi Arsene Wenger şampiyon olamıyor, şampiyonlar ligini kazanamıyor ama kaç yıldır orada? Ferguson aynı şekilde. Başarılı olamayan teknik adam zaten kendi bırakır. 'Ben bu işi yapamıyorum, orası babamın koltuğu değil' deyip giden teknik adamlar da var. Ama biz de baktığınız da hemen başarı bekleniyor. İki maç kaybediyorsun seyircinin tepkisi, oyuncuya tepki, yönetime tepki... Sabırlı değiliz açıkçası. Duygusalız, bu iyi bir şey sahaya yansıyor ama uzun vadede yansıması olumsuz oluyor. Bu yüzden başarılar biz de geçici oluyor.
Bu söylediklerinin ışığında geleceği nasıl görüyorsun?
O kadar da karamsar değilim. Yukarıda söylediğim isimler yurt dışında Türk futbolunu en iyi şekilde temsil ediyorlar. Ben maçları izlerken gurur duyuyorum. Şöyle de söyleyebilirim; Erzurum'daki tesisleşme bile geleceğe dair olumlu ve güzel bir şeyler olacağının habercisi bence.
Spor yorumcularını nasıl değerlendiriyorsun? Futbol oynadığın dönemlerde seni de eleştiriyorlardı.
Hep saygı duydum. Ancak benim kişiliğime, aileme dil uzatılmadığı sürece sorun yok. Beni, performansımı eleştirirken, kötü yönlerimi, söylemeleri ki ben bunu pozitif olarak algılarım. Ama bizde daha çok reyting uğruna yorumlar yapılıyor. Bunu yaptığınızda tabi ki futbolcu kırılıyor. Bazen selam vermedi diye sizi eleştirenler oluyor. Bu da hoş değil. Eleştiri düzeyini çok iyi ayarlamak gerekir. Futbolcu röportaj vermek istemeyebilir, konuşmak istemeyebilir. Ben yıllar sonra ilk defa Lig TV'ye çıktım yine uzun bir aradan sonra senle sohbet ediyorum. Yıllardır aynı basını görüyoruz. Orada da bir ilerleme yok. Tamam, Türk futbolu çok ilerlemiyor diyoruz ama dış etkenlere bakın; seyirci azalmış ama yine aynı basın var. Bunu basını eleştirmek adına söylemiyorum. Çok işi yazarlar, çok iyi yorumcular da var.
Milli Takım'ı nasıl görüyorsunuz?
Baktığınızda yaş ortalaması 24,5-25... Benim ümidim her zaman var ve her zaman da olmuştur. Biz ülke olarak hep zor olanları başardık. Bundan sonra da olacaktır. Bireysel olarak çok yetenekli oyuncularımız var. Milli Takım ruhunu yakalayabilirsek ki Fatih hocanın her zaman ön plana getirdiği bir kavram. Beraber oynama isteği, ülke insanının o duygusuyla Milli takım sahada olduğunda zaten başarı gelir.
Arda'nın forma giymeyecek olması nasıl etkiler?
Bu Fatih Hoca'nın tercihi. Onun bir bildiği vardır. Ama şunu söyleyebilirim; Yıllardır aralarında bir baba-oğul ilişkisi var. Birbirlerine üzülmüş olabilirler. Ne olup bittiğini biz de bilmiyoruz. Ama Arda bugün olmaz yarın olur. Burak bugün olmaz, yarın olur.
Fatih hoca kulak çekti diyebilir miyiz?
Bunu bilemem. Baba oğul arasında bazen gerilimler olur. Ama onların diyaloğu her zaman iyidir. Bu durum takımı etkilemez. O formayı giydiğinizde ülkenizi temsil ediyorsunuz. Orada ay yıldızlı bayrağınız var. Orada her şeyi bırakıyorsunuz, ailenizi bile bırakıyorsunuz. Tek odak noktası başarı. Dediğim gibi bugün o olmaz bu olur. Bu bir süreç. Birileri o formayı giyecek. Ben de giydim, şimdi bir başkası giyiniyor.
Son söz?
Son olarak Erzurumspor'a başarılar diliyorum. Hafta sonu maçını izlemek istiyorum. Bir dönem Erzurumspor’a karşı oynamıştım. Şimdi maçını izlemek keyifli olacak. Mavi-beyazlı ekibi de süper lig de görmek isteriz. İnşallah başarılı olurlar.